Merkez sağcı CHP'li: Üstadımı kıramazdım   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 12-23-2010 (12:36)   Son Mesaj: 12-23-2010 (12:36)    Cevap: 0    Gösterim: 443  

    12-23-2010

    Merkez sağcı CHP'li: Üstadımı kıramazdım

    Merkez sağcı CHP'li: Üstadımı kıramazdım


    Merkez sağdan kopup CHP Parti Meclisi'ne giren Bülent Kuşoğlu, eski Genel Başkanı Abdüllatif Şener'den nasıl izin aldığını açıkladı. SGK'da yardımcısı olduğu Kılıçdaroğlu için övgüler yağdıran Kuşoğlu AK Parti'yi ise 'Kürtçü' ilan etti.

    Mahmut Gürer'in röportajı

    Merkez sağdan kopup CHP Parti Meclisi'ne giren Bülent Kuşoğlu, 'Teklif Sayın Kılıçdaroğlu'ndan geldi. Üstadımı kıramazdım' dedi. Ardından ekledi 'Türk siyaseti iki partili sürece doğru gidiyor'
    CHP'nin olağanüstü kurultayında yenilenen Parti Meclisi'nde (PM) en fazla dikkat çeken isimler arasında, Türkiye Partisi'nin (TP) Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa ederek CHP'ye katılan Bülent Kuşoğlu da yer alıyor. Merkez sağda duran bir partiden CHP'ye katılan ve 80 kişilik PM'ye girmeyi başaran Kuşoğlu, teklifin 'üstadım' diye tanımladığı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan geldiğini söyledi.

    CHP liderinin SSK Genel Müdürlüğü döneminde, aynı kurumun Genel Müdür Yardımcısı olan Kuşoğlu, Türkiye Partisi'nden CHP'ye uzanan 'radikal' transferin ayrıntılarını ve projelerini anlattı.

    ŞENER'LE HELALLEŞTİK
    - Sayın Kılıçdaroğlu'nun teklifi, kurultaydan önceki cuma günü geldi. Teklifin ardından hemen Abdüllatif Şener Bey'i aradım, konuyu aktardım. Üstadımın (Kemal Kılıçdaroğlu) böyle bir teklifi olduğunu söyledim. Uygun görürse bu teklifi kabul etmek istediğimi de ilettim. O da sağ olsun anlayışla karşıladı, başarılar diledi, helalleşip yollarımızı ayırdık. İlk önce notere gidip Türkiye Partisi'yle ilişiğimi kestim, sonra bunu Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirdim. Ardından da CHP'ye üye olup Parti Meclisi listesine girdim.

    ÜSTADIMI KIRAMAZDIM
    - Sayın Kılıçdaroğlu, 1980'den itibaren önce Maliye Bakanlığı'nda, sonra da 4.5 yıl boyunca SSK'da üstadımdı... Daha sonra irtibatımız hiç kesilmedi. Ailece de görüştük. Aradan zaman geçti ve bana bu kez CHP'de tekrar birlikte çalışmak istediğini söyledi. Onu kıramazdım.

    'TEPETAKLAK' HESAPLARI
    - Tanıdığım en sabırlı, çalışkan insandır. Hiç unutmam, bir keresinde ABD'den Arkara'ya döndüğünde saat 16.00 idi ve yorgundu. Buna rağmen evine gitmek yerine doğrudan genel müdürlüğe geldi ve çalışmaya başladı. Çalışmaya erken başlar ve geç saatlere kadar devam eder. Çok zekidir. Zaten kısa sürede CHP içinde yaptığı değişimle ki, 6 ay önce şimdiki CHP'yi kimse tahmin edemezdi. Daha seçilmeden başına çorap örüleceği, tepetaklak gideceği söyleniyordu. Ben dürüstlüğü ve çalışmalarının karşılığını alacağını düşünüyorum.

    SOL VE LİBERAL SÖYLEM KULLANDI
    - Siyasette olumsuz tepki normaldir ama şimdiye kadar bana olumsuz gelmedi.
    Aksine tabandan çok olumlu tepkiler aldım. Cumartesi günü kongre sürecinde 8 saat tebrikleri kabul ettim.

    - Genel Başkan'ın kurultayda sol içerikli konuştuğu doğrudur. Ama aynı zamanda daha liberal, daha yurtsever ve daha halka yakın bir söylemde bulundu dikkat edilirse. Sadece bir kesime, bir siyasi düşünceye yönelik değildi, mesajlar çok yönlüydü. Tüm toplumu kavramaya çalıştı.

    CUMHURBAŞKANINI HALK SEÇECEK

    - Türk siyasetine bakarsak, iki partili bir sürece doğru gidildiğini görebiliriz. Cumhurbaşkanını bundan sonra halk seçecek. Bu da bize yüzde 51 alan kişinin seçileceğini gösteriyor. Bir kişinin yüzde 51 alabilmesi için, kişinin aday gösterildiği siyasi partinin yanı sıra diğer partilerden de desteklenmesi gerekiyor. Bu da küçük siyasi oluşumların daha büyük partilerin adaylarını desteklemesini beraberinde getirecektir. Ve bir süre sonra adeta iki partili sisteme geçilecektir.

    İddialı kadro oluşturulmalı

    - Ben AKP'nin hem merkez sağ hem de muhafazakar milliyetçi kadrolar ve Kürt temsilcileriyle geniş bir koalisyon oluşturmaya çalıştığını görüyorum. Benzer şeyi CHP de yapmalı. CHP'nin AKP karşısında çok iddialı kadrolarla tüm Türkiye'yi kucaklayan, siyasi algısı farklı olan kesimleri bir araya getirmesi gerekiyor. Sayın Kılıçdaroğlu da bunu yapıyor. Bunun CHP seçmenleri tarafından da fark edilmesi lazım.

    Türkiye farklı yöne gider

    - CHP, AKP'nin önümüzdeki yıllarla ilgili stratejisinin önündeki en önemli barajdır. Bu dönemde CHP'nin önemli bir misyonu var. Eğer Tayyip Bey bu seçimlerde de başarılı olur, ardından cumhurbaşkanı seçilirse, Türkiye farklı bir yöne gider. Bana göre totaliter demokrasinin olduğu yerlerden (Rusya, Azerbaycan, Suriye gibi) farkı kalmaz). Şimdiki özgürlükleri ve demokrasiyi bile arar hale gelebiliriz. Bunun önünde durabilecek tek oluşum CHP'dir.

    Halk, siyasi mimara karşı

    - Çeşitli siyasi mimarlıklar, toplum mühendislikleri yapılıyor. Bunlar halkın desteklediği hareketler değil ama üst yapılarla ilgili bazı düzenlemeler yapılıyor.
    Ben bu aşamada halkın, özellikle cumhuriyet değerlerinin farkında olan herkesin, CHP'ye ve Sayın Kılıçdaroğlu'na destek vereceğini düşünüyorum. Yeter ki, kendi temsilcilerini kendi kadrolarını tabanda görebilsinler.

    AKP iletişimde çok başarılı

    - Bu dönem ne yazık ki cumhuriyet tarihinin en fazla yolsuzluğunun yapıldığı dönem... Ben AKP'yi iletişim konusunda çok başarılı buluyorum. Birçok kötü tarafını saklayabilen bir icraatı var. Yolsuzluklarını çok iyi sakladılar. Hatta Kayseri olayında yolsuzluklar var bunu yapanlar da ortada ama bu AKP'ye mal edileceğine, oradaki birileri suçlanacağına neredeyse CHP'ye mal edilecek duruma geldi. Ters algı oluşturdular. Öyle bir iletişim başarıları var.

    Benzer durum CHP için olsaydı daha farklı bir durum söz konusu olurdu. CHP kadrolarının en tepesine kadar sıçratılırdı. CHP yolsuzluklar içinde bir parti gibi gösterilirdi.

    EN KÜRTÇÜ PARTİ BDP DEĞİL

    - CHP'nin bu iletişim meselesinin üzerine gitmesi gerekiyor. Artık imaj çok önemli. Toplumda yaratılacak algı çok önemli. CHP ile ilgili algının düzeltilmesi lazım. Bu durumda, AKP çok zayıflar ve karşılarında biraz güç olsa tepetaklak giderler.

    - Önce şunu söylemek gerekiyor: Türkiye'de şu anda en Kürtçü parti AKP'dir aslında. PKK'lıları işe alan parti de AKP'dir. Birinci sırada, BDP'den daha ileride... 'Türkiye'de PKK'nın en yakın olduğu parti BDP midir, AKP midir' diye sorarsanız cevap gerçekte AKP'dir. Ama iletişimde o kadar başarılılar ki, farklı imajlar veriyorlar.

    - Sayın Kılıçdaroğlu ile ilgili 'toplu iğne' kadar bir yanlış bulunsa, onu şimdiye kadar rezil ederler, bitirirlerdi. PKK'lıları işe aldığı iddiası da kesinlikle öyledir. Bu konuların hepsi yargıya intikal etmiş ve hepsinde aklanmıştır. Ama öyle bir hava yaymak istiyorlar.

    Akşam




    Merkez sağcı CHP'li: Üstadımı kıramazdım Yorumları