''Enkaz''dan, en kalabalık 3'üncü üniversite çıktı
Marmara depreminde bütün binaları yıkılan, şu anki rektörünün kayıt için şehre gelen öğrencileri tren garında ikna etmeye çalıştığı Kocaeli Üniversitesi, aradan geçen 14 yılın ardından Türkiye'nin en kalabalık 3'üncü üniversitesi oldu.
Marmara depreminde bütün binaları yıkılan, şu anki rektörünün kayıt için şehre gelen öğrencileri tren garında ikna etmeye çalıştığı Kocaeli Üniversitesi, aradan geçen 14 yılın ardından Türkiye'nin en kalabalık 3'üncü üniversitesi oldu. Depremde binalarının tamamı yıkıldığı için öğretime ara verilmesi ve tüm çalışanlarının farklı üniversitelere gönderilmesi düşünülen KOÜ, bilimsel çalışma ve yayınları ile de Türkiye'nin sayılı üniversiteleri arasına girmeyi başardı.
KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Marmara depreminin Türkiye'nin batısı ve sanayinin başkenti şehrinde yaşanmasının afetin etkisinin görülebilirliğini fazlasıyla artırdığını belirterek, medyanın depremin üzerine eskiye göre daha çok düştüğünü ve bilimsel çalışmların arttığını söyledi.
Türkiye'nin depremle ilgili konuşmaya, bu konudaki bilgisini tazelemeye ve çalışmalar yapmaya Marmara depreminden sonra başladığını dile getiren Komsuoğlu, Kocaeli özelinde ise üniversite, belediye ve valilik olarak insanların bilinçlenmesi için çok fazla çaba sarfettiklerini kaydetti.
Komsuoğlu, 1999 yılında üniversite yerleşkesinin Arslanbey'de olduğunu ve depremde binaların tamamının yıkıldığını anlatarak, "17 Ağustos sabahında fiziki olanaklarımızın tamamını kaybettik. Yüzde 100 kayba uğradık. Hastanemiz, fakültelerimiz sınıflarımız... Her şey yıkıldı. Ne yazık ki o zaman oradan bir fay hattının geçtiğini öğrendik. Bu nedenle daha sağlıklı yapılara kavuşmak üzere Umuttepe Yerleşkesi seçildi" diye konuştu.
- "Kayıt yaptıracak öğrencileri tren garında karşılıyorduk"
Komsuoğlu, deprem döneminde rektörün eşi Prof. Dr. Baki Komsuoğlu olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
"YÖK ve kamunun beklentisi üniversiteyi bir süreliğine kapatmaktı çünkü depremde fiziki olanaklarımızın yüzde 100'ünü kaybetmiştik. Buna çok üzülüyorduk. 'Üniversite böyle bir durum yaşamasın, öğretim üyeleri ve öğrenciler gitmesin' diye çok çaba gösterdik. Baki Hoca nasıl bir üniversitemiz olacağını bir maketle ortaya koymuştu. Öğretim üyelerine 'siz şu odada oturacaksınız' diye tek tek gösteriyordu. Aileler çocuklarını kayıt ettirmek istemiyordu. Ben de kayıt yaptırmak için gelen öğrencileri otogardan ve tren garından karşılamaya gidiyordum. Hepsini arabama alıp olanaklarımızı gösteriyordum."
"Ailelere çocuğunuz bizimle emniyette olacak diyorduk" ifadesini kullanan Komsuoğlu, "Bunların büyük çoğunluğu mühendis, doktor, iktisatçı oldu. Üniversitemiz dağılmadı, gittikçe gelişti. Bunlar acı da olsa anı olarak kaldı" şeklinde konuştu.
- "Artık hedef, marka değerini artırmak"
Komsuoğlu, 1999'da KOÜ'nün öğrenci sayısının 13 bin civarında olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin marka değeri olan en önemli üniversitelerinden biriyiz. Eylül ayında kısmet olursa 16 bin 700 öğrencimiz kayıt olacak. Bununla birlikte sayı 71 bine çıkacak. 70 bin öğrenciye eğitim veren, Türkiye'nin 3. büyük üniversitesiyiz. Türkiye Cumhuriyeti'ne 70 bin genç yetiştireceğiz, 2013-2014 eğitim ve öğretim yılında. Bundan sonra bizim üniversitemiz yatay genişleme yerine marka değer olma alanlarını seçmiştir ve o alanlarda daha ileri gitmek için çaba gösterecektir."
Afet dönemindeki yardımları iyi değerlendirdiklerini vurgulayan Komsuoğlu, "İş Bankasından tutun, Asım Kocabıyık, Gazenfer Bilge, Hüsnü Özyeğin, Turgay Ciner ve bir çok insan bize yardım etti. Kalkınma Bakanlığından büyük destek gördük. Bu üniversitenin düzgün yapılmasındaki en büyük öğe o yıllardan sonra projelendirilerek yapılmış ilk kampüstür Türkiye'de. Bugün 490 bin metrekare kapalı alana sahibiz" diye konuştu.
- "8,5 şiddetinde depremde bile ameliyat yapılabilen hastane"
Komsuoğlu, Türkiye'de en iyi beyin cerrahisi ameliyatlarının KOÜ'de yapıldığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Tıp fakültemiz Türkiye'de bir marka değerdir. Fakültemiz 8,5 şiddetinde depreme dayanıklı deprem izalatörleriyle inşa edilmiştir. 8,5 şiddetinde depremde ameliyat yapabilmek mümkündür. İnşallah böyle şeyler görmeyiz ama böyle durumlarda buna hazır bir hastanemiz var."
Depremin yaşattığı acılar kadar eğitici ve öğretici olduğuna dikkati çeken Komsuoğlu, "Bu alanda depremle ilgili jeoloji ve jeofizik veyahut tıp fakültemizin psikiyatri klinikleri bir araya gelerek çok güzel çalışmalar yaptılar. Deprem Araştırmaları Merkezi'ni kurduk. Almanya'yla, Kore'yle ve Japonya'yla konuyla ilgili çalışmalar yürütülüyor. Birçok öğretim görevlimiz depremle ilgili araştırma kuruluşlarının danışma kurulu üyeliğini yapıyor" ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Marmara depreminde bütün binaları yıkılan, şu anki rektörünün kayıt için şehre gelen öğrencileri tren garında ikna etmeye çalıştığı Kocaeli Üniversitesi, aradan geçen 14 yılın ardından Türkiye'nin en kalabalık 3'üncü üniversitesi oldu.
Marmara depreminde bütün binaları yıkılan, şu anki rektörünün kayıt için şehre gelen öğrencileri tren garında ikna etmeye çalıştığı Kocaeli Üniversitesi, aradan geçen 14 yılın ardından Türkiye'nin en kalabalık 3'üncü üniversitesi oldu. Depremde binalarının tamamı yıkıldığı için öğretime ara verilmesi ve tüm çalışanlarının farklı üniversitelere gönderilmesi düşünülen KOÜ, bilimsel çalışma ve yayınları ile de Türkiye'nin sayılı üniversiteleri arasına girmeyi başardı.
KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Marmara depreminin Türkiye'nin batısı ve sanayinin başkenti şehrinde yaşanmasının afetin etkisinin görülebilirliğini fazlasıyla artırdığını belirterek, medyanın depremin üzerine eskiye göre daha çok düştüğünü ve bilimsel çalışmların arttığını söyledi.
Türkiye'nin depremle ilgili konuşmaya, bu konudaki bilgisini tazelemeye ve çalışmalar yapmaya Marmara depreminden sonra başladığını dile getiren Komsuoğlu, Kocaeli özelinde ise üniversite, belediye ve valilik olarak insanların bilinçlenmesi için çok fazla çaba sarfettiklerini kaydetti.
Komsuoğlu, 1999 yılında üniversite yerleşkesinin Arslanbey'de olduğunu ve depremde binaların tamamının yıkıldığını anlatarak, "17 Ağustos sabahında fiziki olanaklarımızın tamamını kaybettik. Yüzde 100 kayba uğradık. Hastanemiz, fakültelerimiz sınıflarımız... Her şey yıkıldı. Ne yazık ki o zaman oradan bir fay hattının geçtiğini öğrendik. Bu nedenle daha sağlıklı yapılara kavuşmak üzere Umuttepe Yerleşkesi seçildi" diye konuştu.
- "Kayıt yaptıracak öğrencileri tren garında karşılıyorduk"
Komsuoğlu, deprem döneminde rektörün eşi Prof. Dr. Baki Komsuoğlu olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
"YÖK ve kamunun beklentisi üniversiteyi bir süreliğine kapatmaktı çünkü depremde fiziki olanaklarımızın yüzde 100'ünü kaybetmiştik. Buna çok üzülüyorduk. 'Üniversite böyle bir durum yaşamasın, öğretim üyeleri ve öğrenciler gitmesin' diye çok çaba gösterdik. Baki Hoca nasıl bir üniversitemiz olacağını bir maketle ortaya koymuştu. Öğretim üyelerine 'siz şu odada oturacaksınız' diye tek tek gösteriyordu. Aileler çocuklarını kayıt ettirmek istemiyordu. Ben de kayıt yaptırmak için gelen öğrencileri otogardan ve tren garından karşılamaya gidiyordum. Hepsini arabama alıp olanaklarımızı gösteriyordum."
"Ailelere çocuğunuz bizimle emniyette olacak diyorduk" ifadesini kullanan Komsuoğlu, "Bunların büyük çoğunluğu mühendis, doktor, iktisatçı oldu. Üniversitemiz dağılmadı, gittikçe gelişti. Bunlar acı da olsa anı olarak kaldı" şeklinde konuştu.
- "Artık hedef, marka değerini artırmak"
Komsuoğlu, 1999'da KOÜ'nün öğrenci sayısının 13 bin civarında olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin marka değeri olan en önemli üniversitelerinden biriyiz. Eylül ayında kısmet olursa 16 bin 700 öğrencimiz kayıt olacak. Bununla birlikte sayı 71 bine çıkacak. 70 bin öğrenciye eğitim veren, Türkiye'nin 3. büyük üniversitesiyiz. Türkiye Cumhuriyeti'ne 70 bin genç yetiştireceğiz, 2013-2014 eğitim ve öğretim yılında. Bundan sonra bizim üniversitemiz yatay genişleme yerine marka değer olma alanlarını seçmiştir ve o alanlarda daha ileri gitmek için çaba gösterecektir."
Afet dönemindeki yardımları iyi değerlendirdiklerini vurgulayan Komsuoğlu, "İş Bankasından tutun, Asım Kocabıyık, Gazenfer Bilge, Hüsnü Özyeğin, Turgay Ciner ve bir çok insan bize yardım etti. Kalkınma Bakanlığından büyük destek gördük. Bu üniversitenin düzgün yapılmasındaki en büyük öğe o yıllardan sonra projelendirilerek yapılmış ilk kampüstür Türkiye'de. Bugün 490 bin metrekare kapalı alana sahibiz" diye konuştu.
- "8,5 şiddetinde depremde bile ameliyat yapılabilen hastane"
Komsuoğlu, Türkiye'de en iyi beyin cerrahisi ameliyatlarının KOÜ'de yapıldığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Tıp fakültemiz Türkiye'de bir marka değerdir. Fakültemiz 8,5 şiddetinde depreme dayanıklı deprem izalatörleriyle inşa edilmiştir. 8,5 şiddetinde depremde ameliyat yapabilmek mümkündür. İnşallah böyle şeyler görmeyiz ama böyle durumlarda buna hazır bir hastanemiz var."
Depremin yaşattığı acılar kadar eğitici ve öğretici olduğuna dikkati çeken Komsuoğlu, "Bu alanda depremle ilgili jeoloji ve jeofizik veyahut tıp fakültemizin psikiyatri klinikleri bir araya gelerek çok güzel çalışmalar yaptılar. Deprem Araştırmaları Merkezi'ni kurduk. Almanya'yla, Kore'yle ve Japonya'yla konuyla ilgili çalışmalar yürütülüyor. Birçok öğretim görevlimiz depremle ilgili araştırma kuruluşlarının danışma kurulu üyeliğini yapıyor" ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
