"Beton çok soğuk! Üşüyorum..." demiştin! Zaman da, toprak ta, Vatan da, millet te, seni seven yürekler de üşüyor Reis! Ben, hem üşüyor hem utanıyorum!...
Ömür boyu çektiğin çilelere rağmen gülen, gül veremediklerine gülüveren Yiğit; "Üşüyorum!" diyerek vedâ ettin, sinsice gülümseyenlere bile!
Millet te üşümeli, utanmalı artık! Senin, buzlaşmış elin, milletin bedeninde dolaşıyor Yiğidim! Senin donmuş elin hâla sıcak, milletin soğumayan bedeni soğuk utancından! Utanıyorum!... Uzaydan yer altı mâdenlerimizin cinsinin tesbît edildiği teknolojiyle donanmış, çağ atlamış bir memlekette; pilotsuz uçaklarka mağaralarda terörist bulmakla övünen bir memlekette; her kesi yatak odalarında izleme yeteneğine sahip teknolojimize rağmen seni bulamadık! Utanıyorum!...
"İki saniye sonrasına garantimiz olmayan bir hayatta, fırıldak olmaya gerek yok!" diye kükreyerek gittin dağların zirvesine! Her tarafımız fırıldak Yiğidim! Utanıyorum!...
Devlet olarak; kocaman, çağ atlamış, BOP Eş Başkanı, Medeniyetler Arası İttifak Eş Başkanı, Davos Fâtihi Başbakanı olan bir devlet olarak bulamadık seni! Utanıyorum!...
Artık tanıyanların, methîyelerini duyar gibiyim! Bedenimizde buzdan bir el geziyor! Ben de üşüyorum Reis! Hem üşüyor, hem düşünüyor, hem de ölesiye utanıyorum!...
Seni, Alperenlerin buldu Yiğidim! Teknolojimiz, tele kulaklık şovu yaparken; yetkililerimiz seçim çalışmalarını iptâl ederek olay yerine gelen Başbakan'a yağcılıkla meşgûlken; bilinmeyen sebeplerle Muhabir Delikanlı'nın telefonla konuştuğu yerde değil, telefonun çekmediği yerlerde gûya aramalar yapılırken; fırıldaklar, karanlıkta kaybedip ışıkta ararlarken, seni sevenlerin buldu Yiğidim! Utanıyorum!...
Artık bu memleketin vatandaşıyım demekten, artık bu devlete sadığım demekten, artık bu yasalara güveniyorum demekten, vatan bölünmesin diye ölmekten bıktım, utanıyorum!...
Bir nesîlden intikâm alınıyor!
Emperyalizmin merhâmeti, işbirlikçilerin haysiyeti yok! Irak'ı işgâl eden, müslüman kadınlara kızlara tecâvüz eden, Haçlı şilâhşörü ABD'nin rengi gibi içi de kara yeni Başkanı'nı karşılamak için olmadık hazırlıklara soyunan, Kürt reâlitesinden Kürdistan'a geçen siyâsi erkten utanıyorum!
Senin için; "Yakın arkadaşım." dediler biliyor musun?!!!
Yakın Arkadaşın olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı'ndan, Başbakan'dan, Devlet Bakanı'ndan, İçişleri Bakanı'ndan; hükümetin iktidarsızlığından, beceriksizlinden, bize yabancılıklarından, ötekiliklerinden utanıyorum!
Utanıyorum Reis! Senin için yazmaktan utanıyorum! Dağlardan Cennet'e doğru çıktığın yolculuğundan bir kaç saat evvelki konuşmamızı hatırlayınca; uğrunda öldüğün milletle birlikteliğin, sana verdiği hazzı anlatırken ki keyfini hatırlayınca utanıyorum!...
Benzer bir tecellîyle, aynı böyle karda-kışta uğurladığımız Başbuğ Alparslan Türkeş için tâziyeye gittiğin Baba Ocağı'nda sana yapılanlara karşı söylediğin;"TöresizTürk'ü ben neyleyeyim?" derken ki vakûr gülümseyen yüzünü, hatırlayınca utanıyorum!...
Yiğitlerin hakkını teslîm etmekte hep geç kalan milletten utanıyorum! Muhsin Yazıcıoğlu'nu tanıdığını söyleyerek yıllarca iftirâ eden, en müfterînin Muhsin Başkan'dan iltifât gördüğünü gördüğüm tanıdıklar, sizden utanıyorum!
Vermeğe hazırlandığım geç kalan oyumdan, geç karar veren aklımdan, yıllarca Yiğidimi üzen inadımdan utanıyorum!...
Yiğidim'e ve yanındakilere rahmet;Yazıoğlu ailesine, yakınlarına, sevenlerine, sevdâlılarına sabırlar diliyorum!
Utanıyorum Reis! Arkadaşlar utanıyorum!...