İstanbul'da düzenlenen bir konferansta konuşan Malezya Başbakanı Dato Sri Mohd Najib Tun Abdul Razak, "Bizim sistemimiz moderndir, Türkiye gibidir. Başkalarına iyi bir örnek teşkil edebilir" dedi.
Malezya Başbakanı Dato Sri Mohd Najib Tun Abdul Razak, Conrad Otel'de, Bahçeşehir Üniversitesi MEDAM'ın konuğu olarak "Adalet, Barış ve İnsanlık Onuru için Küresel Girişim" konulu bir konferans verdi. Konferansa Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Ali Babacan, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, bazı akademisyenler ve aralarında öğrencilerin de bulunduğu yaklaşık 200 davetli katıldı.
Konferansın önemine dikkat çeken Razak, "Tartışmalara konu olan mevzulara baktığımızda önemli olan bir tartışmadır. Bu tartışma iyi ve etkili bir iletişime götürüyor. Eğer halkı sisteme katabiliyorsanız, kendisi ile ilgili karar verebiliyor ise birey burada bir yönetişim vardır ve bu önemlidir. Bizim sistemimiz moderndir, Türkiye gibidir. Başkalarına iyi bir örnek teşkil edebilir. Dönüşüm içerisinde olan ülkelere örnek olabilir. Biz Malezya'da yeni bir dönüşüm dalgası içerisine girdik. Kalkınma, yaşam
kalitesini arttırma, toplumun değerlerine önem verme ve adaletin sağlanmasında önemli bir harekete giriştik. Her ulusun kendine özgü özellikleri vardı. Buna göre adaptasyon yapılmalıdır" diye konuştu.
"MALEZYA'DA ÇOK ILIMLI BİR İSLAM UYGULANMAKTADIR"
Oturumu yöneten Zeynep Badawi'nin "Malezya'de İslam ve siyaset arasındaki ilişkiler nasıl" sorusu üzerine Razak, "Kendi kederimizi belirlemememiz gerekiyor. İslam, gerçekten Malezya'da yönetimden ve siyasetten ayrılmaz bir parçasıdır. Malezya'nın politikasından, idaresinden ve yönetiminden İslam'ı ayıramayız. Bununla beraber Malezya'da çok ılımlı bir İslam uygulanmaktadır. Daha güler yüz vardır Müslüman olmayanlara karşı" diye yanıtladı.
SEVGİLİLER GÜNÜ YAPILAN OTEL BASKINLARINI DEĞERLENDİRDİ
"Sevgililer Günü'nde bazı otellere yapılan baskınlar sonucu evli olmayanların otellerden toplatıldığını" hatırlatan Badawi, konuyla ilgili Razak'ın görüşünü sordu. Razak, "Bu konunun gündeme geleceğini biliyordum. Ancak İslami açıdan bu konuyu değerlendirmek doğru değil. Pozitif anlamda bu konu, İslam imajına zarar verir. Bu olay çok küçük bir olaydır. Malezya'da evli olsun yada olmasınlar bir restoranda oturup birlikte yemek yiyebilirler. Ancak orada yapılan uygulamalarda halka açık olan alanlarda bazı
uygunsuz kişiler vardı, onlara yönelik bir çalışmaydı" şeklinde yanıtladı.
"ORDU VE POLİSİMİZDE BAŞÖRTÜLÜ ÇALIŞANLAR VAR"
Başörtüsü ile ilgili soruyu Razak, "Ordu ve polisimizde başörtülü çalışanlar var. Bu konuda düzenlemeye gidildi ve özgürleştirme yapıldı. Adil iseniz başka dinlere ve inançlara saygı göstermeniz gerekir. İslam'a da saygı göstermelisiniz. Bu saygıyı gösterirseniz İslam'ın kurallarından birisine de uymuş olursunuz" diye yanıtladı.
Badawi, "Sizce bir başbakan birden çok eşe sahip olabilir mi, çünkü bunu Arap liderlerinden görüyoruz" sorusu üzerine Razak, "Bizde böyle bir kural yok. Zaten eşim de burada, bu soruya yanıt veremem" dedi.
Konferansa katılan Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Ali Babacan ise, "Türkiye gerçekten çok önemli bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Bütün bölgeye ilham kaynağı oluyor. Türkiye'de yaptığımız bir taraftan ekonomik bir dönüşüm, diğer taraftan siyasi ve sosyal bir dönüşümün yaşanmasıdır. Türkiye bu alanda çok açıktır. Özel sektöre dayalı bir ekonomiye dayanmaktadır. Ekonomik konuların içine bazı sosyal konularda alıyoruz. Devletin vatandaşlara karşı bazı sosyal sorumlulukları vardır. Bunları da ekonomik
dönüşüm içerisinde değerlendiriyoruz. Siyasi dönüşüm dediğimiz zaman da demokrasi derinleşiyor. Gerçekten çok daha ileri ve temsile dayanan bir demokrasiye geçtik. Gerçek bir demokrasiden bahsedebiliriz. Sosyal dönüşüm konusuna baktığımızda açık bir toplum haline geldik. Bugün ülkemizde 400'den fazla televizyon, bin 200'den fazla radyo var. Yapılan programlarla bir çok konu tartışılıyor, gündeme taşınıyor ve sosyal dönüşüm sağlanıyor" diye konuştu.
"TÜRKİYE, İSLAM VE DEMOKRASİNİN BİRLİKTE YAŞANDIĞI BİR ÜLKE HALİNE GELMİŞTİR"
Herkesi mümkün oldukça topluma dahil etmeye çalıştıklarını ifade eden Babacan, "Din olsun, etnik unsur olsun, bir çok taraf topluma dahil ediliyor. Bu Türkiye'nin bir başarı hikayesidir. Türkiye İslam ve demokrasinin birlikte yaşandığı bir ülke haline gelmiştir" dedi.
"Türkiye'de laiklik nasıl algılanıyor" sorusuna Bakan Babacan, "Laikliğin farklı ülkelerde farklı tarifleri var. Laiklik, bütün dinlerden ve mezheplerden ayrı olarak politika üretmektir. Dinin özgürlüğünün olması anlamına gelir. İstediği gibi dinin uygulanması anlamına gelir. Diğer taraftan da laiklik, din kurallarının devlet işleriyle karışmaması anlamına gelir. Tarih içerisinde bazı zamanlarda laiklik dinsizlik anlamında da algılandı. Ancak bizim anlayışımıza göre böyle değil" diye yanıtladı.
Çok eşlilik ile ilgili görüşleri sorulan Babacan, "Ülkemizde kanunen çok eşlilik var. Çok eş alanlara da ceza yok. Yine bazı ev ve aile tipleri var. Evlilikleri yok, dolayısıyla Müslüman, Hıristiyan veya Museviler birlikte yaşıyor. Türkiye'de yaşayan Hıristiyan ve Musevilerden de çok eşli yaşayanlar var. Yani ülkemizde çok eşlilik kavramı başkasını rahatsız etmiyorsa, başkasına zarar vermiyorsa bu önemlidir. O dengeyi iyi kurmak lazım" dedi.
Bakan Babacan, Badawi'nin "Demokrasiyi nasıl algılıyorsunuz" sorusu üzerine "Herkes kendisine göre demokrasiyi uyguluyor. Örneğin, Hamas politik bir parti idi. Seçime girişine izin verildi ve daha sonra terörist grup olarak ilan edilerek dışarı itildi. Tutarlı olmak çok önemli. İnsanların iradesi politik sisteme yansıtılmalıdır" diye konuştu.
