Konya'da tıbbi cihaz yolsuzluğu davası başladı   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 02-04-2011 (14:06)   Son Mesaj: 02-04-2011 (14:06)    Cevap: 0    Gösterim: 565  

    02-04-2011

    Konya'da tıbbi cihaz yolsuzluğu davası başladı

    Konya'da tıbbi cihaz yolsuzluğu davası başladı


    Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi Hastanesinde tıbbi cihaz alımında usulsüzlük yapıldığı, gerçeklerinin yerine fason tıbbı cihazların kullanıldığı iddiasıyla 3'ü tutuklu 41 sanığın yargılanmasına başlanıldı.

    Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi Hastanesinde tıbbi cihaz alımında usulsüzlük yapıldığı, gerçeklerinin yerine fason tıbbı cihazların kullanıldığı iddiasıyla hastanenin Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. U.Y, ile çoğu öğretim üyesi 3'ü tutuklu 41 sanığın yargılanmasına başlanıldı.
    Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, ''İhaleye fesat karıştırma'', ''Taksirle yaralama'', ''Suç örgütü kurmak'', ''Edimin ifasına fesat karıştırma'' gibi suçlardan yargılanan tutuklu sanık Prof.Dr. U. Y, medikal şirketin sahibi Ş.İ, şirketin satış temsilcisi Ö.T, şirketin eski ortağı ve o dönemde müdürü olan İ.C.O. ile çoğu medikal şirket çalışanı ve öğretim üyesi 37 sanık ile taraf avukatları katıldı.

    Örgüt üyesi olduğu iddia edilen U.Y, iddianamedeki suçlamaları kabul etmediğini, bir hakim baba ve bankacı annenin oğlu olduğunu bildirdi.

    Onurlu ve başarılı bir çocukluk dönemi geçirdiğini belirten U.Y, ''Başarılı bir yaşantıma rağmen hak etmediğim bir biçimde gerekli ve yeterli bir araştırma yapılmadan kasıtlı olarak böyle bir suç işlemişim gibi gösterilip uydurma ve düzmece bir iddianameyle sanık durumuna sokuldum. İddianame başından sonuna kadar yanlışlar ve hatalarla doludur.'' dedi.

    -''AYAĞA KALKMALARI TIP MUCİZESİ''

    Hiçbir zaman ihaleye fesat karıştırmadığını, örgüt kurmadığını, ihale şartlarına uygun olmayan ürünlerin alınmasına aracılık etmediğini, tam aksine hastanenin ve hastaların en iyi şekilde hizmet verip almasına yardımcı olduğunu ifade eden U.Y, şunları kaydetti:

    ''Konya'ya gelen oğlum adına bir firmanın kuruluşuna yardımcı oldum. Ancak hiçbir ticari faaliyette bulunmadan kapanma noktasına geldi. O günlerde medikal işleriyle uğraşan Ş.İ, isimli arkadaş kapatma işinin zor ve zahmetinden bahsederek devralmak istedi. Ben de ona devrettim. Benim ve oğlumun bu şirketle ilişkili olduğu dönem içerisinde hastanenin alışverişi olmadı. Hiçbir zaman ihaleye uygun olmayan ürünün getirilmesi söz konusu olmadı. Hiçbir hekim ameliyat sırasında gerekli olan ürünü bulamamak gibi bir sorunla karşılaşmadı. Bu konularda tutulan tutanaklar gerçeği yansıtmıyor. Ayrıca sakat kaldığı iddia edilen ve müşteki olan kişilerin iddiaları dava konusu ihaleye ya da bu ihalede alınan ürünler kullanılmasıyla alakalı değildir.''

    Hastaların çoğunun hastaneye geldiğinde yaralandıkları yerlerin paramparça olduğunu, ayağa kalkmalarının bile tıp mucizesi olduğunu dile getiren U.Y, tüm bunlara rağmen sakat kalan olursa bu durumun her ameliyatta karşılaşılabilecek risklerden biri olduğunu bildirdi.

    U.Y, söz konusu firmanın getirdiği ürünlerle ameliyat sırasında ufak tefek sorunlar yaşandığını, ancak her firmanın ürününde bu tür sorunlar yaşanabileceğini vurguladı.

    ''HASTANEYE AYIPLI MAL VERMEDİM''

    Tutuklu sanık Ş.İ, ise birçok hayır kurumunda uzun yıllar çalıştığını, ülkede ve yurt dışında hayırlı faaliyetlerde bulunduğunu söyledi.

    Ş.İ, her emekli insanın idealinin ticaretle uğraşmak olduğunu belirterek, ''Ticari hayatım benim iki kez kalp ameliyatı geçirmeme neden oldu. Yasalara uygun iş yapmama rağmen benimle uğraşıldı. Hiçbir zaman hastaneye ayıplı mal vermedim. Verdiğim ürünler ihaleye şartlarına uygundur. İhaleyi almam bazılarını rahatsız etti. Kanunsuz istemlere boyun eğmeyince uydurma tutanaklarla bu davanın açılmasına neden olundu. Her nedense tutanaklar aynı asistanlar tarafından tutulmuş. Ben GATA ve Ankara Eğitim Araştırma Hastanesinin de ihalelerini aldım. Aynı ürünleri oralara da veriyorum. Hiç bir sorun yaşamadım'' diye konuştu.

    Sanık Ö, T, ise sanık U.Y'nin talebi üzerine bazı ürünlerin kaplamasını yaptıklarını bildirdi.

    Sanayide tornacılık yapan ve tutuksuz yargılanan sanık B.K, kendisini önceden tanıdığı U.Y'nin birisi aracılığıyla geldiğini, bir projesi olduğunu, bu proje kapsamında yurt dışından getirilen bazı ürünlerin burada üretilip üretilmeyeceğini sorduğunu söyledi.

    Kendilerinin de parçaları istenilen gibi yaptıklarını, parçaların ameliyathanede kullanılacağını ancak hastanın vücuduna takılacak malzemeler olmadığını kaydetti.

    U.Y'nin muayenehanesinde sekreter olarak çalışan ve tutuksuz yargılanan H.D. ise, iki firmanın ortağı gibi gözükse de, aslında böyle bir sahipliğinin olmadığını firmanın gerçek sahibinin U.Y, olduğunu ifade etti.

    YARIM SAATLİK AMELİYATLAR 3-4 SAATE ÇIKMIŞ

    Olayların gerçekleştiğinde SÜ Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanı olan ve tutuksuz yargılanan T.C.Ö. ise, görev yaptığı dönemde doktorlardan ve asistanlardan ''Yarım saatte yaptığımız ameliyatı dört saatte yapıyoruz. Aldığımız radyasyon sonucu kanser olursak ne olacak, ürünler eksik ve hatalı çıkıyor'' gibi şikayetler aldığını vurguladı.

    Çakma setinin hastanın vücudunda kullanılan parçalar kadar önemli olduğunu, parçaların birbiriyle uyumlu ve aynı menşeden olması gerektiği hususunun şartnamede bulunduğunu anlatan T.C.Ö, gerekli sorunları başhekimliğe bildirdiğini, kendisinin ihaleye fesat karıştırma gibi bir suça karışmadığını iddia etti.




    Konya'da tıbbi cihaz yolsuzluğu davası başladı Yorumları