ABD Başkanı Barack Obama'nın, ''olası'' rakibi olarak ilk kez Mitt Romney'in adını telaffuz etmesiyle başkanlık yarışı ''resmen'' başlarken, seçimler giderek ''sınıf'' odaklı mücadeleye dönüşecek gibi görünüyor.
ABD'de Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde belirleyici etmen herkesin beklediği gibi ekonomi olacak. Ekonomide ise en büyük sorunlardan biri bütçe açığı. Bu noktada da Cumhuriyetçi ve Demokratlar arasında bitmek bilmeyen uzlaşmazlık herkesin malumu.
Çünkü, Obama, bir yandan orta sınıf ile muhtaçları çok zor duruma düşürmeyecek şekilde devlet harcamalarını kısarken, diğer yandan zenginlerin vergi kesintisine son vererek gelirleri artırıp bütçeyi dengeleme amacında. Buna karşın, Cumhuriyetçiler de güvenlikten sosyal yardımlara, sağlıktan eğitim ve araştırma geliştirmeye kadar birçok alanda fonları ''iyice kırpıp'', yatırım ve istihdamı artıracağı gerekçesiyle zenginlere vergi kolaylıklarının devamını istiyor. Dolayısıyla, farklı gerekçelerle, Demokratların planında daha çok orta sınıf, Cumhuriyetçilerinkinde ise zengin kesimler öncelikli.
Aslında, uzun süredir bu ''sınıfsal'' öncelikler, bütçe tartışmalarında kendini gösteriyordu ama Obama, şimdi konuyu bir adım daha öteye taşıyarak, ulusal arenada seçim tartışmalarının merkezine kaydırdı, hatta halkın önüne seçimde adaylar için ''tercih nedeni'' olarak sundu.
Böylelikle, başkanlık seçiminde ana teması ekonomi olsa da aslında ayrıntıda tartışmaların, ''sınıfsal mücadele'' çerçevesinde geçeceğinin sinyallerini verdi.
-Cumhuriyetçileri ''Sosyal Darwinist'' yaptı-
The Associated Press'in yıllık toplantısında konuşan Obama, bu konuda Cumhuriyetçileri ''saldırgan'' bir tavırla ''yerden yere vurmaktan'' kaçınmadı.
Bütçe açığı meselesinde, Cumhuriyetçileri, zenginler için orta sınıfı ''kurban'' etmekle suçlayan Obama, başkanlık seçimlerini, halkın, ABD'yi, ''herkesin adil hakkının olduğu bir ülke mi, yoksa sadece zenginlerin başarılı olduğu bir ülke mi'' şeklinde görmek istediğine karar vereceği bir yarış şeklinde gösterdi.
Böylece hem seçimi ''sınıf mücadelesi''ne dönüştürmeye başlayan hem de bu mücadelede kendisini ''orta sınıfın savunucusu'' olarak ortaya koyan Obama'nın şu sözleri de durumu pekiştirir nitelikteydi:
''(Cumhuriyetçilerin planına bakıldığında) Ülkedeki her bir milyoner, ortalama en az 150.000'er dolarlık vergiden kurtulacak. Hadi bu 150 bin dolarla nelerin ödenebileceğine bakalım: Bir yaşlının yıllık ilaç parası, artı, bir okula yeni bilgisayar laboratuvar, artı, bir gazinin yıllık sağlık gideri, artı, bir kronik hastalık için fon, artı, bir polis veya itfaiyecinin yıllık maaşı, artı, bir öğrenciye kolejin bir yılını daha verimli geçirebileceği vergi kesintisi, artı, bir yıllık finansal yardım.
(Seçimleri kastederek) Bu orta sınıfın kazandığı veya kaybettiği an (olacak) ve geleceğimize dair birbirine karşıt vizyonlar arasındaki seçimin bu kadar net olduğu bir zaman hatırlamıyorum''.
Obama, Cumhuriyetçilerin bütçe teklifini, ''Truva atı''na benzetmekle kalmadı, ''üstün bireylerin desteklenip, zayıfların sistem dışına taşındığı'' ''Sosyal Darwinizm'' teorisiyle özdeşleştirdi.
Bütçe kesintisinde geçmişte kendisine benzer yaklaşım sergileyen eski başkanlardan, Cumhuriyetçilerin idolü Ronald Reagan'ın bugün olsa, partinin başkan adaylığı yarışını bile kazanamayacağını savunan Obama, Cumhuriyetçileri ''radikal''leşmekle de suçladı.
-Obama ve Romney'in kişiliği de seçimlerde, ''sınıf mücadelesi'' havasını alevlendirecek-
Aslında, başkan adayların kişiliği de bu tartışmaları körükleyecek gibi.
Eğer, Cumhuriyetçi kanatta aday, şu an yarışı önde götüren Romney olursa, Demokratlar ''Romney = Zenginler'' yaklaşımını savunacak.
Zenginliği dillere destan olan Romney, şimdiden, farklı eyaletlerdeki evleri, sahip olduğu birçok araba, hatta bu arabalar için evlerinden birine asansör yaptırıyor olmasıyla eleştiriliyor. Obama'nın ise daha mütevazi hayat yaşadığı biliniyor ama Cumhuriyetçiler tarafından da ülkeyi ''sosyalizme'' götürmekle suçlanıyor.
Bunun yanında, Obama'nın zenginlerin yüzde 35 gibi oranında vergi ödemesi gerektiği yaklaşımına karşın, Romney'in sadece yüzde 15.4 oranında vergi ödüyor olması da ikiliyi ''zengin-orta sınıf'' savunucusu olarak karşı karşıya getiriyor.
Bu noktada, basının ısrarlı sorularına rağmen şimdiye kadar Cumhuriyetçi adaylar hakkında konuşmayan Obama'nın, ilk kez ''olası'' rakibi olarak Mitt Romney'in adını, özellikle bütçe açığı mevzusunda telaffuz etmesi de dikkat çekici.
ABD'de Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde belirleyici etmen herkesin beklediği gibi ekonomi olacak. Ekonomide ise en büyük sorunlardan biri bütçe açığı. Bu noktada da Cumhuriyetçi ve Demokratlar arasında bitmek bilmeyen uzlaşmazlık herkesin malumu.
Çünkü, Obama, bir yandan orta sınıf ile muhtaçları çok zor duruma düşürmeyecek şekilde devlet harcamalarını kısarken, diğer yandan zenginlerin vergi kesintisine son vererek gelirleri artırıp bütçeyi dengeleme amacında. Buna karşın, Cumhuriyetçiler de güvenlikten sosyal yardımlara, sağlıktan eğitim ve araştırma geliştirmeye kadar birçok alanda fonları ''iyice kırpıp'', yatırım ve istihdamı artıracağı gerekçesiyle zenginlere vergi kolaylıklarının devamını istiyor. Dolayısıyla, farklı gerekçelerle, Demokratların planında daha çok orta sınıf, Cumhuriyetçilerinkinde ise zengin kesimler öncelikli.
Aslında, uzun süredir bu ''sınıfsal'' öncelikler, bütçe tartışmalarında kendini gösteriyordu ama Obama, şimdi konuyu bir adım daha öteye taşıyarak, ulusal arenada seçim tartışmalarının merkezine kaydırdı, hatta halkın önüne seçimde adaylar için ''tercih nedeni'' olarak sundu.
Böylelikle, başkanlık seçiminde ana teması ekonomi olsa da aslında ayrıntıda tartışmaların, ''sınıfsal mücadele'' çerçevesinde geçeceğinin sinyallerini verdi.
-Cumhuriyetçileri ''Sosyal Darwinist'' yaptı-
The Associated Press'in yıllık toplantısında konuşan Obama, bu konuda Cumhuriyetçileri ''saldırgan'' bir tavırla ''yerden yere vurmaktan'' kaçınmadı.
Bütçe açığı meselesinde, Cumhuriyetçileri, zenginler için orta sınıfı ''kurban'' etmekle suçlayan Obama, başkanlık seçimlerini, halkın, ABD'yi, ''herkesin adil hakkının olduğu bir ülke mi, yoksa sadece zenginlerin başarılı olduğu bir ülke mi'' şeklinde görmek istediğine karar vereceği bir yarış şeklinde gösterdi.
Böylece hem seçimi ''sınıf mücadelesi''ne dönüştürmeye başlayan hem de bu mücadelede kendisini ''orta sınıfın savunucusu'' olarak ortaya koyan Obama'nın şu sözleri de durumu pekiştirir nitelikteydi:
''(Cumhuriyetçilerin planına bakıldığında) Ülkedeki her bir milyoner, ortalama en az 150.000'er dolarlık vergiden kurtulacak. Hadi bu 150 bin dolarla nelerin ödenebileceğine bakalım: Bir yaşlının yıllık ilaç parası, artı, bir okula yeni bilgisayar laboratuvar, artı, bir gazinin yıllık sağlık gideri, artı, bir kronik hastalık için fon, artı, bir polis veya itfaiyecinin yıllık maaşı, artı, bir öğrenciye kolejin bir yılını daha verimli geçirebileceği vergi kesintisi, artı, bir yıllık finansal yardım.
(Seçimleri kastederek) Bu orta sınıfın kazandığı veya kaybettiği an (olacak) ve geleceğimize dair birbirine karşıt vizyonlar arasındaki seçimin bu kadar net olduğu bir zaman hatırlamıyorum''.
Obama, Cumhuriyetçilerin bütçe teklifini, ''Truva atı''na benzetmekle kalmadı, ''üstün bireylerin desteklenip, zayıfların sistem dışına taşındığı'' ''Sosyal Darwinizm'' teorisiyle özdeşleştirdi.
Bütçe kesintisinde geçmişte kendisine benzer yaklaşım sergileyen eski başkanlardan, Cumhuriyetçilerin idolü Ronald Reagan'ın bugün olsa, partinin başkan adaylığı yarışını bile kazanamayacağını savunan Obama, Cumhuriyetçileri ''radikal''leşmekle de suçladı.
-Obama ve Romney'in kişiliği de seçimlerde, ''sınıf mücadelesi'' havasını alevlendirecek-
Aslında, başkan adayların kişiliği de bu tartışmaları körükleyecek gibi.
Eğer, Cumhuriyetçi kanatta aday, şu an yarışı önde götüren Romney olursa, Demokratlar ''Romney = Zenginler'' yaklaşımını savunacak.
Zenginliği dillere destan olan Romney, şimdiden, farklı eyaletlerdeki evleri, sahip olduğu birçok araba, hatta bu arabalar için evlerinden birine asansör yaptırıyor olmasıyla eleştiriliyor. Obama'nın ise daha mütevazi hayat yaşadığı biliniyor ama Cumhuriyetçiler tarafından da ülkeyi ''sosyalizme'' götürmekle suçlanıyor.
Bunun yanında, Obama'nın zenginlerin yüzde 35 gibi oranında vergi ödemesi gerektiği yaklaşımına karşın, Romney'in sadece yüzde 15.4 oranında vergi ödüyor olması da ikiliyi ''zengin-orta sınıf'' savunucusu olarak karşı karşıya getiriyor.
Bu noktada, basının ısrarlı sorularına rağmen şimdiye kadar Cumhuriyetçi adaylar hakkında konuşmayan Obama'nın, ilk kez ''olası'' rakibi olarak Mitt Romney'in adını, özellikle bütçe açığı mevzusunda telaffuz etmesi de dikkat çekici.
