Bu makalemin konusu, Tegabun suresi 11 ve 12. ayetler olacak. Bu iki ayet aslında bizlere çok önemli bilgiler veriyor ama bizler ayetlerin üzerinde, gereği gibi düşünmediğimiz içindir ki, gereken dersleri alamıyoruz. Kur’an ı bizler Allah ın emrettiği gibi düşünerek okumadığımız için, ne yazık ki ondan gereği gibi faydalanamıyoruz. Üzücü olan ise bizler, sen Kur’an ı anlayamazsın onu âlimler anlar diyenlere inandık. Acaba söyledikleri doğrumu diyen ve Kur’an dan araştıran, o kadar az Müslüman var ki, doğrusu üzülmemek mümkün değil. Elbette Kur’an ı anladığı dilden dikkatle her okuyan, aynı derece anlamaya bilir. Okullarda aynı kitabı bütün sınıf okuduğu halde, aynı ölçüde her öğrenci anlamaz. ÖĞRENCİ, ANLAYABİLMEK İÇİN GÖSTERDİĞİ ÇABA NİSPETİNCE ANLAR. Bahse konu ayetin ilkini önce yazalım.

Tegabun 11: ALLAH’IN İZNİ OLMADIKÇA, HİÇBİR MUSİBET İSABET ETMEZ. Kim Allah’a iman ederse, Allah onun kalbini doğruya götürür. Allah her şeyi bilendir. (Bayraktar Bayraklı)

Ayette geçen MUSİBET kelimesi, beklenmedik anda gelen sıkıntı, kötülük anlamındadır. Bakın Allah ın izni olmadıkça, hiçbir musibet hiç kimsenin kötülüğü size zarar veremez diyor. Tabi bu ayeti düşünürken, Kur’an bütünlüğünde düşünmek gerekir. Şunu lütfen unutmayalım, Allah bizleri özgür irademizle baş başa bırakmış ve yaptığımız tüm kötülük, musibetlerden de sorumlu olacağımızı söyleyerek, İRADEMİZE KOLAY KOLAY MÜDAHALE ETMEMİŞTİR. Yani birisini öldürmeye karar veren kişiye, müdahale özellikle etmeyebileceğini, tüm yaptıklarımızın bizlerin imtihanı gereği olduğunu, bizlerin bunlardan sorumlu olacağımız gerçeğini bizlere bildirmiştir. Elbette bizler olayların gerçek yüzünü, detayını tam bilemediğimiz için, karşılaştığımız olaylar yada seyirci olduğumuz vakalar ile ilgili gerçek değerlendirmeyi, çoğu zaman yapamayız. Onun içinde doğru ve objektif bir değerlendirmede bulanamayız. TABİ ÖZEL DURUMLARDA, ALLAH IN MÜDAHALE ETMESİ MÜSTESNA. ONUN DETAYINI DA ALLAH BİLİR.

Ayetin ilk cümlesinde geçen, ALLAH IN İZNİ OLMADIKÇA, HİÇ BİR MUSİBET İSABET ETMEZ, sözünden özet olarak şunu anlamalıyız. İnsanlar eğer doğru yolda gider, Allah ın halis kullarından olursa Allah, böyle kullarına yardım ederek, ona hiç kimsenin zarar veremeyeceğini, bizlere özellikle bildiriyor ve korkulacak sakınılacak tek gücün, kendisi olduğunu hatırlatıyor. İslam toplumunda neredeyse çok kabul gören bir inanç vardır sihir/büyücülük. İnsanlar sihir/büyü ile her insana zarar verebileceğine inanırlar. Aslında bu düşünce temelden Kur’an inancına aykırıdır. Anlatıldığı şekliyle bir sihir/büyü asla yoktur. Yani bir insan, karşısındaki bir insana engel olamayacağı zararlar asla veremez. Onun için de Allah özellikle bu ayette, SİZ ÖNLEMİNİ ALDIKTAN SONRA, ALLAH IN İZNİ OLMADIKÇA HİÇ KİMSE, BİR BAŞKA KİŞİYE YA DA SİZE ZARAR VEREMEZ DİYOR. Günümüzde anlatılan sihir/büyü inancı, Kur’an ın bu ayetine tamamen ters düşer. İman eden bir insana, asla şeytanın ve şeytanlaşmış insanların yapacağı kötülük, hiçbir işe yaramaz. Bizlerin büyü dediği aslında sihirdir ve sihir, BİR ŞEYİ OLDUĞUNDAN BAŞKA TÜRLÜ GÖSTERMEK, ALDATMAK, OYALAMAK ANLAMLARINA GELİR.

Mücadele 10. ayetinde de iman edenlere karşı kötü dedikodu yaptıran, vesvese veren şeytan hakkında ayet bakın ne diyor. “HÂLBUKİ ALLAH’IN İZNİ OLMADAN, ŞEYTAN ONLARA HİÇBİR ZARAR VEREMEZ.” Demek ki doğru yolda gidene hiç kimse kötülük yapamaz, onun koruyucusu Allah tır. Araf suresi 188. ayetinde Allah ın Elçisinin bile, ne kendisine nede bir başkasına zarar ya da fayda sağlayamayacağını, bakın nasıl söylemesini istiyor. “DE Kİ: “BEN KENDİ NEFSİME, ALLAH’IN DİLEDİĞİNDEN BAŞKA NE BİR YARAR SAĞLAYABİLİRİM, NE DE BİR ZARAR VEREBİLİRİM. “ Allah ın, Elçisine bile vermediği bir gücü, kendilerinde büyü yaparak sağlamaya çalışanların güçlerinin olduğuna inanırsak, Kur’an dan haberimiz yok demektir. Engellenemeyecek tek güç Allah ın gücüdür. Yine Yunus suresi 106. ayette Allah, bu konuyu çok netleştiriyor ve bakın ne diyor. “VE ALLAH’DAN BAŞKA, SANA FAYDASI DA, ZARARI DA DOKUNMAYACAK OLAN ŞEYLERE YALVARMA!” Demek ki bizlere zarar verebilecek, korkmamız gereken tek gücün, yalnız Allah olduğu birçok ayette bizlere bildiriliyor. Bu konu da Kur’an da birçok örnek vardır. Şimdide Tegabun suresi 11. ayetin devama bakalım. Çok önemli bir uyarı yapılıyor.

Tegabun 12: Allah’a itaat edin, Resule de itaat edin. EĞER YÜZ ÇEVİRİRSENİZ, BİLİN Kİ ELÇİMİZE DÜŞEN SADECE APAÇIK BİR TEBLİĞDİR. (Diyanet meali)

Sizlere şunu hatırlatmak isterim. Ayette dikkat ettiyseniz, ALLAH A VE RESULÜME İTAAT EDİN diyor. Buna benzer Allah ve Resulünün birlikte anılarak, itaat edilmesini söylediği birçok ayet vardır. Batıl inançlarını yaşayabilmek adına, Kur’an ayetlerini tahrif ederek, anlamlarını saptırmaya çalışanlar, genelde şunu söyler ve kendilerine kanıt yaratma çabasında olurlar. ”BAKIN AYET DE, ALLAH A VE RESULÜNE UYUN DİYEREK AYRI AYRI ZİKRETMİŞ. DEMEK Kİ ALLAH A UYMAK BAŞKA, RESULÜNE UYMAK BAŞKA. ONUN İÇİNDİR Kİ ALLAH A UYMAK KUR’AN A UYMAK, RESULÜNE UYMAK İSE ONUN SÜNNETİNE YANİ HADİSLERİNE UYMAKTIR.” Diye kanıt yaratma çabasında oluyorlar.

Allah, bir başka ayetinde, ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem dedikten sonra, bu ve benzeri ayetlerden, nasıl olur da böyle bir anlam çıkartırız. Hâlbuki bu ayetin sonunda, Elçisinin görev ve yetkisini bizlere bildirerek, Resulüme uyun sözünden neyi kast ettiğini bakın nasıl çok net açıklıyor, zerre kadar aklı olan, Zikir ehli olana her şey çok açık.

“EĞER YÜZ ÇEVİRİRSENİZ, BİLİN Kİ ELÇİMİZE DÜŞEN, SADECE APAÇIK BİR TEBLİĞDİR.”

Kur’an ın emrettiği gibi, yalnız Allah ın ipine sarılan, Allah ın ayetleri üzerinde batıl ve hurafeden uzak düşünebilenleri, hiç kimse Allah ile aldatamaz. Allah bu ayette Elçisine verdiği yetkiyi, bakın ne güzel açıklamış. Anlamak istemeyene hiç kimse anlatamaz. Çünkü onların, inatları ve batılı hak diye yaşamakta ısrar etmeleri yüzünden, Allah onların gözlerine perde çekmiş, gönüllerini mühürlemiştir. BÖYLE İNSANLAR BİR BİRİLERİNE HER TÜRLÜ MUSİBETTE BULUNURLAR VE ALLAH ONLARIN BU KÖTÜLÜKLERİNİ ENGELLEMEZ VE RABBİMİZ YOLDAN SAPMIŞLARI, BİRBİRİYLE BÖYLECE CEZALANDIRIR. Batıl, hurafe yolcuları bu ayeti apaçık gördükleri halde, NE YANİ PEYGAMBERİMİZ POSTACIMIYDI demeye devam ediyorlarsa, böyle insanlara, asla Kur’an gerçeklerini anlatamazsınız. Allah Elçisine verdiği görev ve yetkiyi, başka ayetlerinde de nasıl açıklamıştı hatırlayalım.

“RESULE DÜŞEN, APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18)

“BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.” (Kehf 56)

“SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR.” (Rad 40)

“BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.” (Ahkaf 9 )

Lütfen unutmayalım, DİN ALLAH KATINDAN GELENDİR VE DİN YOLDAN SAPMIŞ İNSANLARA YOL GÖSTERİCİ, REHBER OLMASI İÇİN İNDİRİLMİŞTİR. İNSAN, DİN İÇİN YARATILMAMIŞTIR. ÖNCE İNSAN YARATILMIŞ, DAHA SONRA ONLARIN YAPTIĞI YANLIŞLARI DÜZELTMEK İÇİN ALLAH, DİNİNİ DETAYLI O GÜNÜN ŞARTLARINA GÖRE İNDİRMİŞTİR İNSANLARA. Dilerim hakkın yolundan giden, Allah ın halis kulları arasında oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK


https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/