Eyüp Sultan'ın türbesi sebebiyle dünyanın her yerinden on binlerce insanın İstanbul'a akın ettiğini belirten Prof. Dr. Kenan Haspolat, sahabeler konusundaki zenginliğin Diyarbakır'ı cazibe merkezi haline getirebileceğini vurguladı.

Bunun için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile diğer ilgili birimlerin bölgeye el atması gerekiyor. Zira, sahabelerin yattığı caminin etrafı gecekondu hatta ahırlarla dolu. Yıllar önce hazırlanan kurtarma projeleri ise henüz hayata geçirilebilmiş değil.

Diyarbakır gerçek anlamıyla bir peygamberler ve sahabeler kenti. Şehirde 6 peygamber kabri, 3 peygamber makamı ve 541 sahabe kabri bulunuyor.

Dünyada, Mekke ve Medine'den sonra en çok sahabe mezarının bulunduğu şehir Diyarbakır. Tarihi surlar, adeta abdestsiz gezilmeyecek kadar mukaddes. Rivayetlere göre, İslamiyet'i dünyanın her yerine ulaştırmak isteyen Hz. Ömer, Diyarbakır'ın fethi için İyaz bin Ganem komutasında 8 bin kişilik bir ordu hazırlar.

Halid bin Velid'in de yer aldığı İslam ordusu 638 yılında surlara dayanır. Kuşatma beş ay sürer. Şehre bir türlü girilemez. Halid bin Velid, sur dibinde gizli bir su deliğini bulur ve bunu genişleterek içeri girebileceğini keşfeder. Kısa boylu ve zayıf 40 fedaiye ihtiyaç vardır. Nizip-Bağdat arasındaki bölgeyi kapsayan El Cezire'nin valiliğini yapan Hz. Süleyman da fedailerin arasına katılır. Babası Halid Bin Velid'in planını canı pahasına uygular. Takvim yaprakları 27 Mayıs 638'i gösterirken fedailer, sur kapıları açmak üzere atık su giderinden içeri girer. Kilit ve zincirleri kırıp kapıyı açarlar. Bu sırada Hz. Süleyman ile birlikte 27 sahabe şahadet şerbetini içer. Diyarbakır'ın İslam ordularınca fethedildiği müjdeli haberi Hz. Ömer'e ulaştırılır. Başkomutan İyaz Bin Ganem, şehre vali olarak atanan Sultan Sasa'ya 500 kişilik yardımcı bıraktıktan sonra başka yere doğru gazaya devam eder.

Hz. Süleyman Camii olarak bilinen Nasriye Kale Camii, fetihten takriben 500 sene sonra Nisanoğlu Ebul Kasım tarafından yaptırılır. Ebul Kasım'ın rüyasına giren Hz. Süleyman, "Üzerimiz ne zamana kadar açık kalacak?" sorusunu yöneltir. Bunun üzerine bölgeye cami inşa edilir.

Caminin imamı İlyas Sönmez, 8 yıldır görev yapıyor. Ziyaretçilere sahabelerin şehit edilmesi olayını büyük heyecanla anlatıyor. Arından da sitem ediyor: "Şanlıurfa'da bir peygamber makamı var. Diyarbakır'da 6 kabir, 3 makam var. Ancak kimse peygamberler şehri demiyor."

İnanç turizmi açısından Hz. Süleyman Camii'nin bir hazine olduğunu belirten Sönmez, tanıtım ve çevre düzenlemesine ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Diyarbakır Müftü Ali Melek de camide bulunan manzun eserde 27 şehit sahabe isminin tek tek yazılı olduğuna işaret etti.

Diyarbakır'ın peygamberler, sahabeler ve nebiler kenti olduğunu ancak bu yönüyle gündeme getirilmediğini anlatan Melek, bu konuda herkesin üzerine düşmesi yapmasını istedi.

BÜYÜKŞEHİR VE TOKİ PROJE HAZIRLAMALI

Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Haspolat da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile TOKİ'nin cami çevresindeki 140 gecekondunun istimlâk edilmesine yönelik projeyi bir an önce hayata geçirmesi gerektiğini söyledi.

Balıklıgöl'e benzer bir çevre düzenlemesinin yapılabileceğini belirten Haspolat, "Diyarbakır'da yetişen 20 çeşit gülden bahçe oluşturulabilir. Bu bölgede gül bahçelerinin olması bir güzellik getirir. Eskiden İznik çinileriyle başa baş giden Akkoyunlu çinicilik sanatı yapılıyordu caminin yanında. Yeni tasarımlarla çinicilik canlanabilir. Caminin alt kısmında bulunan Fiskaya bölgesinde Yunus peygamberin 7 sene kaldığı makam da böylece canlanmış olur." önerisinde bulundu.

CAMİDE NAMAZ KILMAYAN VELİ

Rivayetlere göre, Mevlana Halid-i Bağdadi bir seferden dönerken namaz kılmak için Hz. Süleyman Camii'ne gelmiş. İçeriye adımını atar atmaz geri çekilmiş. Dönüp cami avlusunda namazını kılmış. "Namazı neden avluda kıldınız?" diye soranlara, "Orada o kadar çok şehit bir aradaydı ki onları incitmektense dışarıda kılmayı tercih ettim." Cevabını vermiş.

Hz. Süleyman Camii'nde medfun bulunan sahabeler:

Hz. Süleyman, Hz. Rıdvan, Hz. Mesut, Hz. Beşir, Hz. Hamza, Hz. Amr, Hz.Sabe, Hz. Sabit, Hz. Zeyd (2 ayrı kişi), Hz. Halid (2), Hz. Numan, Hz. Muhammed (2), Hz. Abdullah (3), Hz. Hasan (2), Hz. Ka'b-Zişan, Hz. Fudayl, Hz. Malik, Hz. Fahr, Hz. Ebul Hamd, Hz. Ebu Nasr ve Hz. Muğire."

(CİHAN)