İlköğretimlinin ölümünde ihmal iddiası   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 12-23-2010 (17:08)   Son Mesaj: 12-23-2010 (17:08)    Cevap: 0    Gösterim: 513  

    12-23-2010

    İlköğretimlinin ölümünde ihmal iddiası

    İlköğretimlinin ölümünde ihmal iddiası


    Zonguldak'ta, ilköğretim öğrencisinin mantar zehirlenmesi şüphesiyle Ankara'ya sevk edildiği sırada yolda yaşamını yitirmesinin ardından ihmal iddiasıyla açılan davada 2'si doktor 7 görevlinin yargılanmasına başlandı.

    İlköğretim 7. sınıf öğrencisi İrem Yağcı'nın (12) geçirdiği rahatsızlık sonucu ölümüyle ilgili Zonguldak 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuksuz yargılanan sanıklar çocuk hastalıkları uzmanı Pınar Menderes Turhan, doktor Kemal Koban, sağlık memurları Onur Altundağ ve Dursun Basançelebi, acil tıp teknisyeni Mehtap Açıkgöz ve ambulans şoförü Nevzat Kerim ile avukatları hazır bulundu. Sanık acil tıp teknisyeni Kısmet Kaya ise duruşmaya katılmadı.
    Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Adli Tıp Kurumu raporunda beyincik içi kanama sonucu yaşamını yitirdiği belirtilen çocuğun ölümlüyle ilgili sanıklar için 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istendi.

    İddianamede, Yağcı'nın 30 Kasım 2009'da rahatsızlanarak saat 11.30 civarında kaldırıldığı hastanede çocuk hastalıkları uzmanı Turhan'ın yaptığı müdahale sonrasında Ankara'ya sevkine karar verildiği, hastanın saat 18.05 gibi gönderildiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:

    ''Hasta yolda fenalaşması üzerine kaldırıldığı Gerede Devlet Hastanesinde öldü. Adli Tıp Kurumu raporunda Yağcı'nın beyincik içi kanama sonucu hayatını kaybettiği belirlendi. İdari soruşturma neticesinde doktor Turhan'ın, mantar zehirlenmesi konusunda yanlış teşhis koyduğu, hastanın saat 12.00'de sevkine karar verdiği, buna karşın saat 18.05'te gecikmeli sevk edildiği anlaşılmıştır. Bu süreçte de herhangi tıbbi müdahalede bulunulmamış. Acil tıp teknisyeni Kısmet Kaya da ambulansta hastanın yanında olması gerekirken hamile olduğundan şoförün yanında oturmuştur.''

    Şoför Nevzat Kerim'in de daha önceki görevde ambulansın lastiği yarılması sonucu stepne ile değişme yaptığı ancak bunu başşoföre bildirmeyerek ambulansın stepnesiz kalmasına yol açtığı öne sürelen iddianamede, ''Kerim'in böylece sevkin gecikmesine sebep olduğu, bu şekilde şüphelilerin taksirleme ölüme sebebiyet verme suçunu işledikleri anlaşılmaktadır'' ifadeleri yer aldı.

    -SEVKE PATLAK LASTİK ENGELİ-

    Sanık doktor Turhan, savunmasında, Yağcı'nın nöroloji muayenesinin tamamen normal olduğunu, mantar zehirlenmesi teşhisi koyduğunu belirterek, şöyle dedi:

    ''Ailenin hiçbir şekilde beyinle ilgili şikayeti olmadı. Hastanın da gözlerinde kayma, baş dönmesi ve dengesiz yürüme şikayeti yoktu. Ankara'ya sevk konusunda saat 15.00 civarında bize cevap geldi. Tam donanımlı ambulansın hazırlanmasını söyledim. Saat 15.30'a kadar ambulans gelmeyince tekrar aradım, lastiğinin patlak olduğunu ve değiştirildiğini, yarım saate kadar hastaneye gelineceği söylendi. Saat 16.00'ya kadar yine gelmedi. Bu kez de ambulansın stepnesinin bozuk olduğu, bu şekilde yola çıkılmayacağı, Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesinden ambulans istememi söylediler. En sonunda saat 17.00-17.30 sıralarında ambulans geldi ancak doktor yoktu. Doktor verme konusunda 112 Acil Servis görevliydi. Hastanede benim dışımda pratisyen hekim vardı. İl dışında görevlendirmeye yetkim olmadığını, 112 Acil Servisten tekrar doktor istemenin 1,5-2 saate mal olacağını düşünerek acil tıp teknisyeniyle hastayı sevk ettim.''

    Turhan, beraatine karar verilmesini, ceza alacaksa da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etti.

    Doktor Kemal Koban da ifadesinde olay tarihinde 112 Acil Servisinde başhekim olarak görev yaptığını ifade ederek, ''Olay Kurban Bayramı'na denk geliyordu ve ben izinliydim. Konuyu duyunca ambulansın hazırlanması için gerekli talimatı verdim. Aracın arızasından haberim yoktu'' dedi.

    Şoför Nevzat Kerim ise iddianamede yanlışlık olduğunu savunarak, hastayı Ankara'ya götüren aracın şoförünün kendisi olmadığını öne sürdü.

    Yağcı'nın babası Ahmet Yağcı ise çocuğuna hastanede tüm müdahalelerin mantar zehirlenmesi şüphesiyle yapıldığını, herhangi başka tetkikte bulunulmadığını iddia ederek, ''Doktora 'mantar zehirlememiştir' dememe rağmen beni azarladı. Kendisine en azından film çektirelim şeklinde talepte bulundum. 'Böbrekleri iflas etmiş, diyalize girsin bir şeyi kalmaz' dedi. Doktor saat 14.30 sıralarında da hastaneden ayrıldı. Sevk saat 18.05'de gerçekleşti'' diye konuştu.

    Duruşma eksiklerin giderilmesi için ertelendi.




    İlköğretimlinin ölümünde ihmal iddiası Yorumları