12 Eylül Davası´nda ´katil´ tartışması   Konuyu açan: Saatte1   İlk Mesaj: 04-05-2012 (14:54)   Son Mesaj: 04-05-2012 (14:54)    Cevap: 0    Gösterim: 362  

    04-05-2012

    12 Eylül Davası´nda ´katil´ tartışması

    12 Eylül Davası´nda ´katil´ tartışması
    12 Eylül Davası´nda ´katil´ tartışması

    12 Eylül darbesine ilişkin davanın 2. günkü duruşmasına 'katil' tartışması damgasını vurdu.

    Devrimci 78"liler Federasyonu"ndan Cumhur Yavuz, Karhamanmaraş olaylarının sanığı Ökkeş Şendilliler"in duruşma salonunda müdahillik talebinde bulunması üzerine "katil" diye bağırdı. Gözaltına alındıktan sonra bir daha izine rastlanamayan Cemil Kırbayır"ın 105 yaşındaki annesi Berfo Kırbayır"da müdahillik talebinde bulundu.

    Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya"nın "anayasal düzeni zorla değiştirmek" suçlamasıyla yargılanmalarına Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi"nde devam edildi. Duruşmanın bugünkü oturumuna Evren ve Şahinkaya"nın avukatları Bülent Acar, Sezin Duygu Tuncer ve Mithat Burak Başkale ile müdahillik talebinde bulunan avukatlar ile darbenin mağdurları katıldı. Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, Evren ve Şahinkaya"nın katılmadığı davanın 2. günkü duruşmasında müdahillik taleplerini almaya devam etti.

    12 Eylül 1980"de CHP"nin Sivas Milletvekili olan Azimet Köylüoğlu, darbe gecesi polis ve askerlerden oluşan bir grup tarafından evinin sarıldığını, 15 gün ailesinin kendisinin nerede olduğunu bilemeğini belirtti. Evren ve Şahinkaya"dan ve o dönemde valilik ile emniyet müdürlüklerinde görev yapan kişilerden hesap sorulması gerektiğini ifade eden Köylüoğlu, "Ahı vahı gitmiş Evren ve arkadaşından kişisel olarak bir talebim yok. Onların insanlık suçu işleme yaftası yeterlidir. Onlar insanlığın gözünde Pionech yanında esas duruşta yerlerini aldılar. Bir daha darbe yapılmaması için darbecilerden hesap sorulmalı" diye konuştu.

    "ECEVİT FERYATLA KOMUTANLIĞI ARADI MÜSPET BİR CEVAP ALAMADI"

    Dönemin Kahramanmaraş Milletvekili Hüseyin Doğan ise Maraş olaylarının 12 Eylül darbesinin en önemli kilometre taşlarında biri olduğunu belirterek, 116 insan hayatını kaybettiğini, binlerce evin yakıldığını, binlerce insan sürgüne tabi tutulduğunu belirtti.

    Doğan sözlerine şöyle devam etti:

    "23 Aralık Maraş olaylarının en vahim günlerin yaşandığı gündü. Eski milletvekili Orhan sezer ile başbakana gittik. O sırada Maraş"tan telefonlar geliyor. Bu telefonlardan bir tanesi de kardeşim tarafından yapılıyor. Nerdesiniz Maraş yanıyor. Diğer mahallerinde haberimiz yok. Evimiz kurşuna diziliyor. Bu feryatları alırken telefonu Başbakan Bülent Ecevit"e veriyorum. Ecevit büyük bir feryatla komutanlığı arıyor. Orada müspet bir cevap alamıyor.

    Telefonu masa üzerine öfkeyle bırakıyor. Yanınızda İçişleri Bakanı, kuvvet komutanıyla Maraş"a gittik. 90 yaşında insanlar gözleri oyularak kazana konulmuş. Anneler karınlarında bebekleri ile öldürülmüştü. Bu 12 Eylül"e nasıl gelindi, bu hazırlık olmasaydı bu kilometre taşları olmasaydı herhalde 12 Eylül olmayacaktı."

    "HEM KATLİAMDA BULUNLAR HEM DE ÖLENLERİN YAKINLARI BAŞVURMASIN"

    Dönemin CHP Çorum Milletvekili Şükrü Bütün ise Gün Sazak"ın öldürülmesi bahane edilerek Çorum"da cami yakıldı yaygaraları yayılarak 57 den fazla insanın canavarca katledildiğini savundu. Güvenlik önlemlerinin bilerek ve kasten alınmadığını belirten Bütün, "Çorum, Maraş, Sivas"taki kanlı olaylar, 12 Eylül"e giden kanlı taşlardır. 12 Eylül"ü yapanlar ise kanlı taşları hele olgunlaşsın diye kırmızı halı sererek 12 Eylüle yürüdüler" dedi. Davaya, Çorum olaylarında hem suça iştirak ederek katliamda bulunanların hem de olaylarda ölenlerin müdahillik başvurusunda bulunduğunu ifade eden Bütün, "Heyetiniz müdahillik kararlarında bu durumları göz önünde bulunması lazım" diye konuştu.

    "EVREN, VATAN HAİNLİĞİ İLE YARGILANSIN"

    Müdahillik talebinde bulunan dönemin Türkiye Devrimci Komünist Partisi Yönetici Mustafa Yalçıner, Evren ve Şahinkaya"nın darbeye hazırlık yaptığını belirterek, olayların faşist darbeye gitmek üzere hazırlandığını kaydetti. Yalçıner, Evren ve Şahinkaya"nın halk düşmanlığı ile suçlanması gerektiğini, vatan hainliği ile yargılanmaları gerektiğini savundu. Hükümetin davaya müdahillik talebinde bulunmasını da eleştiren Yalçıner, "Darbeye giderken ve darbe sonrasındaki katılımlar dolayısıyla darbeye katılımlarda bulunanlar fikirleri iktidarda bulunanlar müdahillikleri kabul edilemez. Bu gerçekleri üstünü örtmektir.

    Çok net bir biçimde hükümet ve TBMM müdahil olarak kabul edilemezler. Evren"in kurduğu TBMM nasıl müdahil kabul edilecek. Bence soruşturulmaları gereklidir, suçtan arınmaları gerekmektedir. Gerçek bir yargılama yaparsanız tarihe geçeceksiniz, kahraman olacaksınız" dedi. Müdahillik talebinde bulunan Fahrettin Öztürk, işkence sonucu öldürülen Nurettin Öztürk"ün ağabeyi olduğunu belirterek, Evren"in, "idamları imzalarken ellerim titremedi" sözlerini anımsatarak, bütün kamu görevlilerinin tutuklanarak yargılanmasını talep etti.

    ŞENDİLLER DE MÜDAHİLLİK TALEBİNDE BULUNDU

    Maraş olayları davasının sanığı Ökkeş Şendiller de 12 Eylül Davası"na müdahillik talebinde bulundu. Şendilliler, davanın bu zamana kadar darbecilerin yargılandığı, haklarında açılan açıldığı tek dava olması nedeniyle önemli olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

    "Bilindiği gibi bu davanın açılmasında en önemli kilometre taşlarında Maraş olaylarıdır. Ben bu davanın bir numaralı sanığıydım. Yargılandım ve beraat ettim. Maraş olaylarının perdesinin inmediğini düşünüyorum. 12 Eylül"e giden yolda Maraş, Malatya, Sivas, Çorum gibi olayların kesinlikle kilometre taşı olduğunu düşünüyorum. Oluşturulan mahkemelerde perde kapatılmak için yapılan soruşturmalar ve davalardır. 12 Eylül Darbesi bu olayları çıkartarak, hazırlık olarak günde on kişinin ölmesinin yetmediği, toplumsal cinnetin ortaya konularak kitleleri imha edilmesinin, "nerde bu ordu, nerde bu asker" dedirtmek için yapılan olaylardır.

    Özellikle ABD"nin o günkü Ankara Büyükelçiliğinde 3. katip olarak görünen ama esasında Kıbrıs CIA temsilcisi olan bir kişi var ismi Alexander Pech. Maraş olaylarında esas tahrikçiliği yaptığı iddia edilen 26 tane milli piyangocu Kıbrıs"tan alınarak önce Adıyaman"a daha sonra Maraş"a getirildiği ve bu ekibin Alexander Pech"in ekibi olduğu konuşuluyor. En son Amasya"da tespit edildiği biliniyor. Darbeye gidişin sebebi yönetime hakim olmak, terörü önlemek olduğunu söylemek kolay söylenebilir. İhtilalin esas amacının terör ve anarşi olmadığı, 12 Eylül sabahın her şey bıçak gibi kesilmiştir."

    "DAVANIN İÇİ DOLDURULAMAMIŞTIR"

    Avukatı Sabri Kuşkonmaz ise Şendiller"in yanlış konuştuğunu belirterek, 12 Eylül"den sonra kanın akmasının devam ettiğini belirterek, "Bıçak gibi kesildi lafı doğru değil. Bu cuntanın söylemidir. Bu tarihi yalana hala inanılmaktadır" dedi. Kenan Evren"in söylediklerinin birebir iddianamede yer almasını eleştiren Kuşkonmaz, "Bu davanın tarihi olma koşulları ilk başlangıcında kaybedildi. Hükümetin teknik anlamda imkanları sunmaması nedeniyle tarihi davanın içi doldurulmamıştır. Bir politik söyleme alet edildiğini görmüştür. Sayın Başbakan hukuk müdahile talebinde bulunmayı anayasa evet demeyi ön şart kabul etmiştir. Kirli politika yapılmak tadır. Bunun önüne geçilmek gerekmektedir" dedi.

    KATİL O...-

    Bu arada Şendiller, Kuşkonmaz"ın "yalan söylüyor" sözü üzerine söz almak istedi. Devrimci 78"liler federasyonu yönetim kurulu üyesi Cumhur Yavuz, duruşma salonunda ayağa kalkarak, Şendiller"e "Üzerine alınması gereken o. Katil. O nasıl olacak bu iş. Katil..." diye bağırdı. Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, burası tartışma yeri değil diyerek Yavuz"a söz vermedi. Şendiller de Yavuz"un "katil" sözlerinin kayıtlara geçmesini istedi. Yavuz"un sözleri daha sonra tutanağa geçirildi.

    "Katil" tartışmasının ardından söz alan Cengiz Şahin, 32 yıldır mağdur olduğunu, belirtirken, Avukat Celal Ay, halk düşmanı olan darbecilerin yargılanması halka teşhir edilmeleri gerektiğini, darbenin her türlüsünün kirli olduğunu ifade etti. Darbelerin insanlığa göz yaşı getirdiğini kaydeden Ay, "Darbeciler işkenceyi sistematik hale getirdiği için insanlık suçu işlenmiştir.

    Kurucu iktidar sana insanları öldürmeyi yetkisi veriyor mu? Bu cellatlık, bunların savunacak yeri de yoktur. Bunlar yargıdan kaçıyorlar. Bunların kaçma şüpheleri de vardır. Tutuklanmaları zaruret haline gelmiştir. Kendi mallarının üzerine tedbir konulmasını talep ediyoruz" diye konuştu. Celal Ay, Raci Tetik"in işkenceci şefi olduğunu savunarak, Avustralya"dan celp edilmesi talebinde bulundu.

    İNCE"DEN BAŞBAKANLIK AVUKATINA "SİYASET YAPIYORSUNUZ" UYARISI

    Başbakanlık Avukatı Sami Arslan Aşkın ise müdahillik talebinde bulunan avukatların davayla ilgili hukuki beyanda bulunmak yerine siyasi beyanlarda bulunduklarını belirterek, "Müdahillik talebiyle ilgili olmadığı halde bu ülkenin Başbakanına hakaret edilmektedir, iftira atılmaktadır. Bu yargılamayı yapabiliyorsak bu Başbakan ve TBMM ve hükümete borçluyuz" dedi. Bu sözler üzerine Mahkeme Başkanı İnce, Aşkın"ı uyararak, "Siz de siyaset yapıyorsunuz" diyerek, duruşmaya 10 dakika ara verdi. Müdahillik talebinde bulunan Avukat Ural Gündoğan, her Türk vatandaşının mahkemelerde yargılanabileceğine dikkat çekerek, eşitliğin sağlanması için Kenan Evren"in duruşmaya zorla getirilmesini talep etti.

    "İDAM GERİ GELİRSE İDAM EDELİM"

    Milliyetçi Türkiye Partisi Genel Başkan Ahmet Yılmaz Büyükekmekçi, davanın gecikmiş bir dava olduğunu belirterek, darbecilerle yüzleşilmesi gerektiğini ifade etti. Büyükekmekçi, "Bu nitelikteki kişilerin yargılanmaları sonucu eğer yasalarda değişiklik yapılarak idam cezası uygulanabilir hale getirilirse, idamlarını talep ediyoruz. "Yargılamadan asalım" diyen varsa nitekim "asmayalım da besleyelim mi." Milletçe bundan zarar görürüz" dedi.

    Avukat İrfan Sönmez, yargılamayı ciddi bir hale getirmenin herkesin görevi olduğunu ifade ederek, "Ben ülkü ocakları başkanlığı yapmış Kürt kökenli bir Türküm. Ben orak-çekiç , kızılyıldız takmadım. Ben 78 gün işkence gördüm. Cezaevinde yattım iki tane idam aldım" diye konuştu.

    DİSK"in Avukatı Ekin Sarıakalın da "Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya"nın aslında burada olmaları gerekiyordu. Burada mağdur olan herkese, kendi halına uğradıkları zulmünden dolayı sağlık nedeniyle değil duydukları utançtan dolayı gelmediğini ifade etmiş olsaladır" değerlendirmesinde bulundu. Duruşmanın ikinci oturumu öğleden sonra devam edecek.

    (ANKA)




    12 Eylül Davası´nda ´katil´ tartışması Yorumları