Sultanim

...


Ağaç Şeklinde Aç1Beğeni
  • 1 gönderen alptraum

  1. Alt 05-08-2008, 13:02 #2
    Metin mete Mesajlar: 547
    Sevgi Deger Kerim bu siir Allahami yazildi?

  2. Alt 05-08-2008, 13:05 #3
    alptraum Mesajlar: 38.107
    Blog Başlıkları: 28
    Benim anladigim hem Allah a hem Peygambere

    Tabi ne kadar dogru bilmiyorum

  3. Alt 05-08-2008, 13:42 #4
    Metin mete Mesajlar: 547
    alptraum´isimli üyeden Alıntı
    Benim anladigim hem Allah a hem Peygambere

    Tabi ne kadar dogru bilmiyorum


    Eger ikisine ise Allahin ortagimi varki dördüncü Kitadaki sultan resul oluyor sanirim,sizce bir anormallik yokmudur?Allah kendine ortak bir sultanmi almis?



    Din yolunu acip sehran eyleyen
    Pinhar-ayan her gercegi söyleyen
    Yerde gökte ümmetini dileyen
    Gönlümü fetheden sultanim,canim...

  4. Alt 05-08-2008, 23:53 #5
    Metin mete Mesajlar: 547
    Şirk zihniyeti, Peygamber anlayışını bozarak dini boyut kazanmaktadır. Bir insana ilahlık verirseniz bütün insanlara ilahlık kapısını açmış olursunuz. Allah’ın yetkilerini, gücünü, otoritesini parçalarsınız. Tevhid dininin karşı çıktığı temel noktalardan birisi bu anlayıştır.

    Peygamberlere izafe edilen yanlış yakıştırmalar, onların gereği gibi anlaşılmasının önünü kesmiş; ilah-insan, melek-insan karışımı bir varlığı toplum bilincine yerleştirmiştir. Toplum, Peygamberin bizler gibi bir beşer olduğunu kabul edememektedir. İnsanlar onları, Zaloğlu Rüstem gibi veya Yunanlıların Zeus’u gibi yarı tanrı insan şeklinde algılayıp destanlaştırmışlardır. İsa Peygamber’den sonra Roma kültürünün etkisinde olan insanlara tevhid dinini kabullendirmek için, İsa Peygamber’i Yunan tanrılarına benzeterek İsa’nın getirdiği din anlatılmıştır. Yunan putperestliği yarı-insan, yarı-tanrı anlayışı sergilemektedir. İsa Peygamber de yarı-insan, yarı-tanrı yapılarak Yunan kültürünün etkisindeki Roma İmparatorluğundaki insanlara sunulmuştur. İnsanlar İsa’yı ilah Peygamber, Hıristiyanlığı da din olarak kabullenmişler; ancak, Allah’ın istediği İsa ve Din değil. Bir insanın Peygamber seçilmesi onun için en büyük şereftir. İnsanlar buna rağmen tarihi efsanelerle dolu olan toplumların bu anlayışları doğrultusunda Peygamberleri algılamışlardır.

    “Zaten kendilerine hidayet geldiği zaman insanları doğru yola gelmekten alıkoyan şey, hep: Allah, bir insanı mı elçi gönderdi? demeleridir.” (İsra, 94) .
    “Biz onları yemek yemeyen cesetler yapmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi.”
    (Enbiya, 8) .

    Her toplumun kendi destanı var. İslam öncesi destan kültürlerine göre din anlayışları da şekillenmiştir. Ancak kabullenmemiz gereken şey, Peygamberlerin insanlar arasından Allah tarafından seçilmiş olmasıdır. “De ki: Eğer yeryüzünde uslu uslu yürüyen melekler olsaydı elbette onlara gökten bir meleği elçi gönderirdik.”
    (İsra, 95) .

    İnsanlar Peygamberleri insan olarak kabullenmekte zorlanıp, ya reddetme, ya da ilahlaştırma yoluna başvuruyorlar. “Çünkü onlara elçileri, açık deliller getirirlerdi, fakat onlar, ‘Bir insan mı bize yol gösterecek’ deyip inkar ettiler ve yüz çevirdiler. Allah da muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, övülmüştür.” (Teğabün, 6) . Tevhid ehli ise Peygamberleri Allah’ın seçtiğini, kendisine vahiy geldiğini, gelen vahyi hayatına aktardığını, vahyi hayatına aktarmada bir örneklik oluşturduğunu, bir beşer olarak ihtiyaçlarının olduğu ve beşer olarak yaşayıp, beşer olarak öldüğünü kabul eder. Peygamberlerin beşer olmasının, onların Peygamberliğine bir zarar vermediğini de bilir.

    Her din mensubu kendi liderine övgü amacıyla değişik vasıflar yüklemektedir. Bu semavî olsun, beşerî olsun farketmemektedir. Bu vasıflar dine uygun olabileceği gibi, dine aykırı da olabilmektedir. Dine aykırı olarak bugünkü şiir kitaplarında, romanlarda v.b, kutsanan kişiler için abartılı övgüler bulunmaktadır. Bu övgüler, her namazda okunan Fatiha gibi, her fırsatta tekrarlanmakta; o insanlar Tanrı(!) gibi, ulu, kurtarıcı ve her yerde görünen, kutsal kişiler olarak ilahlaştırılıp övülmektedir. Bu aşırı övgüde her zaman övülenin suçu olmayabilir. Takipçileri bu aşırılığın asıl faili olabilirler. İsa’nın, Üzeyir’in ilahlaştırılmasında peygamberlerin bir suçu yoktu. Takipçiler bazen iyi niyetle, bazen çıkar amaçlı ilahlaştırmada bulunmaktadırlar.

    20. yüzyıl insanı bu kadar ilme, bu kadar teknolojiye rağmen bunu yaparsa, geçmiş dönem insanlarının bunu yapmayacağını kim garanti edebilir? Yahudi ve Hristiyanlar’ın dinlerine ve Peygamberlerine bağlılıkları had safhaya varmıştır. Öyle ki son Pey-gamber’in kendi ırklarından olmayışı onları daha da azgınlaştırmıştır. Bu yüzden de kendi Peygamberlerini övme, kutsama, ilahlaştırma noktasına gelmişlerdir. Hatta “Allah’ın oğlu”, “Allah’ın yer-yüzündeki yansıması” diyerek küfre sapmışlardır. Burada amaç Peygamberlerini yüceltmektir. Ancak Allah hiç kimseden Peygamberlerini bu şekilde yüceltmesini istememektedir.

    “Rahman çocuk edindi dediler. O yücedir. Hayır (melekler) değerli kullardır.”
    (Enbiya, 26) . “

    Andol-sun, ‘Allah, ancak Meryem oğlu Mesih’tir’ diyenler elbette kafir olmuşlardır. Halbuki Mesih demişti ki: ‘Ey İsrail oğulları, benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Zira kim Allah’a ortak koşarsa muhakkak ki, Allah ona cenneti haram etmiştir ve onun varacağı yer ateştir; zalimlerin yardımcıları yoktur.”
    (Maide, 72) .

    “Allah üçün üçüncüsüdür diyenler elbette kafir olmuşlardır. Oysa yalnız bir tek Tanrı vardır, başka tanrı yoktur. Bu dediklerinden vazgeçmezlerse elbette onlardan inkar edenlere acı bir azap dokunacaktır.”
    (Maide, 73)

    “Yahudiler: ‘Üzeyr, Allah’ın oğludur’ dediler. Hıristiyanlar da ‘Mesih Allah’ın oğludur’ dediler. Bu, onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. Önceden inkar etmişlerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasıl da çevriliyorlar.”
    (Tevbe, 30) .


    Peygamberlerin yerini Allah Kur’an’da göstermiştir. Yukarıdaki ayetlere benzer Kur’an’da bir çok ayet vardır. Son Peygamber’in ümmeti olduğunu söyleyenlerden bir kısmı, “Bu ayetler kitap ehline gelmiştir, bize değil” diyerek, kitap ehlinin düştüğü hataya düşüyorlar. Oysa Allah kitap ehlinin şirkini kabul etmezken son Peygamber’in ümmeti olduğunu söyleyenlerin şirkini mi kabul edecek? Kitap ehlinin son Peygamber’i kabul etmeyişleri, onları kendi Peygamberlerini övme anlayışına yöneltmiştir. Kitap ehlinin düştüğü hataya Müslümanlar da düşmüştür.

  5. Alt 05-09-2008, 16:17 #6
    alptraum Mesajlar: 38.107
    Blog Başlıkları: 28
    Tamamdir özür diliyorum aceleyle yazilmis bir cevapti benimkisi

    Fethullah gülen in Peygamberimize yazdigi bir siirdir

    Selametle

  6. Alt 05-09-2008, 16:59 #7
    Metin mete Mesajlar: 547
    alptraum´isimli üyeden Alıntı
    Tamamdir özür diliyorum aceleyle yazilmis bir cevapti benimkisi

    Fethullah gülen in Peygamberimize yazdigi bir siirdir

    Selametle



    O zamanda diger kitalardakiler ortaklik isareti.Degilmi sence?Istersen tek tek yazarim ama gerek yok okudugunu anladigimiz sürece..Bak ben isimler üzerine her forumda tartismam bilirsin.Bu forumda onlardan biri.

  7. Alt 05-09-2008, 17:05 #8
    alptraum Mesajlar: 38.107
    Blog Başlıkları: 28
    Bende ilk görünüse aldanmadan arastirarak bakayim dedim

    Yani hocaefendi neden sirk e ait bir siir yazar ve onlarca insan kutlu dogum haftalarinda destek verir klip dahi ceker yayinlar

    Ve zannedersem kul kelimesi dikkati cekti ama kul olarak Allahin kulu disinda da bir kul anlaminda kullanilabilir oldugunu buldum

    Ve hizmetkar anlami verdigini buldum

  8. Alt 05-09-2008, 17:36 #9
    Metin mete Mesajlar: 547
    Basina bas koymus kullarin bekler
    Her birinden yigin yigin dilekler
    Sen el atmayinca bostur emekler




    Dilek istek kimedir?Ayetle sabittirki hidayet sadece Allaha mahsus degilmidir?Her emege ecrini veren(Kabul eden) kimdir?

  9. Alt 05-09-2008, 18:02 #10
    Metin mete Mesajlar: 547
    Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah’ın dışında bir hüküm koyucu mu arayayım.

    Enam Suresi 114

    Dininize uyandan başkasına inanmayın.” Söyle onlara: “hidayet, Allah’ın kılavuzlamasıdır.Size verilenin benzeri bir başkasına veriliyor yahut Rabbinizin katında tartışarak size üstün gelecekler diye mi bütün bunlar?”De ki: “Lütuf Allah’ın elindedir; onu dilediğine verir.Allah Vasi’dir, varlığı sürekli genişletir; Alim’dir, herşeyi en iyi şekilde bilir.”

    Ali İmran Suresi 73


    Şu bir gerçek ki, sen istediğin kişiyi doğru yola iletemezsin. Ama Allah, dilediğine kılavuzluk eder. hidayete erecekleri O daha iyi bilir.

    Kasas Suresi 56

    Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra da hem derileri hem de kalpleri, Allah'ın Zikri/Kur'an'ı karşısında yumuşar. Bu, Allah'ın kılavuzudur ki, onunla dilediğini/dileyeni hidayete erdirir. Allah'ın saptırdığına gelince, ona kılavuzluk edecek yoktur.

    Zümer Suresi 23

Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.