Her ne söylesem kar etmeyecek
Bilmem ki yüreğimi dağlayan bu hüzün ne vakit dinecek
Esaretim bitecek, ruhum refakat edecek, gam gidecek, sürur filizlenecek
Anlatılmayan dertler, ummana akıtılan kederler felaha erişip, saadet için yüzecek


Yıllara sâri efkârım anlaşılmadı
Sadece susmak yanıma kar kaldı, halim ne cendere yaşadı
Ne prangalar kaldı ve ne de gözlerimden akan yaşlar kalbinde anlamlaştı
Şimdi geriye kalan her ne varsa, nefesim dahi takatsizde olsa da, boş ver can feda


Gözlerim her ne kadar kamaşsa da
Esaretim bitti nasıl olsa, hürriyet ne kadarda bir başka
Kal sen yalnızlığın kollarında, gecenin yaşattığın ayazında, ibret olacaksa
Düşünmek her ne kadar bir nitelik olsa da, nasıl olsa fark etmeyecek ar olmayınca


Dünya senin nazarında yar olunca
Ne kadar gam halime aksa, yüreğim hicranla dağlansa da
Varlık adına her ne varsa senin olsun, edep sadece fakir kalbimle bulunsun
Ne himmetin olsun ve ne de bir kaygın zatım adına sinende buluşsun, artık yoksun


Her halinle, kalan anıların seninle
Şayet bit lütuf ihsan ederse, sakın üzülme, istediğin elinde
Kadir kıymet hakkıyla bilinmeyince, adamlıkta heder oluyor gözler önünde
Kuvvetin yegâne banisi düşünüldüğünde, ne el kalkıyor, nede dil çırpınıyor, susuyor


Kimlik kayboluyor, yürek ağlıyor
Bir insanın ruhiye sinde edep olmayınca, sancılar başlıyor
Ağlayan göz olsun, sine ıstıraba kanmasın, ölüm yaşarken hali kurutmasın
Yaşama hakkını gasp ederek, bahaneler sığınmasın, timsah gözyaşlarıyla avutmasın



Mustafa CİLASUN