Marmara Üniversitesi (M.Ü) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yümni Sezen, ''Kurban, kesinlikle hayvan katliamı değildir. Keserken hassas davranmayıp, usule uyulmazsa kurbana eziyet edilmiş olunur'' dedi.

Prof. Dr. Sezen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarih boyunca bütün toplumların hak veya batıl şekilde kurban kesme fiilinde bulunduğunu belirterek, kurbanın İslamiyet'ten sonra tam olarak anlam kazandığını söyledi.
İslamiyet öncesinde kimi toplumlarda eti yenmese dahi birçok hayvan çeşidinin, hatta insanın bile zalimane ve eziyet edici şekilde kurban edildiğini ifade eden Sezen, İslamiyet'in bu durumu düzeltip, kurbanın kutsallığını olması gereken en üst seviyeye çıkardığını kaydetti.

''Hayvanlar, kurban söz konusu olmasa da besin kaynağı olarak bir şekilde tüketiliyor'' diyen Prof. Dr. Sezen, şöyle konuştu:

''Günümüzde maalesef et tüketimi hiç yapılmayıp, sadece kurbanla oluyor gibi aksettirilip 'hayvan katliamı yapılıyor' diye farklı görüşler ortaya atılıyor. Oysa ki dünyada, yıllık hayvan tüketiminin yalnızca yüzde 1,6'sı kurbanda gerçekleşiyor. Türkiye'de ise bu miktar genel tüketimin 5'te biridir. Buna rağmen, yılda binlerce hayvanın yenildiği görmezden gelinerek, yalnızca yüzde 1,6'sı Kurban Bayramı'nda kesildiğinde hayvan katliamı yapıldığı savunuluyor. Kurban kesinlikle hayvan katliamı değildir. Keserken hassas davranmayıp, usule uyulmazsa kurbana eziyet edilmiş olunur.''

Prof. Dr. Yümni Sezen, dünyada en fazla et tüketiminin, kurban kesmeyen batı toplumlarında olduğunu belirtti.

Kurban kesmenin insan psikolojisini bir terbiye yöntemi olduğunu söyleyen Sezen, ''Kurban ilk bakışta kan akıtmanın ibadet olduğunu düşündürse de insana hayatla ölüm arasındaki saniyelik çizgiyi gösterir. İnsan bu yolla zaten tüketmekte olduğu bir canlı varlığı, bu sefer yaratıcısı için öldürüp, farkında bile olmadığı kan akıtma içgüdüsünü bastırır'' dedi.

Sezen, kurban kesilmeyen toplumlarda, kurban kesilenlere oranla daha fazla öldürme olaylarının yaşandığını dile getirdi.

Prof. Dr. Sezen, kurban ibadetinin insanların et gıdasından azami derecede müşterek faydalanma, bu yolla sosyal yardım ve beslenmeye katkıda bulunma, bir şölen haline getirerek paylaşmayı artırma gibi bir çok olumlu faaliyeti beraberinde getirdiğini bildirdi.

Kurbanın, Hz. İbrahim'den sonra Allah'a bağlılık, şükran, saygı, yardım dileme, malından feragat gösterme, günah kefareti, Allah'ı anma, fakirlerin istifadesi gibi kavramlarla, İslamiyet'ten sonra anlam kazandığını kaydeden Sezen, kurbanın insanlığı olumlu yönde etkilediğini sözlerine ekledi.