2050'de çocuk sayısı üçe ulaştığında nüfus...   Konuyu açan: Gündemci   İlk Mesaj: 05-30-2013 (10:13)   Son Mesaj: 05-30-2013 (10:13)    Cevap: 0    Gösterim: 338  

    05-30-2013

    2050'de çocuk sayısı üçe ulaştığında nüfus...

    2050'de çocuk sayısı üçe ulaştığında nüfus...
    2050'de çocuk sayısı üçe ulaştığında nüfus...

    Orta Doğu Teknik Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysit Tansel, ortalama çocuk sayısı 2050 yılında üçe ulaştığında, Türkiye'deki nüfusun 2075 yılında 140 milyona çıkabileceğini belirtti.

    Orta Doğu Teknik Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysit Tansel, ortalama çocuk sayısı 2050 yılında üçe ulaştığında, Türkiye'deki nüfusun 2075 yılında 140 milyona çıkabileceğini belirtti. TOBB ETÜ'de "Türkiye'de Nüfus Yapısı ve İşgücü Piyasası" başlıklı sunum gerçekleştiren Prof. Tansel, TÜİK verilerilne göre, Türkiye nüfusunun 75, 6 milyon kişi olduğunu ve nüfus artış hızının 1,35 den 1, 2'ye düştüğünü söyledi.

    Türkiye'de 2050'li yıllarda doğurganlık oranının 1,85 olacağına dikkati çeken Tansel, geçen yıl çalışma çağındaki nüfusun toplam payının yüzde 67,6 olduğunu ifade etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'nın kadınlara, en az 3 çocuk çağrısında bulunduğunu hatırlatan Tansel, "Kalkınma Bakanlığı ve diğer bakanlıklarda en az 3 çocuğu teşvik edecek önlemler alınıyor. Bu kadınlara, erken emeklilik sağlanması, kreş ücretlerinde düzeltme, çocuk başına 5 bin TL gibi teşvikler planlanıyor. Oysa günümüzde kadınlar 2 çocuk yapıyor. Yapılan 3 çocuk çağrısının sebebi de Türkiye'deki nüfusun yaşlanmasından korkuluyor" değerlendirmesinde bulundu.

    Tansel, "ortalama çocuk sayısı, 2050 yılında 3 çocuğa ulaştığında Türkiye'deki nüfusun 2075 yılında 140 milyona çıkabileceğini" bildirdi.

    "Kadınların iş gücüne katılım oranı, erkeklerinkinin üçte biri kadar"

    Doğru politikalar geliştirilebilir, uygulanabilir ve çalışma çağındaki nüfusa, istihdam yaratılabilirse daha yüksek üretkenlik ve ekonomik büyümenin mümkün olacağını vurgulayan Tansel, şöyle konuştu:

    "Türkiye'de işgücü piyasının en önemli özelliklerinden birisi düşük işgücüne katılım oranlarıdır. Kişilerin iş gücüne katılma kararlarını ihtiyaçları, eğitim ve yaş gibi kişisel özellikleri, işgücü piyasasında karşılaştıkları teşvikler ve kısıtlamalar ile kurumsal ve kültürel etmenler belirler. Ayrıca erkeklerin işgücüne katılım oranı yüzde 70,8 ile OECD ülkelerininkine yakınken, kadınların iş gücüne katılım oranı erkeklerinkinin ancak üçte biri kadardır."

    Tansel, iş gücü piyasasının ekonominin en önemli kaynağı olduğunu kaydetti. Nüfus, bilim ve iş gücünün sıkı bir ilişki içinde olduğuna işaret eden Tansel, "15-64 yaş aralığındaki nüfusun artması, demografik fırsat penceresi olarak adlandırılmalıdır. Demografik fırsat penceresinin 2 önemli ayağı vardır. Birisi çalışma çağındaki nüfusun niteliğini, ikincisi de istihdamı arttırmaktır. Bu süreç içinde Ortadoğu ülkelerinde genç nüfus şişkinliği yaşanıyor. Gençlerin işsizliği Arap Baharı'nın yaşanmasınında etkisi oldu" görüşünü ifade etti.

    "Uzun dönemde, çalışma çağı nüfusu azalacak, yaşlı nüfus artacak"

    Herhangi bir sosyal güvenlik kurumunda çalışanların sayısının, zaman içinde azaldığını dile getiren Tansel, Türkiye'de Kasım 2012 döneminde kayıtdışılığın yüzde 38,5 olduğunu hatırlattı. Aynı dönemde işsizlik oranının yüzde 9,4 olduğunu anımsatan Tansel, şunları kaydetti:

    "Ümidini kaybettiği için iş aramayanlar da dahil edilse işsizlik oranı çok daha yüksek sayılara ulaşacaktır. Daha uzun dönemde, çalışma çağı nüfusu azalacak ve yaşlı nüfus artacaktır. Yöneticiler ve politika yapıcılar, bu dönem için hazırlanmalıdır. Çalışma çağı nüfus azalırken, ekonomik büyümenin sürdürülebilmesi ve artan yaşlı nüfusun sağlık ve sosyal güvenlik gereksinimlerinin karşılanması yöneticiler için bir mücadele alanı olacaktır. Demografik fırsat penceresi ise 2041 yılına kadar devam edecek bir süreçtir."

    Kaynak: AA





    2050'de çocuk sayısı üçe ulaştığında nüfus... Yorumları