Muğla'daki öğrenci olaylarında Şerzan Kurt'u (21) tabancayla vurarak ölümüne neden olduğu iddiasıyla yargılanan polis memurunun tahliye talebi reddedildi.
Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya sanık polis memuru Gültekin Şahin ve 3 avukatı katıldı.
Maktul Şerzan Kurt için Eskişehir'e gelen çeşitli kentlerdeki barolara mensup 15 avukatın katıldığı duruşmayı, Kurt'un annesi Nejla, babası Ömer Kurt ile BDP milletvekilleri Şerafettin Halis ve Nezir Karabaş ile bazı partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri izledi.
Duruşma sebebiyle trafiğe kapatılan ve adliye çevresinde geniş güvenlik tedbirleri alındı.
Mahkeme heyetinin söz verdiği Kurt ailesinin avukatlarından Mustafa Rollas, sanık polis memurunun olay günü görevli olmadığını, kendine vazife çıkardığını savundu.
Gizli tanığın konferans sistemiyle dinlenmesini talep eden Rollas, sanığın tutukluluk halinin devam etmesi gerektiğini kaydetti.
Sanık avukatlarından Kemal Ertuğrul ise Şerzan'ın yaralanmasının sanıktan kaynaklanmadığını belirterek, uzun zamandır tutuklu bulunan sanığın tutuksuz yargılanmasını talep etti.
Şerzan'ın ölümüne vücuduna giren merminin neden olmadığını ifade eden Etruğrul, şöyle konuştu:
''Şerzan beynine aldığı darp sonucu ölmüştür. Aksine vücuduna isabet eden mermi iyileştirici etki yapmıştır. Şerzan düşmemiştir, sopayla darp edilmiştir. Şerzan'ın bulunduğu yere 58 metre uzaklıkta 7,65 milimetre çapında kovan bulundu. Söz konusu kovana ait tabancanın ateş mesafesi dışında olduğu iddia edildi. Olayların ardından çöpçüler sokağı temizledi. Olay yeri inceleme ekipleri olay yerini 1-2 saat sonra inceledi. Söz konusu bölge 1-2 saat araç ve yaya trafiğine açıktı. Bu sırada söz konusu kovanın yeri değişmiş olabilir. Olaydan hemen sonra bir haber ajansı tarafından çekilen görüntülere Şerzan'ın arkadaşlarının konuşmaları yansıdı. Bu görüntülerde Şerzan'ın arkadaşları arasında (Kırmızılı yaptı. Kırmızılı sıktı. İşte kaçıyor. Faşist sıktı. Hani bunlarda silah yoktu. Hani 7,65 öldürmezdi. Bunu yapanı bulacaksın) konuşmaları geçiyor.''
-''ARAÇ VE YAYA TRAFİĞİ DELİL DURUMUNU ETKİLEDİ''-
Mahkeme heyetinin söz verdiği sanık polis memuru Gültekin Şahin de Şerzan'daki yara izinin 7,65 milimetre tabancaya uyumlu olmadığının ifade edildiğini belirterek, ''O zaman 9 milimetre de uygun değildir. Şerzan'ın kafasında yara izleri var. Olay yerindeki sopalar ölçülsün. O sopalarla darp edildiği görülecektir. Olay Yeri İnceleme ekipleri 1,5 saat sonra geldi. Araç ve yaya trafiği delil durumunu etkiledi'' dedi.
Uluslararası Baran Tursun Vakfı Başkanı Mehmet Tursun da davaya müdahil olmak için dilekçe verdi. Mahkeme heyeti duruşmaya ara verdikten sonra sanığın tahliye talebini ve Uluslararası Baran Tursun Vakfı'nın davaya katılma talebini reddetti.
Olay yeri görüntülerinin sonraki duruşmada izlenmesine karar veren mahkeme heyeti, sanık polisin olay günü görevli olup olmadığının Muğla Emniyet Müdürlüğünden sorulmasına karar verdi.
Mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesi, eksik evrakın tamamlanması için davayı 19 Ocaka erteledi.
-''BDP BU DURUŞMALARDA DESTEK SUNMAYA DEVAM EDECEKTİR''-
Duruşmadan çıkan milletvekilleri ile Kurt ailesini, adliye önünde bekleyen bir grup, Türkçe ve Kürtçe sloganlarla karşıladı.
Gazetecilere açıklama yapan BDP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis de, 90 yıldır kendi demokrasisini oturtamamış ama demokratik olma iddiasından vazgeçmeyen bir Türkiye'de yaşadıklarını savundu.
Halis, Mardin'de Uğur Kaymaz'ı 13 kurşunla öldüren polislerin bu mahkemede aklandıklarını öne sürerek, ''Bir ülke kendi polisini tüm haksızlıklarını sahiplenerek koruyorsa orada bir polis devletine doğru gidiş vardır ki artık Türkiye de buraya doğru gidiyor. BDP bundan sonra da duyarlılık gösterecektir ve bu duruşmalarda destek sunmaya devam edecektir'' dedi.
-''ÇOCUKLARA ORANTISIZ BİR ŞİDDETLE YÖNELİYORLAR''-
Şerzan Kurt'un babası Ömer Kurt da, oğlunun vurulduğu tarihten bu yana ''adalet, adalet'' diye diye sesinin kısıldığını belirterek, şöyle konuştu:
''Türkiye'de üniversitede okuyan öğrencilere genellikle ötekileştirme yüzünden her gün saldırıya uğruyor. Ülkenin her yerinde bu tür olaylar oluyor. Çocuklara orantısız bir şiddetle yöneliyorlar. Bu polis, bu ülkenin polisidir. Birilerinin polisi olmamalıdır. Devletin kurumları her yurttaş için aynı olmalı. Biz şunu söylüyoruz; bu ülke kardeşçesine birlikte ve beraber, Türk'ü, Kürt'ü, Ermeni'si, Laz'ı, Süryani'siyle daha önce yaşadıkları gibi yaşamalıdır. Şerzan'ı öldüren bir polistir. Bugün o polis bizim gözümüzde birilerinin polisidir. Bu devletin polisi değildir. Ben bir baba olarak bu şekilde değerlendiriyorum. Emniyet güçleri, artık bu insanları içinden ayıklamalıdır.''
İzmir'de ''dur'' ihtarına uymadığı iddiasıyla açılan uyarı ateşi sonucu ölen Baran Tursun'un babası Mehmet Tursun da kendisi ve ailesinin Eskişehir'e, polislerin çocukları öldürdükleri zaman yaptıkları entrikaları anlatmak için geldiklerini söyledi.
Öte yandan duruşma öncesi Adliye Sarayı çevresinde sabahın erken saatlerinden itibaren yaklaşık 700 polis görev aldı.
Adliye binasının giriş ve çıkışlarında arama ve kontrol noktaları oluşturuldu. Adliye çevresinde taşkınlık çıkaran üniversite öğrencisi ''F.S.M.V.'' isimli genç, polis ekipleri tarafından bölgeden uzaklaştırıldı.
-OLAY-
Muğla'da bir kız öğrenciye laf atma tartışmasıyla 11 Mayıs gecesi başlayan olaylarda, karşıt görüşlü öğrenciler kavga etmişlerdi. Sabaha kadar süren olaylarda Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü 2. sınıf öğrencisi Şerzan Kurt, vurularak ağır yaralanmıştı. Kurt, 19 Mayısta tedavi gördüğü İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yaşamını yitirmişti.
Kurt'un ölümüyle ilgili olarak tutuklanan Muğla Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Gültekin Şahin hakkında Muğla Ağır Ceza Mahkemesinde ''olası kasıtla nitelikli adam öldürme'' suçundan dava açılmıştı.
Mahkeme ilk duruşmada, güvenlik nedeniyle davanın Eskişehir'de görülmesine karar vermiş, 15 Ekim'de görülen duruşmada sanığın tahliye talebi reddedilmişti.
