2006 çıkan kuş gribi salgını Türkiye'de ciddi anlamda etkili olmuştu. O dönem Sağlık Bakanı'nın talimatıyla inceleme amaçlı olarak Van'a giden Prof. Ceylan, müftünün şehrin en büyük camisinde verdiği akla ziyan fetvayı anlattı.

Ayşe Aydın'ın köşe yazısı

Sizi bu hafta enteresan bir doktorla tanıştırmak istiyorum: Prof. Dr. Mehmet Ceylan. Belki de çoktan tanıyorsunuz. Kendisi Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi... Birkaç ay evvel Dünya Zatürre Günü vasıtasıyla düzenlenen basın toplantısında tanışmıştık. Bize zatürrenin ülkemizdeki çocuk ölümlerinin yüzde 24- 38"inden sorumlu olduğundan ve 2010 yılında aşı şemasına giren pnömokok aşısının öneminden bahsetti. Sunumu bitti ama aşılar hakkında merak ettiklerimiz bitmedi. O da çayını koydu, yanımıza oturdu ve başladı Kuş Gribi salgınları sırasında yaşadıklarını anlatmaya...
* 2006"da kuş gribi salgını çıktı. Sağlık Bakanı aradı, dedi ki: "Van"a git. Durumu bir kolaçan et. Ertesi gün dönersin." 10 gün kalmak zorunda kaldım. Öyle komik şeylerle karşılaştım ki...

Valiye gittim, dedim ki: "Vali Bey, bu hayvanların itlaf edilmesi lazım. Çıkın halka bir konuşma yapın." Dedi ki, "Burada müftünün sözü benden daha etkilidir. O vaazine eklesin." Van"ın en büyük camisi, Merkez Camii"nin yolunu tuttuk. Müftü "Hasta tavukları yemeyin" diye başlayan konuşmasının şehvetine kendisini öyle bir kaptırdı ki, sonunda "Zaten dinimizce de tavuk eti yemek günah" diyerek konuşmasını bitirdi. Hepimiz şok olduk.

Ertesi gün valinin odasında otururken içeri siyah gözlüklü, takım elbiseli 5 adam daldı: "Müftü çıkacak "Yalan söyledim" diyecek, gerisine karışmayız."

Müftü nasıl "Yalan söyledim" desin. Yalvar yakar ertesi cuma çıktı hatasını düzeltti, özür diledi. Tavuk mafyasının tehditleri böylece kesildi.

Bir sonraki gün büyük bir tavuk çiftliğinde hayvanları kontrole gidiyorum. Tesisin sahibi "Yapmayın, etmeyin" diye ağlıyor. Neyse tavuklara gaz verildi. 3 barakanın her birinde yüz bin tavuk var. İçeri girdim. Tavukları hormonla öyle büyütmüşler ki... 300 bin tane tüysüz et yığını sağa sola koşturuyor. O an biri elimden kolumdan tutmasa düşüp bayılabilirdim.

Mehmet Hoca bir gün bu hikayeleri kitap da yapacakmış. Hocam bir an önce yapın, bestseller olur! Ben şimdiden Domuz Gribi sırasında yaşadıklarınızı merak ediyorum.

Vatan - Bizim Kahve