Selamlaşmak ve önemi

Sual: Selamlaşmanın hükmü nedir? Bir yerden çıkarken de selam verilir mi? CEVAP Selam vermek sünnet, almak ise farzdır. Selam verirken, selamın sünnet olduğunu düşünmeli ve o kimseye dua etmeye niyet ...


    1. Sual: Selamlaşmanın hükmü nedir? Bir yerden çıkarken de selam verilir mi?
      CEVAP
      Selam vermek sünnet, almak ise farzdır. Selam verirken, selamın sünnet olduğunu düşünmeli ve o kimseye dua etmeye niyet etmelidir! Sünnet olduğu düşünülmeden, alışkanlık halinde, şuursuzca selam verilince, sevap olmaz. Bir yere girerken de, çıkarken de selam verilir. Dinimizde selamın önemi büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
      (Müslümanın müslüman üzerindeki altı haktan biri de selam vermektir.) [Müslim]

      (Bir yere girerken oradakilere selam vermek borç olduğu gibi, çıkarken de selam vermek borçtur.) [Beyheki]

      (Bir yere, bir meclise giren oradakilere selam versin. Oradan kalkıp giderken yine selam versin.) [Tirmizi]

      (Bir kimse ayrılırken, selam verirse, onların hayırlı işlerine ortak olur.) [Rüzeyn]

      (İnsanların en âcizi dua etmeyen, en cimrisi de selam vermeyendir.) [Taberani]

      (İnsanlara güler yüzle selam vermek sadakadır.) [Beyheki]

      (Bir eve girince, ev halkına selam verin. Çıkarken de selam verin.) [Beyheki]

      Selam ne demektir
      Selam, emniyet, huzur, selamet, sağlık, barış, rahatlık, iyi netice, kurtuluş gibi manalara gelir. Selam vermek, bir kimseye yapılacak en güzel duadır. Selam, (Ben müslümanım, benden sana zarar gelmez, selamettesin) manasına, selamet üzere ol, müslüman olarak öl manalarına da gelir. Gayrı müslimlerin hidayete kavuşmaları niyetiyle, ihtiyaç olduğu zaman onlara selam vermek, hidayete kavuşmaları için dua etmek caizdir. (R.Nasıhin, Redd-ül Muhtar)

      Selamlaşırken eğilmek günahtır. Hadis-i şerifte, (Karşılaştığınız zaman birbirinize eğilmeyin, kucaklaşmayın) buyuruldu. (Berika)

      Eshab-ı kiram, yolculuktan döndükleri zaman kucaklaşırlardı. Şu halde, uzun yoldan gelmiş veya uzun zamandır görülmeyen bir arkadaşla kucaklaşmak caiz olur.

      Selamün aleyküm diye selam vermek caiz ise de Esselamü aleyküm demek daha iyidir.

      Selamün aleyküm denince, Ve aleyküm selam demek farzdır. Esselamü aleyküm denince de, Ve aleykümüsselam denir. Her ikisinde de "ve" harfini söylemelidir! (Ve aleyküm...) deki "ve", (dahi) manasındadır. Yani, (Allah’ın selamı bizim üzerimize olduğu gibi, sizin de üzerinize olsun!) demektir. Sadece (Aleyküm selam) ise, sanki (Selam bize değil size olsun) gibi uygunsuz bir manaya gelebilir.

      Selamı düzgün verip düzgün almak iyidir. “Ve” söylemeden de almak caiz ise de, ve'li söylemelidir.

      Verilen selamı daha güzeli ile almak da farz değil ise de, çok sevaptır. Peygamber efendimiz, (Selamün aleyküm) diyen için, (On sevap kazandı) buyurdu. Başka biri, (Selamün aleyküm ve rahmetullahi) dedi. (Yirmi sevap kazandı) buyurdu. Bir başkası da, (Selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü) dedi. Bu kimse için de, (Otuz sevap kazandı) buyurdu. Bu sırada orada oturanlardan biri selam vermeden çıkıp gitti. Resulullah efendimiz, (Arkadaşınız [selamın faziletini] ne tez unuttu) buyurdu. Daha sonra, (Bir topluluğa gelince de, ayrılırken de selam verin! Birinci selam, ikincisinden daha mühim değildir) buyurdu. (Taberani)

      Dinimizde selamlaşmanın önemi büyüktür. Müslümanların yanına girerken, çıkarken, karşılaşınca, ayrılırken mutlaka selam vermelidir! Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
      (Mümin kardeşine selam vermek, yanına gelince ona yer göstermek ve hoşlandığı isimle hitap etmek, aradaki sevgiyi pekiştirir.) [Taberani]

      (Darlıkta infak eden, rastladığı müslümana selam veren, kendi aleyhinde de olsa adaletli davranan, iman hasletlerini toplamış olur.) [Ebu Nuaym]

      (Yirmi müslümana selam veren bir mümin Cenneti hak eder.) [Deylemi]

      (Tatlı dilli olmak, selamlaşmak ve yemek yedirmek, Cennete götürür.) [Hakim]


      Sual: Kimlere selam verilmez?



      CEVAP
      Şunlara yalnız o halde iken selam verilmez:
      1- Namazda olana,
      2- Hutbe okuyana ve hutbeyi dinleyene,
      3- Kur'an-ı kerim okuyana ve dinleyene,
      4- Vaaz edene ve dinleyene,
      5- Fıkıh dersi çalışana,
      6- Din dersi verene ve din dersi ile meşgul olanlara,
      7- Eşi ile meşgul olana,
      8- Avret yeri açık olana,
      9- Abdest bozmakta olana,
      10- Yemek yemekte olana,
      Baştan ikisi hariç, diğerlerine selam verilirse, alma mecburiyeti yoksa da selamı almaları iyi olur.

      Şunlara da her zaman selam verilmez:
      1- Yabancı kızlara ve genç kadınlara,
      2- Kumarbaza ve her oyunu oynayana,
      3- İçki içenlere,
      4- Gıybet edenlere,
      5- Şarkıcılara,
      6- Fasıklara [Açıktan günah işleyenlere],
      7- Kadınlara, kızlara bakanlara selam verilmez.

      Selam verilmesi caiz olmayan bu kimseler selam verirlerse, selamları alınır, fitne çıkarılmaz. Gayri müslimlere, ancak iş düştüğü zaman selam verilebilir ve selamları alınır. Bid’at ehline de ihtiyaç halinde selam verilir. Zengine, zengin olduğu için selam vermek caiz değildir. Dilencinin, dilenirken verdiği selamı almak gerekmez. Yabancı kadın ihtiyar ise selam verilir. (Dürr-ül-muhtar)

      Kâfire saygı göstermek için selam verilmez. Hadis-i şerifte, (Münafık [ve her çeşit kâfir] ile konuşurken, efendim, demeyiniz) buyuruldu. Zalime, kâfire hürmet etmek, saygı ile selam vermek, üstadım demek, küfür olur. (Berika)

      İslamiyet’in hakim olduğu dönemlerde gayrı müslime ve fasık müslümana selam verilmezdi. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
      (Yahudi ve Hıristiyanlara selam vermeyiniz!) [Müslim]

      (Bir kitap ehli [Yahudi veya Hıristiyan] size selam verdiği zaman, “ve aleyküm” deyiniz!) [Buhari]

      Bir kâfire, (Allah ömürler versin) demek, caiz değildir. Müslüman olması için veya cizye vererek devletimizin kuvvetlenmesi için, böyle dua etmek, caiz olur. (Berika)

      Demek ki, ihtiyaç düşünce veya onu üzmemek için veya buna benzer sebeplerle Yahudiyle, Hıristiyanla veya başka bir kâfirle selamlaşmak veya onun müslüman olması için dua etmek caiz olur.

      Müsafeha ederken
      Sual: Günahların dökülmesi için nasıl tokalaşmak gerekir?
      CEVAP
      İki müslüman, muhabbetle müsafeha ederek tokalaşırsa günahları dökülür. Müsafeha, sevgi ve dostluk kazandırır. Müsafeha, iki kişinin, sağ elin avuç içlerini birbirine yapıştırıp, iki baş parmağın yanlarını birbirlerine değdirmesidir. Dört el ile birlikte de yapılır. (Merakıl-felah)

      Müsafeha ederken salevat getirmeli ve elleri sallamalıdır. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
      (İki müslüman karşılaşıp müsafeha ederlerse, Allahü teâlâ, bunların dualarını kabul eder. Ellerini birbirinden çekmeden önce günahlarını affeder.) [Bezzar]

      (İki müslüman, selamlaşıp müsafeha ederler, bir de salevat-ı şerife okurlarsa, anadan yeni doğmuş gibi günahları temizlenir.) [R.Nasıhin]

      (Kim mümin kardeşini ziyaret edip müsafeha ederek üç kere elini sallarsa, ellerini ayırmadan her ikisinin ağaçtan yaprak döküldüğü gibi günahları dökülür.) [Ey oğul ilm.]

      (İki müslüman karşılaşınca, müsafeha edip "Allah’a hamd" ederse, günahları dökülür.) [Hakim]

      (Müslüman, din kardeşi ile müsafeha eder ve birbirine kin duymazlar ise, elleri henüz ayrılmadan, günahları affolur. Kin duymadan, müslüman kardeşine sevgi ile bakanın da, günahları affolur.) [İ.Neccar]

      Selam, kelamdan öncedir
      Sual: Bir yere telefon edince veya bir yere girince, karşımızdakine selam vermek gerekir mi? (Selam ver önce) deniyor. Dinimizde bunun önemi nedir?
      CEVAP
      Bir odaya giren veya telefon edenin, önce selam vermesi, söze selamdan başlaması gerekir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden birkaçının meali şöyledir:
      (Selam, kelamdan öncedir.) [Tirmizi]

      (Selam vermeden söze başlamayın. Selam vermeden konuşana cevap vermeyin.) [Hakim]

      (Selam, sualden öncedir. Selam vermeden sual sorana, cevap vermeyin.) [İ.Neccar]

      (Mümin, önce selam vermek için atılır; münafık ise önce kendisine selam verilmesini bekler.) [Dare Kutni]

      (Önce selam veren, Allah’a ve Resulüne daha yakındır.) [Ebu Davud]

      (Allahü teâlânın rahmet ve affına en layık olan, önce selam verendir.) [Ebu Davud]

      (Önce selam veren kibirden uzak olur.) [Beyheki, Hatib]

      Selamlaşmayı yaymak çok sevaptır. Birkaç hadis-i şerif meali:
      (Selamlaşmayı yayarsanız Cennete girersiniz.) [Taberani]

      (Selamlaşmayı yaygınlaştırın, yemek yedirin, [salih] akrabayı ziyaret edin, gece herkes uykuda iken namaz kılın, sonra selametle Cennete girin.) [Darimi]

      (Yemin ederim ki, iman etmedikçe Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Birbirinizi sevebilmenin yolu, aranızda selamlaşmayı yaymaktır.) [Tirmizi, İ.Ahmed]

      (Amellerin en iyisi, selamlaşmayı yaymaktır.) [Eşiat-ül-lemeat]

      (Yalnız tanıdıklara selam vermek kıyamet alametidir.) [Taberani]

      (Karşılaştığınız arkadaşa selam verin. Eğer aranıza ağaç, duvar, yahut taş gibi bir engel girip de, sonra karşılaşırsanız tekrar selam verin.) [Ebu Davud, İbni Mace]

      (Gece gündüz şeytandan uzak kalmak isteyen, evine girerken selam versin.) [Taberani]

      (Evine girerken selam veren, Allah’ın himayesinin garantisi altındadır.) [Ebu Davud]

      (Bir eve girince, ev halkına selam verin. Çıkarken de selam verin.) [Beyheki]

      (Bir yere giren oradakilere selam versin. Oradan kalkıp giderken yine selam versin.) [Tirmizi]

      Selamda sünnet olan
      Sual: Selamda sünnet olan öncelik sırası nasıldır?
      CEVAP
      Selamda sünnet şöyledir: Rütbe ve nimeti çok olan önce selam verir. Büyük küçüğe, bir araç üstündeki yerdekine, yürüyen durana, ayakta olan oturana, az olan çok olana,âmir memura, hoca talebesine,baba oğluna, ana kızına önce selam verir. Bir odaya girildiğinde ise, rütbe, büyüklük küçüklük düşünülmez. Odaya giren, odadakine selam verir. Yani, küçük, büyüğe; memur, âmire; talebe, hocasına; oğlu babasına selam verir. Telefonda ise, telefon eden selam verir. Mektupta da mektubu yazan selam verir.

      Aynı anda selam vermek
      Sual: İki kişi, karşılaşınca ikisi aynı anda selam verse, birbirlerinin selamlarını almaları gerekir mi?
      CEVAP
      Evet. İki Müslüman, birbirine aynı anda selam verirse, her ikisinin de, birbirine cevap vermesi farz olur. Biri diğerinden sonra selam verirse, ikincinin verdiği selam, cevap yerine geçer.

      Eve girerken selam
      Sual: Nisa suresinin, (Verilen selamı daha güzeli ile alın veya aynı ile karşılık verin) mealindeki 86. âyeti ile Nur suresinin, (Evlere girince, kendinize, ehlinize Allah’tan bereket, esenlik ve güzellik dileği olarak selam verin) mealindeki 61. âyetine göre, selam vermek farz değil mi?
      CEVAP
      Hadis-i şerifte, (Selam vermek sünnet, almak farzdır) buyuruldu. (Deylemi)
      Kur’an-ı kerimde, (Yapın, edin) gibi bildirilen âyetlerin bir kısmı farz değildir. Araf suresinin, (Her namazda, süslü, temiz, sevilen elbiselerinizi giyiniz) mealindeki 31. âyet-i kerimesi de böyledir. Yani namazda kıymetli elbise giymek farz değildir. Bunun gibi birçok âyet-i kerime vardır.

      Eve girince, evdekilere selam vermeli, evde kimse yoksa, Esselamü aleynâ ve alâ ibadillahissalihin [Allah’ın selamı bizim ve salih kulların üzerine olsun] demelidir! Çünkü Müslümanın evinde rahmet melekleri bulunur. Kendi üzerimizde de melekler vardır. Hepsine selam vermiş oluruz. Evine giren kimse, selam verince, şeytan, (Artık benim bu evde duracak yerim kalmadı) der. (B. Arifin)

      [Camiye erken gidip kimse yoksa, içeri girince de aynı şekilde selam verilir. Çünkü camide de melekler vardır.]

      Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
      (Evine girerken selam veren, Allah’ın himayesinin garantisi altındadır.) [Ebu Davud]

      (Evine girince, ev halkına selam ver ki, evin iyiliği ve bereketi artsın!) [Harâiti]

      (Gece gündüz şeytandan uzak kalmak isteyen evine girerken selam versin ve yemeği besmele ile yesin.) [Taberani]

      Dilencinin selamı
      Sual: Dilencinin selamı alınır mı?
      CEVAP
      Verilen selamı almak farzdır. Fakat dilencinin, dilenirken verdiği selamı almak farz değildir. Alınmasa da günah olmaz. Çünkü dilenmek için selam veriyor. Selamı dilenmeye alet ediyor. Bir dilenci, dilenmeden gezerken selam verirse, selamını almak gerektiği halde, dilenirken verdiği selamı almak gerekmez. Selam alıp verirken fakir-zengin ayrımı gözetilmez. Ancak, zengine zengin olduğu için selam vermek caiz olmaz. (Hindiyye)

      Selam veren mi, alan mı?
      Sual: Selam veren alandan daha çok sevap alır deniyor. Selam vermek sünnet almak farz olduğuna göre selam veren nasıl çok sevap alıyor?
      CEVAP
      Bu bir istisnadır. Selam veren, karşıdaki Müslümana farz sevabı işletiyor. Bir sevaba sebep olana da aynı sevap verilir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
      (Hayra delalet edene [yol gösterene, o hayra sebep olana], o hayrı işleyen kadar sevap verilir.) [Buhari, İ. Ahmed, Ebu Ya’la]

      Selam veren sünnet sevabı aldığı gibi, karşısındakine de farz işlettiği için onun kadar sevap da alıyor. Böylece o daha çok sevap kazanıyor. Onun için selam vermeyi ihmal etmemelidir.

      İyi ki varsın
      Sual: Selam verirken günaydın deniyor. Gece bile söyleyenler var. Doğum günlerinde iyi ki doğdun deniyor. Bir de teşekkür için iyi ki varsın deniyor. Böyle söylemek uygun mudur?
      CEVAP
      Bunlar yabancı dillerdeki ifadeleri yanlış tercüme etmekten ileri geliyor. Fransızlar bonjour diyorlar. Gününüz iyi olsun anlamındadır. İngilizler good morning diyorlar, bu da aynı anlamdadır. Almanlar da aynı anlamda guten tag diyorlar. Hepsi de iyi günler anlamındadır. Yani günün iyi geçmesi için yapılan bir dilektir. Bu yüzden, günaydın yerine gününüz aydın olsun veya iyi günler dilerim veya sadece iyi günler dense de olur. Elbette uygun olanı selam vermektir. Ama selamı bilmeyenlere günaydın falan demekte mahzur yoktur.

      İyi ki doğdun kelimesi de İngilizce’den yanlış tercüme edilmiş. Çünkü insan kendisi doğmaz. İyi ki doğmuşun diye tercüme edilmeliydi. Ama böyle de tercüme edilse bizim geleneklerimize ve dinimize uygun değildir. İyi ki varsın demek de öyle.

      Eğer adam iyi ise, Allah’a hamd olsun ki sizi bana tanıttı. Elhamdülillah sizinle tanışmak şerefine kavuştum gibi bir şey söylemelidir.

      Selama cevap vermek
      Sual: Bazıları, mektup veya e-maillerimizdeki verdiğimiz selamlara cevap vermiyorlar. Selam almak farz değil mi?
      CEVAP
      Tam İlmihal’de deniyor ki:
      Mektupla [veya e-mail ile] gelen selamı okuyunca hemen ve aleyküm selam demek farzdır. Bunu yazıp cevap olarak göndermek müstehaptır.

      Yani eğer o kimse, size cevap vermeden ve aleyküm selam demişse farzı yerine getirmiş olur. Bunu size bildirmesi lazım değildir. Bildirme imkanı varsa, bildirmesi iyi olur. Bu hususu bilmeden, selamı bile almıyor diye suizan etmek doğru olmaz. Üstelik, suizan ettiği için haram işlemiş olur. Dini tam bilmeden, insan kendisini haram veya küfürden koruyamaz. Dini tam bilmek yani her hususta lüzumlu bilgileri, kaideleri öğrenmek için, Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye kitabını okumayı tavsiye ederiz. Hakikat Kitabevi adresinden okunabilir ve temin edilebilir.

      El sallayarak selam
      Sual: Kitaplarda el ile selam vermenin ve eli başa kaldırarak ve eğilerek selamlaşmanın günah olduğu bildiriliyor. Peki uzaktaki bir arkadaşa nasıl selam vereceğiz?
      CEVAP
      Uzakta olunca el sallayıp, ağız ile de yavaşça Selamün aleyküm demek günah olmaz. O da, yavaşça, Ve aleyküm selam diye cevap verebilir.

      Gönderilen selamı almak
      Sual: Biri, falancanın selamı var dediği zaman, biz ne demeliyiz? Aleyhisselam demek mi gerekir?
      CEVAP
      Evet aleyhisselam [ona selam olsun] demekle onun selamı alınmış olur. Ama getirene de, hem teşekkür, hem dua için, (aleyhi ve aleykes-selam) denebilir. Ancak müminin yanında melekler de bulunduğu için, (Aleyhi ve aleyküm selam) demek en uygunudur. Sadece (ve aleyküm selam) denirse de yine kurtarır. Yani küm = siz demekle, hem getirene, hem meleklere, hem de gönderene selam verilmiş olur.

      Hep Allah ile kal
      Sual: Kur'anda mealen, (Nerede olursanız, olun, Allah sizinle beraberdir) buyuruluyor. Bu bakımdan (Hep Allah ile kal) demek caiz olur mu?
      CEVAP
      Âyet-i kerimede de, söylenilen sözde de, mecaz var. Allahü teâlânın bizim ile beraber olması, bir kimsenin bir kimse ile beraber olması gibi elbette değildir. O zaman hâşâ mahluka benzetilmiş olur. Hep Allah ile kal demek de, (Allahü teâlânın seni gördüğünü, ne yaptığını, ne düşündüğünü, yani her şeyini bildiğini hiç unutma, hep uyanık ol) anlamındadır. Bu bakımdan Allah ile kal demenin bir mahzuru olmaz ise de, tevilsiz yanlış anlaşılabilecek böyle sözleri, hiç söylememek iyi olur. Atalarımız, (Allah'a emanet olun) veya (Allah'a ısmarladık) demişler veya selam verip ayrılmışlardır. Biz de onlar gibi yapmalıyız, onlar gibi söylemeliyiz. Allah’a ısmarlamak, Allah’a emanet etmek demektir.

      Misyonerlerin veya diğer din düşmanlarının itikadımızı bozmak için uydurdukları şeylere itibar etmemelidir. Ata sözlerimiz genellikle âyet-i kerime ve hadis-i şerif meallerinden alınmıştır. Bir âyet-i kerime meali:
      [Babaları] dedi ki, “Daha önce [Bünyamin’in] kardeşini [Yusuf’u] size emanet ettiğim gibi, şimdi onu [Bünyamin’i] emanet eder miyim? Ben onu Allah’a emanet ediyorum, Allah en iyi koruyandır, O merhametlilerin merhametlisidir" dedi. [Yusuf 64]

      Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
      (Vedalaşırken, birbirinizden ayrılırken, seni, emanetleri zayi etmeyen Allah’a emanet ediyorum deyin.) [İbni Mace]

      Selamın sünnet şekli
      Sual: (Hanif selamı ile selam selam derim) diyenler var. Böyle selam uygun mudur?
      CEVAP
      Hanif selamı diye bir selam yok, Peygamber efendimizin bildirdiği normal selam vardır. Ne Peygamber efendimiz ne de bir İslam âlimi böyle selam vermemiştir. Böyle selam vermek sünnete ve Kur’an-ı kerime uymadığı için bid’attir. İslam'dan önce Arablar “hayyekellah = Allah sana uzun ömür versin” diye selamlaşırlardı. İslamiyet gelince Selamün aleyküm veya Esselamü aleyküm diye selam verilmesi emredildi.

      Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
      (Âyetlerimize inananlar sana gelince, Selamün aleyküm de.) [Enam 54]

      (Henüz Cennete girmeyen, ama Cenneti umanlar, Cennet ehline, Selamün aleyküm derler.) [Araf 46]

      (Melekler, Cennet ehline, Sabretmenize karşılık Selamün aleyküm derler.) [Rad 24]

      (Melekler, "Selamün aleyküm, yaptıklarınıza karşılık haydi Cennete girin" derler.) [Nahl 32]

      (Cennet bekçileri,"Selamün aleyküm, hoş geldiniz. Ebedi olarak buraya girin" derler.) [Zümer 73]

      Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
      (Cuma günü vahşi hayvanlar birbirlerine Selamün aleyküm, bugün Cuma derler.) [Deylemi]

      (Aleykesselam, ölülerin selamıdır. Din kardeşinize rastlayınca ”Esselamü aleyküm verahmetüllahi ve berekatuhü” diye selam verin.) [İ.Sünni]

      (Resulullah birisinin kapısına gelince, “Esselamü aleyküm” derdi.) [Ebu Davud, İ. Ahmed]

      (Ehli Cennet, nimetler içinde iken kendilerini bir nur kaplar. Rabbin cemali ile şereflenirler ve “Esselamü aleyküm ya ehli Cennet” denir. işte Kur‘andaki “Selamün kavlen mirrabbirrahim” âyetindeki murat budur. Ondan sonra Allahü teâlâ onlara nazar eder, onlar da Allahü teâlâya nazar ederler. Rablerine nazar ettikleri müddetçe, başka hiçbir nimete iltifat etmezler. Tâ ki, Allahü teâlânın temaşası kalkıp, nuru ve bereketi kalkıncaya kadar.) [Nesai, ibni Mace]

      Sual: Aşure günü, en az on müslümana selam vermenin çok sevap olduğu bildiriliyor. Bu selamı telefonla, e-mail ile mesaj ile de versek aynı sevaba kavuşur muyuz?
      CEVAP
      Evet.

      Sual: Mektup falan yazarken, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim deniyor. Böyle demenin mahzuru olur mu? Büyüklerin içinde namahrem kimseler varsa öyle demenin mahzuru olur mu?
      CEVAP
      Mektupla olunca mahzuru olmaz. Gözden öpülmez ama mektupta denir. Namahrem olan büyük kimseye de ellerinden öperim demenin mahzuru olmaz.

      Sual: Abdest alana selam verilir mi? Selam verene cevap vermek gerekir mi?
      CEVAP
      Evet abdest alana selam verilir. Selam vermek sünnet, alması ise farzdır. Yani muhakkak selamı almalıdır.

      Sual: Selamı daha güzeli ile almak için "ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatühü ve mağfiretühü, ebeden daimen" desek uygun olur mu?
      CEVAP
      Tatarhaniyyede bildiriliyor ki, en fazla veberekatühüye kadar söylenir. Bundan sonra bir şey ilave etmek uygun değildir. (Hediyyet-ül-alaiyye, Hindiyye)

      Sual: Tam İlmihal’de "selamlaşmak" bahsinde; "Selamün aleyküm veya Esselamü aleyküm diyerek selam verilir. Selam aleyküm diyenlere ve başka sözlerle selam verene cevap vermek farz olmaz" buyuruluyor. Alınırsa mahzuru olur mu?
      CEVAP
      Selamını almak farz olmaz ise de, alınırsa mahzuru olmaz.

      Sual: Selam gönderen kimsenin mesela; "babana selam söyle" demesi yeterli mi?
      CEVAP
      Evet, yeterli.

      Sual: Selam gönderen kimse "babana selam söyle" dediğinde "Başüstüne efendim" deniliyor. Selam götürecek kimsenin selamı aldıktan sonra "Başüstüne efendim" demesi uygun mu?
      CEVAP
      Evet.

      Sual: Selamı götüren kimsenin selamı aldıktan sonra "Ve aleyküm selam" demesi gerekiyor mu?
      CEVAP
      Hayır bir şey demesi gerekmez. Peki diyebilir, olur diyebilir. Olur anlamında başını sallayabilir.

      Sual: (İstanbul’dayım, görüşmek üzere...) Böyle demek uygun mudur?
      CEVAP
      Görüşmek üzere demek caiz ise de, âdet etmemeli, yani selam yerine Allahaısmarladık yerine kullanmamalı.

      Sual: Yolda yürürken bir dua veya sure okuyor isek karşıdan gelen biri selam verirse ne yapmamız gerekir?
      CEVAP
      Selamı alırız.

      Sual: Bazen arkadaşlar selam gönderecekleri şahısların isimlerini söylemeyip, arkadaşlara selam söyle diyor. Böyle söylenmesi uygun mudur?
      CEVAP
      Uygun değil. Uygunu şöyle olabilir: Mesela adam kitabevinde çalışıyor. Oradakileri teker teker saymayıp oradakilere selam söyle denebilir. Maksat belli olmalı. Önceki uygun olmaz.

      Sual: Falanı görürsen selam söyle, yahut selam söylenebilecekleri sen biliyorsun onlara söyle de deniliyor. Böyle söylenmesi uygun mu?
      CEVAP
      Biliniyorsa mesele yok. Mesela her zaman kimlere selam gönderiliyorsa, yine onlara selam söyle demektir. Falanı görürsen selam söyle demek de caizdir.

      Sual: Falan arkadaşa selam söyle denildiğinde selamı götürecek şahıs Ve aleykümselam derse, selamı almış olduğu için yine götürmesi lazım mı?
      CEVAP
      Yine götürmesi farzdır.

      Sual: Ve aleyküm selam denildiğinde götürülmesi unutulursa durum aynı olmuyor mu?
      CEVAP
      Unutmak şer’i özürdür. Ve aleyküm selam denilse de götürmek gerekir. Her zaman inşallah demelidir. Unutulursa veya imkan olmazsa mahzuru olmaz.

      Sual: Bazen bir arkadaş selam göndermeyi unutuyor diğer arkadaşta unutmuştur diye niyet edip sana selam söyledi diyor. Uygun mudur?
      CEVAP
      Eğer kanaati kuvvetli ise caiz olur.

      Sual: Arkadaşlara benden her zaman selam söyleyebilirsin diye bir yetki verilebilir mi?
      CEVAP
      Verilebilir.

      Sual: İnternette mesaj gönderirken veya chat yapıp giderken bye bye deniyor. Good bye deniyor. Yahut ayrılırken deniyor. Bonjur deniyor, goodmorning, hello, hi deniyor, yahut Türkçe günaydın deniyor. Selam vermeyip de bunları söylemekle küfre girer miyiz?
      CEVAP
      Kâfirlere, gayrı müslimlere söylemek caizdir. Müslümana, cevazdan küfre kadar gider. Eğer selamı beğenmeyip de öyle diyorsa diyen kâfir olur. Size hello diyene hello demek, bye bye diyene aynısını söylemek küfür olmaz. Selamı hafife almadan böyle söylemek küfür olmaz. Ama söylememek daha iyidir. Günaydın demek de öyledir. Selamın önemini bilmeyene, her zaman günaydın diyene günaydın demek caiz olur. Hello demek gibi bir şey. Selamı beğendiği halde, bir ihtiyaca mebni başka şeyler söylemek de caiz oluyor.

      Sual: Selamün aleyküm yerine (s.a) yazmakta bir sakınca var mıdır?
      CEVAP
      (s.a) yazmak uygun değil. Yeni yazılan bazı kitaplarda da aynı kısaltmalar var, uygun değildir, tam yazmalıdır. Peygamber efendimizin ismi yazılınca da sallallahü aleyhi ve sellem yazmalı, kısaca SAV yazmamalı, Allahü teâlânın ismi yazılınca da (c.c.) yazıyorlar, böyle yazmamalı. Celle celalühü yazmalıdır. Yahut Allahü teâlâ demelidir.

      Sual: Ayrılırken Allahaısmarladık mı denir, selam mı verilir?
      CEVAP
      İkisi de söylenir.

      Sual: Bir kadın (Hanımına selam söyle) dese, selamı götürülür mü?
      CEVAP
      Yabancı kadının selamını götürmek gerekmez. Olay çıkmayacaksa, suizanna sebep olmayacaksa falanca hanımın selamı var denebilir.

      Sual: Eldivenle tokalaşmak (müsafeha) caiz mi?
      CEVAP
      Çok soğuk havalarda caizdir.

      Sual: Mevtaya verilen selamı kendimizin alması caiz mi?
      CEVAP
      Evet.

      Sual: (Selam söyle) diyene (Ve aleyküm selam) demek caiz mi?
      CEVAP
      Evet. Böylece selam götürmeyi kabul etmiş olur.

      Sual: İki el ile müsafeha daha mı efdaldir?
      CEVAP
      Evet.

      Sual: Ve’siz (Aleyküm selam) demekle de selam alınmış olur mu?
      CEVAP
      Evet.

      Sual: Sağır ve dilsize işaretle selam vermek caiz mi?
      CEVAP
      Evet.

      Sual: Mezarlığa (ve aleyküm selam) ve (selamün aleyküm) denir mi?
      CEVAP
      İkisi de caizdir.

      Sual: Namahrem akraba (Eşine selam söyle) diyor. Götürmeli mi?
      CEVAP
      Caiz olmayan selamı götürmemelidir!

      Sual: Akıl balig kızı ile konuşana selam verilir mi?
      CEVAP
      Verilir.

      Sual: El öptükten sonra, alna koymak bid'at mi?
      CEVAP
      Bu âdette bid'attir. Mahzuru olmaz.

      Sual: Karşılaşınca, kadın kadını, erkek erkeği öpse mekruh mu?
      CEVAP
      Umumi yerlerde mekruhtur.

      Sual: Mektubu her okuyuşta selamı almak gerekir mi?
      CEVAP
      Hayır.

      Sual: Müslüman kadının, kâfir kadınla tokalaşması haram mı?
      CEVAP
      Zaruretsiz caiz olmaz. Zaruret olunca da Hanbeli mezhebi taklit edilir.

      Sual: Âyet-el-kürsi okurken selam alıp, okumaya devam caiz mi?
      CEVAP
      Evet.

      Sual: Selamı var denilince ve aleyhisselam demek de caiz mi?
      CEVAP
      Ve aleyküm... demek efdaldir.

      Sual: Mektuptaki, maildeki selamı sessiz, gözle okuyunca (ve aleyküm selam) demek farz mıdır?
      CEVAP

      Sessiz okuyunca selamı almak farz olmaz. Sesli okuyunca selamı almak farz olur.

      Sual: Bir kuruluşa veya bir şahsa gelen mektubu yahut maili sesli okuyup, selam alındıktan sonra, bir başkası da, o mektubu veya o maili okuyunca, onun da, selam alması farz olur mu?
      CEVAP
      Hayır, selamı bir kere almak farzdır. Kim alırsa alsın, birisi alınca artık o selamı almak farz olmaz. Alınırsa da mahzuru olmaz.

      Sual: Sorana selam... deniyor. Sorana selamı var demek lazım mı?
      CEVAP
      Evet.

      Sual: Bir arkadaşı iki taraflı kucaklamakta mahzur var mı?
      CEVAP
      Hayır.

      Sual: Müsafeha ettikten sonra eli yüze sürmek bid'at mi?
      CEVAP
      Evet.

      Sual: Yaşlı fasıklar, ellerini uzatınca, kerhen öpmek caiz mi?
      CEVAP
      Evet.

      Sual: Gözden öpmek caiz mi?
      CEVAP
      Hayır.

      Sual: Evden çıktıktan sonra sokakta yürürken okuduğumuz sureler oluyor, biz okurken karşılaştığımız arkadaşlarla selamlaşmak gerekiyor, tabii ki okuduklarımızı keserek selamlaşıyoruz. Selamlaştıktan sonra kaldığımız yerden devam etsek olur mu, yoksa yeniden mi başlamak gerekir?
      CEVAP
      Kalınan yerden devam edilir.

      Sual: Yolda hanımı ile veya kızı ile gezene selam verilir mi?
      CEVAP
      Hanımı ile gezene selam vermemeli, kızı ile gezene selam verilir.

      Sual: Selam verince bazıları almıyor. Selam almak farz değil mi?
      CEVAP
      Evet, selam almak farzdır. Selamı mazeretsiz almamak haramdır. Selam almayı geciktirmek bile haramdır. Bütün nafile ibadetler, selam almanın yanında, denizde damla bile olamaz. Farzın önemini düşünerek, selamlaşmayı büyük bir nimet bilmelidir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

      (Allahü teâlâya yemin ederim ki, mümin olmadıkça Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de, mümin olamazsınız. Size, bir amel bildireyim de, onunla birbirinizi seversiniz: Aranızda selamı yayınız!) [Müslim]

      Sual: Bir kimse bize, filana selam söyle dese, selamını ona iletmemiz gerekir mi?
      CEVAP
      Falancaya selam söyle denince, ve aleyküm selam diyerek kabul edilince, o selamı sahibine iletmek gerekir. İnşallah denirse, iletilemediği zaman mahzuru olmaz.



      Sual: Telefonda, alış-verişte kâfire (efendim) demek caiz midir?
      CEVAP
      Evet, kâfirlere de âdet olarak söylenilen hitapları söylemek caizdir.

      Sual: Gençlerin, ana babasına veya yaşlı kimselere, İngilizlerden gelen (Kendine iyi bak) ifadesini kullanmaları doğru mudur?
      CEVAP
      Yaşlı olmasa da, arkadaşı bile olsa da, yine böyle öğüt verir gibi, akıl verir gibi konuşmak edebe aykırıdır. Torunlarımıza bile böyle söylesek, tepki verirler, (Dede, biz çocuk muyuz) derler. Hiç kimseyi küçük görmemeli, o tedbir almayı bilmiyor da, biz hatırlatıyoruz rolüne girmemeliyiz. (Kendine iyi bak) yerine, (Allah’a ısmarladık), (Allah’a emanet ol) veya (Hoşça kal) demeli veya selam verip ayrılmalıdır.

      Sual: Bazı yerlerde, gelen misafire merhaba deniyor. Merhaba ne anlama geliyor?
      CEVAP
      Burada rahat ol, serbest ol, hoş geldin, bizden sana zarar gelmez mânasındadır.

      Selamda öncelik
      Sual: Yaşça küçük olan mı, yoksa büyük olan mı önce selam verir?
      CEVAP
      Büyük olan, makam ve nimeti çok olan, önce selam verir. Peygamber efendimiz, (Ben bu edebi [büyüğün küçüğe önce selam vermesini] Rabbimden öğrendim) buyurdu. (R. Nasihin)

      Mirac gecesinde, önce Allahü teâlâ Peygamber efendimize selam verdi. Peygamber efendimiz, (Ettehiyyâtü lillahi, vessalevâtü, vettayyibâtü)diyerek Rabbimizi övdü. Allahü teâlâ, (Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullahi veberekâtühü) buyurunca, Peygamber efendimiz, (Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillahissâlihîn) dedi. Cebrail aleyhisselam da, (Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlühü) dedi.

      Selam demek
      Sual: Sadece (selam) demek, selam yerine geçer mi? Bu selamı almak gerekir mi?
      CEVAP
      Selam yerine geçmez, almak da gerekmez. Böyle söyleyenlere, günaydın falan denebilir
      Unnecessary - 07-04-2009, 22:00
      #1
    1. Alıntı:
      babaya selam vermek caizmi-Selamlaşmak ve önemi

      ve toplum içinde babaya selam verilirmi
      Misafir - 04-08-2016, 22:06
      #2