Oradan bakınca nasıl görünüyoruz?

Sizin gibi kanatlarımızın altına alamıyoruz dünyayı.

Yine de, sizden kopya çekerek dev gibi kanatları olan metal kuşlar yapabiliyoruz.

Onları uçurabilmek için senelerce kafa patlatıyoruz ve başarıyoruz.

Uçabilmenin verdiği gurur sesimize bile aksediyor, bir havalara giriyoruz havada.

Sonra, küçücük bir hata ile o kocaman metal kuşu, taşıdıklarıyla beraber yere çakabiliyoruz.

Çok mu beceriksiz görünüyoruz?

...

'Kuş gibi' canınız var ya.. mala mülke tamah etmiyorsunuz.

Yavrularınızı koruyacak çalı parçaları, bir de doyuracak kadar yemek kafi size.

Biz; ağzımıza aldığımız lokmayı

yutabileceğimizden emin değilken

, daha pahalı seramikler, saunalı

banyolar, ipekten halılar için

çalışıyoruz da çalışıyoruz.

Çok mu ahmak, çok mu zavallı görünüyoruz?

...

Şuursuz olduğunuz halde, görevlerinizi hiç aksatmadan yerine getiriyorsunuz.

Yaratanınızı tanıyorsunuz, O'nun sevkiyle tabiatın dengesine katkıda bulunuyorsunuz.

O'nu zikrediyorsunuz türlü namelerle.

'Beni yaratanı bil' diyorsunuz, eşref olarak yaratılan bizlere.

Şuur sahibi bizler; gözümüze sokarcasına gösterilenlere bakıyoruz, görmüyoruz.

Görüyoruz, anlamıyoruz.

Anlıyoruz, inkar ediyoruz.

Çok mu cahil, çok mu gafil görünüyoruz?

...

Akıllıyız ve aklımızı kullanıyoruz.

Şahane çıkar hesapları yapıyoruz.

En güçlü silahları yapmak için yarışıyoruz.

Menfaatlerimiz için insanlığa kıyıyoruz.

Yanıbaşımızda katliamlar yapılıyor, alışıyoruz.

Bir yerlerde insanlar açlıktan ölüyor, biz doyuyoruz.

Çok mu bencil, çok mu merhametsiz görünüyoruz?

...

Kötü nam salmış bir akrabanız var; akbaba.

O bile, kuş kadar beyniyle canlılara saldırmıyor.

Fakat biz yaşamak için değil, yaşatmamak için öldürüyoruz.

Çok mu cani, çok mu vahşi görünüyoruz?

...

Sonra.. biz sevdiklerimizi özlüyoruz.
'Uçup gidiversek yanlarına' diyoruz, uçamıyoruz.

Hayata emekleyerek başlıyoruz, en sonunda koşabiliyoruz, hepsi bu.

Akllıyız ya hile yapıp yardım alıyoruz ürettiklerimizden, zar zor ulaşıyoruz bir yerlere.

Öyle kafamıza esince dağların, canımız isteyince denizlerin üzerinde salınamıyoruz.

Üşüdüğümüzde, baharın en güzel yaşandığı yerlere göçemiyoruz, geride bıraktıklarımızı düşünmeden.

Kendi ördüğümüz duvarlarla çevrili hayatımızda, sınır tanımayan özgürlüğünüze imreniyoruz.

Çok mu aciz görünüyoruz?

...

Merakımı giderin kuşlar!

Oradan bakınca nasıl görünüyoruz?