'Yerlerde sürüklenen' o anne konuÅŸtu   Konuyu açan: Saatte1   Ä°lk Mesaj: 06-13-2013 (09:13)   Son Mesaj: 06-13-2013 (09:13)    Cevap: 0    Gösterim: 396  

    06-13-2013

    'Yerlerde sürüklenen' o anne konuştu

    'Yerlerde sürüklenen' o anne konuştu
    'Yerlerde sürüklenen' o anne konuştu

    BaÅŸbakan ErdoÄŸan'ın 'Yerlerde sürüklediler' dediÄŸi anne Z.D, o dehÅŸet anlarını anlattı: "Bir taraftan ‘Bu üllkenin gerçek sahibi biziz, anladınız mı ulan' diye bağırıyorlar, bir taraftan tekmeliyorlardı....

    BaÅŸbakan ErdoÄŸan'ın 'Yerlerde sürüklediler' dediÄŸi anne Z.D, o dehÅŸet anlarını anlattı: "Bir taraftan ‘Bu üllkenin gerçek sahibi biziz, anladınız mı ulan' diye bağırıyorlar, bir taraftan tekmeliyorlardı.... BaÅŸbakan ErdoÄŸan AK Parti grup toplantısında ‘Çok önemli bir yakınımın gelinini yerlerde sürüklediler' dediÄŸi anne Z.D. Star gazetesinden Elif Çakır'a konuÅŸtu. Ä°ÅŸte Z.D'nin yaÅŸadığı o dehÅŸet anları:

    "Tam bir haftadır kalbimin üzerinde bir ağrıyla yaşıyorum ve her geçen gün o ağrının şiddetiyle yüreğim biraz daha sıkıştığını hissediyorum.

    Günlerdir olur olmaz yerde kusuyorum. Kusuyorum, kusuyorum, kusuyorum ama bir türlü içimdeki o lanet olası şey çıkmıyor.

    En olmadık yerlerde aÄŸlamaya baÅŸlıyorum ‘niye aÄŸlıyorsun? dedikleri anda boÄŸazıma kocaman bir yumru gelip tıkandığını hissediyorum.

    Günlerdir elimde tuttuÄŸum bir fotoÄŸraf karesiyle izliyorum, televizyonlardaki Gezi Parkı eylemcilerinin ‘masumiyetini' anlatan haberlerini.

    Esprili çocuklarmış!

    Çevre duyarlılığıymış!

    Yaşam tarzına müdahaleymiş!

    Erdoğan diktatörmüş! AK Parti demokrasi konusunda samimi değilmiş!

    Elimde 25 yaşında bakmaya kıyamayacağınız kadar masum, gencecik bir anne ve altı aylık bebeğinin fotoğrafıyla izliyorum olan biteni.

    Ve geceleri bir albasması gibi çöküyor üzerime, bağırıyorum bağırıyorum ama kimsecikler duymuyor, sonra sesimin çıkmadığını çıkamadığını fark ediyorum.

    YüreÄŸimdeki o sıkışmışlık hissiyle, çaresizlik hissiyle günlerdir elimdeki o fotoÄŸraf karesini o annenin ve bebeÄŸinin yaÅŸadıklarını herkesin hepinizin gözünün içine sokup ‘Bu mu masumluÄŸunuz? diyerek avazım çıktığı kadar bağırmak istedim... Ama sustum. Hepimiz sustuk. Ben ve olayı bilen bütün arkadaÅŸlarımız tek kelime etmeden sustuk.

    Soru sormaya utandım

    ‘Efsane' demiÅŸtik ‘Provoke amaçlı uydurma haber' demiÅŸtik ‘Özür dileriz' diyeninden...

    Gezi'si de batsın Topçu Kışlası da, böyle bir gözü dönmüşlüğü artık savunmamız mümkün değil diyeninden Gezi Parkı masumiyetini yitirmiştir diyenine...

    O gencecik anne ve altı aylık bebeğiyle savcılığa suç duyurusunda bulundukları günün akşamında buluştum.

    O kadar zarif bir o kadar naif gencecik bir anne henüz 25 yaşında.

    Ve yanında bebek arabasının içerisinde mini minnacık altı aylık bir kız bebeği. Minicik ayakları ve kolları, gözü dönmüş caniler tarafından tırmalanmış o minicik sabi, o kadar sevimli o kadar pozitif ki bebek arabasının içerisinde ağzında emziğiyle sürekli gülümsüyor.

    Ben hiç araya girmedim. Hiç soru sormadım. Hem soru sormaya utandım. Hem de eğer sorarsam anlatmaktan vazgeçer diye korktum.

    Çünkü kayınpederi, yaşadıklarının kendisi adına utanç verici bir şey olmadığını, bunun kendisine özel bir durum olmadığı konusunda ikna etmeye çalıştığını biliyordum.

    Ve iki gün boyunca haber bekledim ‘ne kadarını anlatırsa o kadarını dinleyeceÄŸim' diye... O anlattıkça benim gözlerim büyüdü. O vahÅŸeti gözümde canlandıramadım bile...

    Sarsıldım.

    Başörtüsü haa... Vurun şuna...

    Genç anne ‘biliyor musunuz bebeÄŸime bile acımadılar' diyor utanç içerisinde yüzüme bakmadan.

    Gözlerini bir yere sabitledi hiç ama hiç yüzüme bakmadan, kısık bir sesle, sanki çok gizli bir şey anlatıyormuş tedirginliğinde anlatmaya başladı.

    "Ağaçlar kesilmesin Taksim'e AVM yapılmasın diyerek bir grup duyarlı insanların Gezi Parkı'nda eylem yaptıklarını biliyordum. Arkadaşlarımla birlikte Cumartesi günü Adalar'a gitmeyi planlamıştık. Gittik. Ve Adalar'da olduğumuz için gün içerisindeki gelişmelerden haberim olmadı. Telefonumda şarjım bitmek üzereydi, eşimi aradım ve geleceğim saati söyledim kendisine. Tam tahmin ettiğim gibi vapurdayken şarjım bitmiş. İskelenin oradan bir telefonla eşimi arayıp geldiğimi haber verdim o da yolda olduğunu söyleyip iskelenin karşısına geçmemi söyledi.

    O esnada Kabataş'taki kalabalığı fark ettim. Gezi Parkı eylemcilerine destek eylemi olduğunu düşündüm.

    Elimde bebek arabası yolun karşısına geçtim.

    Ve beklemeye başladım.

    Bir anda ‘Bakın Tayyip'in ...... burada gelin onu...' diyen sesler duydum ve arkama baktığımda 25-30 yaÅŸlarında olduÄŸunu tahmin ettiÄŸim kadınların bana karşı öfkeli bakışlarını görünce benden bahsettiklerini anladım.

    Ne olduğunu anlayamadığım bir anda üzerleri çıplak, elleri deri eldivenli, başlarında tuhaf bantlı 70-100 kadar adamın ortasında kaldım.

    Bebek arabam elimden gitti.

    Bir kadın "Ne geldiyse bu ülkenin başına bunların başörtüsü üzerinden geldi vurun şuna" deyince, bir adam arkamdan tekme tokat vurmaya başladı.

    Sonra bağırmaya başladılar. Devrim yaptıklarını, ihtilal yaptıklarını, ülkeyi bize teslim etmeyeceklerini, Erdoğan'ı asacaklarını, Erdoğan'ı da hepimizi de tek tek .....

    Bir taraftan "Bu üllkenin gerçek sahibi biziz anladınız mı ulan" diye bağırıyorlar, bir taraftan tekmeliyorlardı.

    ‘Kutsal başörtüymüş, görün bakalım kutsalı size neler yapacağız' diyerek aklınızın bile almayacağı ÅŸekilde küfrettiler, vurdular, vurdular... ‘Asacağız ErdoÄŸan'ı anladın mı' diye bağırdılar.

    Hangi birini söyleyeyim nasıl anlatayım yaptıkları küfürleri. Bir amcaydı sanırım müdahale etmeye çalıştı onu da öldüresiye dövdüler kızıyla birlikte.

    Sonra uzaklaştılar. İnönü stadına doğru uzaklaştılar. O sırada tamamen kendimi kaybettim. Ondan sonra ne olduğunu hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde üzerim idrar kokuyordu. Yerimden kalktım bebeğimi bulmaya çalıştım.

    Artık haber dinleyemiyor

    Bu genç gelin İstanbul Bahçelievler ilçe Belediye Başkanının gelini Z.D.

    Hiç oraya buraya olayı çekmeye çalışmayın. Bu vahşeti yapanlar, o genç anneye bir siyasetçinin gelini olduğu için yapmadılar.

    Olay yargıya intikal etti.

    Valiliğin emniyetin elinde mobese kayıtları mevcut. Her saat başı yıkanma ihtiyacı hissediyor. Dışarıya çıkamıyor. Altı aylık bebeği sütten kesildi. Televizyonlara bakamıyor. Gezi Parkı eylemleri deyince panik atak geçiriyor. Yaşanan vahşet sadece bu olsa birkaç marjinal ortalığı provoke ediyor der geçeriz.

    Ama öyle değil.

    Bugün Gazetesi'nden Zeynep Ceylan'ın başörtülü ablasına metroda ‘Ben senin gibi böceklerle savaÅŸmaktan geliyorum' diyerek tekme tokat saldırıp küfredildi.

    Bu olayda yargıya intikal etti.

    Eski AK Parti Güngören ilçe başkanı Abdullah Başçı yine Gezi Parkı eylemlerine destek veren gruplar tarafından aynı sebep ve öfkeyle boğazından bıçaklandı.

    Bu olay da yargıya intikal etti.

    Halk dersini verecektir

    Ve yargıya intikal etmeyen ‘Tayyip'i asacağız bu ülkeyi size bırakmayacağız' diyerek dövülen, küfredilen onlarca başörtülü kadın. Åžimdi kalkıp bir kez daha Gezi Parkı eylemleri masum, burada başörtülü, başörtüsüz, dinlisi dinsizi her görüşten, inançtan insanlar buraya toplanıyor bizim bir tek amacımız özgürlüklerimiz desenize.

    AK Parti niye miting yapıyor diyenler, ortamın gerilmemesi için AK Part miting yapmasın diye vıdı vıdı edenler... AK Parti tam da bu sebeplerden dolayı o mitingleri yapmalı.

    O mitingleri yapmalı ki ‘Tayyip'i devireceÄŸiz bu ülkeyi geri teslim alıyoruz' diyen it kopuk gerçekte ne olduÄŸunu anlayıp hezeyanlarından vazgeçsinler. Darbe hezeyanlarına tutulmuÅŸ çapulcular, sizi bırakın CNN'i Ä°nterneyşınılı gelse kurtaramaz.

    Menderes'i ASTINIZ, Özal'ı ZEHİRLEDİNİZ ama Erdoğan'ı YEDİRMEYECEK bu halk size...

    İNFİALE SEBEP OLUR DİYE İÇİMİZ KAN AĞLAYARAK SUSMAYI TERCİH ETTİK

    Öfkemize sahip çıktık. Evlerinde oturup ‘KoÅŸun! Taksim'de, Hatay'da, Ä°zmir'de, BeÅŸiktaÅŸ'ta, kan gövdeyi götürüyor. Polis masum insanlara ÅŸiddet uyguluyor!" vesaire vesaire diyerek sosyal medyadan çığırtanlık yapanlara televizyonlara çıkıp ‘ErdoÄŸan diktatörleÅŸti, diktatöre karşı sokaklara dökülüyoruz' diyenlere raÄŸmen sustuk.

    Gezi'deki gençleri arkasına alan gözü dönmüşlere rağmen sustuk. Çünkü o gözü dönmüşlerin, ülkeyi kaosa sürüklemek adına o gençlerden birkaçını dahi hiç acımadan öldürebileceğini gördük ve ÜLKEDE BİR İNFİAL OLMASIN DİYEREK SUSTUK.

    Susmak, konuÅŸamamak ne zormuÅŸ Rabbim diyerek sustuk hem de...

    Nihayet...

    Salı günü BaÅŸbakan ErdoÄŸan AK Parti grup toplantısında ‘Çok önemli bir yakınımın gelinini yerlerde sürüklediler' deyince yeniden aÄŸlamaya baÅŸladım. Geçen hafta Abdülkadir Selvi'yle telefonda konuÅŸmuÅŸtuk. Sarsıla sarsıla aÄŸladığımı hatırlıyorum. Abdülkadir ‘Elif yazılması lazım yazmalısın!' dediÄŸinde ‘Bu iÄŸrençlik nasıl yazılabilir, nasıl kağıda dökülebilir ki... Ya baÅŸka kötü ÅŸeylerde olursa' deyip susmamız gerektiÄŸini söylemiÅŸtim.

    Zira gazetemin yöneticileriyle birlikte ‘Bu dönemde sakin olalım. Gezi Parkı'nda gerçekten samimi gençler ve insanlar var.

    Susmak zor. Ama bir infiale sebep olur!" kararı almıştık. Gerek Gezi Parkı eylemlerinin arkasında baÅŸka oyunların olduÄŸunu anlatabilmek adına gerekse de ErdoÄŸanfobiklerin gözünün ne kadar dönmüşlüğünü anlatabilmek adına, kimlik deÅŸifresi yapılmadan ve oldukça makul bir dil kullanarak ‘genç bir anne ve altı aylık bebeÄŸi' kodlamasıyla sosyal medyada yazıldı.

    Gezi Parkı eylemleri süresince açılan binlerce feyk hesap üzerinden ve Gezi provokatörlerince, arkadaşım Halime Kökce, ben ve ‘anne bebeÄŸi' haberini twetter'den reetwet yapanlara aÄŸza alınmayacak küfürler savruldu.

    Elbette yaÅŸanan hadiseye inanamayanlar hatta bunun bir ‘karşı savunma ve internet efsanesi' olduÄŸunu söyleyen arkadaÅŸlarımız da çıktı.

    BaÅŸbakan ErdoÄŸan'ın AK Parti grup toplantısından sonra Abdülkadir Selvi ‘BaÅŸbakanın sözünü ettiÄŸi gelin' baÅŸlığıyla köşesinde yazabildiÄŸi kadarını kaleme aldı. Görünen o ki ‘Ä°nsanın kanını donduracak kadar korkunç onlar utanmıyorsa biz niye utanalım yazılmalı' diyen Abdülkadir Selvi de bazı ÅŸeyleri açıkça yazmaktan haya etmiÅŸ.

    Abdülkadir'in yazısından sonra telefonlarım susmak bilmedi."

    KAYINPEDERİ: BEBEĞİYLE HIRPALANDI

    BaÅŸbakan'ın "yakın arkadaşım" dediÄŸi Z.D'nin kayınpederi belediye baÅŸkanı da Radikal'den Ömer Erbil'eÂ*konuÅŸtu:

    Başbakan Tayyip Erdoğan , salı günü grup toplantısında Gezi Parkı olaylarına değinirken, "Çok önemli bir yakınımın gelinini yerlerde sürüklediler" dedi. Geçen hafta başörtülü birinin hakarete maruz kaldığı ve yerlerde sürüklendiği yönünde bize bir duyum geldi. Konu kısmen Twitter'da bir iddia olarak dile getirildi. Hakarete maruz kalan ismin İstanbul 'da bir ilçe belediye başkanının gelini olduğunu öğrendik. Radikal olarak iddianın üzerine gittik. Başkan'a ulaştık, konuşmayacağını söyledi. Taraflardan teyit alamadığımız için böylesine ciddi bir iddiayı sayfalarımıza taşımadık.

    Yenişafak gazetesinden Abdulkadir Selvi dün köşesinde konuyu gündeme getirince bir kez daha başkanın kapısını çaldık. Başkan günlerdir konuşmuyor. İnfialden korkuyor. Bir yandan da psikolojisi bozulmuş oğlu ve gelinini düşünüyor. İsmini veremeyeceğimiz o belediye başkanı ile makamında dün buluştuk. "Geçmiş olsun başkanım" diye söze girdim. Karşılığı ise "O da nereden çıktı" oldu. "Başkanım ortada ciddi bir iddia var, doğrusunu sizden duymaya geldim. Aile haklarınıza saygı duyuyor, yaşadığınız hadiseyi isminizi vermeden yazmak istiyorum, Başbakan dile getirince bu hadise nasılsa ortaya çıkar" dedim. Başkan söze "Çok kötü hadiseler olmasından korkuyoruz" diyerek başladı. Olayların bir çevre eylemi olmaktan çıkıp hükümeti devirmeye dönüştüğünü söyledi. Sonra konu malum olaya geldi. Başkan, gözleri dolarak anlatmaya başladı:
    "Gelinim Adalar'dan KabataÅŸ'taki iskeleye gelmiÅŸ. OÄŸlum arayıp ‘TrafiÄŸin içindeyim yolun karşısına geç' demiÅŸ. Ä°skeleden karşıya geçerken bir anda bir grup göstericinin sözlü ve fiziki tacizine uÄŸramış. Hiç karşılık vermemiÅŸ. Buna raÄŸmen başörtüsü çekilmiÅŸ, bebek arabası sarsılarak hırpalanmaya baÅŸlamış. Yerde tekmelenmiÅŸ. Gelinim o kargaÅŸada bir ara bebeÄŸini kaybetmiÅŸ. Onu bulmaya çalışmış. Vücudu morluklar içinde. Altı aylık bebeÄŸin elleri, kolları çizik içinde. Bebekten ne istediler? O sırada yolun karşısında türbanlı bir kıza ve babasına da saldırmışlar. OÄŸlum trafikte olduÄŸundan olaylar bittikten sonra ulaÅŸabilmiÅŸ. Savcılığa ÅŸikâyette bulunduk. Savcı bey de bizim ifademize henüz müracaat etmedi. Olayın travmatik tarafını çocuklar atlatmaya çalışıyor. Sayın BaÅŸbakanım arayıp geçmiÅŸ olsun dileklerini iletti. Nikâh ÅŸahitliÄŸini kendileri yapmıştı. BaÅŸbakan'la dostluÄŸumuz uzun yıllara dayanır. Mesele benim gelinim ya da AK Partili birine yapılması deÄŸil. Kime yapılsa aynı tepkiyi gösteririz. Vali Bey ve Emniyet Müdürümüz de arayıp geçmiÅŸ olsun dileklerini ilettiler. Sorumluların yakalanacağını düşünüyorum."

    MOBESE'den savcılığa

    Başkana olaya ilişkin bir görüntü olup olmadığını sordum. "Benim izlediğim bir görüntü yok" cevabını verdi.
    Diğer yandan soruşturma dosyası genel soruşturma bürosundan özel soruşturma bürosuna gönderildi. Soruşturma, eski özel yetkili mahkemeler savcısı Rasim Işık Altın tarafından yürütülüyor. Dosyaya henüz MOBESE görüntülerinin gelmediği, bunun için İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne önceki gün yazı gittiği öğrenildi. Şikâyetçi Z. D'nin ifadesinde olayın saat 20.00'de gerçekleştiği, başından sürüklendiği, başörtüsünün çekildiği, tokat atıldığı, yere düşünce tekme vurulduğu, darp raporu olduğu bilgileri yer aldı. Şüpheliler hakkında hakaret ile yaralamadan dava açılmasının istendiği belirlendi.

    Z.D.'ye saldırının olduğu Kabataş İskelesi ve çevresinde beş MOBESE kamerası var. Görüntüler İstanbul Emniyeti'nde özel bir odada kayıt altına alınıyor. Savcılığın isteği doğrultusunda olay gününe ait kayıtlar savcılığa iletilecek.

    Selvi ne yazmıştı?

    "Ä°stanbul'da büyük bir ilçe belediye baÅŸkanının gelini Z.D. 1 Haziran Cumartesi sabahı arkadaÅŸlarıyla Adalar'a gidiyor. Yanında bebeÄŸi var. AkÅŸam vapuruyla Adalar'dan döndükten sonra, KabataÅŸ Ä°skelesi'nden kocasını arıyor. EÅŸi, KabataÅŸ Ä°skelesi'nin karşısına geçip beklemesini, almaya geldiÄŸini söylüyor. KabataÅŸ Ä°skelesi'nin karşısına geçerken bir grup eylemciyi görüyor. Bunların Gezi eylemcileri olduÄŸunu fark ediyor, hatta çevre ve aÄŸaç eylemi yaptıkları için de en ufak bir rahatsızlık hissetmiyor. Ama ne oluyorsa o sırada oluyor. Grubun içinden birkaç kadın, ‘Tayyip'in?' diyerek önce sataÅŸmaya daha sonra saldırmaya baÅŸlıyorlar. ‘Ne geldiyse bundan geldi' diyerek başörtüsünü çekiyorlar, genç anneyi tekmeleye baÅŸlıyorlar. Bu sırada grubun içinden bazı erkekler de vurmaya baÅŸlıyor. Olay yerindeki bir adam müdahale edip, genç anneyi kurtarmaya çalışıyor. Onu da dövüyorlar. Bebek arabasını parçalıyorlar, genç anneyi tekmeliyorlar."

    Kaynak: Star gazetesi - Radikal





    'Yerlerde sürüklenen' o anne konuştu Yorumları