DÜŞTÜ SÖZÜME

konuşamıyorum
uysal deliliklerin
sararmış saçlarına verdiğimden beri
sözümün kilidini...
kulaklarım
çakal ulumalarına karşı
yarasa tüyleriyle boğuşur
dağılan cüzlerini
toplarken kalbimin
gecelerde
üç kalem kırılganlığı içimde
üç med-cezir sarhoşluğunda deniz
üç yara var içimde kanayan
konuşamıyorum...

neden sessizdir mezar taşları
neden susmuşsa akrepler
sanki
elleri kınalı gelin sessizliğinde gece
gecenin soğuk nefesi
geziniyor usul usul
gençliklerin dağ yarması ensesinde
sisliklere kanatlanan kuşlar geliyor
gözlerimin beyaz perdesine
şafakların
önce ufka doğduğunu söyleyen
mısralar dudağıma tıkanıyor
tellerde kalıyor melal bakışlarım
üç dağa çarpan
üç ırmak var ellerimde kaynayan
üç vadiye kapanıyor ayağımın patikası
konuşamıyorum...

tabut tahtaları çakmalıyım caddelere
barışmaya dair
ne varsa yaprakların yeşil yeşil uçuşan nefesinde
dökmeliyim içimden caddelere
iksiri çözülüyor
al çamurlara batmaların
hırsız yutağına duruyor
gençliğin yaldızlı gömütleri
gömleğime iliştirilen uyumsuzdur tırnağı
dirseklerimin nasırını yokluyor
geceleri...
zihnimde yeşeren üç başak
üç damla kan damlıyor saçlarıma
üç damla yaş dökülüyor gözlerimden
açılıyor yüreğimin kilidi
donuyor dişlerim sesim
gecenin karasında
konuşamıyorum...

Gökhan SERTER