Dicle Üniversitesi'ne Yaşayan diller merkezi   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 01-18-2011 (10:51)   Son Mesaj: 01-18-2011 (10:51)    Cevap: 0    Gösterim: 921  

    01-18-2011

    Dicle Üniversitesi'ne Yaşayan diller merkezi

    Dicle Üniversitesi'ne Yaşayan diller merkezi


    Dicle Üniversitesi'nde (D.Ü) ''Yaşayan Diller Merkezi'' kuruldu ve merkez için Kürtçe, Ermenice, Zazaca, Süryanice ve Arapça dillerini kapsayan yönetmelik hazırlandı.

    Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde bir süre önce kurulan Kürtçe, Arapça ve Süryanice'nin yer aldığı ''Yaşayan Diller Enstitüsü''nden sonra Diyarbakır Dicle Üniversitesi bünyesinde de yönetmeliği ve kurulması üniversite senatosunca kabul edilen ''Yaşayan Diller Merkezi'' kuruldu. Merkezin faaliyete geçmesi için YÖK'ün onayı bekleniyor. YÖK'ün onayının ardından hizmete başlayacak Yaşayan Diller Merkezi ile üniversitenin çeşitli bölümlerinde Kürtçe, Ermenice, Zazaca, Süryanice ve Arapça seçmeli ders olarak okutulacak, bu dilleri öğrenmek isteyen öğrencilere ve halka yönelik kurs düzenlenecek ayrıca yaşayan bu dillere yönelik araştırma ve incelemeler yapılarak arşiv oluşturulacak.
    D.Ü Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ve bölgenin dil açısından oldukça zengin olduğunu, yüzlerce insanın farklı dilleri konuştuğu bir yerde bu dilleri incelemenin, araştırmanın, bu konuda kamuoyuna bilimsel veri sunmanın üniversitelerin görevi olduğunu söyledi.

    Bölgede ve Diyarbakır'da konuşulan dillerle ilgili üniversitede bir çalışma yürütülmesi konusunda zaman zaman sivil toplum kuruluşlarından da talep geldiğini ifade eden Prof. Dr. Eyigün, bu talebi YÖK'e ilettiklerini belirtti.

    Eyigün, şöyle dedi:

    ''Sözkonusu araştırılan dildir, dillerdir dolayısıyla bu konuda uzman olunması gerekiyor. Diller bizim zenginliğimiz. Bu dilleri araştırmak da üniversite olarak görevimiz. Şuana kadar belki o kapı kapalıydı. Bu kapsamda çalışma yapılmıyordu. Şuanda o kapının açık olduğunu gördük. Üniversitelerin görevi de bu boşluğu doldurarak gereksinimlere cevap vermektir. Kamuoyunda da buna yönelik talep var. Türkiye'deki birçok üniversitede 'Yaşamayan Diller' bile araştırılıyorken yaşayan diller konusunda araştırma ve inceleme yaparak arşiv oluşturmak üniversite olarak görevimiz. Bu görevimizi yerine getirmek için öncelikle mevcut uzmanlarımızı araştırdık. Kürtçeye en yakın Fars dili. Fars Dili ve Edebiyatı Bölümünde uzmanlarımız var. Bölge dilleri Arapçaya yakın. Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde de uzmanlarımız var. Dil bilimi tüm diller için ortaktır. Ortak disiplinleri bir araya getirerek bu konuda yapılması gerekenler üzerine çalışma başlattık. Fars dili ve edebiyatı uzmanı bir hocamızı bu konuda görevlendirdik. Bu konuda araştırmalar yapıyor, yayınları inceliyor, düzenlenen kurslara katılıyor. Bunun yanı sıra oluşturduğumuz bir heyetle üniversiteler arası ilişkiler kapsamında Kuzey Irak'a gittik. Duhok, Kerkük ve Erbil Üniversitelerini ziyaret ettik. Araştırmalar yaptık, farklı konularda anlaşmalara vardık. Eleman gönderilmesi halinde yardımcı olup olamayacaklarını görüştük. Onlardan her konuda bize yardımcı olacaklarının sözünü aldık. Bu girişimler sonucu 'Yaşayan Diller Merkezi' kurulmasına karar verdik. Bir yönetmelik hazırlayarak hem kurulması kararını hem de yönetmeliği senatoya sunduk. Oy birliği ile kabul edildi. Senato yönetmeliği kabul edip kurulmasını zamana bırakabilirdi. Her ikisini de kabul etmesi merkezin kuruluşunu hızlandırdı. Bu kararımızı ve yönetmeliğimizi YÖK'e de gönderdik. YÖK gereken şartların yerine getirilip getirilmediğini araştırıyor. Kısa sürede onaylanacağını düşünüyorum. Onaylandığı taktirde merkezimiz hizmet vermeye başlayacak.''

    ALTYAPININ OLUŞTURULMASI

    Eyigün, üniversite olarak yaşayan dillere yönelik ilk etapta merkez açmayı uygun gördüklerini belirterek, merkezin araştırma ve inceleme yaptığını, kurslar düzenlediğini doğrudan ders verme zorunluluğu bulunmadığını söyledi.

    Bir bölüm açılması için en az 3 öğretim üyesine ihtiyaç duyulduğunu, akademik kadro oluştuktan sonra bölüm de açmayı düşündüklerini belirten Eyigün, Türkiye'de Kürdolog bulunmadığını, amaçlarının bu alanda Kürdoloji ve Süryanice gibi benzeri dillerle ilgili araşturma görevlisi yetiştirmek olduğunu bildirdi.

    Kuzey Irak'tan akademisyen getirmektense ilk etapta araştırma görevlilerini oraya göndermeyi planladıklarını vurgulayan Eyigün, şöyle dedi:

    ''Şuanda bölüm olmadığı için araştırma görevlilerini sosyal bilimler enstitüsüne ya da genel kapsamda alabiliyoruz. Nihai hedefimiz istenilen alanlarda yüksek lisans ve doktorasını yapmak üzere koşullu olarak araştırma görevlisi almak. Örneğin Ermenice, Süryanice veya Kürdoloji konusunda yüksek lisans ve doktora yapacaksınız şartı ile araştırma görevlisi almayı düşünüyoruz. Yüksek lisans, doktora yaptıktan sonra otomatik olarak bölüm kendisi kurulacak. Şuanda yasal olarak bölüm kursanız bile öğretim üyesi yok. YÖK herhangi bir bölüm açılması için 3 öğretim üyesi istiyor. Değil Kürdoloji, resim bölümü ya da tarih bölümü kurulması için bile en az 3 öğretim üyesi şartı aranıyor. Şuanda Türkiye'de yetişmiş bir Kürdolog yok. Kuzey Irak'ta bir iki akademik personelimiz yetişip gelirse üçüncü elemanı oradan takviye edebiliriz. Ama ilk etapta bizim burada o alanda 'uzman' diyebileceğimiz elemanımızın olması gerekir. En az bir yüksek lisansa sahip uzmanımız olması lazım. Onun başkanlığında onun idaresinde iki akademisyen de gelir, üç de gelir. Ama bir uzmanımız bile yokken dışarıdan akademisyen getirmek doğru değil. 3 akademisyen var diye bölüm açarsınız dışarıdan gelenler bir yıl sonra gider. Bölüm kapanır. Öğrenciler zor durumda kalır. Bu anlamda kendinizi sağlama alacak bir altyapıyı oluşturmak zorundasınız.''

    SEÇMELİ DERSLERE İKİNCİ DÖNEMDE BAŞLANMASI

    Prof. Dr. Eyigün, Yaşayan Diller Merkezi'nin Türkiye'de ilk kez hibe yolu ile bir işadamı tarafından yapımına başlanan ve kısa süre önce tamamlanan 2 bin 400 metrakare büyüklüğündeki fen, sosyal ve sağlık bilimleri enstitüsünün de yer aldığı enstitüler binasında hizmet vereceğini söyledi.

    Akademik personelin Kürtçe, Süryanice, Zazaca ve Ermenice dillerinin gramerlerini incelemeye başladıklarını ifade eden Eyigün, bu dillerin seçmeli ders olarak okutulmasına ikinci dönemde başlamayı planladıklarını belirtti.

    Eyigün, kurslarda verilen Kürtçe'nin de araştırılarak hangi Kürtçe'nin daha yararlı olacağı konusunda incelemelerin sürdüğünü kaydederek, ''Hazırlıklarımızı tamamlarsak ikinci dönemde seçmeli ders olarak okutulmasına başlayacağız. İlk etapta sosyal bilimler bölümünde seçmeli derslere başlayacağız. Çünkü hem deneme aşamasındayız hem de hoca sıkıntısı yaşayabiliriz. Daha sonra Yabancı Diller, Doğu Dilleri, Edebiyat, Tarih, Coğrafya Bölümleri ile devam ederek zaman içinde tüm bölümlerde uygulanır hale getireceğiz. Talep olduğu taktirde tüm bu diller seçmeli ders olarak okutulacak'' dedi.

    HALKA AÇIK DİL EĞİTİMİ

    Prof. Dr. Eyigün, merkez bünyesinde Kürtçe, Ermenice, Zazaca, Süryanice ve Arapça dillerinde kurslar düzenleyeceklerini belirterek, YÖK'ün onayının ardından açılacak kurslarda eğitime başlayacaklarını söyledi.

    Kursların hem öğrencilere hem de halka yönelik olacağını ifade eden Eyigün, bu dilleri öğrenmek isteyen herkese bilimsel, en iyi ve pratik yöntemlerle eğitim verileceğini belirtti.

    Eyigün, Kürtçe eğitim konusunda şimdiye kadar açılan kursların istenilen verimi ortaya koyamadığını savunarak, açılan birçok kursun olmsuz bir şekilde sonuçlandığını, bir kısmının da kapandığını bildirdi.

    Kürtçe'de inanılmaz derecede ''istisnalar'' var diye konuşan Eyigün, şöyle dedi:

    ''Şuanda ortak bir Kürtçe grameri yok. Ben de Almanca bölümü profesörüyüm. Dil bilimciyim. Eğitim biçiminin çok önemli olduğunu biliyorum. İngilizceyi 3 ayda öğrendim. Kürtçe öğrenmek için de 3 ay çalıştım. İstememe rağmen öğrenemedim. Dil bilimcilerde aynı zamanda gramer mantığı oluşur. Başka dilleri de çabuk kavrayabiliriz. Ancak Kürtçe gramerinde bir kuralın birçok istisnası ortaya çıkıyor. 10 ayrı kitap aldım hepsi birbirinden farklı istisnai kurallar öngörüyor. Kürtçe'nin gramerini yazanlar profesyonelce yazmamış olabilirler. Kanaatimce bu konuda daha bilimsel bir gramer kitabının hazırlanması gerekir. Bizim vereceğimiz eğitim son derece yalın ve anlaşılır olacak. Üniversitede bilim adına bir çalışma yapılacağı zaman bunun kurallı olması, en doğru ve iyisinin verilmesi gerekiyor.''

    ARAŞTIRMALARA ZEMİN HAZIRLAYACAK ARŞİV İHTİYACI

    Eyigün, Yaşayan Diller Merkezi'nde Kürtçe, Ermenice, Zazaca, Süryanice ve Arapça ile ilgili geniş bir araştırma ile arşiv oluşturulacağını da belirterek, yüksek lisans ve doktora için ya da sadece araştırma yapmak için bile arşiv ve kütüphane oluşturulmasının şart olduğunu söyledi.

    Özellikle Kürdoloji konusunda bir çalışma yapmak istendiğinde mevcut hiç bir bilginin bulunmadığını, bulunsa da birbirinden kopuk şekilde yer aldığını vurgulayan Eyigün, öncelikli hedeflerinin kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmalar yürüterek bu alanda bir bilgi birikimi sağlamak ve merkezi ihtiyaç duyulduğunda başvurulacak bir adres haline getirmek olduğunu belirtti.

    Eyigün, merkezde oluşturulacak arşivle araştırmalara zemin hazırlamanın yanı sıra seminer ve konferanslar düzenleyerek yüksek lisans ve doktora yapılmasının da teşvik edileceğini anlattı.




    Dicle Üniversitesi'ne Yaşayan diller merkezi Yorumları