Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen ''Değişim Liderleri Zirvesi"nde son gelişmeleri değerlendirdi.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, "Toplumların değişim yönündeki talepleri göz ardı edilince orada olaylar çıkıyor" dedi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) ile Türk Gelecek Araştırmaları Vakfı (TÜGAV) işbirliğinde İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen ''Değişim Liderleri Zirvesi"nde bir konuşma yapan Abdülkadir Aksu, toplumların değişim yönündeki taleplerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Aksu, "Kuzey Afrika'da sorun varsa güvende değilsiniz. Ortadoğu'da, Filistin'de dram varsa güvenliğiniz söz konusu değil.
Siyasal sorunların sonuçlarında bu olaylar oluyor. Bu sorunların oluşturduğu enerjiler patlıyor, bu olaylar çıkıyor. Toplumların değişim yönündeki talepleri göz ardı edilince orda olaylar çıkıyor. Toplumlar demokrasi içinde nefes alır. Siyasi liderliğin bu bağlamda önemi var" dedi.
Değişimi sürekli kılmakla küresel güvenliğin arasında güçlü bir bağ olduğunu belirten Aksu, "Madem değişim isteniyor, nasıl oluyor da toplumların güçlü arzularına karşı değişim sekteye uğruyor. Rahmetli Turgut Özal değişim sözcüğünü getirdi.
Türkiye aslında o yıllarda gizli komünist bir ülke gibiydi. Dışarıya kapalıydı, döviz taşımak suçtu. Devletin bilinç altında en geçerli duygusu korkuydu. Evrensel olmakta etnik dini farklılıklardan korkulurdu. Yabancı devlet, yabancı fikir adeta düşmandı.
Rahmetli Özal değişimi savunuyordu. 80'li yıllardan sonra Özal'ın yaptıklarını düşünün, daha sonra 90'lı yıllarda Telekom özelleştirmesinin tam 15 yıl nasıl dondurulabildiğini düşünün. 90'lı yılların, terörle mücadele adı altında nasıl fikirleri kısıtladığını düşünün" diye konuştu.
Aksu, değişimin öncelikle siyasetçinin zorunluluğunda olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Değişim gaz pedalı gibi, ayağınızı çektiğinizde duruyor. AK Parti hükümetimiz 90'lı yıllarda oluşan yeni statükoyu kırmayı vaat ediyordu. Türkiye nefes alamıyordu. Kürt sorunu statüko olmuştu. Sivil irade herhangi bir adım attığında 82 Anayasası engel oluyordu. AK Partimiz ve lideri Erdoğan statükonun donma hızını ve arzusunu teşhis etti. Değişim şarttı. Değişimin yaşamını güven altına alacak adım atmak gerekir. Nerdeyse tüm temel kurumlar reforma tabii tutuldu.
Dış politika tamamen ve kötlü bir şekilde değişti. Bu günlerde yakın coğrafyada, Ortadoğu'da, Kuzey Afrika'da birçok ülkede değişim arzusunu görüyoruz. Milyonlar sokakta değişim istiyor. Bürokrasinin statükoyla akraba olduğunu görüyoruz. Bunu yapısal bir gözlem olarak söylüyorum. Bürokrasi dinamizmi sevmiyor. Önünü görsün istiyor. Kurallar değişsin istemiyor. Bir anlamda statükonun cisimleşmiş hali."
