Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, ''Türkiye'de barajların, göletlerin ve HES'lerin yapılması keyfi bir noktadan kaynaklanmıyor, bir teknik zaruretten, bir mecburiyetten kaynaklanıyor'' dedi.
Sakarya Nehri üzerine yapılması planlanan hidroelektrik santralinin (HES) temel atma törenine katılmak üzere Sakarya'ya gelen Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Sakarya Valiliğini ziyaret etti.
Ziyarette gazetecilere açıklama yapan Eroğlu, hidroelektrik santrallerin dünyanın her yerinde yıllar önce yapıldığını anlatarak, su kaynaklarının en temiz, en ucuz, en sağlıklı ve yenilenebilir enerji kaynağı olduğunu belirtti.
Eroğlu, gelişmiş ülkelerin su enerjisi potansiyelinin tamamına yakınını kullandığına işaret ederek, ''Benin DSİ Genel Müdürlüğüm döneminde, 2003'de Türkiye'nin hidroelektrik potansiyeli 130 milyarkilovat saat, ama o zaman 26-27 milyarkilovat saati kullanılabiliyordu. Bu oran yüzde 20, yüzde 25. Diğer ülkeler yüzde 90'a ulaşmış. Bizde yüzde 25, üstelik onların petrolü var. Pek çok ülkenin doğalgazı var. Onlar doğalgazdan elektrik üretmiyor, suyu kullanıyor. Bizim ise suyumuz boşa akıyor. Yılda 12-15 milyar dolar dışardan petrol, doğalgaz alıyoruz, ithal kömür alıyoruz. Bundan elektrik üretiyoruz. Cari açıkta bundan dolayı 25 milyar dolar yurt dışına döviz olarak gidiyor'' diye konuştu.
Kendisinin DSİ Genel Müdürü olduğu 2003 yılında bir yönetmelik çıkardıklarını anlatan Eroğlu, yönetmelikle özel sektöre de hidroelektrik alanında yatırım yapma imkanı tanıdıklarını ifade etti.
Eroğlu, HES'lere karşı çıkanlar olduğunu vurgulayarak, ''Buna karşı çıkanları anlamıyorum. Çünkü bunu yapmak için bir takım nehir santralleri, bentleri yapıyoruz. Doğu Karadeniz'de bu bentler taşkınları önlüyor. Suyun enerjisini alıyoruz. Taşkın, erozyon kontrolü ve selden kaynaklanan bir takım zararları önleyecek'' dedi.
Barajların, göletlerin, HES'lerin birçok alanda faydalı olduğuna dikkati çeken Eroğlu, ''Türkiye'de barajların, göletlerin ve HES'lerin yapılması keyfi bir noktadan kaynaklanmıyor, bir teknik zaruretten, bir mecburiyetten kaynaklanıyor. Barajlara da karşı çıkıyorlar. Türkiye yarı kurak iklim bölgesinde. Yağışlar sürekli olmuyor. Kışın ve ilkbaharda yağan yağışları biriktirip yazın veremezsek hiç bir şehre su vermemiz mümkün değil. Ne İstanbul, ne Ankara, ne İzmir'e...'' diye konuştu.
Eroğlu, çevrecilerin ''Derelerden su akmayacak'' tepkilerinin yersiz olduğunu vurgulayarak, şu şekilde konuştu:
''Bir takım çevreciler veya karşı çıkanlar, ''Dereden suyumuz akmayacak'' diyor. Öyle bir şey yok. Dereden bir can suyu kesinlikle bırakılacak. Bırakmaması söz konusu değil. Bırakmazsa santrali kapatırız. Hidroelektrik santraller, hem ekonomi açısından hem de zaruret açısından, enerji arz güvenliği ve çeşitliliği açısından çok önemlidir. Emniyetli, güvenilir bir elektrik olmadıkça kalkınma olmaz, sağlık olmaz, su veremezsiniz, fabrika işletemezsiniz. Türkiye'nin enerjide arz güvenliği yerli, yenilenebilir enerji kaynaklarını sonuna kadar kullanması gerekir. Küresel iklim değişikliği ile mücadelede dünyada öne çıkan yenilenebilir enerji kaynağı hidroelektrik enerji kaynağıdır. Vatandaşlarımız endişe etmesin. Pastadan pay almak isteyenlerin, tahrik ettiği bir takım grupların tahriklerine kapılmasın. O dereleri kontrol etmek, vatandaşa zarar vermeyecek şekilde devletimizin görevidir.''
Açıklamanın ardından Sakarya Valisi Mustafa Büyük, Sakarya Milletvekilleri, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu ve bazı kurum müdürleri ile bir süre görüşen Bakan Eroğlu, Büyükşehir Belediyesini ziyaret etmek üzere valilikten ayrıldı.
