Beyoğlu'nda 1 Mayıs 2009 tarihindeki gösterilerde gözaltına alınarak polis merkezine götürülen 2 kişiye işkence yaptıkları iddia edilen 6 emniyet görevlisinin yargılanmasına başlandı.
Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar A.B, G.Ö, N.M.D. ve A.A. katıldı. Davanın diğer sanıkları V.T. ve K.G. ise duruşmaya gelmedi.
Mağdurlar Öztürk Aladağ ve Naciye Kaplan'ın da hazır bulunduğu duruşmada savunması alınan G.Ö, olay tarihinde Çevik Kuvvet Şube Müdürü olarak görev yaptığını belirterek, şöyle konuştu:
''Olay tarihinden 10 gün önce biz takviye olarak il içi ve dışından 10 bine yakın görevli istedik. Bu kadar fazla görevlinin idaresi zor olduğundan her bölge için sorumlu müdür ve müdür yardımcısı arkadaşlar vardı. Olay günü sabit bir yerim yoktu. Sabah saatlerinde Şişli civarında görev yaptım, akşama doğru Taksim civarına geldim. Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğüne hiç uğramadım. Bu konuda hiçbir sorumluluğum yoktur.''
Mağdurları tanımadığını, ilk kez bu duruşmada gördüğünü söyleyen G.Ö, onlara karşı bir eyleminin olmadığını belirterek, suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Sanık A.B. da olay tarihinde Taksim Meydanı'nda görevli olduğunu, herhangi bir olaya karışmadığını ve müdahalede bulunmadığını belirtti.
Olay tarihinde Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü binasında görevli olduğunu belirten sanık A.A, ''Olayları sadece camdan izledim. Mağdurları ilk kez teşhise geldiklerinde gördüm. Bu teşhisi de kabul etmiyorum. Kendilerini daha önce hiç görmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum'' dedi.
Sanık N.M.D. de olay tarihinde Tarlabaşı Bulvarı'nda görevli olduğunu, sadece mağdurlardan Naciye Kaplan'ı gördüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:
''Naciye isimli şikayetçiyi, isimlerini bilmediğim, yüzleri kapalı 2 robokop çevik kuvvet görevlisi eşliğinde getirilirken gördüm. Olumsuz bir durum olmasın diye şikayetçi Naciye'ye yardım etmek için koluna girdim. Gazdan etkilendiğini düşünerek başını yukarı doğru kaldırıp rahat nefes almasını sağladım. Şahsı biraz ileri götürdükten sonra herhangi bir memura teslim ettim. Teslim ettiğim görevli polis memuru da tespit edilebilir. Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğüne hiç gitmedim. Mağdurların beyan ettiği sokakta hiç bulunmadım. Mahkemeye sunulan görüntülerde, benim mağdurlara karşı herhangi bir kötü müdahalem olmadığı görülmektedir. Suçlamaları kabul etmiyorum.''
-MAĞDURLARIN BEYANLARI-
Mağdur Naciye Kaplan ise 1 Mayıs kutlamaları için Taksim'e doğru çıkarken polislerin kendilerine biber gazı sıktığını öne sürerek, ''Kendimizi kurtarmak için ara bir sokağa girdik ve kuytu gibi bir yere sığındık. Tahminen 10 kadar yüzleri maskeli polisler bizi darp ettiler. Daha sonra bizi Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğüne götürdüler. Ancak beni götüren sanık N.M.D. mi tam olarak bilemiyorum. Yüzleri maskeliydi, göremedim'' dedi.
Müdürlükte dövüldüklerini öne süren Kaplan, sanıklar A.A. ve A.B'yi iyi hatırladığını belirterek, şöyle konuştu:
''Hem bana, hem de arkadaşlarımı dövmeye başladılar. Tutanak tutulmasını istediğimde 'Siz daha dayağa doymadınız mi? Çıkın gidin' tarzında beyanlarda bulundular. A.B, bana tekme attı ve hakaretler etti. Özellikle emniyette gördüğüm kötü muamele sonucu teşhisde bulundum. Şikayetçiyim ve davaya katılma talebim var.''
Olayı Naciye Kaplan'ın anlattığı şekilde özetleyen mağdur Öztürk Aladağ da ''Gelmeyen sanıklardan da bizi darp eden var. Şikayetçiyim ve davaya katılma talebim var'' dedi.
Mağdurların avukatı Meral Hanbayat müvekkillerinin suçtan zarar gördüğünü ifade ederek, davaya katılma talepleri olduğunu tekrarladı.
Mahkeme heyeti, olay günü çekilen ve dosyada bulunan bazı görüntüler ile 2 gazetede yer alan fotoğrafları sanıklara gösterdi.
Sanıklar A.B, G.Ö. ve A.A, gösterilen fotoğraflarda kendilerinin bulunmadığını öne sürdüler. Sanık N.M.D ise gazetelerdeki fotoğraflarda siyah maskeli olarak yer aldığını açıkladı.
Sanıklar V.T. ile K.G.'nin duruşmaya zorla getirilmelerine karar veren mahkeme heyeti, 1 Mayıs 2009 tarihinde Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü dahil, sokak başlarındaki MOBESE kayıtlarını ve emniyete giriş çıkış kamera kayıtlarını istenilmesine hükmetti.
1 Mayıs 2009 tarihinde görevli çevik kuvvet amir ve yardımcılarının kimliklerinin tespiti için İstanbul Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı erteledi.
Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 6 emniyet görevlisinin ''işkence yapmak'' ve ''kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak'' suçlarından 2 mağdur için toplam 14 ile 26'şar yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.
Soruşturma aşamasında dönemin Çevik Kuvvet Şube Müdürü hakkında verilen ''kovuşturmaya yer olmadığı'' kararı, mağdur avukatlarının amir konumu gereği, olayı gerçekleştiren emniyet görevlilerinin eylemlerinden sorumlu tutulacağı gerekçesiyle yaptığı itiraz Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmiş ve hakkında ek iddianame düzenlenmişti.
