MERYEMCE YAŞAMAK YADA MERYEMLEŞEBİLMEK

Hz. Zekeriya ( a.s )’ın çocuğu olmuyordu, karısı kısırdı. Hz. Zekeriya Allah’tan bir erkek evlat istiyordu, istiyordu çünki, iş başına geçecek bir varis evladın kendi akrabalarından daha iyi olacağını düşünüyordu. “ Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum. Karım da kısırdır. Tarafından bana bir veli (oğul) ver. “ (Meryem,19/5)


Hz. Zekeriya işte böyle diyordu. Ama o bilmiyordu ki, kendisine erkek evlattan daha hayırlı bir kız evladı verileceğini. Günü geldi ve Hz. Zekeriya bir kız evladı sahibi oldu. Hz. Meryem bir iffet abidesi olarak yetişti, ilim ve ferasette en doruk noktaya ulaştı.


Biz kimliğinde Müslüman olan ailesi, Müslüman olan ve yeri geldiğinde Müslümanlık konusunda mangalda kül bırakmayan Müslüman hanımlar acaba Hz. Meryem’i örnek alıyor muyuz? alıyorsak ne kadar alıyoruz? Bir yandan Batıni ilmini tahsil ederken diğer yandan da Hz. Meryem’in hayatını ve Hz. Peygamber ( s.a.v )’in hanımlarının hayatları hakkında bilgi edinmek gerek, bilhassa Hz. Ayşe validemizin hayatını da bir örnek olarak kendimize almamız icap eder. Bir milletin inşası ve beka bulması hanımlar iledir. Hanımları bozulmuş bir toplum, mayası bozulmuş bir yoğurda benzer. Mayası bozulmuş toplumların ömürleri pek uzun olmayacaktır. Aile denen Müesseseler de aile olma konusunda hiçbir değer ifade etmeyecektir, kendi hayatımızı Meryem’ce yaşamazsak ya da Meryemleşemezsek…






Suheyla CEYLAN