PAPANIN kaleminden;Diyalog...

DİNLERARASI DİYALOG DÖNEMİ Misyonerlik ve oryantalizm faaliyetleri birbirinin devamı ve tamamlayıcısı durumnda idiler. Diyalog ise; misyon faaliyetleriyle İslam ülkelerinin başta hadisler ve sünnet müessesi olmak üzere pek çok konuda kafası ...


  1. Alt 02-11-2009, 02:52 #1
    Metin mete Mesajlar: 547
    DİNLERARASI DİYALOG DÖNEMİ
    Misyonerlik ve oryantalizm faaliyetleri birbirinin devamı ve tamamlayıcısı durumnda idiler. Diyalog ise; misyon faaliyetleriyle İslam ülkelerinin başta hadisler ve sünnet müessesi olmak üzere pek çok konuda kafası bulanmış ve şüphelerle dolmuş halklarını kilisenin kurtarıcısı (!) eline teslim edebilme gayretlerinin adıdır.

    Nitekim Dinlerarası Diyalog fikrinin babası olan, İslam tasavvufu ve bilhassa Hallac-ı Mansur üzerine çalışması bulunan Louıs Massignon, “onların (Müslümanların) her şeylerini tahrif ettik. Felsefeleri, dinleri mahvoldu. Artık hiçbir şeye inanmıyorlar. Derin bir boşluğa düştüler. İntihar ve anarşi için olgun hale geldiler” demektedir. Hayatını İslam’ın içinde olduğunu düşündüğü Hıristiyanlık unsurlarını bulmaya adayan ve çalışmalarını hep bu maksatla yapan bu şahsın ortaya attığı diyalog fikri günümüzde uygulamaya konmuştur.

    Diyalog dönemine geçmeden önce bu süreci başlatan Papa’lağın diyalogdan ne anladığına ve nasıl baktığına bir göz atalım.

    DİYALOG MİSYONERLİĞİN BİR TÜRÜDÜR

    Katolikliğin bir nevi ilmihal kitabı olan ve Papa’nın imzasını taşıyan Cathecism’de diyalog şöyle tanımlanıyor: “Misyonerlik görevi İncil’i daha henüz kabul etmemiş olanlarla saygıya dayalı bir diyaloğu öngörür.” ( Cathecims, s. 227, madde 856) burada geçen “henüz İncil’le tanışmamış olanlar” kimlerdir? Sorusunun cevabı 359. maddede şöyle veriliyor: “Aziz Paul derki; ‘insan soyu iki erkekten kaynaklanır. Bir tanesi Adem, bir tanesi Mesih’tir. Ama Mesih, Adem’i yaratırken kendi suretini de ona vermiştir.’ “ buradan ortaya şu çıkıyor: henüz İncil’le tanışmayanlar, Adem’i de Mesih’in yarattığını henüz bilmeyenlerdir. Burada açıkca bir şirk vardır. Ve kilise kimi çevrelerin iddia ettiği gibi diyalog yolu ile İslam’a yönelmek yerine şirke çağırmaktadır.

    DİYALOG, KİLİSE’YE DÖNDÜRME AMAÇLI MİSYONUN BİR PARÇASIDIR

    Şimdiki Papa II. J. Paul’e göre “Dinlerarası diyalog Kilise’nin insanları Kilise’ye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır.”( Joun Paul II, Redemptoris Missio, Libreria Editrice Vaticana, Roma 1991, s. 55) Papa’ya göre bu durum Hıristiyanlığın tabiatından kaynaklanır ve amaç başkalarına İncil’in mesajını öğretmektir: “Diyalog bir ve üç olan Tanrı’nın kendi kendi hayatına dayanır… Böylece diyalog Kilise’nin kurtarıcı misyonunun bir parçasıdır; gerçekten bu kurtuluş diyaloğudur. Çünkü böyle hakiki bir diyalog bir Hıristiyan için inandığını pratiğe dökmektir, saygı göstermek ve dinlemek suretiyle başkalarına İncil’in mesajını öğretmektir.”( Podgorski, F. R., Tawars A Catolic Theolojy of Misyonary Dialogue And Dialogical Mission With Other Religions, Roma 1987, s. 142 vd.)

    DİYALOĞA RAĞMEN, PAPALIĞA GÖRE YEGANE GERÇEK DİN HIRİSTİYANLIKTIR

    Diyalog kavramını II. Vatikan Konsoline öneren Papa VI. Paul diyaloğa rağmen yegane gerçek din vardır, oda Hıristiyanlıktır: “Biz her ne kadar Hıristiyan olmayan dinlerin manevi ve ahlaki değerlerini tanıyor, saygı gösteriyor, onlarla diyaloğa hazırlanıyor ve din hüviyetini savunmak, insanlık kardeşliğini tesis etmek, kültür, sosyal refah ve sivil iradeyi oluşturmak gibi hususlarda diyaloğa girmek istiyorsak da dürüstlük bizi gerçek kanaatimizi açıkca ilan etmeye mecbur etmektedir; yegane gerçek din vardır. Oda Hıristiyanlıktır.”( Catholic Official Teachings, VIII: Clergy and Laity, Edited by Odile m. Leibhard, Wilmington 1978, s. 13 vd.)

    PAPAYA GÖRE TEK KURTULUŞ YOLU HIRİSTİYANLAKTIR

    Papa I. Jean Paul’un 20 yıllık dostu ve “Papa’nın Düşüncesi” kitabının yazarı Buttiglione bu düşünceleri şöyle açıyor: “Hıristiyanlar İsa’nın Mesih olduğuna ve insanın onun sayesinde kurtulduğuna inanır. Tanrı’ya götüren başka bir yol yoktur. Bu önerme Hıristiyanlığı bir ahlak felsefesinde ve İsa’yı bir tür ahlak hocasına indirgeyen belirli bir çağdaş eğilime karşı tepkidir. (…) Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasındaki siyasi sorunlar, onla kurtuluş sunma gibi bir misyonerlik sorunundan tümüyle ayrı tutulmalıdır. Hıristiyanlık bu kurtuluşu, sömürgecilik veya Haçlı Seferleri ile değil, İsa’dan geçen bir diyalogla sunmaktadır.”( NPQ; Cilt: 1, Yaz 1991.)

    DİYALOGDAN AMAÇ MİSYONERLİĞE YARDIMCI OLMAKTIR

    Vatikan’ın Dinlerarası Diyalog Sekreterya’sının ilk başkanı Kardinal Marella Konsil Babalarına gönderdiği bir mektupta diyalog sekreteryasının amacını, doğrudan misyonerliğe yardımcı olmak şeklinde açıklamıştır: “Faaliyetlerimizle, Kilise’nin misyoner faaliyetlerini yürüten S. Cogregation de Propaganda Fide teşkilatının çalışmalarına, misyonerlik faaliyetlerinin kanunen mümkün olmadığı yerlerde yardımcı olmaya ve boşluğu doldurmaya çalışacağız.”( Rosanna, P., ‘The Secretariat For Non-Cristian Religions From the Begginings to the Present Day: History, Ideas, Problems’, Bulletin XIV/2-3, Roma 1979, s. 91)

    DİYALOG KİLİSE’NİN İNCİL’İ YAYMA AMAÇLI MİSYONUNUN İÇİNDE YER ALIR

    1973’te Sekreterliğe seçilen Rosanno, Hıristiyan olmayanlarla diyalog ile neyi kastettiklerini şöyle açıklamakta:”Diyalogdan söz ettiğimizde açıktır ki bu faaliyeti, Kilise şartları ve çerçevesinde misyoner ve İncil’i öğreten bir cemaat olarak yapıyoruz. Kilise’nin bütün faaliyetleri gibi diyalog da. Kilisenin üzerinde taşıdığı Tanrı Mesih’in sözlerini nakletmeye yöneliktir. Bu sebeple diyalog Kilise’nin İncil’i yayma amaçlı misyonunun çerçevesi içinde yer alır.” ( Rosanno, aynı makale, s.100)

    DİYALOĞUN AMACI

    II. Vatikan Konsili’nin diyalog taktiğini yeni çağın bir metodu olarak benimsemesiyle birlikte kilise gözlerini Anadalu’ya çevirmiş ve Anadolu ile diyaloğa girmenin yollarını aramıştır. Zira gerek Türkiye’nin tarihi, kültürel, siyasi potansiyeli ve stratejik konumu, gerekse Hıristiyanlarca kutsal sayılan hac bölgesinin Anadolu topraklarında bulunuşu, ülkemizi dinlerarası diyalog faaliyetlerinin odak noktası durumuna getirmiştir. 1987 yılından bu yana Türkiye üzerindeki faaliyetler hızlanmıştır. Hıristiyanlık Dışı Dinler Sekreteryası Başkanı Kardinal Arinze 13 Mayıs 1987’de ülkemize gelmiş, diyaloğun kitlesel ayağını oluşturmak üzere kendilerine yakın bulduğu azınlık temsilcileri ve bazı Müslüman din bilginleriyle görüşmelerde bulunmuştur.

    Bu adımın bir uzantısı olarak 1998’de Fettullah Gülen “Papalık misyonunun bir parçası olmak üzere” Vatikan’a Papa ile görüşmeye gitmiştir.

    Diyaloğun akademik ayağını oluşturmak üzere Papaz Thomas Michel 1987’de Türkiye’ye gelmiş Ankara İlahiyat fakültesi’nde bir dönem Hıristiyanlık dersleri ve seminerleri vermiş, 1988’de İzmir’de, 1989’da Konya’da ilahiyat fakültelerinde derslerine devam etmiştir.

    Papaz Michael Efendi Türkiye’de kaldığı süre zarfında bir akademik kadro yetiştirmiş kendisinin seslendirmesi halinde aşırı tepkiler doğurması muhtemel bazı itikadi görüşleri bu akademik kadro vasıtasıyla, onların ağzından Anadolu insanına pompalamıştır. Bu tahrif edici itikadi görüşler şunlardır:

    * Kur’an-ı Kerim’in metin yönünden ele alınıp bazı tarihsel beyanlarının açığa çıkarılması.

    * Türk milletince muharref olarak kabul edilen İncil ve Tevrat’ın hükümleri geçerli ilahi kitaplar olduğu iddiası.

    * Anadolu’daki yerleşik kanaatin aksine Yahudi ve Hıristiyanların da cennetlik olduğu iddiası.

    * Tek Allah inancının yeterli, Hz. Muhammed’i kabul ve tasdik etmenin ise bir “kemal mertebesi” olduğu iddiası.

    * İncil ve Tevrat’ın bazı bölümlerinin namazda okunabileceği iddiası.

    * İbrahimi dinlerin uzlaşmasının mümkün olduğu şeklinde Vatikan kaynaklı muharref anlayışlar bir kısım akademisyenlerimiz tarafından ısrarla milletimizin gündemine sokulmaya çalışılmıştır.


    Türkiye’de diyalogun akademik ayağını oluşturmakla görevli kilise sekreteryası bu işlerin İslam’a sadakatle bağlı geleneksel Müslümanlarla olamayacağını gayet iyi bildiğinden, ‘gevşek vahiy’ inancını kabullenmiş, gerektiğinde Kur’an-ı Kerim’i sorgulayabilecek akademik çevrelerle çok yakın temas kurulmasının şart olduğunu düşünmektedir. R Arnaldez normal bir Müslüman’a diyalogu kabul ettirmenin pratikte imkansız olduğunu söyledikten sonra İslami esasları modern akılla silkelemeyi bir metot haline dönüştürmüş Vehhabi anlayışının ve Abduh’çu ekolün görüşlerinin galip gelmesi halinde, dinlerarası diyalogun oldukça kolaylaşacağını ifade etmektedir.( R. Arnaldez: Contidions dun avee İslam)

    1998-1999’da yapılan Abant Toplantılarında da her ne kadar tıkanma noktasındaki Türkiye’nin önünün açılması şeklindeki bir gaye çatısı konmuş ise de alınan kararlar İslam dininin akli yorumlarla yeniden ele alınması ve diğer dinler karşısında yeni pozisyona sokulması şeklinde tezahür etmiştir. Toplantının organizatörlerinin, kararların ardından Kur’an’da mevcut olan Ehl-i Kitap ile ilgili ayetlerin tarihsel olduğu, dolaysıyla bugünkü Yahudi ve Hıristiyanları değil o dönemin insanlarını bağladığı, öte yandan devletin kutsal olup olmadığı şeklindeki tespitleri de dikkat çekicidir.

    Bu sayfada yer alan araştırma Prof. Dr. Haydar Baş'ın Dini ve Milli Bütünlüğümüze Karşı Tehditler Eserinden alınmıştır!

  2. Alt 02-11-2009, 18:14 #2
    kipchak Mesajlar: 1.658
    Blog Başlıkları: 506
    diyalog faaliyetleri sırasında hristiyan olan bir müslüman gösterebilirmisiniz? sayın Metin mete

  3. Alt 02-11-2009, 18:22 #3
    alptraum Mesajlar: 38.107
    Blog Başlıkları: 28
    Zaten bu yazilar 5 sene önceki yazilar düsün ki bu faaliyetler kac yildan beri var ve hristiyanlasan bir müslüman yok ki Haydar bas in kimligini arsstiran bu kisinin art niyetinide cok rahat anlayacaktir.

    Bence yorumsuz bir yazi hatta yorum yapmak bile fazla deger bicer

  4. Alt 02-11-2009, 18:38 #4
    Metin mete Mesajlar: 547
    •●FühreR●•´isimli üyeden Alıntı
    diyalog faaliyetleri sırasında hristiyan olan bir müslüman gösterebilirmisiniz? sayın Metin mete



    Gerek nedir tek tek olusunaki adamlar toptan istiyor,Istersen tüm koyduklari diyalogun kendi cephelerinden görünüsüne baka bilirsin,Sayin Führer.



    Alıntı:
    Zaten bu yazilar 5 sene önceki yazilar düsün ki bu faaliyetler kac yildan beri var ve hristiyanlasan bir müslüman yok ki Haydar bas in kimligini arsstiran bu kisinin art niyetinide cok rahat anlayacaktir.

    Bence yorumsuz bir yazi hatta yorum yapmak bile fazla deger bicer


    Sahislari tartisirsak konu baska mecralara cikar sevgi deger Alptraum...

  5. Alt 02-11-2009, 18:43 #5
    alptraum Mesajlar: 38.107
    Blog Başlıkları: 28
    Ben sahislari tartismiyorum. Tek Kuran diyen sizler eger denize düsünce Kuran yoksa yilana sarilirim mantigi güdüyorsaniz eyvallah. Hani ben hristiyanlasan bir müslüman göremiyorum. Bakin hindistana kac tane din var ve müslümanlarda var. Orada hristiyanlasan müslümanlarmi varmis. Yok öyle birsey deseniz ki faidesi yoktur o zaman düsünceye saygi duyulur. Size göre faide baska bir yolla olmalidir derim. Ama yok zarari vardir müslümanlar hristiyan olacaktir amaninda amanin olursa orada ayete ters geldigini Kurandan tam kesin haberiniz olmadigini ve denizde dolasirsaniz yilana sarilacaginizi da deme hakki kendimde bulurum

  6. Alt 02-11-2009, 18:52 #6
    Metin mete Mesajlar: 547
    alptraum´isimli üyeden Alıntı
    Ben sahislari tartismiyorum. Tek Kuran diyen sizler eger denize düsünce Kuran yoksa yilana sarilirim mantigi güdüyorsaniz eyvallah. Hani ben hristiyanlasan bir müslüman göremiyorum. Bakin hindistana kac tane din var ve müslümanlarda var. Orada hristiyanlasan müslümanlarmi varmis. Yok öyle birsey deseniz ki faidesi yoktur o zaman düsünceye saygi duyulur. Size göre faide baska bir yolla olmalidir derim. Ama yok zarari vardir müslümanlar hristiyan olacaktir amaninda amanin olursa orada ayete ters geldigini Kurandan tam kesin haberiniz olmadigini ve denizde dolasirsaniz yilana sarilacaginizi da deme hakki kendimde bulurum




    Nerede bizim yilana sarilmamiz?Haydar basin yazisi hakkindaysa dedigin DIKKATINI CELP ederim,adamin yazisindakilerin altinda alintilarin nereden alindigi var yani Delili var tabiki sahsi beni hic ilgilendirmiyor.Bu bir hiristiyanlasan müslüman görmen icin istersen bir googlden bir bak hemde sorarak ama konu bu degil adamlarin anlattiklari zaten acik bir sekilde yapmiyorlar sizce Türkiyedeki faliyetler misyonerlerin korunmasi üc din diyerekki bu dahi Kurani inkardir ona yapilan bir hakarettir Urfada düzenlenen töreni bir hatirlayiniz?Isterseniz söyle bir geriye gezi yapiniz?

  7. Alt 02-11-2009, 21:39 #7
    alptraum Mesajlar: 38.107
    Blog Başlıkları: 28
    Diyalog calismalari direk vatikan ile belgelenmis olarak baslayabilir ama bunun öncesi vardir ve yüzyillar öncesindede girisimlerde bulunulmustur + Bediüzzaman hazretleride olmasi gerektigini savunmustur. Neyse diyalog her ne olursa olsun yararli oldugu müddetce sorun yoktur. Bugünki anayasa Türkiyenin kendi basina olusturdugu bir anayasa degildir ama diyemeyizki külliyen Türkiye türklükten cikmistir bu durumdada aynisi gecerlidir. Kim baslatmissa baslatmistir ha birde Vatikanin amaci her ne ise bunun ne önemi var ki? Avrupa zamaninda kapilarini büsbütün türk iscilerine actiginda amaci tamamen onlari yontmakti ama ne oldu? Türkler bu amaclada gelmis olsa Avrupayi fethetmedi mi? Etti ve asil fetihi bu durumda yasadi e simdi burdada öyle ayni durum.

    Kuranda dinlerden bahseder ve teblig su sekilde olmaz. Herkes bir tebligden bahsediyor herkes bir diyalogdan bahsediyor ama FIS. Bilinen bir cesit yok. Hoca vaazda bas bas bagiriyor teblig edin. Adamda disari cikip bir hristiyani durdurup. Imana gel islam gercek bir dindir demesiyle olmuyor. E onu yolu yordami ögretilmemis. Diyalogda murad edilen ise islami tanitmaktir. Bir hristiyan bir diyalogcuya su soruyu sorsa ; hak din islammidir dese hic tereddüt etmeden evet cevabini verecektir cünkü bu ayetle sabittir ve bunu hristiyanlarda biliyor. E durum böyleyken konusulan mevzularda islamin yaklasimi, gelismesi gibi durumlar anlatiliyor.

    Urfadaki olayda da herhangi bir sey yoktur. Yani bu durum fazlasiyla izah edilmis bir durumdur. Önceden evliliklerini sürdüren bir cift nikahlarini urfadada kildiriyorlar ve bu erkek ben H.z Muhammed in son peygamber olduguna ve onun Allahin elcisi olduguna sehadet ederim diyor e kendisini hem müslüman hem hristiyan görüyor dogru ya da yanlis. Bu durumda direk kafir sifati yapismaz sonrasinda ise bu durum ilk müftülükten izin alinan bir durumdur. Haydar bas tan okunursa adami böyle gaza getirirler fakat coktan cürüyen evrim teorisi gibi Haydar bas in yazilari. O sansasyonel yillar önce gecti simdi yeniden ISITMANIN manasi olmadigindan tepkim yaziya

  8. Alt 02-11-2009, 23:26 #8
    Metin mete Mesajlar: 547
    alptraum´isimli üyeden Alıntı
    Diyalog calismalari direk vatikan ile belgelenmis olarak baslayabilir ama bunun öncesi vardir ve yüzyillar öncesindede girisimlerde bulunulmustur + Bediüzzaman hazretleride olmasi gerektigini savunmustur. Neyse diyalog her ne olursa olsun yararli oldugu müddetce sorun yoktur. Bugünki anayasa Türkiyenin kendi basina olusturdugu bir anayasa degildir ama diyemeyizki külliyen Türkiye türklükten cikmistir bu durumdada aynisi gecerlidir. Kim baslatmissa baslatmistir ha birde Vatikanin amaci her ne ise bunun ne önemi var ki? Avrupa zamaninda kapilarini büsbütün türk iscilerine actiginda amaci tamamen onlari yontmakti ama ne oldu? Türkler bu amaclada gelmis olsa Avrupayi fethetmedi mi? Etti ve asil fetihi bu durumda yasadi e simdi burdada öyle ayni durum.

    Kuranda dinlerden bahseder ve teblig su sekilde olmaz. Herkes bir tebligden bahsediyor herkes bir diyalogdan bahsediyor ama FIS. Bilinen bir cesit yok. Hoca vaazda bas bas bagiriyor teblig edin. Adamda disari cikip bir hristiyani durdurup. Imana gel islam gercek bir dindir demesiyle olmuyor. E onu yolu yordami ögretilmemis. Diyalogda murad edilen ise islami tanitmaktir. Bir hristiyan bir diyalogcuya su soruyu sorsa ; hak din islammidir dese hic tereddüt etmeden evet cevabini verecektir cünkü bu ayetle sabittir ve bunu hristiyanlarda biliyor. E durum böyleyken konusulan mevzularda islamin yaklasimi, gelismesi gibi durumlar anlatiliyor.

    Urfadaki olayda da herhangi bir sey yoktur. Yani bu durum fazlasiyla izah edilmis bir durumdur. Önceden evliliklerini sürdüren bir cift nikahlarini urfadada kildiriyorlar ve bu erkek ben H.z Muhammed in son peygamber olduguna ve onun Allahin elcisi olduguna sehadet ederim diyor H.z Muhammed in son peygamber olduguna ve onun Allahin elcisi olduguna sehadet ederim diyorH.z Muhammed in son peygamber olduguna ve onun Allahin elcisi olduguna sehadet ederim diyor e kendisini hem müslüman hem hristiyan görüyor dogru ya da yanlis. Bu durumda direk kafir sifati yapismaz sonrasinda ise bu durum ilk müftülükten izin alinan bir durumdur. Haydar bas tan okunursa adami böyle gaza getirirler fakat coktan cürüyen evrim teorisi gibi Haydar bas in yazilari. O sansasyonel yillar önce gecti simdi yeniden ISITMANIN manasi olmadigindan tepkim yaziya


    Simdi konuyu söyle harmanliyorsun;Bu ser küpünün baslangici neresi ortaya cikmistir.Ha dedigin sahsa yani Efendine gelince ben o konuya daha girmedim eger girersem isimde zikrederim korkma daha önce etmiyordum ama bundan sonra ederiz Insallah.Yani Kerimcigim KOSKOCA KURANIN Tebyin nizami yetmedi simdie VATIKANDAN ithal ediyorsunuz öylemi?Vay be ne büyük hayal Birgün gelipte VATIKANDAN taktik almak inan gözlerimiz yasaracak nerdeyse.Bizler(Gerci benim dil sorunum oldugundan pek yapamiyorum ama kardeslerim ve buradaki insanlar gerekli Tebligi yani sizin inanclariniza göre olani cooooooook anlatiyorlar,hicte aralarinda VATIKANDAN taktik alan yok.Demekki aklin yolu belli.Gelelim kactane cevirdiler iste en güzel soru bu buradaki camiinin ben ayrildigimda 118 üyesi vardi bunlardan sadece 65 Türkiye Vatandasi,13 Rus asilli Alaman,30 kusurlarda Balkan kökenli(Arnavut,Bosnali veya pomak)vardi bir kacta bati alman.Her neyse onlar bu diyalogtan taktik almadilar ama eger alirlarsa kendi cemaatlerini bitireceklerinin farkindalar sanirim..

    Evet Urfadaki olayda bir sey yoktur,H.z Muhammed in son peygamber olduguna ve onun Allahin elcisi olduguna sehadet ederim diyor ve arkasindan Isa Allahin ogludur diyerek basiyor alayi degilmi?Gerci bunun önemi nedirki,Diyalog saglansin sizde onun parcasi olun gerisi önemlimi?Haydar basa gelince eger alintilari dogruysa her zaman kulanilir akcedir.Isitmaya gerek yok Kendisini sevmesemde fark etmez benim icin önemli olan kullandigi yazinin gercekligidir.Sadece suni zan ettim alintiladigim yeri yazdim ne v
    ar bunda?

  9. Alt 02-12-2009, 01:39 #9
    alptraum Mesajlar: 38.107
    Blog Başlıkları: 28
    Avrupada bindiginiz araba yi da bir hristiyan yapmistir, oturdugunuz evin taslarinida, aldiginiz mobilyayida, tv yide, canak anteninize kadar ve daha bir cok örnek verebilirim. Peki olumlu bir girisim oldugu zaman onu kullanmak onu vesile edinmek ne zaman emir almak oldu cok enteresan. Bu emir degildir ittihaddir. Gayette normaldir. SINIRLAR bellidir ve taviz yoktur. Eger taviz gördüyseniz buyrun delillerini gösterin.

    O dügünü organize eden dinlerarasi diyalog degildir
    Davet edilen grup dinler arasi diyalogdur.

  10. Alt 02-12-2009, 15:03 #10
    Metin mete Mesajlar: 547
    alptraum´isimli üyeden Alıntı
    Avrupada bindiginiz araba yi da bir hristiyan yapmistir, oturdugunuz evin taslarinida, aldiginiz mobilyayida, tv yide, canak anteninize kadar ve daha bir cok örnek verebilirim. Peki olumlu bir girisim oldugu zaman onu kullanmak onu vesile edinmek ne zaman emir almak oldu cok enteresan. Bu emir degildir ittihaddir. Gayette normaldir. SINIRLAR bellidir ve taviz yoktur. Eger taviz gördüyseniz buyrun delillerini gösterin.

    O dügünü organize eden dinlerarasi diyalog degildir
    Davet edilen grup dinler arasi diyalogdur.



    Yani sizce bu kadar SIGmi düsünmemiz gerekiyor,Evimiz möblemiz Tv miz Antenimiz oldu olacak Dinimizide adapte edelim degilmi?Dünyada ilim varsa bu Müslümanin malidir,Teknoloji Insanligin malidir,ayni giyecek gibi Kuranda elbiselerden bahseder sor bizahmet hocalarina nede olsa Kurandan pek anlamiyorsunuz.Taviz yok ne demek,hepsi taviz yukaridaki yaziyi bir daha oku;Gerci sizce Haydar bas alintiyi Kurandan alsa dahi gecersiz degilmi bak orada bölümler var;Her konuda Vatikanin ve diyalog mimarlarinin gercekten ne düsündükleri yazilidir.Aradigin tavizleri orada o sözcüklerin icinde zaten bulursun isterseniz.Siz öncelikle Wattin dedigini kabul etmeseniz bu diyalog biterdi coktan bu dahi büyük bir kanittir...

Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.