Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Türkiye'de yolsuzlukların yasallaştırılmasında, yasal bir kılıfa sokulmasında en kirli müessese, bilirkişilik müessesesidir. Bir kısım bilirkişiler var ki önce kendi işini biliyor'' dedi.
Çiçek, Rixos Oteli'nde düzenlenen Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Konferansı'nda yaptığı konuşmada, yolsuzluğun dünyanın gündeminde bulunan bir konu olduğunu söyledi.
Yolsuzluğun demokrasinin az olduğu ülkelerde ve yoksul toplumlarda daha fazla ön plana çıktığını ifade eden Çiçek, yolsuzlukla mücadele konusunda toplumun bütün kesimlerine önemli görevler düştüğünü, herkesin ''elini taşın altına koyması'' gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin özelleştirmeyi en başta konuşan bir ülke olduğunu, ancak bağnaz bir şekilde en sona kalındığını ifade eden Çiçek, özelleştirmenin sadece ekonomik bir konu olmadığını, yolsuzlukla mücadelede de başarı sağlamada önemli bir adım olacağını söyledi.
-''KOL KIRILIR, YEN İÇİNDE KALIRSA...''-
Demokrasiyle hukukun içiçe kavramlar olduğunu, iyi işleyen bir hukuk sisteminin yolsuzlukla mücadelede büyük önem taşıdığını vurgulayan Çiçek, ''Hukukun üstünlüğünün gerçekleştiği toplumlar demokratik toplumlardır. Kamu adına yetki kullananların şeffaf ve hesap verebilir olması önemlidir'' dedi.
Yolsuzlukla mücadelede sivil toplum kuruluşlarının ve medyanın rolünün de çok önemli olduğunu belirten Çiçek, ''Kimsenin alınganlığına gerek yok, meslek dayanışması yasaların önüne geçiliyorsa, kol kırılır yen içinde kalırsa, kırılan kol yen içinde kalmaya devam ederse mücadele zorlaşıyor'' diye konuştu.
Yolsuzlukla mücadele konusunda bazı konuların ön plana çıktığını, bazı konularda ise sorunlar yaşandığını dile getiren Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Düzenlenmesi için çok çaba sarf ettik ama bohçanın dört ucunu bir araya getiremediğimiz bir konu var. Türkiye'de yolsuzlukların yasallaştırılmasında, yasal bir kılıfa sokulmasında en kirli müessese, bilirkişilik müessesesidir. İyilerini tenzih ediyorum, hiç laflarım onlarla ilgili değil. Ama, bir kısım bilirkişiler var ki önce kendi işini biliyor. Çünkü yolsuzluk olarak gönderilen bir dosya, elbette hukuki bilginin dışında bir ihtisas bilgisi gerektiriyorsa, mahkeme kararıyla bilirkişiye gönderiliyor, herkesin yolsuzluk dediği bir dava pekala başka bir şekilde sonuçlanabiliyor. Karikatürize etmek anlamında söylüyorum, bir yerde çuvallarla eroin yakalanıyor, bir süre sonra 'bu Mekke kınası' diye rapor verilebiliyor pekala benzediği için... Dolayısıyla şu bilirkişilik müessesesini yolsuzlukla mücadelede ciddi olarak gündemde tutmamız lazım.
Adalet Bakanlığım döneminde bu konuyla ilgili komisyon kurduk, bilgisine başvurduk birçok insanın ama sadece tek başına yasayla da düzenlenemeyecek kadar karmaşık bir konu olduğunu gördük. Türkiye'de emin olun yolsuzlukla mücadelede istenilen sonucu alamıyorsak sonuçlar hep bu bilirkişilik müessesesine çıktı, tekrar ifade ediyorum, namusuyla, haysiyetiyle bu işleri yapanlar olduğu gibi çok kirli kokuların geldiği dosyalar da bilinmektedir.''
İşin bu kısmında medyanın da önem taşıdığını, gündeme getirilecek konuların çok iyi araştırılması gerektiğini ifade eden Cemil Çiçek, araştırılmadan gündeme getirilen konuların insan hakları ve onuru açısından bazı sıkıntılar çıkardığını, bu dengeyi iyi tutarak konuyu gündeme getiren medyanın büyük etkinliğinin olacağını kaydetti.
Türkiye'de pek çok konuda mitinglerin düzenlendiğini belirten Çiçek, ''Yolsuzlukla mücadele konusunda derli toplu, dişe dokunur, kamuoyunun bu işin arkasında olduğunu gösterecek ben bir miting yapıldığını çok fazla hatırlamıyorum'' diye konuştu.
-''ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞART''-
Yolsuzlukla mücadelenin bir başka ayağının da uluslararası alandaki işbirliği olduğunu vurgulayan Çiçek, ''Yolsuzlukla mücadelede uluslararası işbirliği şarttır. Çünkü artık yolsuzluk suçları sınır aşan suçlardır, aynen terör suçları gibi...'' dedi.
Terör örgütleriyle yolsuzluk arasında da çok ciddi bağlantı olduğunu, terör örgütlerinin bir kısım gelirlerinin yolsuzluk yoluyla elde edildiğini dile getiren Cemil Çiçek, bunun birçok bilgi ve belgeyle de bilindiğini söyledi.
Münferit, küçük boyutlu yolsuzlukların ülke içinde kaldığını, ancak büyük boyutlu olanların ülkeleri büyük sıkıntılar soktuğunu belirten Çiçek, ''Bir ülkeyi perişan eden, sıkıntıya sokan büyük ölçüde kaynak aktarımına imkan veren yolsuzluklar kesinlikle sınır aşan yolsuzluklardır ve bazı ülkeler bu konuda sabıkalıdır'' diye konuştu.
Yolsuzluk yapan grupların elde ettikleri kaynağı o ülke içerisinde tutmadıklarını, bunu paraya çevirdiklerini ve mal varlıklarında da büyük ölçüde gözle görülür bir artışın meydana geldiğini ifade eden Çiçek, şöyle konuştu:
''Bunun ülke içinde tespiti kolay olacağı için geriye dönük bankacılık suçlarında biz bunu gördük, son 7-8 senedir bu hortumlama dediğimiz olayla ilgili yapılan soruşturmalarda adamın yaşadığı hayata bakıyorsunuz, mal varlığına bakıyorsunuz, 'bu değirmenin suyu nereden geliyor' denildiğinde bu kaynakların önemli bir kısmının yurt dışına kaçırıldığı ortadadır. En lüks otellerde yaşayabiliyorlarsa, büyük harcamaları yapabiliyorlarsa, bir kamu görevlisinin bir aylık maaşını bir gece otel ücreti olarak ödeyebiliyor ve yıllarca kaçabiliyorsa ki bir ülkenin kanunundan kaçan kazandığının yarısını öbür ülkenin mafyasına veriyor, orada kendisini koruyacak imkanları tahsis ediyorsa, bu değirmenin suyu... Bir insan, bir aile, 8-10 sene kaçabiliyorsa ve her defasında da bunlar bu ülkelerde himaye görebiliyorsa, belki burada üzerinde durulması gereken konu bankacılık sırrıdır.
Bir kısım ülkelerin serveti, bu kara paralardan oluşmaktadır. Bugün yaşadıkları refah düzeyinin temelinde de başka ülkelerin ahı ve gözyaşı vardır. Başka ülkelerde yaşanan fakirliğin, yoksulluğun sebebi oradan aktarılan kaynakların bir başka ülkede refah sebebi olmasıdır. Bunların hepsi de medeni dünyadadır. Birçoğuna bakarsanız, medeni dünya içerisindedir. Şimdi yolsuzlukla mücadeleye en çok vurgu yapan bu ülkeler, ama öbür taraftan da bir ülkede yolsuzluk yapan da en çok buralara kaçıyor. O nedenle bu tezadın ortadan kalkması anlamında, ama yaşadıklarımızdan yola çıkarak ifade etmeye çalışıyorum ki uluslararası işbirliği olmadığı zaman yolsuzlukla mücadelede bir kısım engelleri aşmamızda ciddi zorluklar var.''
Yolsuzlukla mücadeleyi önemsediklerini vurgulayan Çiçek, 8 yılda önemli mesafeler alındığını, ama alınması gereken daha yol bulunduğunu belirtti.
