Ne kadar uğraşsam da
Yüreğimin sayfalarını fütursuzca sana açıp baksan da
Sine-i efkârında dile gelen bahaneler izanı ve vicdanı anlamıyorsa
Hasrettiğin melalin hırçınlığın ilgasıyla edebin letafetini öteliyorsa ne yapayım


Her nefese anlattığım
İnkişafın raddelerinde hali fakirliğime hayıflandığım
Bir sitem dahi olsa mağduru olmaktan fevkalade sakındığım arken
İki kalbin, bir uzuv olan o nimetin, idrakime geçit veren aklıselimim, gönül iken


Yıllara sâri çilem demken
Hicran tüm ihtişamıyla sineme yerleşirken anlamadın
Her türlü tatmin için sınırları fütursuzca zorladın, edebi yaşamadın
Ben sükût ederken, içselliğime sudur eden hüzünle demlenirken, sen hala şakıdın


Yüreğimi bedbinliğe gark ederken
Uzlet için vakti saati özlemle beklerken, emeğim senindi
Nefesim, bilmem ki hangi hazanın serinliğindeki kederin elindeydi
Yaşamak halim için sanki bir çileydi, seninle başladı ve seninle yüreğim karardı


Ne bir ses ne hatta şevki nefes
Ruhumda bir anlam bırakmadı, emanetin ilgası sığınaktı
Hasretini çektiğim, azizliğine kefalet ettiğim naiflik sayfalardaydı
Mazi letafetiyle halimi çekiyordu, nakşeden kutlu anılar yalnızlığıma yetiyordu


Sedanın azizliğindeki okunan
Kuytu derinliğimdeki umudu filizlendiren vaktin ezanını
Her duyuşumda, yüreğimin titrettiği feyziyle, tilavetin esrarı mucibince
Dilim çözülüyor, dizlerim bükülüyor, gözler dur durak bilmeden sökün ediyordu


Sen nefesin hevesteki şevkine
Ben idrakime fazileti sunan her ayetin birliğini yaşıyorduk
Beklediğim her akşam, niyazın dirliğinde hasrettiğim her anlam sızıydı
Anlatamadım, hissiyatımı paylaşamadım, yıllarca senin yanında hep yalnızdım



Mustafa CİLASUN