Zonguldak'ta sevinç ve hüzün bir arada   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 01-19-2011 (14:56)   Son Mesaj: 01-19-2011 (14:56)    Cevap: 0    Gösterim: 442  

    01-19-2011

    Zonguldak'ta sevinç ve hüzün bir arada

    Zonguldak'ta sevinç ve hüzün bir arada


    Zonguldak'ta, 17 Mayıs 2010'daki patlamada yaşamını yitiren ve 8 ay sonra cesedlerine ulaşılabilen maden işçilerinin aileleri sevinci ve hüznü bir arada yaşıyor.

    Zonguldak'ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında, 17 Mayıs 2010'daki patlamanın ardından Engin Düzcük ve Dursun Kartal'ın cesedine zorlu süreçlerden geçilerek 8 ayda ulaşılabilmişti.
    Cenazelerin kimliklerini belirlemek amacıyla yapılan DNA testi nedeniyle Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi morgunda bekletilen ve madencilerin ölümü nedeniyle büyük bir acı yaşayan aileler, 8 ay sonra da olsa cenazelerin bulunmasının sevincini yaşıyor. Yaklaşık 3 yıl önce aşçılık yaptığı firmanın iş yerini kapatmasıyla madenciliğe başlayan 2 çocuk babası Engin Düzcük'ün eşi Hayriye Düzcük, sevinci ve acıyı birlikte yaşadıklarını kaydetti. Kızları 3 yaşındaki Sıla ve 8 yaşındaki Beyza'nın sürekli babalarını sorduğunu belirten Hayriye Düzcük, yaşadıklarını şöyle anlattı;

    "İnsan gerçekten iki duyguyu bir arada yaşıyor gerçekten. Hem seviniyorsun, hem üzülüyorsun. Allah'a şükürler olsun ki çıktı. Bu ayın 16'sında 8 ay bitti. Şimdi hastaneler. DNA testinden sonra, alabileceğiz cenazeleri. Beni üzen çocuklar oluyor.

    Sabah kalktıklarında babalarını soruyorlar. O insana ölümden acı geliyor. İnsan evde yokluğunu hissediyor. Bir yanımız hep eksik kalıyor. Sürekli babalarını soruyorlar. Çok zor oluyor. Huzurum gidiyor. Ölüm Allah'ın emri de, Allah kimseyi yetim bırakmasın. Beklemek de çok kötü. 8 ay boyunca elimiz kolumuz bağlı bekliyoruz evde. Geç kalınması daha da üzdü. Allah'a şükür olsun ki çıktı."

    Düzcük'ün amcasının Ergün Düzcük ise 8 ay boyunca büyük acı yaşadıklarını ve cenazelerin bulunması ile bu acının biraz hafiflediğini ifadeetti. Ergün Düzcük, "Bizde çok üzgünüz. Cenaze bulunduğunda sevinmemiz mümkün değil ama bir rahatlık var. Bundan sonra mezarı olacak, onun bir rahatlığı var. Sevinç olması mümkün değil. Sonuç da acılar tekrar tazelendi. Acılar başa sardı.

    Ama cenazeler bulunmadan ise, ne yata biliyorsun. Ne yiyip içebiliyorsun. O orda diyorsun, kuyuda diyorsun. Senin burada rahat yaşaman mümkün olmuyor. Yediklerin boğazından geçmiyor, uyku uyuyamıyorsun. Süreç de çok uzun oldu. Çok bekledik" diye konuştu.

    Düzcük ailesi, bir an önce Engin Düzcük'ü mezarına defin etmek istiyor. Komşularının taziyelerini de kabul eden aile, televizyonlardan gelişmeler hakkında ise bilgi alıyor.








    Zonguldak'ta sevinç ve hüzün bir arada Yorumları