İzmir'deki organize suç örgütüne yönelik düzenlenen ''Anafor'' operasyonuna ilişkin dava kapsamında 7'si tutuklu 176 sanığın yargılanmasına devam edildi.

İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Ahmet Tekin Baykal, Barış Ören, Serkan Gül, Serkan Vidinli, Maksut Tuğlu, Fikret Şahin ve Şeref Yıldız ile tutuksuz yargılanan 21 sanık ve avukatları katıldı.
Duruşmada, dosya kapsamında dinlenmesi gereken 4 tanık ve 4 müştekinin, mahkemede hazır edilemediği kaydedildi.

Ahmet Tekin Baykal'ın avukatı Ceyhan Mumcu, Cumhuriyet savcısının tanık ve müştekilerin dinlenememesi nedeniyle delillerin toplanmamış olduğunu belirtip, sanıkların tutukluluk halinin devamını talep ettiğini hatırlattı.

Makul sürenin aşılarak tutukluluğun devam ettirilmesinin, peşin ceza, ön ödeme ve erken infaz anlamına geldiğini savunan Mumcu, ''Müvekkilimin korkutucu gücünün olmadığı açıktır. Öyle bir gücü olsaydı müşteki ve tanıklar duruşmaya getirilirlerdi. Kolluğun, müşteki ve tanıkları duruşmaya getirememiş olmasından dolayı sanıkların suçlanması ve cezasının sanıklara yükletilmesi doğru değildir'' diye konuştu.

Mumcu, yaklaşık 29 aydır tutuklu bulunan müvekkilinin tahliyesini istedi.

Diğer avukatlar da tahliye talebinde bulundular.

Bu arada, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığından gönderilen, tanık ve müştekilerin neden hazır edilemediğine dair yazının mahkemeye ulaştığı bildirildi.

Yazıda, tanık ve müştekilerin var olan adreslerinden ayrıldıkları, yeni adreslerinin de kimse tarafından bilinmediğinin tespit edildiği belirtildi.

-TANIK VE MÜŞTEKİLERİN BULUNMASI İÇİN ÖZEL ELEMAN GÖREVLENDİRİLMESİ İSTENDİ-

Mahkeme Başkanı Hakim Güngör Tosunoğlu, ilgili kanun maddelerine göre, müşteki ve tanıkların mahkemede hazır edilmelerinin bütün kolluk kuvvetlerini kapsadığını, ''bu görevin sadece karakollarda ihzar işlemlerini gerçekleştiren polislere yükletilemeyeceğini'' kaydetti.

Bu nedenle, dar imkanlar içerisinde çalışan karakol polislerinin ulaşamadığı kişileri, imkanları daha geniş bulunan KOM ve TEM şube müdürlüklerinin mahkemede hazır etmelerinin yasal bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Tosunoğlu, şu görüşleri duruşma zaptına geçirdi:

''Yaklaşık 2 yıl 8 ay gibi bir süreden bu yana aranmakta olan tanık ve bilirkişilerin bugüne kadar hazır edilememiş olması tutuklu olarak sürdürülen yargılamayı sürüncemede bırakmaktadır. İlk soruşturma yapılırken çok kısa süre içerisinde ve gözaltı süresi içerisinde sanıklarla birlikte birçok müşteki ve tanığın ifadelerinin alınabilmiş olması karşısında, aynı kişilerin bu kadar süre içerisinde mahkememizde bulundurulmamış olmaları mahkememizin dikkatini çekmiştir.''

Tosunoğlu, geniş imkanlara sahip KOM şube müdürlüğünün, gerekirse özel eleman görevlendirerek, gizli araştırmalar yaptırarak veya gerektiğinde istihbarat şube müdürlüğü elemanlarıyla işbirliği yaparak bu kişileri bulmasının mümkün olduğunu ifade etti.

Bu nedenle ifadesi alınamayan müşteki ve tanıkların, gelecek celse duruşmada hazır edilmelerinin sağlanmasını, bulunamadıkları takdirde duruşma saatinden önce mahkemeye bildirilmesini talep eden Tosunoğlu, bulunan kişilerin başında da, bir yere gitmelerini önlemek amacıyla güvenlik gücü bekletilmesini istedi.

Tutuklama koşulları devam ettiği gerekçesiyle tahliye taleplerini reddeden mahkeme heyeti, tanık ve müştekilerin hazır edilip dinlenebilmesi için duruşmayı erteledi.

-İDDİANAME-

İddianamede, Ahmet Tekin Baykal'ın, Ergenekon davası sanıklarından Veli Küçük ile bağlantılı olarak suç örgütü kurduğu, ''Çerkes İbrahim'' olarak bilinen İbrahim Çiftçi'nin öldürülmesiyle suç dünyasında doğan boşluğu doldurmaya çalıştığı öne sürülüyor.

Örgütün, ''İbrahim Tatlıses'in Kuşadası'ndaki otelinin basılması'', ''Özcan Deniz'in vurulması'' olaylarını gerçekleştirdiği, tefecilikten yargılanan Vedat Orhan Çelenk'in de aralarında bulunduğu bazı kişilerin gayrimenkullerine el koyduğu iddia edilirken, sanıkların ''suç işlemek için silahlı örgüt kurma ve üye olma'', ''nitelikli yağma'', ''kasten yaralama'', ''kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma'', ''ihaleye fesat karıştırma'', ''tehdit'', ''rüşvet'' ve ''genel güvenliği kasten tehlikeye sokma'' gibi suçlardan cezalandırılmaları isteniyor.