Çarşaf ve Peçe

Necip Fazıl Kısakürek, Yahya Kemal Beyatlı, Cahit Sıtkı Tarancı, Aşık Veysel gibi şairlerimiz, ölümü anlatan o kadar güzel şiirler yazarlar ki, insanın Karacaahmet Mezarlığı'na gidip, kendi mezarını kazıp, içine yatası ...


Ağaç Şeklinde Aç6Beğeni
  • 4 gönderen el_feta
  • 1 gönderen Henna
  • 1 gönderen E.Ahsen

  1. Alt 03-14-2009, 11:03 #1
    el_feta Mesajlar: 1.168
    Necip Fazıl Kısakürek, Yahya Kemal Beyatlı, Cahit Sıtkı Tarancı, Aşık Veysel gibi şairlerimiz, ölümü anlatan o kadar güzel şiirler yazarlar ki, insanın Karacaahmet Mezarlığı'na gidip, kendi mezarını kazıp, içine yatası gelir!
    "Gazinin satranç tahtasında bir piyon olmakla" övünen ve onu hiç bir şarta bağlı olmaksızın, kayıtsız ve şartsız sevdiği halde, Tiran'a zoraki büyükelçiliğe gönderilen Yakub Kadri Karaosmanoğlu da, 1915 yılında (1331) "Çarşaf ve Peçeye Dair" başlıklı yazısında öyle bir tasvir yapar ki; çarşaf giymeyen kadınlara aşkolsun!O yıllarda yavaş yavaş batılılaşmaya başlayan büyük şehirlerde hayatın tabii akışı içinde değişiklikler görülkmektedir.Avrupa ile teşrik-i mesaide bulunan insanlar, matbuatın da tesiriyle oradan buraya doğru esen rüzgarda bazı menfi havayı da ister istemez taşırlar.Tesettürün en olgunlaşmış şekli olan çarşaf ve paçeye karşı bir sızlanma ve karşı duruş hisseden Yakub Kadri de en güçlü ve tek silahı olan kalemini ateşler.1889'da Kahire'de dünyaya gelen ve çok da dindar olmayan bir aileden gelen Yakub Kadri adeta şiir gibi bir yazı kaleme alır.Bu yazı o günlerin basın ve kültür dünyasına bomba gibi düşer.Yazar çarşaftan müşteki olan kadınlara "niçin onlardan müşteki gibisiniz?O mazrufa bu zarftan daha muvafık ne olabilir?Sizi böyle gördükçe bir kadının başka türlü nasıl giyinebileceğini düşünüyorum ve çarşafsız peçesiz bir kadın tahayyül edemiyorum" diyerek onlara nefis bir nesir ziyafeti çeker.

    ---------------------------------------------------------------------------------------------------

    "ÇARŞAFA VE PEÇEYE DAİR

    Bu çirkin asrın ve bu çirkin muhitin yegane süsü, yegane güzelliği sizin çarşafınız, sizin peçenizdir.Yalnız bunlardır ki; gözleri hala bakmak tahammülünü, bakmak arzusunu veriyor.Niçin onlardan müşteki gibisiniz?O mazrufa bu zarftan daha muvafık ne olabilir?Sizi böyle gördükçe bir kadının başka türlü nasıl giyinebileceğini düşünüyorum ve çarşafsız peçesiz bir kadın tahayyül edemiyorum.Siz bizim aşkımızın, hürmetimizin, siz bizim kıskançlığımızın muti (uysal) mahbuseleri değil misiniz?Vücudunuzun şeklini alan bu dil-firıb (cazibeli-alımlı) mahbesi sizin etrafınıza, sizin yüzünüz üstüne biz ördük; bizim ihtimamımız, bizim muhabbetimiz ördü.Sizi güneşten, havadan, sizi kem nazardan sakındık da böyle yaptık, yazık değil mi ki; o saçlara güneş vursun, o yüzü havalar, tozlar hırpalasın!Yazık değil mi ki; Maazallah o gözlerin harimine kolayca laubali bir yabancı gözün kıvılcımı sıçrasın?Düşündük ki; belki bilmeyerek, belki farkına varmayarak birine gülüverirsiniz.Nazarlarınız belki, bila ihtiyar birinin üstünde fazlaca tevakkuf ediverir.Onun için yüzünü örttük.Zira tebessümlerinizin, bakışlarınızın kıymetini biz anlıyor, biz biliyorduk.Gönlümüz onların öyle lüzumsuz yere heder olmasına acıdı da, bir ipek mahfaza işinde muhafazalarına lüzum gördü.Çünkü siz hilkaten müsrifsiniz, hazinelerinizin bahasını bilemezsiniz.



    KADINLAR AÇILDI, EVLER YIKILDI

    İnsanlar kadınlara tahakküm ettikleri gündür ki; tabiata galip geldiler.Cemiyetlerin ve medeniyetlerin esasını bir erkeğin kıskançlığı kurdu.Memleketlerden, vatanlardan evvel ilk müdafaa edilen kadındı.Bana inanınız bütün bu evler, bu mabedler ile bu şehirler sizin için yapıldı ve sizin açıldığınız, sizin kıskançlık mahbesini yıktığınız yerlerde derhal evler yıkıldı, mabedler harap oldu, şehirler çöktü.Çünkü, sizin mahbesleriniz, o yerlerin surları idi, kaleleri idi.
    Niçin başka cinsten kadınlara bakıp da başınızda garip mütalaalara meydan açıyorsunuz?Onlardan size ne?Siz başlı başınıza bir alemsiniz.Ben o aleme girdiğim dakikadan itibaren hariçte bir başka mevcudiyet var mı, yok mu, unuttum bile.Siz niçin kendinizde herkesi unutmuyorsunuz?
    Söze başlarken size demiştim ki;bu çirkin asrın, bu çirkin muhitin yegane süsü, yegane güzelliği sizin çarşafınız, sizin peçenizdir.Memnun ve müsterih yaşamak için bu kanaat size kifayet etmez mi?Halbuki benim ruhumu sadece bu kanaat dolduruyor; peçeniz ve çarşafınız...Bunlardır ki; bana muhabbeti öğretiyor; hayata muhabbeti, aşka muhabbeti, memlekete muhabbeti öğretiyor, bahusus memlekete muhabbeti...Zira sizin bu örtüleriniz, bu süsleriniz değil midir ki; minarelerden ve o al bayraktan sonra bu serseri ruha bir dost sığınak ve bir güvenli liman saadeti veriyor.Peçenizin kudsiyetini şuradan anlayınız ki; bir yabancı elin ona uzanması ihtimali bile, gayz nedir, hırs nedir, intikam nedir, kin nedir hiç bilmeyen bu tembel ve yorgun ruhta beldeler yıkacak, kale ve kuleler devirecek bir ateş alevliyor.

    SAKIN ÇARŞAFI VE PEÇEYİ ÇIKARMAYIN

    Gördünüz mü?Peçenizden bahsederken haşin adımlarla yüksek surlar etrafında dolaşan bir eski kahraman gibi söz söylemeye başladım.Belki bunların hiçbirini yapmayacağım; fakat emin olunuz ki, şu dakikada çok samimiyim.Size, sizin örtülerinize ve süslerinize doğru teveccüh edince kendimi her şeye kadir farz ediyorum.Tarihi, insanlık destanlarını dolduran en büyük kahramanlıklar bana birer çocuk oyunu gibi geliyor.
    Sakın onları çıkarmayınız, sakın onları atmayınız.Bu çirkin asrın, bu çirkin muhitin ortasında, asalet ve zerafete yegane delil ve alamet olarak, bunlar, sade bunlar kaldı.İnsanlar senelerden beri, insanlığı rezil etmek için ve cemiyetlere manzaraların en fenasını vermek için sevimsiz bir cinnetle her şeyi devirdiler.Bu şuursuz kalabalık peşinden gitmek size yakışır mı?Ben sizi zamanların ve insanların üstünde, onların haricinde biliyorum.Siz örtülü, gizli, hayalı, namuslu ruhlardan değil misiniz?Dünya yüzünde tek başına kalan ulvi bir dinin ilahı sizi bu sıfatla sair mahlukat arasında seçkin kılmamış mıydı?Siz O'nun yarattığı cennet gibi alemin meleklerisiniz.O, kitabında sizin isminizi zikretti, o vakitten beri siz mukaddesat arasına girdiniz.Artık ne bugüne, ne geçmişe, ne de geleceğe mensupsunuz...Yalnız unutmayınız ki; sizi bu mertebeye bizim aşkımız, bizim hürmetimiz, bizim kıskançlığımız yükseltti (Kanunu-evvel 1331)"

    ---------------------------------------------------------------------------------------------------

    Rabb'imiz, erkek olsun, kadın olsun, bizleri, yüreğine ve aklına takva elbisesini giydirebilenlerden eylesin...

    ---------------------------------------------------------------------------------------------------

    Not:Ne acıdır ki; böyle bir yazıyı kaleme alabilen bir Yakub Kadri uzun bir diplomatlık görevinin hitamında 27 Mayıs 1960'ta kurucu meclis üyesi olarak, 1961'de chp Manisa milletvekilliğinin ardından 1965'te siyasi hayattan çekilecek ve 13 Aralık 1974 yılında sonsuz yolculuğuna çıkarken, son noktayı çok kötü koyacaktır...Öldüğü zaman cenaze namazının kılınmamasını isteyen Yakub Kadrinin vasiyeti açıldığı zaman samimi olduğu anlaşılacaktır."Ölümümde ne resmi, ne dini merasim isterim.Hastaneye kaldırılacak cesedimin doğrudan doğruya mezarlığa nakli" vasiyetine uyularak cenaze namazı kılınmadan defnedilecektir Yakub Kadri...

    beyza, Henna, emirahmedyasin ve 1 diğerleri bunu beğendiler..
  2. Alt 03-14-2009, 11:37 #2
    Ziyaretci
    Henna Mesajlar: n/a
    daha yazınızı tam sindirerek okumadan aklıma gelen ufak bir anekdot düşeyim şuraya...
    imam hatipdeyken bir grup abi ve ablalar geldi ilahiyattan ...ve şu an isimlerini unuttuğum bir ekibin hazırladığı ders olarak okutulan resmi bir kitapda biz başörtüyü tartışırken orada peçenin şekillerine göre manen dereceleri yazıyordu..ve sarığın ha keza..kaynak ve yazarlar sağlam ,deliller hakeza...

    Konu Henna tarafından (03-14-2009 Saat 18:07 ) değiştirilmiştir.
    el_feta bunu beğendi.
  3. Alt 03-16-2009, 19:26 #3
    E.Ahsen Mesajlar: 41
    el_feta´isimli üyeden Alıntı
    ---------------------------------------------------------------------------------------------------

    Rabb'imiz, erkek olsun, kadın olsun, bizleri, yüreğine ve aklına takva elbisesini giydirebilenlerden eylesin...

    ---------------------------------------------------------------------------------------------------

    amin...çok güzel bir paylaşım,teşekkürler...

    Henna bunu beğendi.
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.