Mideye kelepce taktirmak   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 11-24-2008 (02:05)   Son Mesaj: 11-24-2008 (02:05)    Cevap: 0    Gösterim: 4437  

    11-24-2008

    Mideye kelepce taktirmak

    Mideye kelepce taktirmak


    Mideye Kelepçe Takılması


    Uygulanan tedavi yöntemiyle birlikte, daha yavaş, az ve sık yemek yediğini kaydeden Kadıoğlu, 1,5 yıl içinde 65 kilo vererek 60 kiloya indiğini kaydetti.

    Kelepçenin midesinde halen durduğunu ve kendisi için herhangi bir sorun teşkil etmediğini ifade eden Kadıoğlu, uygulanan yöntemin ardından kilo almadığını belirtti.

    Kadıoğlu, uygulama öncesi 58 olan giysi bedeninin de 38'e indiğini anlattı.

    YÖNTEMLERDEN BİRİSİ

    Hastanenin Başhekim Yardımcısı ve Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Yasin Peker, Kadıoğlu'nun zayıflamak istemesi kararının ardından midesine kelepçe takıldığını söyledi.

    Mideye takılan kelepçe yönteminin zayıflama yöntemlerinden biri olduğunu belirten Peker, Kadıoğlu'nun azminin de başarıda önemli rolü olduğunu kaydetti.

    Bu yöntemle, midenin üst kısmının sarıldığını anlatan Peker, kum saatine benzeyen silikon kelepçenin, gıdaların mideye daha yavaş girmesini sağladığını ifade etti.

    Bu Yöntemin Diğer Tüm Ayrıntıları Sizlerden Gelen Yoğun Talep Üzerine, bizler Tarafından Araştırıldı. İşte Detayları...

    Mide küçültme ameliyatında midenin girişine “kelepçe” olarak tanımlanabilecek bir sistem yerleştiriliyor. Genişliği dışarıdan kontrol edilebilen bu kelepçe sayesinde mideye istenen oranda yiyecek girmesi sağlanıyor. Amaç ise kişiye ayda 5-6 kilo verdirmek...

    Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güner Öğünç, düzenlediği basın toplantısında, Akdeniz Üniversitesi’ndeki mide küçültme operasyonlarına 6 yıl önce başlandığını söyledi. Bu süre içinde 20 kişinin operasyon geçirdiğini belirten Öğünç, bu kişilerden birinin Irak’tan, birinin Norveç’ten, diğerinin ise Almanya’dan geldiğini kaydetti. Şişmanlığın, estetik problemlerin yanı sıra pek çok sağlık sorununu da beraberinde getirdiğine dikkati çeken Prof. Dr. Öğünç, şunları söyledi: “Şişmanlıkla birlikte kişide hipertansiyon, şeker, uykuda solunum durması, yürüyememe, merdiven çıkamama, nefes nefese kalma, kalp hastalıkları, safra kesesinde taş oluşumu, damar sorunları, hormon bozuklukları, kısırlık gibi sorunlar görülüyor. En tehlikeli olanı ise şişman kişilerde kanser vakalarına daha sık rastlanıyor olması. Toplumda her 7-8 kadından 1’inde meme kanseri vakasına rastlanırken, şişman kadınlar, zayıflara göre 6-7 kat daha fazla meme kanserine yakalanıyorlar.”

    Prof. Dr. Öğünç, şişmanlığın devlet tarafından da bir estetik problem olarak kabul edildiğine dikkati çekti. Ameliyatın sigorta kapsamına alınmadığını ifade eden Prof. Dr. Öğünç, “Ancak devlet, şişmanlığın beraberinde getirdiği sağlık problemleri nedeniyle her yıl büyük miktarlarda para harcıyor. Eğer mide küçültme ameliyatları sigorta kapsamına alınırsa, şişmanlıkla birlikte gelen diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklara yapılan harcama da azalacaktır” diye konuştu. Mide küçültme ameliyatında midenin girişine “kelepçe” olarak tanımlanabilecek bir sistem yerleştirdiklerini belirten Öğünç, genişliği dışarıdan kontrol edilebilen bu kelepçe sayesinde mideye istenen oranda yiyecek girmesini sağladıklarını söyledi.

    Amaçlarının, kişiye ayda 5-6 kilo verdirmek olduğunu vurgulayan Öğünç, “Bu metotla yakaladığımız başarı yüzde 65-80 arasında ve bu başarı oranı tüm zayıflatma teknikleri içinde en yüksek olanı” diye konuştu.

    Akdeniz Üniversitesi’nde geçirdikleri ameliyat sonucu kilo vermeye başlayan hastalardan 3’ü de toplantıya katıldı. 1,5 ay önce operasyon geçiren İran asıllı Norveçli Helena Afsaneh Andreasian, 30 yıldır kilo vermek için mücadele ettiğini anlattı.Kilo problemi yüzünden kalbinin ve karaciğerinin büyüdüğünü, kaburgalarında kırıklar oluştuğunu ve omurlarında bozukluklar meydana geldiğini belirten 46 yaşındaki Andreasian, “Norveç’te uyguladığım bir yöntemle, 1 yılda 17 kilo verdim, ancak o dönemde yaşadığım bazı olayların da etkisiyle 1,5 ay içinde 22 kilo birden aldım” dedi. Andreasian, midesine yerleştirilen kelepçe sayesinde 1,5 ay içinde 106 kilodan 93 kiloya düştüğünü anlattı. Berlin’de yaşayan 52 yaşındaki Neşe Berker de bir aylık tedavi sonucunda 110 kilodan 102 kiloya düştüğünü söyledi. Daha önce kanser tedavisi gördüğünü belirten Berker, “Bu tedavi sırasında 14 kez ameliyat olmam gerekmişti. Ancak doktorlarımın yakın ilgisi sayesinde bu dönemde oluşan ameliyat korkumu yenmiş ve kilo vermiş oldum” dedi.

    Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde operasyon geçiren 29 yaşındaki Meryem Başar ise 5 ay içinde 98 kilodan 70 kiloya düştüğünü söyledi. Kilo verebilmek için sayısız yöntem denediğini anlatan Başar, “Mağazalara kıyafet almak için girdiğimde bana uygun kıyafet olmadığını söylemeleri moralimi bozuyordu. Sağlık problemleri yaşamama rağmen bu operasyona girmeye, estetik nedenlerle karar verdim” diye konuştu.
    alıntı

    Ameliyat İle Neler Yapılıyor, Mideye Nasıl Uygulanıyor ?

    Akdeniz Üniversitesi (A.Ü) Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Meral Gültekin yaptığı yazılı açıklamada, aşırı şişmanlığın, diyabetten, hipertansiyona, kalp hastalığından solunum sıkıntısına kadar bir çok sağlık sorununa yol açtığını bildirdi. Aşırı kilolardan kurtulmanın en etkin yolunun ameliyat olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gültekin, geçen yıl dünyada 146 bin kişiye zayıflama ameliyatı uygulandığını bildirdi.

    Aşırı şişmanların ameliyatla zayıflatılmasında en sık kullanılan yöntemin gastrik by-pass ve ayarlanabilir mide bandı takılması olduğunu belirten Gültekin, gastrik by-pass yönteminde, midenin kesilerek küçük bir fincan boyutuna getirildiğini, sindirim sisteminin (ince bağırsaklar) bir kısmının da devre dışı bırakıldığını kaydetti. Gastrik by-pass yönteminde başarı oranının yüzde 90 olduğuna değinen Gültekin, ayarlanabilir mide bandında da yüzde 65 ile 80 oranında başarı sağlanabildiğini vurguladı.

    İkinci Uzmandan Alınan Bilgiler

    İstanbul'da bir kaç hastaneyle birlikte gastrik by-pass ameliyatlarını Antalya'da da uygulamaya başlayan A.Ü Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güner Öğünç yaptığı açıklamada, gastrik by-pass yönteminin Türkiye içinyeni olduğuna dikkati çekti. Bu yöntemin uzun süredir ABD ve Kanada'da uygulandığını hatırlatan Prof. Dr. Öğünç, gastrik by-pass yönteminde üst kısımdan küçültülen midenin hacminin küçük bir fincan haline getirildiğini söyledi. Bir fincanın hacminin 15 mililitre olduğunu, bu midenin esnemesiyle bir öğünde mideye en fazla 20 mililitre kadar gıda alınabildiğini anlatan Öğünç, şu bilgileri verdi:
    ''Bu yöntemle midenin ve ince bağırsakların yüzde 90'ını devre dışı bırakıyoruz. Eskisine göre yüzde 10'u kalan mideye de bir öğünde bir orta boy yumurta büyüklüğünde gıda alınabilir. Gastrik by-pass dediğimiz bu yöntem, bant ya da kelepçe dediğimiz yöntemden daha etkili. Erişkin bir insanda bir fincan boyu kadar küçültülen bu mideye günde 3 öğün olmak üzere bir orta boy yumurta büyüklüğünde besin aldığında, gereken hızda ideal kilosuna kavuşabilir. Biz hastaya hiç bir gıda kısıtlaması uygulamıyoruz. İstediğini yiyebilir. Ama hasta yemek istemiyor. Çünkü midede tokluk hissi oluşuyor ve çok az miktarda gıda alıyor. Az gıdayla da mide doluyor, karın doyuyor.''

    Prof. Dr. Güner Öğünç, bu operasyonla midede salgılanan iştah hormonunun (Gherilin) düzeyinin düştüğü de işaret etti. Güner Öğünç, operasyon uygulanan hastaya bir süre vitamin ve mineral takviyesi yapıldığını da belirtti.

    Bu Ameliyat Hangi Hastanelerde Yapılabiliyor ?

    İstanbul ile birlikte Antalya'da da uygulanmaya başlanan, ''gastrik by-pass'' Ameliyatını Prof. Dr. Meral Gültekin, her iki ameliyatın da Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde başarıyla uygulanabildiğini açıkladı.

    Uygulamanın Maliyeti Nedir ?

    Ortalama Hastane Masrafları 10,500 YTL (10.500.000 TL.)
    SSK, Bağkur ve Yeşil Kart Gibi Sosyal Sigortalar Bu Ameliyatı Karşılamıyor.

    Doktorlar Mideye Kelepçe Takılmasına Ne Diyor ?
    Mideye kelepçe takılması operasyonu, aşırı kilolarından hızla kurtulmak isteyenler tarafından başvurulan bir tedavi yöntemi.

    Ancak, İstanbul Bahçelievler'de yaşayan 53 yaşındaki Lütfiye Nar'ın kelepçe takılma ameliyatından kısa bir süre sonra hayatını kaybetmesi, yöntemin güvenilirliğini tartışmaya açtı.

    Uzmanlar bu tür ameliyatların herkese, her durumda uygulanamadığına dikkat çekiyor.

    Mideye kelepçe takma ameliyatı, daha önce uzun süre diyet ve egzersiz yapmış fakat kilo verememiş, vücut kitle endeksi yüzde 35'in üzerinde olan hastalara tavsiye ediliyor.

    Bu yöntemde mideyle yemek borusunun birleştiği yerin hemen altına, ayarlanabilir slikon bir halka takılıyor.

    Bu halka üst bölümde ufak bir boşluk bıraktığı için mideyi ikiye bölüyor. Midenin üst kısmındaki besin alt bölgeye güçlükle ulaşabildiği için hasta az yiyor.

    Ancak ameliyat, ağır kalp yetmezliği ya da akciğer hastalığı olanlar, alkolikler, çocuklar ve hormon bozukluğu sebebiyle şişmanlamış kişiler için sakıncalı bulunuyor.

    Çünkü Obezite, beraberinde kalp, diyabet ve yüksek tansiyon gibi hastalıkları da getirdiği için, bu kişilerin ameliyatları riskli bulunuyor.

    Genel anestezi sebebiyle zatüree, nefes almada güçlük, bunun yanı sıra kalp dolaşım ve solunum sistemi problemleri daha kolay ortaya çıkabiliyor.




    Mideye kelepce taktirmak Yorumları