Kaç gönül kaldıki saksısında laleler büyüten..

Derin okyanuslar dökülür yapraklarından.. yağmur koşar yüreğine.. sessiz sedasız anılar gelir uzaklardan… sevda düşer üzerine…

Dua eden avuçların yan yana dizilişine benzer toprak üzerinde boylu boyunca uzanışları… her nedense suskun dualar boy verir duyulmayan seslerinde… sessizdir Rabbime zikirleri… Her çiçek dokundumu güneş tenlerine, açılıp salarlar yapraklarını doğan güne… oysa onların yaprakları kapalıdır hep… içinde gizli hasretler saklarlar sanki..görülmemiş servetler büyütürler sevgiye dair… bu gizem hep alır götürür beni uzaklara… sanki yalnızca kendi kalplerine gömerler sevinçlerini de acılarını da… mütevazıdır alımlı duruşları… ince nağmeli kelimesiz nice şiirler okurlar gecelere… belki bir tek hilal dinler, yakamozlar duyar seslerini… kaç kış baharı buluyor kimbilir yapraklarının ılık dokunuşunda… kaçıncı umut yeşilleniyor kimbilir içimde dalgalanışlarınnda… öyle kısa ki onlara bahşedilen ömür, kalplerindekilerini anlatmaya yetmiyor..kelebek ömürlü güzeller… ayrılık hazanları, vuslat heyecanları ve gönül yaraları… özlemler yalnızlıklar… hep anlatamadıklarıyla beraber geçen zamana karışıp toprak olurlar… oysa gecelerden sabahlara taşan nice kelimeler nice hikayeler vardır kapalı yapraklarının arasında…

Kaç gönül kaldı ki saksısında laleler büyüten? kaç gönül gözü kaldı ki onların gözlerinde kilitlenen?
Sevgini yeryüzündeki renkleri çiçekler… baharın sevgilisi nisanın ilk aşkı… masumluğun sultanı… sessizliğin hilkati laleler…