Kılçdaroğlu'nun 'ben de tek adamım' çıkışı mı?   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 02-11-2011 (01:39)   Son Mesaj: 02-11-2011 (01:39)    Cevap: 0    Gösterim: 568  

    02-11-2011

    Kılçdaroğlu'nun 'ben de tek adamım' çıkışı mı?

    Kılçdaroğlu'nun 'ben de tek adamım' çıkışı mı?


    Gazeteciler, Süheyl Batum'un, TSK'ya yönelik sarf ettiği “kağıttan kaplan" sözüyle ilgili Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Orduyu eleştirmek ancak CHP Genel Başkanı katında olur” şeklinde yanıt vermesini yorumladı.

    Arzu Erdoğral'ın haberi
    CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un, orduya yönelik olarak sarf ettiği "kağıttan kaplan" sözü ile ilgili olarak tartışmalar sürerken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu sözlere gelen eleştiriler ile ilgili olarak konuştu.

    Kılıçdaroğlu, "Hiç kimse ordu üzerinden siyaset yapmasın. Bu bize Mustafa Kemal'in verdiği bir mirastır. Her kurum eleştirilebilir, ordu da eleştirilebilir. Ama önceki genel başkanımızın söylediği çok güzel bir söz var. "Orduyu eleştirmek ancak CHP Genel Başkanı katında olur" dedi.

    Kılıçdaroğlu"nun "Orduyu eleştirmek ancak CHP Genel Başkanı katında olur" sözlerini gazetecilere sorduk.

    KILIÇDAROĞLU MESELEYİ KAPATMAK İSTEDİ

    Vatan Gazetesi Köşe Yazarı Hasan Celal Güzel

    Sayın Kılıçdaroğlu bu sözleri ile meseleyi kapatmak istemiştir. Çünkü bu sözler bir bakıma Süheyl Batum"un sözlerine karşı bir sitem gibidir ama son derece yetersizdir. Batum"un, hiç kimsenin beğenmediği ve âdete bir darbe davetiyesi çıkaran ve orduyu tahrik eden sözleri bizzat ordu tarafından da cevaplandırılmıştır. Süheyl Batum, ordunun cevabına karşı söylediği sözlerle de yine adeta ordunun siyasete müdahale etmesini teşvik eder şekilde konuşmuştur. Sayın Kılıçdaroğlu, buna karşılık bizim bilmediğimiz görüşmede Süheyl Batum"a karşı herhangi bir şey söylemiş midir onu bilmiyoruz ama grupta söylediği söz dolaylı bir laftır. Doğru da değildir. Neden CHP Genel Başkanlığı katında orduya karşı konuşulsun. Şimdiye kadar hangi siyasi partinin orduya karşı konuşması ancak genel başkanlık katında mümkündür. Çok saçma bir cevaptır bu... Ama bu cevabın içinde üstü kapalı olarak Batum"u da tenkit ve eleştiri var. Fakat son derece üstü kapalı bir eleştiri. Kılıçdaroğlu"nun bu cevabı Genelkurmay"ı tatmin etmiş midir bilmiyorum. Belki Genelkurmay Başkanını yaptığı ziyarette ikili görüşmede kesin konuşmuş olabilir. Kamuoyu nezdinde ise hiçbir şekilde tatminkâr değildir. Süheyl Batum"un sözleri ile CHP"in kaybettiği puanlar ve zedelenen itibarı bu sözlerle hiçbir şekilde yerine gelemez.

    ORDUYU DARBEYE TEŞVİK ETMEK VAHİM BİR DURUM

    Habertürk Medya Kritik Programı Yapımcı ve Sunucusu Gazeteci Ahmet Tezcan

    Orduyu eleştirmek denildiği zaman; bu söylem ordunun tamamını eleştirmek değil ordunun bir uygulaması ile kararını eleştirmek olarak anlaşılabilir. Bir camiayı, kurumu özellikle de devletin en önemli kurumlarından birini topyekûn bir torbaya sokmak, bir boyacı küpüne daldırmak ne siyasetçiye ne de herhangi bir insani vasfa yakışır. Dolayısı ile ancak yanlış icraatları eleştirebilirsiniz. Ama burada çirkin bir tavır söz konusu... Bu tavır abes ve tehlikeli bir tavırdır. Hükümete karşı ordunun herhangi bir şey yapmamasından yola çıkarak, orduya kâğıttan kaplan demenin en vahim tarafı orduyu darbeye teşvik etmektir. Dolayısı ile Süheyl Batum"un yaptığı budur. Eğer aynı minvalde bunu CHP Genel Başkanlığı da yaparsa bu da suçtur. Onun CHP Genel Başkanı olması bu suçu ortadan kaldırmaz. Sadece genel başkanlık makamından eleştirilebilir sözü anlam itibari ile Süheyl Batum"un söylediği tarzda ise o da ayrı bir suçtur. Bir kişinin CHP Genel Başkanı olması orduyu darbeye teşvik edeceği anlamına gelmez. Bu bakımdan özellikle siyasilerin TSK üzerinden birbirlerine laf yetiştirmeleri ya da istemedikleri hükümeti ancak ordu vasıtası ile gönderebilecekleri anlayışı demokrasiye hiç uymayan bir anlayıştır. Ama ne yazık ki CHP, böyle bir tavra her zaman sahip olmuştur artık bu alışkanlığından kurtulması gerekmektedir.

    GENEL BAŞKAN, YANLIŞ YAPANI KAPIYA KOYMALI

    Hiçbir siyasi parti kendi surunda gedik açtırmak istemez. Ama o siyasi partinin ne kadar ciddi ve güvenilir olduğu da buna bağlıdır. Eğer yanlış yapan varsa parti teşkilatı ya da genel başkan hemen kulağından tutup kapının önüne koyabilmelidir. Dolayısı ile sözü ve gündemi başka bir yere çekerek üstünü örtmeye çalışmak halkın gözünden kaçmaz. Halk bunu sandıkta çok iyi değerlendirir.

    BATUM TSK"YI ELEŞTİRMEDİ HAKARET ETTİ

    Zaman Gazetesi Köşe Yazarı Hüseyin Gülerce

    Temel konularda parti genel başkanlarının bir disiplin anlayışı oluşturmasını anlayabilirim ancak Sayın Kılıçdaroğlu'nun çok önemli bir konuyu geçiştirdiğini düşünüyorum. Çünkü Sayın Süheyl Batum sadece TSK'yı eleştirmedi; TSK'ya hakaret etti. Yani ABD'nin, bizim Genelkurmay'ın içini boşalttığını, yani orda bir takım oyunlar oynadığını, kendisine uygun hale getirdiğini ve sonra da devirdiğini söylüyor. Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu'ndan beklenen bu hakarete karşı tavır koymaktı. "Hiçbir CHP'li TSK'ya hakaret edemez, böyle bir ifade kullanamaz" demeliydi. Bunun yerine Kılıçdaroğlu "ne şiş yansın ne kebap yansın" tavrını benimsedi. Bu tavırla Süheyl Batum'a hem bir şey demiş, hem de dememiş oluyor. Hâlbuki ortada tartışılan şey, CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un TSK'ya hakaret etmesi ve "güvendiğimiz dağlara kar yağdı" mantığıyla TSK'yı kendi siyasi çizgilerine davet etmesidir. Bu da bir darbe kışkırtıcılığıdır. Demokrasiye müdahale çağrısıdır. Bunu eleştirmiyor Kılıçdaroğlu ve konunun kapanmasını istiyor.

    Başka bir açıdan bakarsanız CHP her türlü eleştirinin yapılabildiği bir yerdir diye itiraz edenler olabilir. Bence asıl mesele bir CHP Genel Başkan Yardımcısının TSK'ya yaptığı hakaret ortada duruyor. CHP Genel Başkanı bu hakarete itiraz etmedi. Benim için önemli olan budur.

    KILIÇDAROĞLU BEN DE TEK ADAMIM DİYOR

    Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Nazlı Ilıcak

    Kılıçdaroğlu"nun bu söylemini doğrusu ben pek beğenmedim. Rakibini tek adamlıkla suçlayan CHP Genel Başkanı"nın bir tek ben orduyu eleştirebilirim demesi ben de tek adamım demesine karşılık gelir. Belki durumu kurtarmak için böyle konuştu. Pek bir ağırlığı olan güzel bir söz değil bu.

    Süheyl Batum neden eleştiriliyor, orduyu eleştirdiği için değil ki! Tam tersine ordu siyasete ya da yargı sürecine müdahale de bulunmadı diye kâğıttan kaplana benzetti Süheyl Batum... Orduyu bu açıdan eleştirdiği için bugün hedefte. Yoksa genel olarak orduyu eleştirseydi ve deseydi ordumuz zaaf içine düşüyor, hep darbe peşinde koşacağına, kendisine çeki düzen verip daha iyi savaşabilecek şekilde reformlar yapabilse bu sözler bu kadar tartışma oluşturmazdı. Bu içerikten kurtularak sanki orduyu eleştirdiği için Süheyl Batum eleştiriliyormuş gibi bir izlenim yaratmakta yanlış.

    KILIÇDAROĞLU'NUN LİDERLİK SORUNU VAR

    Taraf Gazetesi Köşe Yazarı Lale Kemal

    Ben orduyu eleştirmenin ancak genel başkanlar katında olabileceği ifadesini çok yadırgadım. Niye yadırgadım; 1.si, bir yandan diyor ki 'her kurum eleştirilebilir, ordu da eleştirilebilir ama ordu eleştirilirken bu ancak genel başkan katında olur' diyor. Bu yaklaşım Kılıçdaroğlu'nun liderliğini sorgulatacak bir durum ortaya çıktığını gösteriyor. Çünkü Sayın Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olduğundan beri söylediği sözlerin tersini söyleyen genel başkan yardımcıları veya partililer oluyor. Böyle olunca liderliğini pekiştirememe sorunu çıkıyor ortaya. Çünkü kamuoyu önünde 'lider benim açıklama yapılacaksa ben yaparım' deme gereğini hissediyor. Bence en önemli olanı bu parti içi cephesi... En vahim olanı ise bir siyasi parti liderinin ordunun eleştirilmesine ipotek koyması ve bu ipoteği koyarken de seçkinci bir tavır alıp bir tek kendisinin TSK'yı eleştirebileceğini ima etmesidir. Türkiye'de demokratikleşme ve özgürlükler adına neresinden bakarsanız bakın çok vahim bir durum bu.

    CHP HALKI İSYANA TEŞVİK EDİYOR

    CHP vahim bir tablo sergiliyor. Zaten hiçbir reforma hiçbir demokratik adımlara destek vermiyor. Biliyorsunuz en son Adalet Komisyonu'ndan bütün CHP'li üyeler çekilmişti. Sonra o üyelerden bazıları sokak sokak direnişe çağırdı halkı. Yani bu çağrı halkı isyana teşviktir aslında. Diğer yönüyle ise CHP'nin nasıl bir çözümsüzlük içinde olduğunu gösteriyor. Yani siyasi zeminde çözüm bulamadığını, tıkandığını gösteriyor. CHP'nin tıkanmasının nedeni ise atılacak demokratik adımlara prim vermemesi. Bu nedenle bir çaresizlik ve çözümsüzlük durumu yaşıyor. Eski Türkiye'yi ısrarla devam ettirme peşinde. Eski Türkiye özlemi askeri vesayetin olanca hızıyla devam ettiği bir siyasal ortamın devam ettirilmesidir. Yeni Türkiye ise bunu aşmaya çalışan bir Türkiye.

    www.on5yirmi5.com




    Kılçdaroğlu'nun 'ben de tek adamım' çıkışı mı? Yorumları