Kişi bir süreliğine bu dünyada kalacak bir varlıksa bu dünyadaki hiç bir şeye güvenmemeli, hiç bir şeye bağlanmamalıdır.

“Ben zaten özgür bir insanım, çok şükür içkim yok sigaram yok” diyebilirsiniz ama bu deyişiniz sizin kısır döngünüz içinde devam eden hayatınızın dile gelişidir.

Bağımlı olduğumuz şey o kadar çok ki!.. İş, sadece fark etmeye kalıyor.

Niye çok?
Çünkü bağımlılık, bağımlı olduğun şey olmayınca O’nun hasretiyle yanman, devamlı O’nu istemen demek.

Mesela içki, mesela sigara.

Mesela sevgilin!!!

Mesela diğerleri!..

İnsan sâdece içkiye, sigaraya, kumara veya uyuşturucuya bağlanan bir varlık değildir dostum.
Bu da nereden çıktı diyenler için açıklayalım..

İyyâkene’budû ve iyyâkenesteîn”deki sırrı fark etmek isteyenler her türlü sahiplik iddialarından, uğraş alanlarından ve diğer her şeyden uzak kalmayı ve “Ben, O’nsuz da yapıyorum”a kanaat getirene kadar yani sahiplik duygusundan sıyrılana kadar kah mekansal kah şuursal olarak kendi içlerine çekilmeliler.

Eğer LA İLAHE İLLA ALLAH yaşantın varsa yani kelime-i tevhidi söylüyorsan sen iman ehlisin ve kesinlikle cennete gideceksin!..
O yüzden cehennemde kalış süreni yok yere uzatma..
Çünkü şimdi kurtulamadığından cehennemde kurtulacaksın.

Halbuki dünyada her türlü bağımlılıktan çok rahat bir şekilde kurtulabilirsin.

Buradaki kurtuluşun sana pek acı vermez. Birkaç haftada veya birkaç ayda veya birkaç yılda her türlü bağımlılığından kurtulabilirsin.

Eğer bağımlılıklardan BU DÜNYADA kurtulmayı seçmezsen “BAĞIMLILIKLARDAN KURTULMA MEKANI OLAN CEHENNEM” de kurtulacaksın bağımlılıklarından!..
Ve oradaki kurtulma aklının alamayacağı kadar uzun ve ızdırap verici olacak!!

Cennete bağımlı olanlar giremez.

İman sahibi olup da bağımlı olanlar, bağımlılıklarından kurtulduktan sonra cennete girer.

Yani her durumda iman halini yaşayanlar girer.

Dergahtaki derviş şeyhine âşık olur, bir an O’ndan ayrı kalamaz fakat vakti gelince şeyhte “bye bye” demesini bilir! “Git evlâdım” der!

Karşında görünen role aşık olmak kadar basit bir şey yoktur!

Önemli olan ÖZünde bulamadığını karşında bularak âşık olmak değildir!

Amaçlanması gereken ÖZünde bulamadığını karşında bulduktan sonra ÖZüne yönelerek ÖZüne âşık olmaktır!

Aşkın mecâzisi hakikisi için araçtır! Fakat insanların çok büyük çoğunluğu her zamanki gibi aracı araç yapmaktadır! Derdimiz diğer insanları etiketlemekte değil!

Önemli olanın SEN olduğunu fark et! Bırak “şu aracı amaç yaptı, bu aracı amaç yaptı, bu aracı amaç yapabilir, şu aracı amaç yapmaktan vazgeçebilir, baksana sevgilisiyle kavga ediyor” gibi cümleleri kurmana gerek yok!

Sen kendine bakacaksın! “Ben ne haldeyim” diye her gün soracaksın kendine!

Konuyu fazla genişletmeden bağımlılığa devam edelim..

Allah’a giden yol nefisler adedincedir” çünkü herkesin bağımlılığı farklı farklıdır!..

Kimisi anasına babasına bağımlıdır ve bir an olsun yanlarından uzak kaldığında “gurbet” etiketi altında “ben annemi babamı özledim, onlarsız yapamıyorum” demeye başlar ve eğer onların yanına gitmesi mümkün değilse veya onların yanına çok daha sonra gidecekse yanmaya başlar..Gurbette olduğu aklına geldikçe ağlar, üzülür ve kahpe felek tarzı şeyler demeye başlar.

Halbuki felek dediği astroloji ilmidir ve Allah’ın Hakiym isminin sonucu olarak bu ilim vardır. Bu kişi bu sözüyle astrolojiye inanmakta, burçların Allah’ın izniyle dünyadaki oluşlara vesile olduğunu da kabul etmekte ama Allah’a her hangi bir şey demeyi gözü kesmediği için, “çarpılırım” korkusu yüzünden veya üzüntü anında doğal bir alışkanlık olarak ne dediğinden mahrum bir şekilde “kahpe felek” der. Anlayışı kıtlardan olarak ölmesi mukadderdir!..

Kimisi de sevgilisine bağımlıdır!..
Özellikle bu bağımlılık insanların çoğunda vardır ve bu bağımlılığı insanların çok azı fark eder. Sevgili dediysek evlenenlerde dahil. Onlarda birbirini seviyorlar çünkü!.. Parklarda gördüğünüz tipler değil sadece(!)

Şarkılarda türkülerde, şiirlerde hep sevgiliye olan bağımlılık dile getirilir.

Aynı duyguları paylaşan diğerleri ise bu yapımları dinler, okur, ezberler ve “çok güzel yazmış" “çok güzel söylüyor” falan derler!.. "Ne güzel şarkıymış, tam beni anlatıyor" derler.

Halbuki "BENİM BAĞIMLILIĞIMI ANLATIYOR” demektedir fakat bilmiyordur!..

"Sen böylesin” dediğinizde de artık gerisini düşünemiyorum.

“Sevmeyecek miyiz?” derler, seveceksin ama bağlanmadan!..

“Aşık olmayacak mıyız?” derler, aşık olacaksın ama “O’nsuz yapamam, O’nsuz yapamıyorum” demeyeceksin.

Eğer bağımlı olursan, Allah’ı inkar etmiş olursun. Çünkü seni yaşatan Allah. Sen nasıl olurda karşındakine güç kuvvet verebilirsin. Sonra da “ben şirk koşmuyorum” diyorlar!

Sevdiğin insan mı HAYY, o mu KÂDİR?

“Sen çok akılcısın, hiç mi kalbin yok senin” derler, “Ey Ali, sen Allah’a akıl ile ulaş” diyen Hz. Muhammed Aleyhisselam’dir.

Bizim yolumuz iman+akıl yoludur.

Bizim yolumuz îmandan sonra akıl yoludur!

Bizim yolumuzu akılla iman ettiklerimizi deşifreye çalışmaktır!

Bizim yolumuz iman ettiklerimizi iptal eden duygusallığın zulmeti değildir!..
Duygusallık karanlığından çıkmak ve duygusallığı suistimal etmek istemiyoruz biz!..

Muhammed Aleyhisselam en yakınına aklı tavsiye ediyorsa ve Allah’a mağarada falan ulaşılmayacaksa nerede ulaşılacak Allâh’a, hiç düşündünüz mü acaba?

Aklı ve îmanı hayatının her yerine yaymayan kaybetmeye mahkumdur. Aklının erişemediğine iman edeceksin. Ve iman ettiğini devamlı olarak irdeleyeceksin, ki ikana ulaşasın.

Eriştiğini kavrayıp daha üsttekileri akletmek için uğraşacaksın!..

Kimseyi ne duygusallık bataklığında batırın ne de kendinizin bu bataklığa saplanmasına izin verin!!

Gerçeklerle hayatınıza yön verin.

Karşınızda kim olursa olsun O’nsuz da yaşayabilirsiniz ve O’nsuz da hayatınıza yön verebilirsiniz.

Duygularınız gerçeklerden habersiz yapıyorsa sizi, gerçekleri görmenize engel oluyorsa, en basit olarak sizi ibadetlerden alıkoyuyorsa o duygular ŞERdir. Yani duygularınız sizin şeytanınız olmuştur artık. Dışarıdaki şeytana ne hacet!.

Ölüm ötesine zararı olan her şey ŞER kapsamı altında değerlendirilir.

Kalp kırmak da şerdir. Ne kimsenin kalbini kırın ne de kimseye bağlanın. Bu dengeyi her babayiğit kuramaz. Dengesiz olmaktan korunmuşlardan oluruz inşallah!.

İnternet, gıybet, etraf ne der, güzel ve kaliteli giyinme, güzel şeyler yeme-içme, saygı bekleme, rahat yataklarda uyuma, titizlik, anlayış görme ve diğer bağımlılıkları da yazarsak yazı çok uzayacağı için oralara girmeden yazıyı burada bitirelim.

"Bakalım bu sefer ne yazmış” diye okuyanlara herhangi bir katkımız olamayacağı için diğer insanlardan umutluyuz...

Her türlü bağımlılıklarımızı fark edenlerden ve o bağımlılıklardan BU DÜNYADA kurtulmayı başaranlardan oluruz inşallah!..

Kendimizi imanlı varsayarak; Allah’tan, cennete kısa sürede eren rolünü isteyelim âkil dostlar!.. Sevgi ve saygılarımla efendim..