Sen iki günlük değil, ömürlük bir masalsın...
Süslü cümleler kurmayı beceremedim hiç.
Basit kelimelerle anlatmaya çalıştım sana olan duygularımı. Bazen de sustum gözlerine bakarak.

Ama anlatamadım sana yarattığım masalı. Ya da Sen anlamak istemedin...

Ben bir masal yarattım kendime ve bu masalın kahramanı sendin. Hatta tek kahramanı sendin. Bense o kahramana hayran diğer bir masal öğesi, sıradan bir masal kişisi.
Bu masalı sen yaratmışsın o zaman kahramanı sen olmalısın diyebilirsin belki. Evet ben yarattım bu masalı ama seni kahraman yaptım masalıma. Ben de çok farkına varamadım önceleri. Farkına vardığımda ise saatler başka bir zamanı gösteriyordu.

Bütün herşeyi yaşayan, duygu selinde boğulan, yağmura eşlik eden ve geceyi sen diye soluyan bendim ama tek kahraman sendin, sensin. Ben bunu anladığımda sen yanımda yoktun. Seninle konuşuyorduk ama sen duymuyordun beni.
Kendi kendime konuşuyormuşum gibi hissettim bir süre sonra.
Halbuki sende konuşuyordun benimle ama senin masalın yoktu.
Senin sesin çok uzaklardan geliyormuş. Sözlerin çok uzakmış, sonradan amladım.


...Haklıydın iki masal çok fazlaydı iki kişiye.
Benim masalım yeterdi ikimize , böyle düşündün sandım önceleri. Zaten masalımda yani bana göre masalımızda iki kişi vardı ve kahraman da sendin.
Kahramandın, benim kahramanımdın sen. Ama uzak değildin bana ulaşılmaz masal kahramanlarına benzemiyordun sen. Öyle sandım. Kaf dağında değildin çünkü, elimi uzatsam tutabileceğin kadar yakındın bana. Uzattığımda tuttun elimi zaten ama ikinci uzatışımda ellerim havada kaldı.
Ellerim boşluğa çarptı ve havada öylece asılı kaldı. Belki tekrar gelirsin diye ellerimi uzattım seni bekledim saatlerce, günlerce, aylarca belkide yıllarca. Yıllardır beklediğim sendin belkide. Evet evet sendin.
Ama yılların özlemini, yılların özlediğini saatler, günler ve aylar çaldı benden. Yılların özlemiydin sen, yıllardın özlenendin.

Saatlerin, günlerin ve ayların önümde saygıyla eğilmesi gerekirken seni benden çaldılar. Peki o zaman neden seni bana getirdiler ?
Madem alacaklardı seni benden neden avuttular beni iki günlük mutlulukla. Yeter miydi, yeter mi sandılar ? Yılların özlemi iki günde nasıl biterdi ki ? Bunca hasrete karşılık ödülüm iki günlük bir masal mıydı ?

Anlamamışlar, anlatamamışım zamana sensizliğin ne demek olduğunu, seni tanımadan önce bile seni beklediğimi. Senin özleminden senin yokluğundan susuyordum ben, kaçıyordum kendimden ve insanlardan..



Yıllar yılı saklanan ben ve yıllar yılı özlenen de sendin. Yıllar sonra yaratılan masalsın. Zaman yalan, zaman yalancı. Seni iki günlük masal sandı saatler, beni anlamadı aylar.
Sen iki günlük değil, ömürlük bir masalsın...



alıntı