Başbakan Erdoğan, Ak Parti Meclis Grup toplantısında partililere hitap ediyor. Erdoğan, Türkiye'deki gelişimi ve dönüşümü özetlerken muhalefetin tavrını sert sözlerle eleştirdi, ölüm tehditlerine yanıt verdi.



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti Meclis Grup toplantısında partililere hitap ediyor.
Konuşmasına Mevlid Kandili'ni kutlayarak başlayan Erdoğan, daha sonra Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinde yaşanan göçük felaketini hatırlattı. Erdoğan, göçük altında kalanları çıkartmak için karadan ve havadan mücadelenin tüm hızıyla sürdüğünü belirtti. Erdoğan, "Ben burada hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet ailelerine sabır diliyorum" dedi.

''IMF'YE OLAN BORCUMUZ 5,5 MİLYAR DOLARA GERİLEMİŞ DURUMDA''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin IMF'ye olan borcunun şu an itibarıyla 5,5 milyar dolara gerilediğini bildirdi.

Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya vatandaşların Mevlit kandilini kutlayarak başladı. Afşin'deki kömür sahasında hayatını kaybeden iki işçiye Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, toprak altında kalanların kurtarılması için her türlü imkanın kullanıldığını söyledi.

TBMM'nin son dönemde çok başarılı bir performans ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, ülke ve millet için son derece önemli kanunlar çıkarıldığını ifade etti. Başbakan Erdoğan, Ticaret ve Borçlar Kanunu gibi iki önemli kanunun yanı sıra bu ay polisi askerlik vazifesinden muaf tutan kanun, Danıştay, Yargıtay ve Adli Tıp Kurumunun yapılarını düzenleyen kanunlar ile son olarak da bazı kanunlarda değişiklik yapan düzenlemenin (Torba) çıkarıldığını anımsattı. Erdoğan, milletvekillerine özverili çalışmalarından ötürü teşekkür etti.

2010 yılı Kasım ayı istihdam verileri açıklandığını hatırlatan Erdoğan, ''İşsizlik oranı Kasım ayında yüzde 11 olarak gerçekleşti. Bu oran geçen yıl yüzde 13,1 düzeyinde idi. Yani, işsizlik geçen yıla göre 2,1 puan gibi çok yüksek oranda gerileme kaydetti'' dedi.

IMF'ye olan borçta da gerileme yaşandığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Şu an itibarıyla IMF'ye olan borcumuz 5,5 milyar dolara gerilemiş durumda. Bildiğiniz gibi göreve geldiğimizde bu borç 23,5 milyar dolardı. MHP, DSP ve ANAP iktidarından IMF'ye olan borcu 23,5 milyar dolar olarak devraldık. Onlar borçlandı, biz ise onların borçlarını temizleye temizleye buralara geldik. Bu gelişmelerin hayırlı olmasını diliyorum'' şeklinde konuştu.

Erdoğan Meclis'tan son çıkan kanun maddelerine dikkat çekti. Erdoğan'ın açıklamaları şöyleydi:

"Bunlar çok önemli gelişmelerdir. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. İşsizlik rakamları açıklandı. Geçen yıla oranla 2.1 puan gibi bir düşüş söz konusu... Bir diğer önemli gelişme IMF borçları ile ilgili... IMF olan borcumuz 5.5 milyar dolara gerilemiştir. Biz göreve geldiğimizde bu borç 23.5 milyar dolardı. Onlar borçlandı biz onların borçlarını temizliyoruz.

Muhalefet 8 yıldır Meclis'te çalışmaları engellemek için uğraşıyor. Aceleniz nedir? "Gecenin bu saatinde bu çalışmalar yapılır mı? Zamanı gelince yaparız..."

Bir gün vatandaş size sorarsa "haftada 3 gün çalışıyorsunuz. Salı, çarşamba, perşembe... Diğer günler ne yapıyorsunuz?" Gelişmeyi ve çalışmayı engelleyen muhalefet vatandaşa ne hesap verecek?

Dünyanın en güçlü ekonomileri nasıl çıktı tarihe bir bakın. İki atom bombası yiyerek savaştan çıkan Japonya nasıl dünyanın devleri arasında? Dünyadaki bu gelişme bu değişim maalesef tiribünlerden izlendi. Bugün "aceleniz ne diye soranlar" on yıllardır, bu soruları soranlardır. Bunlar değişime gelişime hep karşı durdular.

Çıktık 2023 diye hedef koyduk. Muhalefet bir hafta sonra çıktı, 2023 hedefi koydu. Bunlar eğer bu hedefleri onlarca yıl önce koysaydı bugün bu devlet bu millet daha başka yerlerde olurdu. Biz iktidara geldiğimizde define falan bulmadık. Kaynak Türkiye dedik. Kaynak Kemal falan demedik.

Yapılan bu yolları, okulları, derslikleri, gelişmeleri nasıl yapıldı sanıyorsunuz.

Eğer geçmişte birilerinin acelesi olsaydı, paçalardan çekmeselerdi biz bugün çok başka yerlerde olurduk. Eğer birilerinin acelesi olsaydı bugün 2023'te 2 trilyon değil 3 trilyonu hatta 4 trilyonu konuşurduk. İhracatı milyar dolarlara yükseltmek için acelemiz var. Okullar açmak için, konutlar yapmak için, 500 bin konut daha yapmak için acelemiz var.

Kimse bizi ecelle korkutmaya kalkmasın. Biz bu yola başımızı canımızı koyduk.

Eğer onların dönemlerindeki yolsuzluklar devam etseydi, bugün bu yollar hastaneler okullar, köydesler, beldesler yapılabilir miydi. Siz borçlandınız, biz borç temizliyoruz.

Sizin lügatınızda hiç insaf yok mu? Bu batan bankaları unuttunuz mu? Grçmişte zarar eden bankalar nasıl kâr eden banka haline geldi? Ama insaf... Bunlar ne siyaset ortaya koyabiliyor, ne vizyon. Bunlar Türkiye'yi dünya yıldızı yapacağız diyemez. Çünkü bunların böyle bir vizyonu yok.

TOKİ, şu ana kadar 480 bin konut inşa etti, Bunun 320 binini sahiplerine teslim etti. Şimdi ikinci 500 bin hedefini önüne koydu.

Biz şimdi sosyal devlet olmanın gereğini yapıyoruz. Sosyal devlet demek, sağlık hizmeti demek, soğukta kalan vatandaşın sobasında yanacağı düşünmek demektir. Bıunlar gitsinler sadakanın tanımını öğrensin. Bunları kimse sadaka diye niteleyemez. Bunların kültüründe sadaka gibi bir şey olmadığı için ne olduğunu bilmezler. Bizim abdestimizden şüphemiz yok.

Millet görev verir, görevden alır. Vatandaş verirse işimizi yaparız. Millet görevden alırsa eyvallah deriz.

2003 yılı öncesinde TOKİ'de çalışanlardan biri geçmişte olanları iyi özetliyor: "Sabah 11'de işe gelirdik. Kahvaltımızı yapardık. Karanfil Sokak'ta kafelerde zamanımızı geçirirdik. Saat 3'te 4'te de mesai biter evimize giderdik."

TOKİ'nin kapısına kilit vurmuşlardı. Bunların neden acelesi olmadı belli. Bunları zamanında iyi korkutmuşlar çünkü. Biz bu tehditleri çok gördük. Karnımız tok bu tehditlere...

Bu tehdit savuran arkadaşa da şu tavsiyede bulunmak istiyorum. Bu tehditleri bırak, yapılanı takdir etmeye bak!

Bizim eserlerimize bunların hayalleri bile erişemez. Bunları göremeyenlere tek bir tavsiyem var: Gözlük numaralarını değiştirsinler. Bunlar Meclis'te yapılan çalışmaları göremezler. Anayasa Mahkemesi'ni su yoluna çevirdiler. Aylardır CHP değişti diyorlar. Yine AYM yolundalar... CHP eski tas eski hamam. Değişen bir şey yok.

Her platformda yargı siyasallaşıyor diye feryat edenler, geçmişte yargıda kadrolaşma yarışındaydılar. Bunlar reform ve yenilenmeye karşı...

BALYOZ GÖZALTILARI

Emekli ve muvazaf paşalara yönelik son günlerde bazı gelişmeler yaşanıyor. Tüm yaşananlar hukuk çerçevesindedir. Aksi kanıtlanmadıkça herkes masumdur. Gözaltı için kimse suçlu gösterilemez. Bizim yargıya müdahale gibi bir şeyimiz gibi bir şey söz konusu olamaz. Herkesin yargıya ve yarg süreçlerine saygı duyması şart. Bunları hükümetle ilişkilendirenler hezeyan içinde. Başta CHP ve asker yakınlarının TSK için kullandığı ifadeler tahrik edicidir. Bu süreç zihinlerdeki soru işaretlerini kaldıracaktır. Tek çıkar yol yargıya saygılı olmak ve güvenmnektir.

CHP seçim sonrasına ilişkin kaos senaryosu çizmeye başladı. CHP Genel Başkanı seçimlere 4 ay olmasına rağmen başarısızlığına kılıç aramaya başladı. CHP lideri siyaset yapma yerine falcılığa başladı.

MISIR'DA YAŞANANLAR

Birileri susarke, tepkisiz kalırken, biz cesaretle Mısır halkının haykırışına kulak verilmesi gerektiğini söyledik. Mısır'da yaşanan gelişmelerdeki duruşumuzu ve bugün gelinen noktayı sevinçle karşılıyoruz.

Biz sandık sonucu ile gitmeye razıyız. İktidara halk getirir halk götürür. Kendimiz için ne istiyorsak komşumuz için de onu isteyen bir milletiz. Mısır için istediğimizi bölgemizdekidiğer ülkeler ve dünya halkları için de istiyoruz.

Mısır'da devlet başkanı istifa ediyor ve yeni bir süreç başlıyor. Bizim anamuhalefet liderimiz bu gelişmelerden iki gün sonra "Başbakan aceleci davrandı" diyor. İç politikada nasıl aceleleri yoksa dış politikalarında da aceleleri yok. Ortadoğu'dan dünyadan habersiz Ankara'ya hapsolmuşlar.

Bunlar öte yandan Arap kadınlarını tahkir edecek kadar vicdansız ve insafsızlar. Anamuhalefetin vekilinin sözleriyle neye nasıl baktıklarını bir kez daha ortaya koydu. Siz hiç bir ülkenin kadınını böyle küçük göremezsiniz. Var mı böyle bir şey? Biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü seviyoruz derken bunu söylüyoruz. Bir karar aşamasında olan Mısır'da en kısa sürede demokrasinin tesis edelmesini bekliyoruz. Ülkede şeffaf serbest seçimler yapılmasını bekliyoruz.

Hiç kimsenin iç işlerine karışma niyetinde değiliz. Samimi bir şekilde barış ve kardeşlik diyoruz.

Mısır'da yepyeni bir dönem başlarken biz kardeş bir ülke olarak yanlarında olmalıyız.

Şimdi biraz empati yapmanızı istiyorum. Gazze'de bir babasınız. Fosfor bombaları altında 5 yavrusunu kaybetmiş bir baba... Çocuklarınızın cansız bedeni karşısında yumrularınızı sıkarak bekliyorsunuz. Kardeşiniz gelsin diye bekliyorsunuz. Ama kardeşiniz gelmiyor. Refah kapısı açılmıyor. O gün gelmeyen kardeşe bugün Mısır'a uzanan tünellerden kucaklaşmaya yardım götürmeye giden kardeşler var.

Dünyanın vicdanına sesleniyorum, bu coğrafya için demokrasiyi çok görenler erken görenler yanılmıştır. Zülm ile abad olunmayacağı bir kez daha görülmüştür. Mısır'ın sevinci ve başarısı bizim mutluluğumuzdur. Mısır bugüne kadar Türkiye'de alışık olduğumuz şekilde bir seçim yapamadı.


AYRINTILAR GELECEK