Bahçeli'den öğrenci olayları uyarısı   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 12-13-2010 (20:34)   Son Mesaj: 12-13-2010 (20:34)    Cevap: 0    Gösterim: 472  

    12-13-2010

    Bahçeli'den öğrenci olayları uyarısı

    Bahçeli'den öğrenci olayları uyarısı


    MHP lideri Bahçeli, yaşanan olaylarla ilgili, "Bu yangın, ateş bacayı sarmadan önce yerinde söndürülmelidir" dedi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son dönemde üniversitelerle yaşanan olaylarla ilgili uyarıda bulunarak, "Bu yangın, ateş bacayı sarmadan önce yerinde söndürülmelidir. Bunda en büyük görev ve sorumluluk AK Parti hükümetine aittir.
    Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da başlayan, Ankara'da da devam eden olaylarda Sayın Başbakan ve AK Parti'nin benimsediği tutum, bu siyasi görev ve sorumluluğun asgari icaplarıyla uyuşmamıştır. Türk emniyet güçleri ile öğrencileri karşı karşıya getirmenin ateşle oynamak olduğunu artık herkes idrak etmelidir" dedi.

    Meclis Genel Kurulu'nda 2011 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmelerde MHP Grubu adına konuşan Genel Başkan Devlet Bahçeli, konuşmasına son zamanlarda yaşanan öğrenci olaylarıyla ilgili yaptığı değerlendirmelerle başladı. Bahçeli, yüksek öğretim gençliği ve üniversitelerin, Türk milletinin en dinamik, hassas, heyecanlı ve tahriklere açık kesimlerinin başında geldiğini ifade etti.

    Türkiye üzerinde hesap yapanların yöneleceği ve istismar etmeyi düşüneceği en önemli kaynağın üniversite gençliği olduğunun, yaşanan ve ağır bedeller ödenen deneyimlerle ortada olduğunu ifade eden Bahçeli, 1970 ve 1980 döneminde dizginlerinden boşanan tahriklerin ve çatışma ortamının acı hatıralarının, hafızalardaki tazeliğini hala koruduğunu söyledi. Bahçeli şöyle devam etti:

    "Bugün ülkemizi her kademede yönetenlerin büyük bir bölümü bu karanlık döneme şahit olmuş ve Türkiye'nin nasıl uçurumun kenarına getirildiğini yaşayarak görmüştür. Türkiye'mizin bir daha böyle bir kaos ve çatışma ortamına sürüklenmesini önlemek, iktidar ve muhalefetiyle hepimizin ortak görevi ve sorumluluğu olarak görülmelidir. Üniversitelerde yangın kıvılcımlarının tutuşturulmak istendiğini, etnik nifak tohumlarının ekilmesine çalışıldığını büyük bir endişe ile görüyor ve izliyoruz. Bu yangın, ateş bacayı sarmadan önce yerinde söndürülmelidir. Bunda en büyük görev ve sorumluluğun AK Parti hükümetine ait olduğu tartışmasızdır.

    Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da başlayan, Ankara'da da devam eden olaylarda Sayın Başbakan ve AK Parti'nin benimsediği tutum, maalesef bu siyasi görev ve sorumluluğun asgari icaplarıyla uyuşmamıştır. Türk emniyet güçleri ile öğrencileri karşı karşıya getirmenin ateşle oynamak olduğunu artık herkes idrak etmelidir. Başbakan ve hükümet yetkilileri üniversite gençliğinin sorunlarına ve bunları dile getirme çabalarına karşı gereken anlayış ve hoşgörüyü göstermek durumundadır. Türk polisini öne sürerek aradan çekilmek Sayın Başbakanı ve hükümetini vebal ve sorumluluktan kurtaramayacaktır.

    Emniyet teşkilatımız olumsuz koşullarda, büyük bir şuur ve fedakarlıkla çok güç bir görevi yerine getirmektedir. Kanlı terörün hedefi olan, etnik bölücülerin organize ettiği eylemlerde taş ve molotofkokteylerine vücudunu siper eden kahraman emniyet teşkilatımıza herkes sahip çıkmalıdır. Polisimizi yıpratmak, siyasi amaçları için kullanmaya çalışmak büyük bir gaflet olacaktır. Polisimiz de toplumsal olaylarda kanunlardan kaynaklanan görevlerini yaparken ve yetkilerini kullanırken orantısız güç kullanmamaya dikkat etmeli, kendisini bir çatışmanın tarafı konumuna getirmemelidir."

    "ÜNİVERSİTELERDEKİ OLAYLARIN KONTROLDEN ÇIKMASI BÜYÜK BİR FELAKET OLACAKTIR"

    Üniversite gençliğinin de protestolarını meşru zeminlerde ve meşru yöntemlerle ortaya koymaları, şiddet unsuru içeren eylemlerden uzak durmaları gerektiğini ifade eden Bahçeli, "Üniversitelerdeki olayların kontrolden çıkarak kitlesel çatışmalara dönüşmesi hiçbirimizin altından kalkamayacağı büyük bir felaket olacaktır. Yaşanan son müessif olaylar neticesinde AK Parti hükümetinin, üniversite gençliğinin ve emniyet güçlerimizin sağduyunun rehberliğinden, aklın yol göstericiliğinden ayrılmamaları hayati bir önem taşımaktadır.

    Üniversite yönetimleri de bu konuda üzerlerine düşeni büyük bir dikkat ve itina ile yerine getirmelidir. Öte yandan muhalefet partilerinin de bu konuda sorumluluğu olduğu unutulmamalıdır. Bu bakımdan son yaşanan protesto gösterilerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne taşınması ve ana muhalefet partisinin buna aracılık etmesinin bu sorumlulukla örtüşmediğini bu vesileyle hatırlatmak isterim" şeklinde konuştu.

    Bütçeyi konuşup hakkında yorum yaparken, yalnızca ekonomik ve mali tarafına odaklanmanın, konunun bir tarafını ciddi anlamda eksik bırakacağını belirten Bahçeli, bütçenin en az bunlar kadar, belki de daha fazla dikkat edilmesi gereken siyasi ve hukuki yönlerinin bulunduğunu söyledi. Bu yüzden, devletin belli bir dönemde yapacağı harcamaları ve elde edeceği gelirleri gösteren bütçenin bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, bütçenin, millet egemenliğinin somutlaştığı yer olan Meclise, hükümetin işlemlerine izin verme ve denetleme imkanı sağlamasının en başta siyasi işlevinin bir sonucu olduğunu belirtti.

    "AK PARTİ UZLAŞMADAN ZİYADE ÇATIŞAN BİR ANLAYIŞTA"

    AK Parti'yi "uzlaşmadan ziyade çatışan, işbirliği yerine çarpışan, hoşgörülü olmaktansa kaba güç gösterilerine tevessül eden" olarak niteleyen Bahçeli, ekonomik eşitsizliğin neden olduğu nefret duygularının, etnik ve mezhepsel çatışmaların ateşini yükselttiğini, hem yerel hem de küresel terör vahşetine lojistik destek sağladığını söyledi. Bahçeli, dünyanın içine düştüğü ekonomik ve siyasi gerilimin kökeninde, tarihsel faktörlerin ve dünden devralınan sömürgeci mirasın etki ve katkısının çok fazla olduğunu dile getirdi.

    Şaibeli ve insanlık değerleriyle bağdaşmayan emperyal maharetle, kaynak ve imkanlara ulaşıp zenginleşen ülkelerin, bugünkü çağda demokrasi ve özgürlük savucusu kesilmelerinin de bir bakıma kürenin en büyük açmazı ve talihsizliği olduğunu kaydeden Bahçeli, Balkanlar'dan Kafkasya'ya, Afrika'dan Okyanusya'ya ve Cebelitarık'tan Kuzey Amerika'ya uzanan geniş coğrafyalarda yaşanan dramlar, facialar ve sistematik kıyım ve ekonomik saldırıların, çağın gelişmiş ülkelerince hiçbir kural ve ahlaki kaygı gözetilmeden gerçekleştirildiğini vurguladı.

    Türk milletinin karşısına dikilen engelleri aşamadığından, sorunlarını da bir türlü çözemediğini belirten Bahçeli, "Takatimizi bitiren, enerjimizi heba eden ve birbirimize düşmemize sebep olan meselelerin aşılamaması, bu coğrafyada bağımsız yaşama irademize de darbe vuracaktır. Bugün geldiğimiz bu aşamada, insanımız güvensiz ve korkular içindedir.

    Bu itibarla bugününden endişeli, yarınından karamsardır. Tahammül etmemizin artık imkansız olduğu, tepkisiz kalmamızın düşünülemeyeceği bu çarpıklıktan mutlaka kurtulmamız ve zamanın öznesi haline gelebilmemiz için tek bilek ve tek yürek olmamız zorunludur. Gerçekten de mensubu olmaktan iftihar ettiğimiz büyük Türk milletinin, eğer şartlar elverirse neler yapacağını biliyor ve buna canı gönülden de inanıyorum" diye konuştu.

    "YANLIŞ VE SAKAT EKONOMİ POLİTİKALARINA PARALEL YÜRÜYEN EĞRİ VE BULANIK SİYASET"

    Yanlış ve sakat ekonomi politikalarına paralel yürüyen eğri ve bulanık siyaset tercihinin, vatandaşları zayıf ve yorgun düşürdüğünü ifade eden Bahçeli, yalnızca rakam ve oranların inşa ettiği sığınaktan gelişmelerin analizi ve dikkatlerin borsa endeksine kilitlenmesinin, bir bakıma ekonomiye nasıl bakıldığını da ispat ettiğini belirtti. Bahçeli, "Ülkemiz tarihinin en büyük krizlerinden birisine AK Parti'nin yönetimi altında girmiş, hiçbir izah ve bahane bu gerçeği değiştirememiştir. Unutmayalım ki, 'ne

    yapalım kriz ABD'de çıktı' ya da 'Avrupa Birliği de sarsılıyor' gerekçeleri ne Başbakan'ı ne de hükümetini sorumluluktan kurtaramayacaktır. Siyasal bedel ödememek maksadıyla; umut ve güven pompalamaya çalışmanın ve aldatıcı bir iyimserlik havası oluşturmanın iktidar partisine hiçbir faydası olmamıştır. Kabul etmemiz lazımdır ki; tüm ülkelerde büyümeyi sağlayan olağanüstü elverişli küresel ekonomik iklimin sonucunda, 2005 yılına kadar Türkiye ekonomisi artan bir oranla büyümüştür.

    Ancak 2005 yılını takip eden yıllarda, ekonominin kendi iç çelişkisinden kaynaklanan sorunlardan dolayı büyümesi yavaşlayarak, uluslararası risk iştahı ve likidite bolluğuna rağmen irtifa kaybetmeye başlamış ve büyüme hızı hem potansiyelinin hem de muadillerinin gerisine düşmüştür. Nitekim 2009 yılında büyümedeki düşüş eksi yüzde 4.7 olmuştur. AK Parti hükümet olduğunda, ülkemizle benzer şartlara sahip 149 ülke içerisinde Türkiye en hızla büyüyen 29. ülke iken, 2009 yılında büyüme hızı sıralamasında 136. sıraya inmiştir" şeklinde konuştu.

    Hesap oyunlarıyla kişi başına düşen gelir rakamlarının sanal olarak artırıldığını, hayat pahalaılığının yükseldiğini, gıda enflasyonunun fırladığını savunan Bahçeli, vatandaşların toplam borcunun 159.2 milyar Türk Lirası olduğunu söyledi. Ekonomideki alaboraların milyonlarca insanı aç ve yoksul bıraktığını dile getiren Bahçeli, ekonominin yapısal sorunları ciddiyetle ve kararlılıkla ele alınamadığı gibi, sosyal gelişmenin, sağlıklı ve istikrarlı bir büyümenin önündeki engellerin de kaldırılamadığını savundu.

    2011 Yılı Bütçesinin sosyal yönü olmayan, sadece seçim dönemini dikkate alan, milletin sorunlar altında ezileceğini tescil eden bir özelliğe sahip olduğunu iddia eden Bahçeli, AK Parti hükümetinin ithalata dayalı büyüme politikasını sürdürmeye devam edeceğinin anlaşıldığını kaydetti. Hükümetin, siyasi ihmalin bedelini hazırladığı bütçelerle dar gelirli vatandaşların sırtına yüklediğini ileri süren Bahçeli, "İnancım ve beklentim, 2011 Yılı Bütçesi'nin AK Parti'nin hazırladığı son bütçe olacağı yönündedir" diye konuştu.

    Bahçeli'nin, konuşmasının sonundaki bu sözlerine Başbakan Erdoğan tebessüm etti. Bahçeli konuşmasının ardından önce Başkanlık Divanı'na, ardından hükümet sıralarına dönerek selam verdi. Başbakan Erdoğan da Bahçeli'yi alkışladı.




    Bahçeli'den öğrenci olayları uyarısı Yorumları