Hoş bir gün
Güneş yumuşak bir şekilde aksediyor ruhuma, yüreğim hüzün içinde hıçkırsada
Akşamdan sabaha, gecenin nefesi buğulayan çırpınışlarında ve kalbim öyle yakarışta
Kaybolan yıllardan arta kalan ne varsa, hicran ruhumu titrtetiyor ahıyla, esinden sonra


Ne kadar yazılan varsa
Kelimeler derlenip, bir şevk için arza sunulunca,uhteleşen umutlar hazanla anlamlaşınca
İçlenmek, nefesi ülfetiyle sahibine mal etmek ve bahtım için hüzünle bütünleşmek adımsa
Bir bir ummanın letafetine sunulan derd-i gam, ruhumu şad eden hesab-i an yanımda



Yakarışlarım, aşk adına olmayınca
Vecdim, sevdanın yanıklığında yol almayınca, hal,ilhamın ve inşirahın hasretine kanınca
Yol yolcuları,önümüze serilen işaret taşları, hakikati haykıran bade muştuları olunca
Nefes müddetin seyrine amede bir şekilde, kalbin sesiyle aşkın vecdine sürurla uzanınca



Hislerim kabarıyor, yüreğim titriyor
Ne kadar haz etmesemde gözlerin yavaş yavaş katreleri bırakıyor, hal mahzunlaşıyor
Yıllara sari ne kadar boşvermişliğim varsa karşıma çıkıyor, mahcubiyetim hayli artıyor
Ne gözler uykunun hasretinde ve nede kalbim sessizliğin lisanından akseden hal ferinde


Şayet yaşamak, mananın rahlesinden uzak bir şekilde nefes almaksa
Zevki sefa içinde, hevesin renklerinde nefsin tükenmeyen isteklerine boyanmaksa istemem
Kalbimin sahibine iltica etmeyi ve bu manada muvahhit olmayı canı gönülden dilerim
Kimseye bir söz söylemeden, kendi edepsizliğimi nefeslenirken, aşk için vakti beklerken


Gönül kapımın açılması için, umutla ey hak derken
Azimetin tedrisatında sabırla hilme bürünürken, yüreğimin perdelerinden arileşirken
Hasrettiğim ecrim, ihsan için elden gelen gayretimi kifater etmeyecektir yakinen bilirim
Lakin solmayan bir ümitle niyaz ederim, gül kokununa meylim, lale için aktim derim



Mustafa CİLASUN