Yargıya rüşvet sanıkları Yüce Divan´da   Konuyu açan: Güncelajans   İlk Mesaj: 04-04-2012 (19:56)   Son Mesaj: 04-04-2012 (19:56)    Cevap: 0    Gösterim: 374  

    04-04-2012

    Yargıya rüşvet sanıkları Yüce Divan´da

    Yargıya rüşvet sanıkları Yüce Divan´da
    Yargıya rüşvet sanıkları Yüce Divan´da

    Eski Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanı Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada ''rüşvet vermekle'' suçlanan 15 sanığının yargılanmasına Yüce Divan'da devam edildi.

    Duruşmaya Hasan Erdoğan ile diğer sanıklar Yavuz Çay, Hüseyin Uysal, Murat Yalçıntaş, Süleyman Balcı, Abdullah Pehlivan, Resul Dalkıran, İlhan Balcı, Serkan Tığlıoğlu, Çamur Ali Kopuz, Abdullah Çınar, İlhan Parseker, Baki Bedir, Murat Akbaş ve Orkun Osman Bilgivar ile avukatları katıldı.

    Hasan Erdoğan'ın dışındaki sanıkların avukatları, CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Zeliha Erem'in Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada davadan çekildiğini, bu nedenle Yüce Divan'da görülen davada da ''müdahil'' sıfatıyla yer alamayacağını savundu. Avukatlar, Erem'in ''davaya müdahil olma'' kararının kaldırılmasını istedi.

    İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, savunmasında, İstanbul Dünya Ticaret Merkezi'nin, 100 bin metrekarelik fuar alanını, 3 ayrı bloktaki iş merkezlerini biri 4, biri 5 yıldızlı olmak üzere iki otele ve bir kongre merkezini kiraya verdiğini söyledi. Ticaret merkezinin kiralarının toplanması, tahliye ve icra davaları için avukatlarla çalıştığını belirten Yalçıntaş, ''Çok yüklü davalarımız var. Avukatlarımız da yönetim kurulu toplantılarına girer. Avukatlar Abdullah Pehlivan ve Süleyman Balcı ile çalışıyoruz. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'ndeki bu davayla ilgili bilgimiz, avukatların toplantılarda yaptığı sunumlardan ibarettir. Avukatlarımızın davayı takip etmek için Ankara'da bir başka avukatla çalıştığını da biliyoruz. Onun dışında bir ayrıntıdan haberimiz yok'' diye konuştu.

    İstanbul Dünya Ticaret Merkezi'nin kamu sermayesiyle kurulduğunu, bu nedenle kurumların şeref ve haysiyetini her zaman gözettiklerini dile getiren Yalçıntaş, ''Merkezin kar ve zararından menfaatimiz ya da kaybımız yok. Yanlış bir şey yapmadık. Sadece kurumların haysiyetini ve şerefini korumak istedik'' dedi.

    Sanık avukatı Süleyman Balcı da rüşvet verme suçuna iştirak ettiği gerekçesiyle tutuklandığını belirterek, hakkındaki iddiaları reddetti.

    Balcı, İstanbul Dünya Ticaret Merkezi'nin avukatlığına 2005'te başladığını, şirketin CNR Fuarcılık'ın işlettiği fuar alanlarına ihtiyacı olduğunu, bu nedenle kira sözleşmesi tarihlerini de dikkate alarak, buralarla ilgili tahliye davası açtığını ifade etti.

    Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi'ndeki dava süreçleri hakkında ayrıntılı bilgi veren Balcı, davanın Yargıtay ayağının takibi için Ankara'da başka bir avukatın belirlendiğini dile getirdi. Ankara'daki işleri yürütmesini istedikleri avukat Necdet Okçu ile rüşvetin verildiği iddia edilen 10 Kasım 2008 günü ilk kez tanıştığını öne süren Balcı, ''İlk defa tanışmaya gittiğiniz birine para vermeniz hayatın olağan akışına aykırı. Okçu'ya herhangi bir ödeme yapmadım. Necdet Okçu ile görüşmemde, Yargıtay'daki hakim ya da daire başkanının ismi bile zikredilmedi. Hukuka aykırı elde edilmiş de olsa ortam dinlemesine ilişkin tapelerde bunlar görülecektir'' ifadesini kullandı.

    Necdet Okçu'nun davaları takip etmek için 350 bin lira istediğini, 270 bin lirada anlaştıklarına değinen Balcı, Okçu'ya verilen paranın davanın kaybedilmesi üzerine geri alındığını aktardı. Balcı, ''Rüşvet suçunun unsurunu oluşturacak, Yargıtay'da birine para verilmesine ilişkin bir görüşmem olmadı. Çok ciddi bir suçlamayla karşı karşıyayız. Bu, tamamen bir senaryodur'' dedi.

    -''Avukatlara bu ücretin verilmesini normal gördüm''-

    İstanbul Dünya Ticaret Merkezi'nin eski finans müdürü sanık Resul Dalkıran da, rüşvet suçunu işlemediğini, hukuka aykırı herhangi bir işlem içinde olmadığını savundu.

    İddianamede yer alan, rüşvetin verildiği tarih ile aynı günlere denk gelen, şirketin 1 milyon 250 bin lira parasının bankadan çekildiği iddialarının da gerçeği yansıtmadığını öne süren Dalkıran, 1 milyon 250 bin liranın repo faizi daha fazla olan başka bir bankaya EFT yapıldığını dile getirdi.

    Necdet Okçu'ya avukatlık ücreti olarak 180 bin lira verildiğini ancak dava kaybedildikten sonra paranın geri alındığını ifade eden Dalkıran, Okçu ile Ankara'daki ofisinde görüştüğünü, kendisine Yargıtay'da üye ya da başkan tanıdığını söylemediğini kaydetti.

    İstanbul Dünya Ticaret Merkezi Yönetim Kurulu'nun eski üyesi Çamur Ali Kopuz da avukatlara rüşvet vermesi için İstanbul Dünya Ticaret Merkezi Yönetim Kurulu'nca çıkarıldığı iddia edilen paranın avukatlık ücret sözleşmesine istinaden çıkarıldığını, yönetim kurulunda bu kağıtları kendisinin de imzaladığını söyledi.

    Merkezin bir başka yönetim kurulu üyesi Abdullah Çınar da üzerine atılı suçu işlemediğini, rüşvet suçunun varlığına şahit bile olmadığını belirtti.

    Merkezin Başkanvekili İlhan Parseker de iddiaya konu günlerde, yönetim kurulunun olağan gündemle toplandığını, toplantıda avukatlara ödenecek ücretin de tartışıldığını dile getirdi. Avukatların, merkezin birçok davasına baktıklarını, bu nedenle diğer işleriyle ilgilenemediklerini ifade ettiklerini aktaran Parseker, avukatların istediği rakamın 1 milyon 200 bin lira olduğunu kaydetti. Parseker, ''Miktar çok büyük olduğu için avukatların kaç davayı takip ettiklerini sordum. Değeri 40-45 milyon lirayı bulan 200'ün üzerinde davayı takip ettikleri söylendi. Bu kadar büyük bir rakamı takip eden avukatlara bu ücretin verilmesini normal gördüm. Nihayetinde ben bir ticaretçiyim ve imzaladım. Burası bir kamu kurumudur. Şahsi bir menfaatimiz olamaz. Olay bundan ibarettir. Suçlamaları kabul etmiyorum'' diye konuştu.

    Sanık Baki Bedir de Ankara'da şirket sahibi olduğunu, Resul Dalkıran ile yaptığı telefon görüşmesi dinlemeye takıldığı için sanık sandalyesinde oturduğunu belirterek, konuyla ilgili hiçbir bilgisinin olmadığını ve Resul Dalkıran dışında kimseyi tanımadığını söyledi.

    -''Şüphem somut bilgilere dayanmamaktadır''-

    İstanbul Dünya Ticaret Merkezi'nin eski genel müdür vekili Orkun Osman Bilgivar ise çalıştığı süre boyunca yönetim kurulu ile zaman zaman fikir ayrılıklarına düştüğünü, anlaşmazlıklar artık tolere edemeyeceği bir hale geldiğinde de 14 Kasım 2008'de görevinden istifa ettiğini vurguladı.

    Şirket avukatlarının baktıkları davalarla ilgili 1 milyon liranın üzerinde ücret istemeleri üzerine yönetim kurulu ile yeni bir fikir ayrılığı yaşadığını dile getiren Bilgivar, ''Yetkimi aşması nedeniyle avukatların talebini yerine getiremeyeceğimi belirterek konuyu yönetim kuruluyla görüşebileceklerini söyledim. Ardından da istifamı verdim. Avukatların talep ettiği miktarın çok yüksek olması, bende, davaların şirket lehine sonuçlanması için rüşvet verileceği şüphesini doğurdu. Ancak bu şüphem somut bilgilere dayanmamaktadır. Sadece şüpheden ibarettir. Davaya konu olaylarla herhangi bir ilgim yoktur'' dedi.

    Diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları reddederek, beraatlerini istedi.

    Hasan Erdoğan'ın avukatı Bülent Acar, 12 Eylül'e ilişkin davada sanık olarak yargılanan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın da avukatı olduğu için duruşmanın öğleden sonraki bölümüne katıldı.

    İddia makamındaki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Ekmekçi, Hasan Erdoğan'ın rüşvet aldığını gördüklerini iddia eden teknik takip yapan polis memurlarının tanık olarak dinlenmesine karar verilmesini istedi. Ceyda Zeliha Erem'in, rüşvet veren sanıklar yönünden şikayetinden vazgeçmesinin bu davayı etkilemeyeceğini belirten Ekmekçi, ''Rüşvet verme ve alma ayrı suçlardır. Fiilleri de farklıdır. Katılanın rüşvet veren sanıklar hakkında şikayetçi olmaması ama rüşvet alan sanık hakkında şikayetçi olması yasaya aykırı değildir'' diye konuştu.

    -Polisler tanık olarak dinlenecek-

    Verilen aranın ardından Yüce Divan Başkanı Haşim Kılıç, ara kararı açıkladı.

    Kılıç, Ceyda Zeliha Erem'in avukatı Haluk Pekşen'in daha önceki duruşmada dile getirdiği, Hasan Erdoğan'ın mal varlığıyla ilgili bilirkişi incelemesi yapılması isteminin, Erdoğan hakkında kamu davası açılmadığından reddine karar verildiğini bildirdi.

    Haşim Kılıç, avukat Pekşen'in daha önceki duruşmada dinlenen Yargıtay 6. Hukuk Dairesi eski tetkik hakimi Bayram Temiz'in yalan tanıklık yaptığı gerekçesiyle hakkında yasal işlem yapılması talebiyle ilgili, bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na istemde bulunulabileceği, bu nedenle konuyla ilgili Yüce Divan'da işlem yapılmasına yer olmadığına karar verdiklerini açıkladı.

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, tanık olarak dinlenilmesini istediği, iddiaya konu rüşvet olayını takip eden polislerin de aralarında bulunduğu 12 kişinin tanık olarak dinlenilmesine karar verildi.

    Sanık avukatlarının, Ceyda Zeliha Erem'in, rüşvet aldığı iddia edilen Hasan Erdoğan yönünden davaya müdahil olmasına ilişkin verilen kararın kaldırılması istemleri reddedildi. Heyet, Erem'in, birleştirilen dosyada yargılanan sanıkların iştirak halinde işledikleri iddia olunan ''rüşvet verme'' suçu yönünden davaya katılma isteminin de reddine karar verdi.

    Yüce Divan heyetince, İstanbul Dünya Ticaret Merkezi'nden, avukatlar Süleyman Balcı ile Abdullah Pehlivan'a 2008 yılında ödenen vekalet ücreti ve primlerin listesi de istendi.

    Davaya 2 Mayıs Çarşamba günü devam edilecek.

    Bu arada, sanık Necdet Okçu, sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılmadı.




    Yargıya rüşvet sanıkları Yüce Divan´da Yorumları