Türk-Kürt diyalog eksikliği iddiasına anında yanıt   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 11-12-2010 (15:37)   Son Mesaj: 11-12-2010 (15:37)    Cevap: 0    Gösterim: 463  

    11-12-2010

    Türk-Kürt diyalog eksikliği iddiasına anında yanıt

    Türk-Kürt diyalog eksikliği iddiasına anında yanıt


    Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''Türk kökenli, Kürt kökenli, farklı kökenli olan Türk vatandaşları ve entelektüeller arasında son derece etkileşimli ve dinamik bir atmosfer olduğunu söyleyebilirim'' dedi.

    Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Avrupa Konseyi Daimi Komitesi'nin Antalya'nın Serik ilçesine bağlı Belek beldesinde düzenlenen toplantısında konuştu. Davutoğlu konuşmasının ardından Komite üyesi çeşitli ülke milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
    İsviçreli parlamenter Andreas Gros'un Türkiye'de Türklerle Kürtler arasında yeterince diyalog olmadığına yönelik iddialarını yanıtlayan Bakan Davutoğlu, bunun doğru olmadığını ifaderek, şunları söyledi:

    ''Evet Türkiye Cumhuriyeti'nin Kürt vatandaşları vardır. Diyaloğumuz var mı, yok mu? Buradaki varsayımınız diyalog olmadığı yönünde. Dün itibarıyla TBMM'de ve Komisyonda pek çok Kürt kökenli milletvekili bulunuyordu ve kendi partileri içinde bulunuyordu. Bu meseleleri her gün takip eden bir siyasi parti de var ve her gün diyalog içerisindeyiz. Ben milletvekili değilim. Ben milletvekili olmaksızın dışişleri bakanlığına atandım ama meclisimizde farklı siyasi partilere mensup milletvekillerimiz birlikte oturarak görüş alışverişinde bulunuyorlar. Her halükarda son derece sıcak, ateşli bir diyalog içerisindeler. Lütfen Türk Parlamentosunda bu konuların özgürce tartışıldığına dair tutanakları okuyunuz.''

    Bu konuda sivil toplum kuruluşlarıyla da diyalog içerisinde olunduğuna değinen Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ''Bazı dostlarımız hala 1990'lardaki Türkiye görüntüsünü içlerinde taşıyorlar. Bugün Sayın Gros şuna inanamazsınız. Ne kadar canlı, dinamik tartışmalar Kürt meselesine dair devam etmekte, inanamazsınız. Türk kökenli, Kürt kökenli farklı kökenli olan Türk vatandaşları ve entelektüeller arasında son derece etkileşimli ve dinamik bir atmosfer olduğunu söyleyebilirim bu diyaloğa dair'' diye konuştu.

    Sadece Ankara'da, İstanbul'da değil ve sadece entelektüel camiada değil, Hakkari'de, Diyarbakır'da da aynı diyalog ve etkileşimin bulunduğunu anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

    ''1990'larda değiliz artık. Eleştirel yaklaşımı benimsemiş vaziyetteyiz. Artık dinlemeye hazır vaziyetteyiz. Kürtçe yayın yapılıyor TRT 6'da. TRT 6, Türkiye'nin resmi devlet radyo tv kurumunda Kürtçe yayın yapan kanalımız var. 6. kanalımız resmi dil olmayan ama konuşulan dillerde yayın yapmaya başladı. Mesela referandum döneminde Türkçe yayın yapmayan bir radyo istasyonu geldi benimle röportaj yaptı Adıyaman'da, Diyarbakırda, bunu gerçekleştirdi. İşte bizim tutumumuz bu şu anda. Bu konuda oldukça güçlü bir aşama kaydettiğimizi düşünüyorum. Tabii ki, hiç birimiz mükemmel değiliz. Gelişmeye ihtiyacımız var. Bizim de görüşmeye ihtiyacımız olduğunu biliyoruz ama kimse diyalog yok diyemez. Siyasi, entelektüel ve kültürel hayatta tam bir diyaloğumuz var ve bu diyaloğumuz daha etkin bir şekilde devam edecektir.''

    -RUM MİLLETVEKİLİ'NİN TALEBİ-

    Toplantıda söz alan Kıbrıs Rum Kesimi Milletvekili Christos Porgovrides, Avrupa Konseyi Yasal İşler ve İnsan Hakları Komitesi Başkanı olduğunu ve komitenin, Strasbourg Mahkemesi'nin almış olduğu kararların uygulanmasını sağlamanın çok önemli olduğunu ifade etti. Rum milletvekili, bu çerçevede, Türkiye de dahil 8 ülkeye ziyaretlerde bulunduklarına değinerek, diğer 7 ülkenin bu ziyaretleri hoş karşıladıklarını ve davetkar tutumlarıyla ziyareti mümkün kıldıklarını belirtti. Rum milletvekili, ''Şu aşamaya kadar bu son derece önemli raporu hazırlamamıza imkan sağlayacak ziyaretimizi Türkiye reddetmekte. Bu politikanızı değiştirmenizi ve ülkenizi ziyaret etmemiz için gerekli imkanı yaratmanızı talep ediyoruz'' dedi.

    Davutoğlu, bu soruya Bakanlar Komitesi'nin başkanı olarak cevap verdiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu:

    ''Geçen yıl Türkiye'yi, bu raporu hazırlamak çerçevesinde ziyaret etmek istediğinizde talebiniz bize ulaştırıldı. O dönemde yanıtımız verilirken, bakandım. Şu anda her iki kimliğimle size yanıt verebilirim. Burada sizinle açık ve dürüst olarak tartışabileceğimiz problem şudur: Burada bir menfaat çatışması durumu mevcut. Sizin, sadece komite başkanı olarak değil, aynı zamanda ulusal görüşleriniz çerçevesinde de, ulusal menfaatlerinizi koruma adına da son derece vokal bir yaklaşımınız var. Dolayısıyla sizin pozisyonunuz, örgüt içerisindeki sizin pozisyonunuzdan ve vokal tarzınızdan dolayı bir menfaat çatışması ortaya çıkıyor. Siz vekil olarak ülkemize gelip gözlemde bulunabilirsiniz, hiç bir sorun yok. Sizi kabul etmek isteriz ve geleneksel Türk misafirperverliğiyle hüsnü kabul görürsünüz ve ağırlanırsınız. Ama biz Avrupa Konseyi'nde, örgütümüz içerisinde, ulusal pozisyonunuzu temsil eden bir misyonla sizi görmek istemiyoruz. Bizim endişemiz bu. Tabii ki bunu, bu sorunuza yanıt vermek adına Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı olarak yanıt veriyorum. Bu konuyu değerlendireceğiz ve siz bunu şahsi olarak algılamayınız. Avrupa Konseyi'nin amacına, misyonuna aykırı değildir. Fakat bahsettiğim menfaat çatışması halen mevcuttur. Sizin durumunuzda bir Türk vatandaşının olduğunu düşünün. Her gün Kıbrıs meselesiyle ilgili kendi ulusal pozisyonunu her gittiği yerde kendi milli menfaatleri çerçevesinde dile getirdiğini düşünün. Sizin Avrupa Konseyi'ndeki görev tanımınız içinde hüsnü kabul göreceğinizden hiç şüpheniz olmasın.''

    Bakan Davutoğlu'nun sözlerine karşılık Rum parlamenter, ''Şimdi Sayın Bakan'dan ben bir davet mi aldım o zaman? Ben bunu bir davet olarak kabul edebilir miyim?'' dedi. Bunun üzerine Davutoğlu şu karşılığı verdi:

    ''Ben Bakanlar Komitesi'nin Başkanı olarak bu konuyla yakından ilgileneceğim. İki Avrupalı olarak nasıl çalıştığımızı görüyorsunuz Sayın Başkan. Ümit ediyorum aynı yaklaşım sizin tarafınızdan da sergilenir. Kıbrıslı Rum olarak değil, Avrupalı olarak hareket edersiniz.''

    Rum Milletvekili son olarak, ''Ben Türkiye'nin dostuyum ve bütün pozisyonlarımda da yaklaşımım hep bu oldu'' diye konuştu.

    -SERBEST DOLAŞIM HAKKI-

    Ukraynalı parlamenter Ivan Popescu da, Bakan Davutoğlu'na, Avrupa Konseyi ile Avrupa Birliği arasındaki diyaloğu güçlendireceğinden söz ettiğini anımsatarak, ''Önemli bir insan hakları konusu da serbest dolaşım hakkıdır. Sizin başkanlığınız döneminde AK üye ülkelerinin bütün kıta toprakları üzerinde vizesiz dolaşımını sağlamak da önceliğiniz olacak mı? AB üyesi olmayan Avrupa Konseyi üyesi ülke vatandaşlarının AB topraklarında dolaşımını nasıl sağlayacaksınız'' diye sordu.

    Bakan Davutoğlu, uygulanacak vize rejimi konusunda, Türkiye olarak Avrupa Konseyi çerçevesinde konunun ele alınması fikrini destekleyeceklerini bildirdi. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanı olarak diğer üye ülkelerin fikrini almak durumunda olduğuna işaret eden Davutoğlu, şöyle devam etti:

    ''Schengen'in katı kurallarını biliyoruz. AB ile istişare halinde olmamız gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı olarak bu fikrin mükemmel bir fikir olduğunu söyleyebilirim. Yalnızca vücutların ve bedenlerin değil fikirlerin, kültürlerin serbest dolaşımından da bahsediyoruz. Eğer belli ülkelerin vatandaşlarının üye ülkelerimizin, kendi örgütümüzün ülkelerine serbest giriş hakkı varken, Konseye üye diğer ülke vatandaşlarının bu hakkının olmaması, kendi içimizde eşitsizlik algısı yaratır. Ama bu sorunun kendi başkanlığımız döneminde çözülebileceğini düşünmüyorum, ama AB ile diyalog başlatılabilir.''

    -LİMANLARIN RUM GEMİLERİNE AÇILMASI-

    Hollandalı Parlamenter Tinny Kox da ''Havaalanları ve limanları Güney Kıbrıs'a açacak olursanız, bu Kıbrıs sorununun çözümüne ne kadar dikkatli yaklaştığınızı gösterecektir'' dedi.

    Bakan Davutoğlu ise, ''2004 yılında BM planını Rum kesimi kabul etmiş olsaydı bugün liman ve havalimanlarının açılması gibi bir konu olmayacaktı'' karşılığını verdi.

    Burada karşılıklı sorumlulukların söz konusu olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

    ''Bizler limanlarımızı açmaya hazırız ama Kıbrıslı Türk vatandaşlarımızı Rum kesimindekiler gibi Avrupalı kabul etmeye ve Türk vatandaşlarımıza Avrupa'nın kapısını açmaya hazır mıyız? Kıbrıs Rum kesiminden meslektaşlarıma da sorabilirsiniz. Onların çözüm takvimi nedir? Biz Türkiye olarak yarın masaya oturup bu sorunları çözebiliriz ama onlara sorduğunuzda hazır olmadıkları cevabını veriyorlar. Burada Avrupa Konseyi eşit çözümler üretmeli, eşitlik ilkesini yansıtmalı. Avrupa'da 150 bin kişi seyahat edemiyor, entellektüel faaliyetlere, sportif faaliyetlere giremiyor. Türkiye'nin limanlarını açması sorun değil. Öbür sorunlar çözülürse bu sorun da çözülecektir ama resmin her iki tarafını da görmemiz gerekiyor.''




    Türk-Kürt diyalog eksikliği iddiasına anında yanıt Yorumları