En Uzağımdaki Yakınıma, Yani Sana


Elinin altındaki bir telefon kadar yakınsın ona, ama bir o kadar da uzak…
İstesen arayabilirsin, ne karışabilir kimse, ne de kızabilir…
Ama arayamazsın…
***
Bir klavyenin tuşları kadar yakındır oysa…
İki satır yazabilir ya da yüreğini dökebildiğin kadar döker, ardından da anında posta kutusuna atabilirsin… Buna kimse engel olamaz hatta ruhu bile duymaz hiç kimsenin…
Ama yazamazsın…
***

Ortak dostların zannettiğin arkadaşlarını vesile edebilir onlarla ulaşabilir ya da telefonuna mesaj atabilirsin, buna mani olabilecek hiçbir şey de yoktur çevrende.
Ama yapamazsın…
***
Yani şu an ki halin gibi…
Yani oruç gibi
***

Yoksa, çeşmenin, sebilin, sürahinin başında olup da insan suya nasıl hasret olur ki?
Yoksa en lüks lokantanın mutfağında bırak dolabı, kiler emrinde çalışan usta nasıl aç kalabilir ki?
Başka türlü her şey elinin altında olan bir insan elinin altındaki her şeye nasıl hasret olabilir ki?
Bu ancak oruçla olur işte…
Çünkü;
Allah için susar,
Allah için tutar,
Allah için yutarsın!
***

Peki ey sevgili,
Suya ekmeğe hasretin iftarı belli,
Ya sana olan hasretin?..