Yaraşır’ın yeni kitabı çıktı!

Araştırmacı-yazar Volkan Yaraşır’ın son kitabı Eksen Yayıncılık’tan çıktı. “Yıkıcı Güç, Kolektif Özne” isimli kitap “Sınıf Savaşları, Kapitalist Kriz, Taban Örgütlenmeleri” alt başlığını taşıyor.

Kitap, Yaraşır’ın kizilbayrak.net ve Kızıl Bayrak gazetesinde yayınlanmış makaleleri ile çeşitli yayın organlarına verdiği röportajların derlemesinden oluşuyor.

İşçi sınıfının tarihsel ve yakın dönem mücadele deneyimlerini Marksizm ışığında ele alan kitap, sınıf mücadelesinin sertleştiği bir dönemde, hem bu mücadelenin ruhunu taşıyor, hem de mücadele edenlerin yoluna ışık tutuyor.

Kitapta yer alan makalelerin büyük bölümü 2008’de patlak veren ekonomik krizin sonrasında kaleme alındı. Yaraşır bu makalelerinde, bu dönem keskinleşen ve yolunu arayan sınıf hareketinin deneyimlerini ve sorunlarını tartışıyor.

Kitap, odağında işçi sınıfının olduğu büyük halk isyanlarının geliştiği bir tarihsel dönemde, sınıfın devrimci gücünü tüm canlılığıyla kavramak için önemli bir kaynak niteliğinde.

Volkan Yaraşır’ın kitabını Eksen Yayıncılık bürolarından ve kitapçılardan temin edebilirsiniz.

Kitabın “Önsöz”ünü aşağıda yayınlıyoruz.


Önsöz...

Bu çalışma çeşitli tarihlerde, sınıf mücadelesi, sınıf teorisi ve sınıfsal antagonizma üzerine yazılmış makalelerin derlemesinden oluştu.

Marx’ın “İşçi sınıfının kurtuluşu kendi eseri olacak.” ilkesi çalışmanın eksenini belirledi. Bu perspektifle sınıf hareketinin dinamikleri ve gelişimi incelendi.

İşçi sınıfının tarihin öznesi olduğunun altı çizildi. Sınıfın yıkıcı gücünün beslendiği kaynaklar ortaya koyuldu.

Devrimci öznenin insanlardan değil, insanların oluşturduğu bir kolektif olduğu vurgulandı. İşçi sınıfının kolektif ve evrensel bir sınıf olduğu anlatıldı.

Kitap, incelenen konular itibariyle beş bölüme ayrıldı. Bu ayrıştırma biraz da format gereği oldu. Ve teknik düzenlemeden başka bir anlamı yok. Okuyucu kitaba dilediği bölümden başlayabilir ya da her makaleyi birbirinden bağımsız okuyabilir.

Birinci bölümde kapitalist kriz ve boyutları ele alındı. Bölümde kapitalist üretim tarzının doğası, kriz tipleri, Marksizm’de kriz teorisi, devletlerin mali krizi, Yunanistan deneyimi ve önümüzdeki dönem sınıflar mücadelesinin gelişimi incelendi.

İkinci bölümde Türkiye kapitalizminin içine girdiği süreç ve bu sürecin özgünlükleri, egemen klikler arası ilişki ve çatışkılar değerlendirildi. Cemaatçi-hayırsever kapitalizm, sol liberalizmin gelişme dinamikleri, finans kapitalin yönelimleri, egemen klikler arasındaki çatışkı ve çelişkiler ve yansımaları bu bölümde analiz edildi.

Üçüncü bölümde yakın dönemdeki işçi sınıfı mücadelesi, olası yönelimleri, sınıf hareketinin yaşadığı sorunlar ve çözüm önerileri incelendi. Özellikle kapitalist kriz ve onun yıkıcı etkilerinin hissedilmesiyle sınıf hareketindeki gelişmeler, TEKEL direnişi, bu direnişin tarihsel önemi, sermayenin karşı devrimci stratejileri, Çin çalışma rejimi, sistematik güvencesizleştirme ve esnekleştirme politikaları bu bölümde işlendi. Ayrıca sınıfın mücadele tarihinden pratikler, teorik bir çerçevede ele alındı. Sosyal devlet ve özelleştirme politikaları bu bölümde değerlendirildi.

Dördüncü bölümde yeni emperyalist konsept ve bu konseptin Kafkasya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya yansımaları ele alındı. Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni jeo-politik konumlanışı incelendi. BOP’un yeni versiyonu ve buna paralel olarak Pakistan’daki gelişmeler özel olarak irdelendi. Bunun yanı sıra uluslararası işçi hareketi deneyimleri ve bu deneyimlerin öğrettikleri üzerinde duruldu.

Beşinci bölümde röportajlar ve konuşmalar bulunuyor. Birinci konuşmada Ekim Devrimi’nin tarihsel önemi ve ideolojik-politik içeriği üzerinde duruldu. İkinci konuşmada kapitalist kriz, krizin mahiyeti ve işçi hareketi üzerindeki etkileri açıklandı. Üçüncü konuşmada işçi sınıfının özörgütlenmelerinden biri olan taban örgütlenmeleri anlatıldı. Röportajlar ise, çeşitli gazete ve siyasal dergilerle yapıldı. Bu röportajlarda sınıf hareketinin gelişimi, sorunları ve çözüm önerileri işlendi. Taban örgütlenmeleri, bu örgütlenmelerin tarihselliği, içeriği, işlevi ve işleyişi incelendi.

Çalışma, anti-kapitalist bilincin ve anti-kapitalist mücadelenin gelişmesine, küçük de olsa bir katkıda bulunduğunda, işlevini yerine getirmiş olacaktır.

Son sözü Marx’a bırakalım: “Bundan önceki bütün tarihsel hareketler, azınlıkların ya da azınlıkların çıkarları için var olan hareketlerdi. Proleter hareket ise, bilinçli, bağımsız, büyük çoğunluğun, bu çoğunluğun çıkarı için olan hareketidir.

Egemen sınıf zenginliğini ve erkini zor altında kalmadıkça vermez; işçi sınıfı da yüzyılların birikmiş pisliğinden devrim olmaksızın kurtulamaz.”