MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Türk Telekom Arena'nın açılışında yaşanan olaylara ilişkin, ''O açılış siyasi bir propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Muhtemelen tepki de buna yöneliktir'' dedi.
Vural, TBMM'de düzenlendiği basın toplantısında, devam eden ekonomik krizin, vatandaşa işsizlik ve yoksulluk olarak geri döndüğünü öne sürdü.
TÜİK'in, işsizlik oranına ilişkin açıkladığı son verileri anımsatan Vural, ''İşsizlik azaldı, yüzde 11,2'ye geriledi, denildi. Geçen de söylemişlerdi; yüzde 10,3 demişlerdi. Yani Türkiye'de işsizlik hem artıyor hem azalıyor. Her 'azaldı' dediklerinde işsizliğin arttığını görüyoruz'' dedi.
Oktay Vural, TÜİK'in yayımladığı bir araştırmada tarım kesiminde istihdamın arttığına dair verilen bulunduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
''Oysa bakıyorsunuz, yılın ilk 10 ayında tarım kesimi küçülmüş, dibe vurmuş. Tarım küçülüyor ama tarımda istihdam artıyor. Burada bir çarpıklık var. AKP döneminde büyüyoruz ama işsizlik artıyor, tarım kesiminde küçülüyoruz ama işsizlik azalıyor. Bu nasıl oluyor? 'Ücretsiz aile işçileri istihdamı artmış'. Zaten ücretsiz çalışan adamın istihdamı artmış, bunu diyorlar. Artan istihdam, kayıtdışı istihdam. Çarpık bir ekonomi politikası... Nereden bakarsanız bakın ülkede işsizlik oranı yüzde 20'yi aşmıştır. Haziran 2010'a göre istihdam 516 bin kişi azalmıştır. Sayın Başbakan'ın bu simit teorisiyle bunun nasıl olduğunu açıklaması gerekiyor.''
-ARINÇ'IN SÖZLERİ-
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, AK Parti Hatay İl Danışma Meclisi Toplantısı'ndaki konuşmasına da değinen Vural, ''Sayın Arınç, birden bire asker-sivil gerilimi üzerinden ahkam kesmeye başladı. Anlaşılan o ki malzeme bitti, taş bitti, amele paydos. Ne yapalım? Denildi ki 'İyi bir asker-sivil gerilimi oluşturalım ve bunun üzerinden demokrasi havarisi kesilelim'... 'İleri demokrasi' dediniz. Milleti içerip tıkıp, herkesi susturuyorsunuz'' diye konuştu.
''Şimdi kalkmış asker üzerinden demokrasiyi ne kadar sahiplendiğini ifade ediyor'' diyen Vural, şöyle konuştu:
''(Otur, oturduğun yerde. Sen benim memurumsun) diyor. 'Memurum' ne demek? Bu ülkede, bu devletin memuru olan insanlar vardır. Bunlar emir kulu değildir. Bu insanlar kanunlar çerçevesinde görev yapar. Otur, otur; kalk, kalk... Yok öyle yağma. Tüm devlet memurları, kanunlar çerçevesinde şerefli görev yapar. Arınç Bey'in kulu, kölesi değildir. Yat aşağı, kalk yukarı... Bu, parti devletlerinde, Baas rejiminde olur. Çok özledikleri Ortadoğu rejimlerindeki, sultanlarda arasınlar bunu. Devletin, milletin memuru vardır. Partinin memuru yoktur.''
Arınç'ın sözlerini anımsatan Vural, ''Bu sözleri 27 Nisan bildirisiyle ilgili sarf ediyor. 'Sabah hemen cevabını verdiklerini' söylüyor'' dedi. Dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in konuya ilişkin açıklamasını gösteren Vural, ''Sayın Çiçek'in, 28 Nisan 2007 günü saat 15.00'te yaptığı açıklama. Saat 15.00'te... Neyi bekledin peki? Saat 15.00 sabah değil. Acaba araya hangi aracılar koydun, ne görüştün?'' sorusunu yöneltti.
Açıklamadan cümleler okuyan Vural, ''Bu açıklamanın neresinde 'otur, oturduğun yerde' dedin? 'Postal yalayıcıları' diye başkalarına atıf yaptın, ondan sonra 4 Mayısta sana bu bildiriyi vereni Dolmabahçe'de ağırladın. 1 trilyonluk zırhlı arabayı vermediniz mi altına? Bunlar şimdi kalkıp ordu üzerinden siyaset üretiyorlar. Askeri siyasete bulaştırmayın. Yine 'postal yalayıcısı' denilip de altına kırmızı halılar serilen Barzanileri gördük. İşte Bülent Arınç'ın düştüğü durum bu'' dedi.
-ELAZIĞ'DAKİ YOLSUZLUK İDDİALARI-
Elazığ Belediyesindeki yolsuzluk iddialarına ilişkin basın toplantısını geçen yıl nisan ayında yaptığını anımsatan Vural, ''O tarihte ortaya koyduğum tüm iddialar son zamanlarda manşetlere taşındı. Hatta Sayın Kılıçdaroğlu da bahsetti. Biz, basın toplantımızda bu yolsuzlukları ifade ettik'' şeklinde konuştu.
''Yolsuzlukları tüm belgeleriyle ortaya koyduklarını'' ileri süren Vural, şunları söyledi:
''Denetim komisyonunun hazırladığı raporlarda tüm bu yolsuzluklar vardır. Kokuyor... Bunlar, 'hortumları kestik' diyor ama boru hattı döşemişler, kanalizasyon borusu... Her yerde pis koku var. Her yerde irin gibi pislik var. Şimdi soruyorum; İçişleri Bakanı, neden Elazığ Belediye Başkanı'nı görevden almıyorsun? Konuya ilişkin yapılan suç duyurusunu Sayın İçişleri Bakanı işleme koymamıştır. Ne zaman vermiştir? Danıştay soruşturma izni verilmemesinin yürütmesini durdurunca. İşte böyle kapatıyor bunlar. Onun için Danıştay'dan rahatsızlar. Onun için yargıyı siyasallaştırmak istiyorlar. İçişleri Bakanı, suç ve suçluyu korumak için çalışma yapan bir bakan olarak tarihe geçecek. Böyle bir İçişleri Bakanı'nın olduğu yerde yolsuzlukla mücadele etmek mümkün değil. Yolsuzluk yapan belediye başkanları görevde. Neden? AKP'li olduğu için.''
-ÖSYM'NİN YENİDEN YAPILANDIRILMASINI ÖNGÖREN YASA TEKLİFİ-
Vural, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''ÖSYM'nin yeniden yapılandırılmasına ilişkin kanun teklifinde, imam-hatip mezunlarına da polis olma yolu açılıyor. Değerlendirmeniz nedir?'' sorusuna Vural, ''Tam olarak incelemiş değilim. Türkiye'de herkesin genel eğitim içerisinde kamunun hizmetlerine girme hakkından faydalanmasını ancak mesleğin gerektirdiği özellikler dışında başka sınırlamalar olmaması gerektiğini düşünüyorum'' yanıtını verdi.
Bu konunun ÖSYM Kanunu'nda ele alınmasına anlam veremediğini belirten Vural, kimin nereye gireceğinin ÖSYM Kanunu ile düzenlenmemesi gerektiğini söyledi.
-TÜRK TELEKOM ARENA'NIN AÇILIŞINDAKİ OLAYLAR-
''Galatasaray'ın stat açılışındaki olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine Vural, kulüpleri ve sporu siyasete bulaştırmanın doğru olmadığını ifade etti. ''Çünkü her bir kulübe gönül veren çok farklı siyasetten insanlar vardır'' diyen Oktay Vural, şöyle devam etti:
''Siyasiler, sivil bir özgürlük alanı olan sporu, siyasetin tahakkümü altına almaktan kaçınmalıdırlar. Şunu gözlemliyorum; çok hazımsız bir sürece girdiğimizi düşünüyorum. Eleştiri yapan herkese dava açılıyor. Yargıyı silah olarak kullanıyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti, Tayyiban Cumhuriyeti değil. Burası Zeynel Abidin Bin Ali'nin ülkesi de değil. Herkes vatandaş. Kulüplerin hepsinin sahibi taraftarlardır. Dolayısıyla hiç kimse yaptığı hizmetlerden dolayı kulüpleri mahkum ve mecbur duruma düşüremez.''
Bazı siyasetçilerin, olayların ardından taraftarlara yönelik hakaret içeren sözler sarf ettiğini ifade eden Vural, ''O açılış siyasi bir propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Muhtemelen tepki de buna yöneliktir. Spor hür olsun. TOKİ Başkanı çıkıp da bundan önceki yönetimlere dil uzatıyorsa, provokatörün kim olduğunu da Sayın Başbakan'ın nerelerde araması gerektiğini belirtmekte fayda görüyorum. Vatandaşları tahrik etmenin gerekli karşılığı bulduğunu düşünüyorum. Ne yapılsa 'organize işler' deniliyor. Sayın Başbakan herhalde Organize İşler filmini izlemiş. Bundan ders almaları gerekiyor. AKP'nin iğneyi kendisine batırması gerekiyor'' şeklinde konuştu.
-2/B ARAZİLERİYLE İLGİLİ DÜZENLEME-
Oktay Vural, bir gazetecinin, ''Arabuluculukla ilgili kanun tasarısı da yeniden gündeme gelecek'' sözleri üzerine, ''Yargıyı bölme, yargıyı özelleştirme gibi birtakım çabalar varsa bu çabaların temel hedefi üniter devlet yapısını bozmaktır. Bu eksende meseleye bakmak lazım'' dedi.
2-B arazileriyle ilgili düzenlemeye ilişkin görüşleri de sorulan Vural, ''Seçim döneminde birçok şey gelebilir. Çünkü sandık geliyor. Sayın Başbakan tek başına iktidar olamıyor. Ne yapmak lazım? Bir reklam vardı ya, 'şuysa koy sepete' deniyordu. Şimdi 'neyse koy sepete' diyerek, seçimlere gidiliyor. Orman alanlarının ve buralarda yaşayanların korunması gerekir. Yalılarda oturanlar için bunu çıkarıyorlarsa, kefenin cebi yok'' diye konuştu.
Vural, Wikileaks belgelerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, Başbakan Erdoğan ile İçişleri Bakanı Atalay'ın ''Bunlarla ilgili millete bilgi vermesini'' istedi. Vural, ''Lübnan'daki hükümet kriziyle uğraştıkları gibi casus uçaklarının nasıl iniş kalkış yaptıklarına ilişkin hesap vermeleri gerekiyor'' dedi.
