DTK'nın sonuç bildirgesinde Öcalan'a ev hapsi   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 02-27-2011 (17:36)   Son Mesaj: 02-27-2011 (17:36)    Cevap: 0    Gösterim: 573  

    02-27-2011

    DTK'nın sonuç bildirgesinde Öcalan'a ev hapsi

    DTK'nın sonuç bildirgesinde Öcalan'a ev hapsi


    DTK tarafından STK'larında katılımı ile 2 günden bu yana süren çalıştayın sonuç bildirgesi açıklandı. Tuğluk sonuç bildirgesinde, yeni bir ateşkes çağrısı yapmayı ahlaki bulmadıklarını ve Öcalan'a ev hapsi istediklerini belirtti.

    Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Diyarbakır'da bölgedeki 698 sivil toplum örgütüyle bir araya gelerek, PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın "Mart başında aradan çekilebilirim" açıklamasıyla ilgili durum değerlendirmesi yaptı. Terör örgütü PKK'nın geçen yıl 13 Ağustos tarihinde başlattığı ve bu yıl Haziran ayında yapılacak genel seçimlere kadar sürdüreceğini açıkladığı "ateşkes" kararıyla ilgili, Abdullah Öcalan'ın son açıklamaları üzerine bölgedeki sivil toplum örgütleri biraraya gelme kararı almış, DTK öncülüğünde Diyarbakır'da BDP il binasında yapılan toplantıya Güneydoğu'daki 698 sivil toplum örgütü temsilcisi ve BDP Genel Başkanı Selahatin Demirtaş, Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, DTK Genel Başkanı Ahmet Türk, Yardımcısı Aysel Tuğluk, BDP Milletvekili Sırrı Sakık, belediye Başkanları ile DTK üyeleri katılmıştı.
    2 Günden bu yana süren toplantının ardından bugün sonuç bildirgesi açıklandı. Sonuç bildirgesini DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk okuyarak "Demokratik Toplum Kongresi, halkımızın tüm farklı kimlik ve inançlarının en üst siyasal organizasyonu olarak 26-27 Şubat 2011 tarihlerinde, iki gün süren ara dönem toplantısını başarıyla gerçekleştirmiştir. Kongremiz, Daimi Meclis üyeleri, Milletvekilleri, Belediye Başkanları, sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri, kadın ve gençlik örgütleri ve halk delegelerinden oluşan 800 delegenin katılımıyla Türkiye, Ortadoğu ve Dünyadaki siyasal ve sosyal gelişmeleri etraflıca değerlendirmiş, önemli bir kararlaşma seviyesi yakalamıştır. Eylemsizlik kararının değerlendirilme süreci, içine girilmiş olan genel seçimler dönemi, Türkiye'de gittikçe oluşmakta olan despotik uygulamalar ve Ortadoğu'daki halk devrimleri konusunda etraflıca tartışmalar yürütülmüştür. Kongre delegasyonunun almış olduğu kararları ve tutunduğu tavrı, basın ve kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Öncelikli ve ivedi olarak, Kongremiz KCK'nin 31 Ekim'de ilan ettiği sekiz aylık eylemsizlik-çatışmasızlık sürecinin, Mart ayı başında değerlendirmeye tabi tutma kararı konusundaki kaygılarını kamuoyunun dikkatine sunmak ister. Bilindiği gibi, 2010 Ekim ayından başlayıp Genel Seçimlere kadar tek taraflı olarak uzatılan, yaklaşık sekiz aylık bir eylemsizlik dönemi devam etmektedir. Mart ayı başında, KCK'nin yaptıkları açıklamalardan anlaşıldığı gibi, yeni bir değerlendirme yapacağı bilinmektedir. Bu konuyu; Kongremiz Kürt sorununun demokratik-barışçıl çözüm ilkesi doğrultusunda, hassasiyetle ele almış ve değerlendirmiştir" dedi.

    KCK'ya daha önce çağrıda buluduklarını belirten Tuğluk "Bilindiği üzere, Demokratik Toplum Kongresi olarak bu eylemsizlik dönemi için yüzlerce sivil toplum örgütü ile bir arada, devlete ve KCK'ye eylemsizlik çağrılarında bulunduk. Sivil ve demokratik çözüm sürecinin konuşulup-tartışılması, ve siyaset kurumunun çözüm yolunu olgunlaştırması için bir fırsat yaratılması talebini ifade ettik. Devlet kurumları, Abdullah Öcalan ve KCK ile yapılan görüşmeler ve diyalog süreçleri kapsamında, yaptığımız bu çağrılar olumlu karşılandı ve uzun erimli bir eylemsizlik süreci deklare edildi. Bu eylemsizlik sürecinin, hem zorunlu gereklilikleri hem de öngörülebilir geleceği konusunda, delegasyonumuz Kongre olarak bu süreç konusundaki sorumluluklarımızı değerlendirmiştir. Mevcut gelişmeler ışığında, delegasyonumuz tarafından AK Parti Hükümeti'nin barışçıl sürecin asgari gereklerini yerine getirmek bir yana, Kürtlerin örgütlü yapısını bozmak-parçalamak ve tasfiye etmek için girişimlerde bulunduğu belirtilmiştir. Kürt siyasetçilerine karşı yapılan siyasi soykırım davasında olumlu bir gelişme yaşanması bir yana halkımızın varoluş gerekçesi olan anadilimiz konusunda hakarete varan bir tutum sergilenmiştir. Bölgedeki askeri hareketlilik ve özel ordu kurma tasarıları, Hükümetin barış konusundaki samimiyetsizliğinin ifadesidir. Halkımızın gösteri ve protesto hakları kolluk güçleri tarafından her seferinde ağır baskı-gözaltı ve tutuklama furyasıyla gasp edilmiş ve tümüyle demokratik taleplerini dile getirmemesi için sindirilmeye çalışılmıştır. Üzülerek belirtmek gerekir ki, AK Parti Hükümeti yüzde 10 seçim barajı gibi, tamamen anti-demokratik olan ve tüm uygar dünyanın hatta Meclisteki muhalefetin bile düşürülmesi için hemfikir olduğu jest kabilindeki bir yasal değişikliği bile yerine getirmemiştir. Tüm bu gelişmeleri değerlendiren Kongre delegasyonu, Kürt coğrafyası ve tüm Türkiye için büyük umutlar yaratan eylemsizlik sürecinin Mart ayı içerisinde Öcalan, KCK ve devlet arasındaki görüşmeler sonucunda netliğe kavuşacağı konusundaki öngörüsünü belirttikten sonra; KCK'ya eylemsizlik sürecini uzatması telkininde bulunmayı ahlaki olarak doğru bulmadığını belirtmiştir. Kongremiz, AKP Hükümetinin Öcalan'la yürüyen diyalog sürecini aksatmadan devam ettirmesi, barış ve demokrasinin gelişmesi doğrultusunda somut gelişmelere yol açan bir müzakere-protokol sürecine dönüştürme çağrısında bulunmuştur" dedi.

    "ÖCALAN'IN BARIŞÇIL SÜRECE DAHA FAZLA KATKIDA BULUNMASI İÇİN CEZASININ EV HAPSİNE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ GEREKİR"

    Tuğluk, Öcalan'ın barışçıl sürece daha fazla katkıda bulunması amacıyla cezasının ev hapsine dönüştürülmesi gerektiğini belirterek "Öcalan'ın barışçıl sürece daha fazla katkıda bulunabilmesi için İmralı'daki cezaevi koşullarının, ev hapsi derecesinde dönüştürülmesi, KCK-siyasetçiler ve aydınlarla görüşmesinin sağlanmasının gereğine işaret etmiştir. Yeni anayasa tartışmaları konusunda, Cumhuriyet tarihinin otoriter ve tektipçi geçmişinin bir özeleştirisi olacak şekilde Kürt halkının Demokratik Özerklik temelinde statüsünün tanınarak, tüm farklılıkların Demokratik Türkiye Ulusu Anayasasında garanti altına alınması değerlendirilmiştir" diye konuştu.

    "DEMOKRATİK ÖZERKLİK STATÜSÜNÜ MEŞRU BİR ŞEKİLDE İNŞA EDİLECEK"

    Demokratik Özerkliğin meşru bir şekilde inşa edileceğine değinen Tuğluk "Kürt halkının, Demokratik Özerklik statüsünü meşru bir şekilde inşa ederek Türkiye'nin demokratik dönüşüm sürecine en büyük katkıyı sunacağı kararlılıkla belirtilmiştir. Bu temelde delegasyonumuz, çözümü sadece devlete endeksleyen bir pozisyon içinde olmadığını, çözüm sürecinin temel bir dinamiği olarak halkımızın beklentilerine cevap olabilmek için demokratik özerkliği adım adım örme kararlılığını ifade etmiştir. Bu süreçte sadece bekleyen değil, inşa eden sadece muhalefet eden değil, kurucu bir rol alan yaklaşım, kongremizin önümüzdeki dönem temel pratiği olacaktır" diye konuştu.

    "BDP BAĞIMSIZ OLARAK SEÇİMLERE GİRECEK"

    Tuğluk aldıkları karar doğrultusunda BDP'nin adaylarının bağımsız Milletvekili adayı olması kararını aldıklarını belirterek "Kongremiz, 12 Haziran Genel Seçimleriyle oluşacak parlamento yapısının, Türkiye'yi demokratik ulus anayasasına kavuşturması beklentisi doğrultusunda, Barış ve Demokrasi Partisi'nin bağımsız adaylarla seçimlere girip, güçlü ve nitelikli bir parlamento grubu oluşturmasını destekleme kararı almıştır. Ne AKP'nin, ne CHP'nin ne de MHP'nin; Kürt sorunu-Alevi sorunu ve tüm inançlar üzerindeki baskılar ve Cumhuriyet'in diğer yapısal sorunlarını çözme konusunda hiçbir programının bulunmadığı değerlendirilip; tüm Kürt grup ve çevreleri ile Türkiye demokrat ve sol çevrelerinin belirlenecek ortak bağımsız adayları desteklemesi çağrısında bulunulmuştur. Kongremiz Kürdistan'da yürütülen 30 yıllık kirli savaşın bir sonucu olarak ortaya çıkan toplu mezarlar konusunda hükümetin yaklaşımını mahkum eder. Bu kirli savaşın tüm sonuçlarıyla açığa çıkarılması ve yüzleşilmesi konusunda, tüm Türkiye demokratik kamuoyunu duyarlı olmaya, halkımızdan da mücadelemizin yaratıcıları olan bu değerlere sahip çıkarak mücadeleyi yükseltme çağrısı yapar. Kongremiz, uluslar arası konjöktür, bölgesel gelişmeler ve Kürdistan'ın içinden geçtiği durumu göz önünde bulundurarak, ulusal birliğin hayati derecede önemine vurgu yapmıştır. Bu kapsamda, aciliyetle tüm Kürt parti ve siyasetlerini, bir araya gelerek ulusal bir konferans yapması ve ulusal demokratik bir stratejiyi belirleme çağrısında bulunur. Bununla birlikte Kürt aydın-siyasetçi ve sanatçılarına, içinden geçtiğimiz sürecin vicdani sorumluluğu gereğine uygun olarak bir tavrın sahibi olarak, AK Parti Hükümetinin kandıran-aldatan politikalarına karşı ahlaki bir duruş sergilemelerini istiyoruz. Demokratik Toplum Kongresi'nin saflarında yerlerini almaya davet ediyoruz. Demokratik Toplum Kongresi delegasyonu olarak, halkımızın içinde bulunduğu mevcut duruma tahammülünün kalmadığını belirtmek istiyoruz. Bu temelde, halkımızı demokratik direniş temelinde seferberlik ruhuyla dönemi karşılamaya çağırıyoruz. Halkların çözüm siyaseti, başarıya ulaşacaktır" diye konuşarak basın açıklamasını bitirdi.

    Toplantıya dün sağlık sorunları nedeni ile hastaneye kaldırılan DTK'nın Eş Başkanı Ahmet Türk'te katıldı.




    DTK'nın sonuç bildirgesinde Öcalan'a ev hapsi Yorumları