Barolar Birliği'nden Meclis'e 102-252 uyarısı   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 01-04-2011 (19:56)   Son Mesaj: 01-04-2011 (19:56)    Cevap: 0    Gösterim: 570  

    01-04-2011

    Barolar Birliği'nden Meclis'e 102-252 uyarısı

    Barolar Birliği'nden Meclis'e 102-252 uyarısı


    Türkiye Barolar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu tarafından ''CMK'nın 102 ve 252. maddelerinin Yüce Meclis tarafından ivedilikle ele alınarak yeniden düzenlenmesi gerektiği'' görüşü bildirildi.

    TBB'den yapılan yazılı açıklamada, evrensel ceza yargılaması ilkeleri bağlamında ve ''suçsuzluk karinesi'' uyarınca tutuklamanın, ceza niteliğinde olmayan, ''son çare'' olarak başvurulabilen ve mutlak surette ''makul sürede'' sona erdirilmesi gereken bir tedbir olduğu belirtildi.
    Bu niteliği göz önüne alındığında ''tutuklamada azami süre'' kavramının, ''mutlak olarak tüketilmesi gereken süre'' olarak kabul edilmesinin ve bu şekilde uygulanmasının hukuka ve adalet ilkesine uygun olmadığı ifade edildi.

    Her ne kadar iç hukukun bir parçası olan ve o nedenle uygulanması zorunlu bulunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 5. maddesinde azami bir tutukluluk süresi öngörülmemişse de sözleşmede tutukluluk süresinin ''makul süreyi aşmaması gerektiği'' konusuna ''... sanık makul bir sürede yargılanma veya yargılama sürerken salıverilme hakkına sahiptir. Salıverme, bu kimsenin duruşmada hazır bulunması için güvenceye bağlanabilir'' ifadesiyle yer verildiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin emsal kararlarında da bu hükme işlerlik kazandırıldığı anlatıldı.

    Bu konunun ayrıca Anayasa'da da ''Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır'' şeklinde yer aldığı hatırlatıldı. Açıklamada, devamla şunlar kaydedildi:

    ''Hal böyle iken 31 Aralık 2010'da yürürlüğe giren tutuklulukta azami süreye ilişkin CMK'nın 102. maddesi ile yine 'CMK'nın 252. maddesi kapsamındaki suçlarda tutuklukta azami süre' konusunda, kimi yerel mahkeme kararları ile Yargıtay 9. Ceza Dairesinin kamuoyuna dün açıklanan 'tutuklamada azami süreyi, temel süre üzerinden değil de uzatılan süreyi de temel süreye eklemek suretiyle belirlediği azami tutuklama süresine' ilişkin kararı ve yine bu kararlar referans gösterilmek suretiyle yapılan hukuki değerlendirmeler, ceza hukukunun evrensel ilkelerine, AİHS ile Anayasamızdaki düzenlemelere, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun amacına, temel hak ve özgürlüklerle ilgili yorumların dar kapsamlı ve kişiler aleyhine değil, geniş kapsamlı ve kişiler lehine yorumlanması ve yine 'Güvenlik Hakkı/Adil Yargılanma Hakkı'nın bir güvencesi olarak önceki uygulamalardaki sakıncalar göz önüne alınarak tutukluluk süresine yasayla getirilen bu sınırlamaların, yasanın amacı aşılarak ve hakkın özüne zarar verir biçimde yorumlanmaması gerektiği ilkesine açıkça aykırıdır.

    Bütün bu hususlar ile ceza mevzuatının yoruma kapalılığı ilkesi ve yine herkesin anlayabileceği açıklıkta olması gerektiği hususları göz önüne alınmak suretiyle CMK'nın 102 ve 252. maddelerinin Yüce Meclis tarafından ivedilikle ele alınarak yeniden düzenlenmesi gerekir.''




    Barolar Birliği'nden Meclis'e 102-252 uyarısı Yorumları