Gün henüz kuytu karanlığın bahtını
Salınarak ve raksın ahenginde yol alarak etrafı aydınlatıyordu
Geceden sabaha ne varsa ve umutlardan ne kaldıysa
En müçmel rüyaların hülyası ruhu sarmış olsa bile
Aşk ihsanıyla hal için bir başkaydı


Aşk suyun sevdasında ummandır
Ruhun en münbit gıdası olup hüsranın hülalasında hazzı vahadır
Anlamak ve anlaşılır olmak ne kadar kabil ise
akıl kendi sultasında hakikatten ari ise
İdrakin efsunundan bigane kalarak esine erişemezse ne yazıkkı nafile


Güç nispiyle orantılı hardır
İrfan kalbin sahifesinden sadır olmazsa elbette ki korku hal için ardır
İnsan muhabbete tavdır, lakin edep en ali savdadır
Ruhun kitabında gönlün sesinde ve vicdanın ahenginde yürümek aşktır
Kul arifliğiyle ancak bu kadar yakındır


Annenin şefkatinde okunur aşk
Babanın sakavetinde, sükutun lehçesinde, suyun katresinde yol alır
Ne kadar vecdin varsa, takva mukallidi olunca havastır halini yanıltır
Beklenti içinde olmak, azimete tabi olarak gerekçeyle kalbi adımlamaktır


Niyetin, özündür ve nefsi ruhaniyetin
Ne kadar söz versende nizama muhtaçlı bulunduğu halde ihmak edemezsin
Müddeti nefes aşkla efsunlaşan yarın çilesinde solmadan açmaktır
Ölümden yüz çevirmek nefsin en zelil harıdır


Niye ölüm umut için aşkı vuslattır ve kalp için cehdi hatiptir
Zahir ne kadar cazipse
Batın arifin ferasetiyle ruhun en bakir halinde filizlenmektir
Ve aşk kul için en ülvi nasihattir


Mustafa CİLASUN