Milli Eğitim'in unuttuğu öğretmenler   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 11-09-2010 (00:53)   Son Mesaj: 11-09-2010 (00:53)    Cevap: 0    Gösterim: 646  

    11-09-2010

    Milli Eğitim'in unuttuğu öğretmenler

    Milli Eğitim'in unuttuğu öğretmenler


    Üniversitelerin Teknik Eğitim Fakültesi bölümlerinden mezun olan binlerce öğretmen adayı kendilerine verilen sözlerin tutulmamasından ve unutulmaktan bir hayli sıkıntılılar..

    Yaklaşık 11 yıldır atamaları yapılmayan teknik eğitim fakültesi mezunları, yaklaşan yeni atamalar öncesi seslerini duyurma çabasında..

    Haber7.com'a maille ulaşan teknik eğitim mezunu öğretmen adayları Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine seslendi:

    M.E.B Teknik ve Mesleki Eğitime maalesef gerektiği kadar önem vermemektedir. Mesleki ve Teknik Eğitimin önemine yönelik sürekli demeçler veren Sayın Çubukçu ve Milli Eğitim yetkilileri maalesef iş Teknik Öğretmen atamalarına gelince tüm bu sözlerini unutmaktadırlar.
    70.000 Teknik Öğretmen 11 yıldır atama beklemektedir. Tüm Mesleki ve Teknik Branşlara ayrılan rakam maalesef ki 100-150 arasındadır. Mesleki Eğitimin önemini sadece katsayı meselesi üzerinden yorumlayan M.E.B yetkilileri, Mesleki Eğitimin en önemli unsuru olan Teknik Öğretmenleri gündemlerine dahi almamaktadır. Meslek Liselerinde Teknik Öğretmen açığı çok büyüktür.

    Derslere maalesef ücretli öğretmen adı altında öğretmenlik yeterliliği taşımayan 2 yıllık meslek yüksek okulu mezunları sokulmaktadır. En gelişmiş meslek liselerinde bile Teknik Öğretmen ihtiyacı korkunç boyutlardayken M.E.B hangi akla hizmet Teknik Öğretmen ataması yapmamaktadır. Milli Eğitimin resmi rakamlarına göre Teknik Öğretmen açığı binlercedir. Ancak Haziran atamasında Teknik ve Mesleki Branşlara ayrılan rakamlar çok komiktir. Bazı branşlardaki rakamlar aşağıda verilmiştir.

    2010-1 KADROLU ILK ATAMA KONTEJANLARI
    Büro Yön. ve Sekreterlik------------------7
    Elektrik-Elektronik Tek./Elektronik-----12
    Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri--1
    Giyim Üretim Teknolojisi------------------15
    Makine Tek./Makine Ressamlığı--------1
    Metal Teknolojisi----------------------------14
    Motorlu Araçlar Teknolojisi---------------9
    Tesisat Teknolojisi ve İklimlendirme---7
    Plastik Teknolojisi--------------------------1
    Makine Tek./Makine ve Kalıp------------9

    Şimdi Mesleki ve Teknik Eğitimi önemsediğini söyleyenler bu rakamları mı layık görüyorlar? Sayın Çubukçu "Mesleki eğitimi %23"ten %45.6" e çıkardık" , "mesleki eğitim de en az okulöncesi kadar önemli" derken bu kontejanlar hangi mantığın ürünü?


    Öğretmenlikte yaş sınırı 40 , siz 11 yıl boyunca 3-5 kişi atayarak aslında atama yapmayacaksınız ve 70.000 Teknik Öğretmeni atıl halde bırakacaksınız; 23 yaşında Üniversiteyi kazanan bir kişi 4 yılda mezun olursa yaşı 27 olur , 2 yıl Yüksek Lisans yaparsa yaşı 29 olur,askere uzun dönem giderse 2yılda askerlik yaş olur 31 , 30 yaşını aştığı için Polislik dahil kamuda hiçbir yere başvuramaz. Böyle bir aday 11 yıl atanamzsa ki MEB in uygulamadaki realitesi öyle,bu arkadaşımızın yaşı 43 OLUR . 40 YAŞINI AŞTIĞI İÇİN ÖĞRETMENDE OLAMAZ, Bu nasıl bir Adalet, bu nasıl bir mantık,bu nasıl hakkaniyet.

    Bu durumdaki bir vatandaş hakkını nerede ve nasıl savunabilir,işi olmadığı için avukat tutamaz ,torpili olmadığı için derdini kimseye anlatamaz, parası olmadığı için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidemez. Sorarım size Anayasadaki en temel kişilik ve vatandaşlık haklarından birisi de ''hak arama hürriyeti'' değilmidir? Hak arama Hürrüyeti Anayasada sadece güzel görünsün diye yazılmış bir cümlemidir,yoksa hakkı hak edene vermek içinmi düzenlenmiştir ,hakkı nasıl kullanacağız ve nasıl elde edeceğiz? Bu duruma sebep olan büyüklerimiz vicdanen bu durumdaki kişileri hiç düşündünüzmü,bunun vebali Allah katında çok ağırdır.Lütfen artık siyasi kimliğinizle değil bir insan olarak bu durumdaki insanların sorunlarını görmezden gelmeyiniz.

    TEF" in dezavantajları ;

    1- Üniversiteye girişte uygulanan katsayı farkından dolayı puanının kesilmesi ve bu sebeple sadece TEF" i tercih edebilmesi (Katsayı olayı hala tam anlamıyla çözülmüş değildir. Ayrıca 1999-2009 yılları arası mezun olanlar zor durumdadır.),

    2- Üniversiteyi bitirince öğretmen olarak atamasının az olması veya hiç olmaması

    3- İmza yetkisi olmaması ve donanımlı eğitimden geçtiğinin bilinmemesi sebebiyle özel sektörde kariyer ve ücret yönünden tatmin olamaması,

    4- Kamuya girişte GİH sınıfının dayatılması,

    ( Sadece TEİAŞ kurumu 2-3 yılda bir TEF Elektrik Öğretmenliği mezununu Eğitim Uzmanı veya Eğitmen olarak almaktadır. Bir de Emniyet Genel Müdürlüğü polis memuru olarak aldığı TEF mezunlarını teknik birimlerinde değerlendirmektedir. Bu çok iyi bir gelişmedir, fakat çok yetersizdir),

    5- TH sınıfına geçmek için unvan değişikliği sınavının dayatılması, bu sınavla da ancak 2 yıllık mezununun kadrosu olan teknikerliğe geçiş yapabilmesi,

    6- Fakülteler kapatılıp Teknoloji Fakültesine dönüştürüldüğünde, yeni ve eski mezunların (TEF mezunlarının) durumunun ve yetkilerinin belli olmaması

    7- Bu vb. sebepler yüzünden TEF mezununun mesleğini icra edememesi, çalışma azmi moral motivasyonunun kalmaması,

    Unvan değişikliği sınavının tutarsızlıkları ;

    1- Eğitim seviyesi lisans düzeyinde olan TEF mezunlarını, daha alt eğitim olan ön lisans mezununa indirgemesi,

    2- Kurumların çoğunluğunun kendi bünyesinde ki; Teknik Öğretmen, Tekniker, Teknisyen, Mühendislik mezunları için unvan değişikliği sınavı yapmayıp, KPSS yoluyla dışarıdan teknik personel alması,

    3- Her kurumun ayrı ayrı sınav yapması, (İleri seviye ihtisas gerektiren yerler hariç, örneğin; "a" kurumunda çalışan tekniker, "b" kurumunda da aynı işi yapmaktadır. Bu yüzden sınavın merkezi olarak yapılması gerekmektedir.)

    4- Sınavın ne zaman yapılacağının belli olmaması,

    5- Özel sektörde teknik işlerde çalışıp, bunu belgelendirebilen ve çalıştığı firmalardan referans verebilenlere, TH sınıfına geçmek için unvan değişikliği sınavının dayatılması, ( Kamu sektörü personelini, uygulama yeterliliğine göre değil teorik yeterliliğe göre işe almaktadır. Bu çok büyük bir hatadır. Malumunuzdur ki önemli olan, sahip olunan bilgi becerinin istenilen standartlarda uygulanabilmesidir.)

    TEF mezunları, çok az kadro açılan öğretmenliğe giremediğinde, kamuya Teknik Hizmetler (TH) sınıfı için tercih yapamamaktadırlar. Ancak Genel İdari Hizmetlere (GİH) tercih yapabilmektedirler. GİH sınıfında ifa edilecek görevin, alınan eğitimle bir alakası bulunmamaktadır. Kaliteli eğitim alan TEF mezunları mağdur durumdadır. Kamuda öğretmenlik hariç bu fakülte mezunlarının istihdam edilebileceği (Teknik Uzmanlık, Teknik Kontrolörlük, vb.) sınıflar açılmalıdır.

    GİH sınıfında çalışanlar arasından, Öğretmenliğe geçişte görev süresine göre atama yapılması başlı başına bir saçmalıktır. Çünkü uzun süre çalışıldıktan sonra öğretmenliğe geçiş yapıldığında, bilgilerin unutulma olasılığı daha fazladır.

    TH sınıfına geçiş ancak unvan değişikliği sınavıyla olmaktadır. TEF mezunu GİH sınıfındaki kamu çalışanı, bu sınavla da daha alt bir eğitim mezununun alabileceği teknikerlik kadrosuna başvuru yapabilmektedir. Bu TEF mezununun aldığı eğitimin yok sayılmasıdır.

    7 Ekim 2006 tarih ve 26313 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2006/30 nolu Başbakanlık genelgesi (a) bendinde "tüm kamu özel kurum ve kuruluşları tarafından mesleki ve teknik eğitim alanında diploma, işe uygun seviye ve nitelikte mesleki eğitim aldığını gösterir belge veya sertifika almış olanların istihdamına öncelik verilmesi," ifadesi geçmektedir. Bu ifadenin uygulanması sağlanmalıdır. Kurumların TEF mezunların unvan eşitliği gözetmeden teknik birimlerinde görevlendirmesi gerekmektedir.

    En kısa zamanda mesleki ve teknik öğretmenlere de artık hak ettikleri önem verilmelidir. Mesleki branşlara da okulöncesi, rehberlik, sınıf öğretmenliği gibi branşlara verilen kontejanlara kadar kadro verilmelidir. Teknik öğretmenlere üvey evlat muamelesi yapılmamalıdır.

    Bu haziran ayındaki sözleşmeli öğretmen alımında bu mağduriyetimizin gözönünde tutularak teknik öğretmen kadrolarının arttırılmasını talep ediyoruz.




    Milli Eğitim'in unuttuğu öğretmenler Yorumları