Ülke TV'de Ünal Tanık, Hasan Öztürk ve İbrahim Kahveci'nin birlikte sunduğu 'Aslında Ne Oldu' programında Wikileaks sitesinde yer alan Türkiye'ye yönelik belgelerle ilgili ayrıntıları masaya yatırdı.
Ülke TV'de Aslında Ne Oldu programı yine gündemi masaya yatırıyor. Haber7.com Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık, Ülke TV Genel Yayın yönetmeni Hasan Öztürk ve Yeni Şafak gazetesinden İbrahim Kahveci gündeme damga vuran Wikileaks belgelerini tartışıyor.
Hasan Öztürk, Wikileaks'ta Türkiye'ye yönelik belgelerin bundan sonraki sürece nasıl yansıyacağının iyi irdelenmesi gerektiğini belirterek ABD-Ankara ilişkilerini büyük ölçüde etkilemeyeceğini belirtti.
Ünal Tanık, 8 bin'e yakın belgenin 7 bin civarında belgenin Türkiye ile ilgili ilgili olduğunu, Ancak bunların tümünün belge olmadığını, bunların birçoğunun bilgi notu ve yazışmalardan oluştuğunu belirtti.
Programa telefonla katılan Mahir Kaynak ise bu belgelerin sıradan biri tarafından dışarı çıkaralamayacağını bunun içerdeki bazı güçler tarafından dışarı çıkarıldığını bunun Türkiye'ye yönelik olmasının önemli olduğunu dile getirerek "Burda asıl hedef, AK Parti'yi bölme amacı taşıdığını belirterek "Türkiye'de AK Parti'ye bir iktidar altarnatifi olmadığını bunun için AK Parti'yi bölmeye yönelik hedefler taşındığını ileri sürdü. Kaynak, Erdoğan ile ilgili 8 ayrı hedefin söylenmesi ve yolsuzluk iddialarına yer verilmesi Türkiye'nin geleceğine yönelik hesapları ortaya koymaktadır.
Türkiye'nin AB'ye girmek istemesi, Ortadoğu'ya Balkanlara açılması, İran'la sıcak ilişkiler kurmasının onların mantığında mümkün olmadığını bunun ardında başka hesapların olabileceği düşüncesindeler.
Kaynak, Azerbaycan'ın Türkiye'ye yönelik tavrının ortaya konmasını da Aliyev'in Rusya'yı desteklediği için Avrupa'nın projesi olan Nabucco'ya soğuk yaklaştığını bu sözlerle de tavrını ortaya koyduğunu söyledi.
Kaynak, belgelerde ortadoğuda bazı ülkelerle ilgili belgelerin ortaya çıkmasıyla da ABD'nin veya İsrail'in İran'a yönelik salıdırısı durumunda Arap ülkelerinin bir araya gelmemesinin hedeflediğini anlattı.
İbrahim Kahveci, Avrupa Birliği'nin 2020 enerji politikalarında Türkiye'nin kilit ülke konumunda olduğunu vurgulayarak Rusya ve Ortadoğu görüşmelerinde de Türkiye'nin enerji koridoru açısından merkez ülke olacağı vurgusu yapıldığını anlattı.
Hasan Öztürk, Wikileaks'te yayınlanan belgelerde ismi geçen ülkelerden ziyade operasyonun ABD'nin içine yönelik olduğunu, ABD'nin yeni dış politikasını belirlemek için böyle bir yola gidildiğini belirterek, "Suudi Arabistan Kralı, Davutoğlu ile ilgili sözler, Aliyev ile ilgili belgelerin yayınlanmasıyla kim karlı çıktığına bakılması gerektiğini belirtti.
Ünal Tanık, ABD'de İran'a saldırı yapılmalı mı şeklinde yapılan bir araştırmaya dikkat çekerek ABD'de saldırı yapılmalı oranını yüzde 60'ların üstünde çıktığını, Fransa, İngiltere ve Almanya'nın yüzde 50'nin üzerinde saldırılmadan yana olduğunu bununla birlikte Mısır, Ürdün gibi ülkelerde ise bu oranın yüzde 50'ler dolayında olmasına karşın Türkiye'de ise bu oranın yüzde 29' çıkmasına dikkat çekti ve Türkiye'nin komşuları ile sıfır sorun politikasının kamuoyunda çok büyük takdir görmesinin bir göstergesi olduğunu vurguladı.
Hasan Öztürk, ABD'nin Irak savaşı öncesinde zenci bir dışişleri bakanı kanalı ile Irak'taki kimyasal silahlarla ilgili dünyayı ikna ettiğini belirterek, bugün ortaya çıkan belgelerle ABD'nin kendisini daha çok zora soktuğuna inandığını söyledi.
Programa katılan Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet ise, belgelerde çok fazla sayıda ülkenin isminin geçtiğini ancak bunların içinde en rahat konumda olan ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. Acet, 8 bine yakın belgenin yer aldığını ancak çok az sayıda belgenin açıklandığını dile getirerek "Türkiye'nin şu an itibarı ile herhangi bir tedirginliğinin olmadığını izliyorum" dedi.
Mehmet Acet, belgelerde ABD'nin Türkiye'de görevli 3 Büyükelçisi'ne ilişkin bilgilerin bulunduğunu Edelman dönemine ilişkin ifadelerin çok farklı olduğunu daha sonraki büyükelçilerin de Türkiye'ye yönelik açıklamalarının çok daha düzeyli olduğunu, son 6-7 aylık süreçte de ABD'nin Türkiye'de elçisinin bulunmadığına dikkat çekti. Acet, Başbakan Erdoğan'ın 'eteklerindeki taşlarını döksünler' sözünü hatırlarak hükümetin belgelerin tamamının ortaya çıkmasını bekleyeceğini dile getirdi. Acet, Clinton'un ortaya çıkan belgelerden ve belgelerin içeriğinden dolayı Davutoğlu'ndan özür dilediğini dile getirdi. Acet, bu belgelerin Türkiye ile ABD arasında bu belgelerin bir milat olacağını vurguladı.
Mehmet Acet, Haber7.com'da yer alan yazısına da değinerek hükümete yönelik Türkiye'de bir kesimin 'ABD yandaşı' yaklaşımının bu belgelerle tamamen biteceğini, önümüzdeki seçimde bu belgelerde yer alan Türkiye'ye yönelik ifadelerin önemli yer tutacağını dile getirerek " Türkiye'nin bundan sonra kendi çevresinde oluşan otorite boşluğunu doldurmaya başlayacağını' dile getirdi.
İbrahim Kahveci, belgelerde yer alan Aydın Doğan'la ilgili belgelere değinerek, Doğan'ın Deniz Feneri iddiaları ile hükümete yüklenmesinin ardında rafineri işinin yatığının ortaya çıktığı, hükümetin de tüm aleyhte yayına rağmen Doğan'a verilen cezaları çıkan aflarla kuşa çevirdiğini belirterek " Petrol Ofisi ihalesini Doğan'ın yok denecek fiyata aldığını satışı ile de eline iyi para geçtiği muhakkaktır." dedi.
Hasan Öztürk, bu belgelerle Türkiye'nin yeni dış politikası ve açılımlarından rahatsız olan çevrelerin bu belgelerle Türkiye'nin önünü kesmeyi hedeflediğini Türkiye'yi hedef tahtasına koymak isteyen bir yapıya bugün var olan ABD yönetiminin direndiğini dile getirerek bundan sonraki dönemde ABD yönetimi ne yapacak, Türkiye'ye yönelik tavrında dünaya yönelik yaklaşımı ne olacak ve tüm bu belgelerin ABD hükümeti nezdinde karşılığının ortaya çıkacağını söyledi.
Ünal Tanık, bu belgelerin tam olarak kime hizmet edeceğinin belli olmadığını belirterek bu belgelerle ilgili Ahmedinejad'ın tavrının önemli olduğunu belirterek "Şu anki ABD yönetimine karşı yapılan bir hamle değil, şu anki ABD yönetiminin de içinde bulunduğu bir sistemi kendi istedikleri şekle çevirmek için yapılan bir hamledir." dedi.
