1980'de Mamak Askeri Cezaevinde yaşamını yitiren yayıncı İlhan Erdost'un ölümüyle ilgili olarak, Kenan Evren ve kuvvet komutanları ile cezaevi görevlileri hakkında başsavcılığa suç duyurusunda bulunuldu.
İlhan Erdost'un eşi Gül Erdost'un da aralarında bulunduğu Toplumsal Bellek Platformu üyeleri, ilk olarak Mamak Askeri Cezaevinin önünde basın açıklaması yaptı.
Açıklamayı okuyan Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, sevdiklerini siyasi cinayetlerde yitirdiklerini belirterek, ''Bizi acılarda akraba ettiler. Düşüncelerimiz, yaşama bakışımız farklı olsa da evimizin, yüreğimizin içine düşen korla, ortak paydamız olan acımızla birleştik, kocaman bir aile olduk. Büyümesini hiç istemediğimiz bir aile'' dedi.
Rakel Dink, ''Bizler çok şey yaşadık, gördük ve görmeye devam ediyoruz. Annelerimizin, babalarımızın, eşlerimizin, kardeşlerimizin katillerinin Askeri Yargıtayda beraat ettirildiğini, cezalarının adeta özendirici şekilde azaltıldığını gördük. O katillere, kanun kaçağı oldukları dönemlerde pasaportlar, ehliyetler ve evlilik cüzdanları verildiğini gördük. Adalete hesap vermesi gerekenler sadece tetikçiler değil tüm bu süreçlerin sorumlularıdır'' diye konuştu.
Toplumsal Bellek Platformu üyeleri, daha sonra, Ankara Adalet Sarayının önünde basın açıklaması yaptı.
Burada konuşan Gül Erdost, eşinin ölümü ve faillerin yargılanmasıyla ilgili süreci anlattı.
Hukuki sürecin henüz tamamlanmamış olduğunu düşündüklerini ifade eden Erdost, ''Gerçek sorumlular yargılanmadıkça adalet yerini bulmuş sayılmayacaktır'' dedi.
Açıklamanın ardından suç duyurusu dilekçesi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sunuldu.
-İLHAN ERDOST'UN ÖLÜMÜ-
Dilekçede, Onur Yayınları sahibi İlhan Erdost'un 7 Kasım 1980'de, ağabeyi Muzaffer Erdost'la birlikte Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı görevlilerince gözaltına alındığı hatırlatılarak, ''Mamak Askeri Cezaevinde A bloktan C bloka götürülmek üzere cezaevi arabasına bindirilmeden önce cezaevinde görevli astsubay Şükrü Bağ'ın İlhan ve Muzaffer Erdost'un dövülmesi için emir verdiği'' ileri sürüldü.
Erdost kardeşlerin arabaya binerken, arabada ve indikten sonra 4 er tarafından dövüldüğü kaydedilen dilekçede, İlhan Erdost'un alındığı C blok F bölümü koğuşunda yaşamını yitirdiği belirtildi.
Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığının 4 er hakkında ''kasten adam öldürme'', astsubay hakkında ise ''kasten adam öldürmeye azmettirme'' suçlarından dava açtığı, yargılama sonunda astsubay ile erlerden 3'üne 10'ar yıl 8'er ay, bir ere 8 yıl hapis cezası verildiği ancak Askeri Yargıtayın astsubay hakkındaki kararı bozması sonucu bu kişiye 6 ay hapis cezası verildiği hatırlatıldı.
-''ERDOST'UN ÖLDÜRÜLMESİ İNSANLIK SUÇUDUR''-
Sıkıyönetim döneminde yapılan bu yargılamada verilen kararın suç faili olarak kabul edilen kişiler hakkında olduğu belirtilen dilekçede, ''Ancak bu yargılama, emir-komuta zinciri içinde yönetime el koyanlar ve bu el koyma ile kendilerini yetkili sayan kişilerin suçsuz olduğunu göstermez. Tam aksine herkesin can güvenliğinden ve ülke yönetiminden sorumlu olanların İlhan Erdost'un yaşam hakkını ihlal ederek insan öldürme eyleminden sorumlu oldukları açıktır'' denildi.
''Darbe yoluyla ülke yönetimine el koyanların yaşam hakkının ihlalinden sorumlu olacakları'' savunulan dilekçede, ''İlhan Erdost uğradığı zalimane muamele sonucunda dövülerek öldürülmüştür. İşlenen fiil kasten ve canavarca his sevkiyle insan öldürmedir. Mamak Cezaevinde kasten öldürme suçunu tasarlayarak, canavarca hisle eziyet çektirerek İlhan Erdost'u öldüren tüm faillerin iştirak halinde insanlığa karşı suç işledikleri çok açıktır'' ifadesine yer verildi.
Dilekçede, dönemin genelkurmay başkanı Kenan Evren, kuvvet komutanları ve 4. Kolordu Komutanı ile Mamak Askeri Cezaevi görevlileri hakkında soruşturma açılması talep edildi.
